Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/332 E. 2021/812 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/332 Esas
KARAR NO : 2021/812 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/06/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … … 23/06/2018 tarihinde sürücüsü tam kusurlu plakası belirlenememiş bir aracın yapmış olduğu çift taraflı kazada yaralanmış ve bir gözünü kaybetmiş, kafasında ve vücudunda muhtelif yerlerinde kalıcı hasarların meydana geldiğini, konuyla ilgili … CBS tarafından yürütülen 2018/… sor. sayılı dosya ile soruşturmanın devam ettiğini, kaza nedeniyle … Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, yasal sürede davalı başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafından verilen yazı cevabı ile müvekkilin sakatlık oranını gösterir heyet raporu istendiğini heyet raporu 1 yıl geçmeden hastaneler tarafından heyet raporu verilmediğini, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını beyan ve gerekçelerle 100,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkilime ödenmesini, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; kuruma başvuru yapıldığını, 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini, verilen cevapta resmi ve yetkili bir hastanede alınacak sağlık kurulu raporu aslı evrak eksikliklerinin giderilmesinin beklediği sonrasında talebin değerlendirmeye alınacağı bildirildiğini, davacının eksik belgeler temin edilmeden doğrudan dava yoluna başvurmasının kanuna aykırı olduğunu, 23/06/2018 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın neden olduğu kazada davacı sakat kaldığını, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kaza ile ilgili davacı vekili kazanın ve sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç neden olduğunu, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini beyan ve gerekçelerle itirazlarının kabulü ile davanın reddini, ATK’den veya yetkili bir hastaneden rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, avans faiz talebinin reddi ile, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın; meydana gelen çift taraflı yaralamalı trafik kazası neticesinde kimin sorumlu olduğu, kusur durumunun ve maluliyet oranının ne miktarda olduğu, maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu, dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda; 1973 doğumlu … oğlu … …’ın 23.06.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda oluşan arızaları nedeniyle 30.03.2013 tarihinde 28603 sayıyla Resmi Gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre; Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %78(yetmişsekiz) olduğu, tıbbi iyileşme süreci dikkate alındığında 9(dokuz) ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 2(iki) tam gün bakıcı ihtiyacı olduğu devamlı suretle başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı, tıbbi tespiti ile takdiri yüce mahkemenin olmak üzere saygı ile arz etmişlerdir.
… Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 21.12.2020 tarihli kusur raporunda özetle; kazanın yerleşim yeri dışındaki azami hız limiti saatte 70 km olan köy yolunda meydana geldiği, kaza mahallindeki yolun; 7.1 metre genişlikte, çift yönlü, yatayda düz, düşeyde eğimsiz ve asfalt kaplama olduğu, olay anında vaktin gündüz, görüşün açık ve yol yüzeyinin kuru olduğu, 63 metre mesafede sollama yasağı ve sağa sola viraj levhaları bulunduğu, olay mahalli yolda sürücü … ve davacı sürücünün seyir istikametine sollama yasağı olduğunu gösteren devamlı düz şerit çizgisi bulunduğu ve olay mahalli zemini üzerinde lastik izi tespit edildiği kaza sonrası düzenlenen tespit tutanağı içeriğinden anlaşılmıştır.Kaza tespit tutanağının olayın özeti bölümünde; motosiklet sürücüsünün herhangi bir kusur ve kabahatine rastlanmadığı, sürücü …’in 2918 sayılı K.T.K.’nin 53/1-a (sağa dönüş kurallarına riayet etmemek) kuralını ihlal ettiği kanaati belirtilmiştir.Sürücü … 23.06.2018 tarihli ifadesinde özetle; “…Ben 23 06.2018 günü eski … yolunda … ilinden … mahallesinde bulunan … taş ocağına kum almak için … plakalı araç ile gidiyordum. Yaklaşık 1 kilometre gittikten sonra taş ocağının bulunduğu istikamete doğru sağa döndüğüm esnada bir kişinin motosikleti ile birlikte yerde yattığını ve yaralı halde olduğunu gördüm. Aracem ile sağa dönüşümü tamamladıktan sonra hemen araçtan inerek şahsın yanına gittim. Şahıs baygın halde yatıyordu. Ben şahsın yanına geldiğimde kazayı gören başka kişiler şahsın başına gelmişti Ben şahsın yanına geldiğimde şahsın yaralı olduğunu görünce beni kan tuttuğundan ben heyacanlandım ve orada bulunan kişiler 112 acil servisi aradığından yapılacak başka bir şey kalmadığını düşünerek olay yerinden ayrıldım…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı sürücü … … 04.03.2019 tarihli ifadesinde özetle; “…Olay günü kendime ait olan … plakalı motosikleti kullanıyordum. Sağ şekilde yavaş bir şekilde ilerlediğim sırada soluma kırmızı renkli ve yanlarında sarı renk kuşak olan bir çekici geldi ve bir anda ön sağ lastiği ile bana vurdu. Çarpmanın etkisi ile başımı aracın kaportasına vurdum. Olay esnasında başımda olan kaskta çıktı. Aracın bana çarpması ile ben havaya fırladım ve başımı taşa çarptım olay esnasında bana çarpanın kırmızı renkli yanlarında sarı kuşak olduğunu hatırlıyorum. Bu araç kamyonda olabilir tır da olabilir olay anlık geliştiği için tam olarak aracın tır veya kamyon olduğunu bilmiyorum. Aracın arka tarafını görmedim ön tarafını gördüm. Bana çarpan kişinin kim olduğunu bilmiyorum sadece olay esnasında olayın ön kupasını gördüm. Bana araç çarptıktan sonra ben kendimden geçtim…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, dava dilekçeleri, beyanlar ve kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup Sürücü …; idaresindeki çekici ile seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi, olay mahalli zemini üzerindeki devamlı düz şerit çizgisinin varlığını dikkate alarak önünde seyretmekte olan davacı idaresindeki motosiklet ile arasındaki güvenli takip mesafesini koruması ve dönüşünü istikamet şeridi üzerinden kontrollü ve tedbirli bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmeyip, istikamet şeridini takiben seyretmekte olan motosiklet solundan geçmek sureti ile kontrolsüz bir şekilde dönüşe geçerek sebebiyet verdiği dava konusu olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı sürücü … … idaresindeki motosiklet ile istikamet şeridini takiben seyrettiği sırada gerçekleşen olayda hatalı tutum ve davranışı görülmediğinden sonuç üzerinde atfı kabil kusuru olmadığından kusursuz olduğu kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda bilirkişi …’dan alınan 15/02/2021 tarihli bilirkişi aktüer raporunda; 17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ve Karayolları Trafik Kanun’undaki değişiklik uyarınca ve de … Hukuk Dairesinin İstinaf Kararı da dikkate alınarak kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya, ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak PMF-1931 tablosu kullanılarak Progresif Rant Yönetmine göre hesap yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde davalı … ya da dava dışı SGK tarafından davacı … … ‘a yapılan herhangi bir Bakıcı Gideri, Geçici ya da Sürekli İş Göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının hesaplanan zararından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığı, davacı … … ‘ın hesaplanan Geçici İş Göremezlik Tazminatı tutarının 15.728,45 TL olduğu, davacı … … ‘ın hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Tazminatı tutarının 627.113,25 TL olduğu, davacı … … ‘ın toplam Geçici Sürekli İş Göremezlik zararının Sakatlanma ve Ölüm Teminatı Limiti kapsamında kalan 360.000,00 TL kısmında … “nın sorumlu olduğu, davacı … …’ın hesaplanan Bakıcı Gideri zararı tutarının 4.059,00 TL olduğu, davacı … …’ın Bakıcı Gideri zararının Sağlık Giderleri Teminatı Limiti kapsamında kalan 4.059,00 TL kısmında … “nın sorumlu olduğu, görüş ve kanaatine varılmış mahkemenize ait olmak üzere, iş bu bilirkişi raporunu takdir ve tensiplerinize saygılarınla arz etmiştir.
Aktüer Bilirkişi kök raporu taraf vekillerine tebliğ olmuş, davalı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi verilmiş, davacı vekilince ıslah dilekçesi verilmiş ve davalı vekiline ıslah dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davacı vekiline netice talep kısmını açıklaması için süre verilmiş ve Yargıtay’ın güncel hesaplama kriterlerine göre ve itirazlar doğrultusunda mevcut bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
Mahkememizin 25/05/2021 tarihli ara kararı doğrultusunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin son içtihatları uyarınca aktüer hesaplamalarının THR-2010 yaşam tablosu esas alınarak Progresif Rant Yönetimine (%10 arttırım %10 azaltım) göre tekrardan hesaplama yapılması yönünde mevcut bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosya ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Vedat Aykırı’nın 02/06/2021 tarihli raporunda; sayın mahkemenin ara kararındaki görevlendirmesi neticesinde en güncel yüksek yargı kararlarından bir olan T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/3292E. 2021/1848K. Sayılı ilamında belirtildiği şekilde TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Teknik Faiz uygulamaksızın Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde davalı … ya da dava dışı SGK tarafından davacı … …’a yapılan herhangi bir Bakıcı Gideri, Geçici ya da Sürekli İş Göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının hesaplanan zararından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığı, davacı … … ‘ın hesaplanan Geçici İş Göremezlik Tazminatı tutarının 16.168,08 TL olduğu, davacı … … ‘ın hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Tazminatı tutarının 737.208,42 TL olduğu, davacı … … “ın toplam Geçici Sürekli İş Göremezlik zararının Sakatlanma ve Ölüm Teminatı Limiti kapsamında kalan 360.000,00 TL kısmında …’nın sorumlu olduğu, davacı … … ‘ın hesaplanan Bakıcı Gideri zararı tutarının 4.059,00 TL olduğu, davacı … …’ın Bakıcı Gideri zararının Sağlık Giderleri Teminatı Limiti kapsamında kalan 4.059,00 TL kısmında …’nın sorumlu olduğu kanaatine varılmış olup, bilirkişi raporunu takdir ve tensiplerinize saygılarınla arz etmiştir.
Aktüer bilirkişi ek raporu taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı vekilince ek rapora karşı itiraz dilekçesi verilmiş, davacı vekilince netice talep açıklanmasına ve ıslaha dair dilekçe verilmiş ve davalı vekiline de tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine yönelik tazminat istemine ilişkindir.
5684 sy. Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve … Yönetmeliği’nin 9. Maddeleri gereğince; zorunlu sigortalarla ilgili olarak, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, Sigorta şirketinin ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için, çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, KTK uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde kişiye gelen bedensel zararlar için …’na gidilebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir.
Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru halinde eklenmesi gereken belgelere madde metninde açıkça yer verilmemiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.1 maddesinde ise kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeler ifadesi kullanılarak tek tek belgelerin sayılması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca sigortacının hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sigorta şirketi için belirlenen sekiz günlük ödeme süresinin başlangıcı için önem taşıyacaktır.
Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede/tahkimde dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen Sigorta şirketine başvuru koşulu da mahiyeti itibariyle eksik evrakların tamamlanması ya da dava tarihinden sonra başvuru yapılması suretiyle her zaman giderilmesi mümkün olduğundan usul ekonomisi ilkesi gereğince tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b maddesinde” Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … nın sorumluluğu 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklinde düzenlenmiştir.
KTK’nın 98. maddesine göre ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır (Ek cümle: 04/04/2015-6645 S.K./60. Md )Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve … nca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için … tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve … nın bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve … tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Sigorta şirketleri ve …ndan Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar sağlık bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenir.Trafik kazası sebebiyle sağlık bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve sağlık bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesiyle sigorta şirketinin ve … nın sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98.maddesine bağlamıştır.
Ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98.maddesinde değişiklik yapılarak “geçici bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Sigorta Şirketleri ve …nın sorumluluğunun sona erdiği” yönünde değişiklik yapılmadığından Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesi kadük kalmıştır/ yürürlüğe girmemiştir. Başka bir ifadeyle halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinde, yeni Genel Şartlarda ki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketleri ve … nın sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98.madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edecektir.
Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa … ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2021/3142 E. – 2021/2020 K. Sayılı kararında da; “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki, sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasına dair usullere ilişkin Ek 3 nolu cetvelin 3. maddesinde, “hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır” düzenlemesine; 4. maddesinde, “hesaplamalarda,iskonto oranı (teknik faiz), % 1,8 olarak dikkate alınır, iskonto oranı gerekli görülen hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellenir” düzenlemesine; 8. maddesinde ise, “tazminat, ax,n formülü ile hesaplanır. Tazminat hesaplanırken Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant formülü esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/… E-202/… K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.” denilmekle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası hesaplama yöntemi belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal karar ve Yargıtay tarafından kabul edilen Karma (TRH yaşam tablosu ve prograsiv rant sistemine göre) yönteme göre yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; … İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince 23.06.2018 tarihinde düzenlenen 2018/… nolu kaza tespit tutanağına göre; … … plakalı motosikleti ile kendi şeridinde giderken sürücüsünü tanımadığı bir (Tır) çekicinin kendisini hızlı bir şekilde sollayarak aniden sağ tarafına doğru dönüş yapmak isterken çekicinin sağ ön köşesinin motosikletin sol ön direksiyon kısmına çarpması neticesi kazanın meydana geldiği, çarpan dava dışı sürücünün tanık beyanlarına göre olay mahallini terk ettiği, kazanın oluşumunda motosiklet sürücüsü … …’ın kusuruna rastlanmadığını, … plakalı çekici sürücüsü … Demir’in KTK 53/1-a “Sağa dönüş kurallarına riayet etmemek” kuralını ihlal ettiği tespit edilmiştir. … CBS 2018/… soruşturma dosyasında şüpheli hakkında yeterli delil elde edilemediğinden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, dosyanın daimi aramaya bırakıldığı anlaşılmıştır.
Ekonomik ve sosyal araştırma raporunun düzenlendiği, aile nüfus kaydı, malvarlığına dair uyap sorgulamaları yapıldığı, herhangi bir düzenli aylık maaş gelirinin olmadığı, evli ve 2 çocuklu olduğu, SGK’dan geçici iş göremezlik ödeneği veyahut başkaca kazaya bağlı davacıya ödeme yapılmadığı, gelir bağlanmadığı tespit edilmiştir. Hasar dosyası, tedavi kayıtları toplanmış ve … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… Talimat sayılı dosyadan davacının maluliyetine dair rapor düzenlenmiştir. … Tıp Fakültesi Sağlık Kurulu Heyeti’nin 24.03.2020 tarihi raporu uyarınca; 1973 doğumlu … oğlu … …”ın 23.06.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda oluşan arızaları nedeniyle 30.03.2013 tarihinde 28603 sayıyla Resmi Gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre; Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %78(yetmişsekiz) olduğu, Tıbbi iyileşme süreci dikkate alındığında 9 (dokuz) ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu, İyileşme dönemi içerisinde 2 (iki)ay tam gün bakıcı ihtiyacı olduğu, devamlı surette başkasının bakımına muhtaç olmadığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki belge ve bilgiler incelendiğinde aktüer bilirkişi raporundaki; T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2019/ … E. 2021/ … K. Sayılı ilamında belirtildiği şekilde TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Teknik Faiz uygulamaksızın Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, Davacı … … ‘ın hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Tazminatı tutarının 737.208,42 TL olduğu, Davacı … … ‘ın toplam Geçici/ Sürekli İş Göremezlik zararının Sakatlanma ve Ölüm Teminatı Limiti kapsamında kalan 360.000,00 TL kısmında …’nın sorumlu olduğu, Davacı … …’ın hesaplanan Bakıcı Gideri zararı tutarının 4.059,00 TL olduğu, Davacı … …’ın Bakıcı Gideri zararının Sağlık Giderleri Teminatı Limiti kapsamında kalan 4.059,00 TL kısmında … ‘nın sorumlu olduğu tespitleri yerinde görülerek rapor doğrultusunda taleple bağlı kalınarak hüküm tesis edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 18/10/2018 tarih, 2015/… E. ve 2018/… K.sayılı kararında açıklandığı üzere “… yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz
edilerek … Yönetmeliği’nin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.”. … tarafından mahkemeye gönderilen hasar dosyası kapsamından, davacının davalı …’na 26.04.2019 tarihinde başvurduğu anlaşılmakla, davalının temerrüt tarihinin 09.05.2019 tarihi olduğu tespit edilmiştir.
HUAK 18/A- (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucu … ‘e ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 28/05/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile;
Sürekli iş görememezlik tazminatı olan 360.000,00 TL’nin 09.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber (sigorta limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.059,00 TL bakıcı gideri tazminatının (sigorta limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydıyla) 09.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 33.934,13TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 24.868,90-TL harcın peşin alınan 44,40-TL+1.244,24 TL ıslah harcının 1.288,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 23.580,26-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL+1.244,24 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.288,64 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan 35 adet posta-tebligat gideri toplamı 359,45-TL, 7 adet bilirkişi ücreti 2.600,00-TL, adli tip fatura ödemesi 300,00 TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 6,40.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.310,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır