Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/350 E. 2022/266 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/350 Esas
KARAR NO : 2022/266
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 28/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …’ın müteveffa … …’ın sevk ve idaresindeki araçta seyahat etmekteyken; Erzurum İli … İlçesi … Mahallesi mevkiinde meydana gelen trafik kazasında, kendisine isnat edilecek bir kusuru bulunmaksızın hayatını kaybettiğini, müvekkilin içerisinde yaşamını yitirdiği … plakalı aracın … Sigorta A.Ş şirketine zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… Soruşturma Numaralı soruşturma dosyasında toplanan deliller ışığında kusur raporu alındığını, müteveffa … …’a hiçbir şekilde kusur isnat edilmediğini, savcılık dosyasından kusur raporunun ve sair evrakların celbi halinde bu hususun sabit olduğunun görüleceğini, kusuru bulunmaksızın hayatını yitiren … …’ın yasal mirasçılarının müvekkilleri … … ve … … olduğunu, müteveffanın ölümünde kusuru olmadığı gibi mirasçıları olan davacı müvekkillerinin, müteveffa … …’ın desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın inşaat işçisi olup günlük 140-150 TL yevmiye ile çalıştığını, aylık geliri ortalama 3.900,00-TL olduğunu, bu hususta tanık dinlenmesi taleplerinin olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından mütefevvanın mirasçıları olan müvekkillerine kısmi ödeme yapıldığını ve ödemenin müvekkilleri tarafından fazlaya dair talep ve dava hakkı baki kalmak kaydı ile kabul edildiğini beyanlarla haklı davanın kabulü ile sigorta şirketince müvekkillerine yapılan kısmi ödemenin mahsubu ile karşılanmayan müvekkilinin gerçek maaşı ve geliri üzerinden hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının bilirkişi marifeti ile tespit edilmesini, tespit edilen tazminatın olay tarihi olan 10.10.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) ile sigortalanan … plakalı aracın 10.10.2017 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacıların desteği … …’ın vefat ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından, poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, kusur oranları tespit edildiğinde müvekkili şirket sigortalısının kusursuz olduğunun anlaşıldığını, davacının kaza geçirdiği araç ticari bir araç olmadığı gibi yapılan taşımanın da “hatır taşımasıdır” olduğunu, olaydaki kazada araç sürücüsünün alkollü olduğunun … Adli Tıp Grup Başkanlığı Otopsi Raporu ile tespit edildiğini, Adli Tıp Grup Başkanlığı … İhtisas Dairesi Raporu’na göre araç sürücüsü müteveffa … …’ın kanında 241 mg/dl etanol bulunduğunun tespit edildiğini, davacının araç sürücüsünün içkili olduğunu bildiği halde aracına binerek kusura katıldığını, davacıların desteğinin kusura katılmış olmasına rağmen müvekkili şirket tarafından davacılara, “gerçek zararlarından hiçbir indirim yapılmayarak” 35.754,00 TL ödeme yapıldığını ancak davacının gerçek zararı ödenmesine rağmen huzurdaki davanın açıldığını, davacının tüm zararları karşılandığından davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu olayda davacının dava dışı sürücü ile birlikte alkol aldığı, sarhoş sayılabilecek düzeyde alkol aldığı tespit edilen dava dışı sürücünün aracına bindiği, onun yüksek hızda seyretmesine engel olmadığı ve dava dışı sürücünün hem alkolün hem de yüksek hızın etkisiyle yaptığı kazada yaralandığını, Yargıtay kararlarında davacıya ödenecek tazminattan hem davacı hatır taşıması ile taşındığı için hatır taşıması indirimi hem de sürücünün alkol almasını ve hız yapmasını engellemediği için müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanlarla açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, çift taraflı ölümlü trafik kazası neticesinde mütevaffa … … ‘ın ölümü neticesinde destekten yoksun kalma tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminat talep edilip edilemeyeceği, var ise miktarının belirlenmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, … CBS 2017/… Soruşturma numaralı dosyası, emsal ücret araştırmaları, sosyo-ekonomik durum araştırması, hasar dosyası, SGK kayıtları, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Dairesi 21/04/2021 tarihli kusur raporu, 09/09/2019 tarihli veraset ilamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından … …’ın sigortalı tescil ve hizmet dökümünün, işyeri unvan bilgilerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verilerek davacıların sosyo-ekonomik durum araştırmasının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… Anonim Şirketi tarafından … numaralı hasar dosyası, ödeme dekontu ve poliçe bilgileri gönderilmiştir.
… Sendikası cevabi yazısı ile 2017 yılında bir inşaat işçisine ait ortalama ücret bilgilerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… soruşturma dosyasının mahkememizce celp edilerek yapılan incelemesinde; …, … … ve … …’ın müşteki sıfatıyla, müteveffa … …, müteveffa şüpheli … …’ın, mağdur şüphelinin … olarak bulunduğu dosyada taksirle ölüme neden olma suçundan işbu dosyada 13/03/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığında ilişkin karar verildiği görülmüştür.
… Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/… Talimat sayılı dosyasında tanık … alınan beyanında; “10/10/2017 yılında … … … …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … İli … İlçesinden … İlçesine inşaata çalışmaya geldikleri esnada trafik kazası meydana geldi, kaza sonucu … … ve … … hayatını kaybetti, müteveffa … … İlçesinde … İnşaatta kalıpçı ustası olarak çalışırdı, bildiğim kadarıyla … …’ın günlük yevmiyesi 135-TL idi, aylıkda 3,200-3,500-TL arası maaş alırdı, konaklama, yemek inşaat şirketine aitti, … …’ın mesaisi sabah 08:00 akşam 17:00-17:30’da biterdi, müteveffa … …’ın dini bayramlarda çalışması yoktu, milli bayramlarda ise çalışırdı, benim başkaca ekleyeceğim bir husus yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
05/04/2021 tarihli celsede dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verildiği, 21/04/2021 tarihli düzenlenen kusur raporu ile; “A) Sürücü … …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, B) Sürücü … …’nın kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 05/05/2021 tarihli dilekçesiyle rapora karşı itirazlarını dosyaya sunmuştur.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… talimat dosyasında tanık …’in beyanının alınamadığından bahisle talimatın iade edildiği anlaşılmıştır.
05/07/2021 tarihli ara karar ile; … Sendikası’ndan ( … ), … Odası’ndan, … ‘nden 2017 yılında bir inşaat işçisine ait ortalama ücret bilgisinin sorularak cevabi yazılar dosya içerisine alınmıştır.
Tüm eksik hususlar giderildikten sonra mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen 25/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özetle;
“Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada
ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları ve kazanın 10.10.2017 ‘de yani genel şartların
yürürlüğü girdiği 01.06.2015 tarihinden sonra ve ödemenin de 05.06.2018 ‘de yani Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce gerçekleştiği dikkate alınarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak 1,8 Teknik Faiz uygulanıp Aktüeryal yönteme göre hesaplama yapıldığı, Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de
Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel
Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından hesap tarihi itibariyle henüz bir yönetmelik yayınlamadığı için, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından
21.06.2021 tarihli T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/3089 E. , 2021/3441 K. ve 2021/2457 E. , 2021/3304
K. Sayılı İlamları dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-
2010 Yaşam tablosu kullanılarak progresif rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, davalı tarafından davacılara 05.06.2018 tarihinde toplam 35.754,00 TL,
ödeme yapıldığı görülmüş olup, hangi davacıya ne kadar ödeme yapıldığına dair herhangi bir detay tespit
edilemediğinden, yapılan ödemenin davacı anneye 17.887,00 TL, babaya da 17.887,00 TL yapıldığı varsayılarak
davacıların zararından bu tutarların güncellenerek tenzil edildiği, dava dışı SGK tarafından davacılara yapılan rücuya tabi herhangi bir ödemenin olmadığı, 05.06.2018 olan ödeme tarihine göre değerlendirildiğinde;
– davacı anne … … ‘ın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 Teknik Faizli Aktüeryal Yönteme göre
hesaplanan zararının 105.824,70 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %16,90 oranında karşılandığı,
– davacı baba … … ‘ın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 Teknik Faizli Aktüeryal Yönteme göre
hesaplanan zararının 88.854,57 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %20,13 oranında karşılandığı, 25.10.2021 olan Rapor/Hesap Tarihine göre değerlendirildiğinde;
– davacı anne … … ‘ın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemine göre hesaplanan
zararının 246.144,75 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk
zararının 222.797,56-TL olduğu, davacıların toplam bakiye zararının bakiye teminat limiti kapsamında garameten
paylaştırılması sonucu, bakiye teminat limiti kapsamında kalan garameten zararını 166.031,04 TL olduğu,
– davacı baba … … ‘ın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemine göre
hesaplanan zararının 195.372,39 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye
Destekten Yoksunluk zararının 172.025,20 TL olduğu, davacıların toplam bakiye zararının bakiye teminat limiti
kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, bakiye teminat limiti kapsamında kalan garameten zararını
128.194,96 TL olduğu…” şeklinde hesaplama yaparak kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 16/11/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı vekili ise 23/11/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna beyanda bulunmuştur.
24/11/2021 tarihli ara karar ile dosyanın davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmek üzere ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edilmesine karar verildiği, bilirkişi ek raporunda; “a) Sayın Mahkeme ‘nin 24.11.2021 tarihli ara kararı gereği davalı tarafın itirazlarının değerlendirildiği, b) Kök raporun geçerliliğini koruduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı vekili 07/02/2022 tarihli dilekçesiyle talep artırım dilekçesini dosyaya ibraz etmiş, harçlandırmış, talep artırım dilekçesinden bir suret davalı yana tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 21/02/2022 tarihli dilekçesiyle talep artırım dilekçesine karşı beyanlarını dosyaya ibraz etmiştir.
Dosya kapsamından; 15.10.2017 günü saat 21:40 sıralarında sürücü … … idaresindeki … plakalı otomobili ile … istikametinden … yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan yere geldiği esnada yolun karşı yön bölümüne girmiş ve aracının ön kısmıyla; kendi seyir şeridi içerisinde ilerlemekte olan sürücü … … idaresindeki … plakalı kamyonun ön kısmı ile çarpışması neticesi dava konusu … plakalı araçta yolculuk eden … …’ın hayatını kaybettiği, bu sebeple işbu maddi tazminat istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu olayın meydana gelmesinde, sürücü … …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü … …’nın kusursuz olduğu, mahkememizce alınan 21/04/202 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporuyla tespit edilmekle;
Davalı … ( … ) Sigorta A.Ş. tarafından davacılara 05/06/2018 tarihinde toplam 35.754,00.-TL
ödeme yapıldığı görülmüştür. Bu ödeme ile hangi davacıya ne kadar ödeme yapıldığına dair dosya kapsamında herhangi bir detay tespit
edilememiştir.
Mahkememizce alınan aktüer bilirkişi raporu ile; davacı anne … …‘ın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemine göre hesaplanan
zararının 246.144,75 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk
zarının 222.797,56 TL olduğu, davacıların toplam bakiye zararının bakiye teminat limiti kapsamında garameten
paylaştırılması sonucu, bakiye teminat limiti kapsamında kalan garameten zararını 166.031,04 TL olduğu,
davacı baba … …‘ın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemine göre
hesaplanan zararının 195.372,39 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye
destekten Yoksunluk zarının 172.025,20 TL olduğu, davacıların toplam bakiye zararının bakiye teminat limiti
kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, bakiye teminat limiti kapsamında kalan garameten zararını
128.194,96 TL olduğu tespit edilmiştir. Yapılan ödemenin davacı anneye 17.887,00 TL, babaya da 17.887,00 TL yapıldığı varsayılarak
davacıların zararından bu tutarların güncellenerek tenzil edildiği belirtilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 44. Madde) öngörülen sebepler,daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi, rızanın, diğer bir takım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Bu duruma yargısal kararlarda en sık rastlanılan örnek;içkili sürücünün arabasına, onun bu durumunu bilerek binen bir kişinin, meydana gelebilecek zarara önceden, kapalı bir şekilde razı olduğunun kabulü yönündedir. Makul bir insanın aynı şartlarda kendi yararı gereğince yapmaması gereken harekette bulunması da, zarar görenin ortak kusurunu ifade etmektedir. Zarar görenin bu kusuru, illiyet bağını kesmeyecek yoğunlukta ise tazminattan bir indirim sebebidir. Burada da hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, hakkaniyet düşüncesiyle indirim yapabilecektir.
Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir.(EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582)
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterli iken, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasını ifade etmektedir.
Somut olayda; dava dışı araç sürücüsünün aracında yolcu olarak bulunan davacının araç sürücüsünün arkadaşı olduğu ve herhangi bir menfaat karşılığı taşıma gerçekleşmediğinden, davacının araca kendi isteğiyle bindiği soruşturma aşamasındaki ifade tutanaklarında sabit olduğu ilişkinin hatır taşıması olduğu kanaat edilerek tazminattan %20 oranında indirim yapılmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/7624 Esas 2018/ … Karar sayılı ilamı).
Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında desteğin emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusur uygulanma koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren 61.FM.142 plakalı aracın
davalı sigorta şirketine … ZMMS numarası ile poliçelendiği, davalı sigorta şirketine sigortalı aracın
maliki/işleteninin, sürücüsünün kusuru nispetinde davalının kişi başına sakatlanma
ve ölüm teminatı limitinde sorumluluğu bulunduğu ve maddi zararın sigorta teminat limitini altında kalmakta olduğu anlaşılmakla; davacıların dosya kapsamında alınan aktüer bilirkişi raporuyla tespit edilen bakiye maddi tazminat tutarının davacının kusursuzluğu ve hatır taşıması yapıldığı da göz önüne alınarak davalının davacılara 05/06/2018 tarihinde ödemede bulunduğu anlaşılmakla davalı şirketin 05/06/2018 tarihinde( kısa kararda maddi hata yapılarak sehven kaza tarihi 10/10/2017 yazılmış bu husus gerekçeli kararda düzeltilmiştir.) temerrüde düştüğü anlaşılmakla; bu doğrultuda karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/ … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 15/04/2019 tarihli A-3 belge nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile;
Takdiren %20’si oranında hatır taşıması indirimi yapılarak, davacı … … için 102.555,97‬.-TL, davacı … … için 132.824,84.-TL olmak üzere toplam 235.380,78.-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 16.078,86.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin ve tamamlama harcı olan 1.015,17.-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 15.063,69.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- 24.926,65.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4- Davalı lehine vekalet ücret takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 512,70.-TL , bir bilirkişi ücreti 900,00.-TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 6,40.-TL vekalet harcı, peşin ve tamamlama harcı 1.015,17.-TL, ATK faturası 700,00.-TL olmak üzere toplam 3.178,67‬.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır