Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/290 E. 2021/785 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/290 Esas
KARAR NO : 2021/785
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Denetim ve yönetimine … tarafından el konulan dava dışı banka tarafından yine dava dışı bir kısım borçlulara kredi kullandırılmış olup davalı borçlu tarafından da işbu genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatları ile imza atılmış bulunduğunu, kredinin zamanında ödenmemesi üzerinde dava dışı banka tarafından kredi hesaplarının kat edildiğini ve borçluların bankaya bildirdiği adresine ihtarnameler gönderildiğini, gerek ihtarnamelerin tebliği gerekse Genel Kredi Sözleşmesi’nin 52. Maddesi hükümleri mucibince temerrüt gerçekleşmiş olduğunu, davaya / takibe konu alacakların ise dava dışı bankanın yönetimi ve denetimine … tarafından el konulması ile …’ye devir ve temlik edilmiş olup … undan da müvekkili … A.Ş. tarafından devir ve temlik alındığını, daha sonra … A.Ş.’ nin … A.Ş. ile birleşmiş olup bu nedenle işbu davada ve alacakla ilgili bundan böyle … A.Ş.’nin nazara alınması gerektiğini, davalı borçlu ve dava dışı borçlularca borcun ödenmemesi üzerine söz konusu temlik sözleşmelerine istinaden davalılar aleyhine … İcra Müdürlüğü’ nün 2013/… E. Sayılı dosyası üzerinden Genel Kredi Sözleşmeleri ile ihtarnamede yazılı şartlar mucibince icra takibi başlatıldığını ve takip kapsamında ödeme emri borçlulara tebliğ edildiğini, icra dosyasından borçlulara yapılan tebligata karşın ise bu kez davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilmiş olup söz konusu itirazın taraflarına 11.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, itirazın iptali davası açılmasından öncesinde ise 06.05.2019 tarihinde gerek dava ön şartının yerine getirilmesi ve gerekse karşılıklı anlaşma zemini aranması amacıyla zorunlu unsur olarak arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve bu yolla dava açma süresinin kesildiğini, bu kez yapılan görüşmelerde karşılıklı bir anlaşma sağlanamaması neticesinde 29.05.2019 tarihinde Arabuluculuk Son Tutanağının imza altına alındığını ve aynı gün işbu davanın ikamesiyle 1 yıllık süresi içerisinde davalı borçlunun itirazlarının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi için mahkemeye başvurma zaruriyeti doğduğunu, davalı tarafından her ne kadar itiraz dilekçesiyle takip konusu borcun zamanaşımını uğradığı iddia edilmekte ise de; davalının bu yöndeki itirazlarının da sair iddiaları gibi kanuni dayanaktan uzak olup açıkça alacaklarının tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, dava konusu alacakların … tarafından temlik veren bankanın yönetim ve denetimine el konulması ile devir ve temlik alındığını ve müvekkili şirkete temlik edildiğini, müvekkili şirketin kurucu ortağı … olup ayrıca … A.Ş.’nin de birleşmeden önce tamamı hissesinin ise …’ye ait olup, müvekkili firmanın kurucu ortağının ve daha evvel de tamamı hissesinin …’ye ait olması nedeniyle müvekkili … iştiraki yani bir kamu kurumu iştiraki olup ayrıca takip tarihi itibariyle de alacaklar ilk temlik işlemlerine bağlı olarak Fon alacağı olduğunu, konuyla ilgili olarak öncelikle Bankacılık Kanunu’nun 143/3 maddesi ; “fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketleri, fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu kanunun 132 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 138 nci maddesinin beşinci fıkrasında fona tanınan hak ve yetkileri kullanır.” Hükmünü getirmiş bulunduğu, Bankacılık Kanunu’nun 132/8 maddesi ise; “bu kanunun 107 nci maddesi uyarınca bir bankanın alacaklarının devralınması halinde bu alacaklar, devir tarihi itibarıyla fon alacağı haline gelir” denildiğini, aynı kanunun 141. maddesi ise; “bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır.” hükmünün bulunduğu , ilgili kanuni düzenleme dâhilinde mahkemece de takdir edileceği üzere dava konusu alacakla ilgili alacağın fon alacağı haline dönüşmüş olması sebebiyle 20 yıllık zamanaşımı süresine olduğunu ve icra takibi ile birlikte zamanaşımı sürelerinin bir kez daha katedildiğini, dava konusu hak ve alacakların Bankacılık Kanunu’ nda yer alan açık düzenlemeler gereği 20 yıllık zamanaşımı süresine dahil olup dava konusu uyuşmazlıklarda TBK öncesindeki yasal düzenlemelere tabi olduğunu, açıklanan nedenlerle nazara alınacak diğer tüm sebeplerle fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; borçlunun icra dosyasına karşı yapılmış itirazının 37.313,48 TL asıl alacak, 427.511,49 TL işlemiş faiz, 21.375,57 TL BSMV olmak üzere toplam 486.200,54 TL’lik kısmının itirazının iptali ile alacaklarının bu talepler dâhilinde takip talebinde yazılı faiz oranı olan %27,50 temerrüt faizi ile devamına ve davalının % 20’dan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine ve dava masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu genel kredi sözleşmesinin bir tüketici işlemi olup huzurdaki davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın her ne kadar Ticaret Mahkemesinde dava açmış ise de davaya konu genel kredi sözleşmesinin bir tüketici işlemi olduğunu, dava dışı şirketin yine dava dışı … A.Ş.’nin müşterisi olup genel kredi sözleşmesini tüketici sıfatı ile akdedildiğini, tüzel kişi tacirlerin de birtakım işlemlerinde tüketici sıfatı taşımasının mümkün olduğunu, tüketici işlemlerinden kaynaklanan davalarda ise görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olup davanın görevsizlik nedeniyle reddi gerektiğini, dava ve davaya konu takibin yetkili yerde açılmamış olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin Trabzon icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu, taraflarınca … İcra Müdürlüğü’ nün 2013/… E. Sayılı dosyaya sunulan itiraz dilekçesinde de yer verildiği üzere müvekkilinin adresinin … /TRABZON olduğunu, diğer borçlu görünen kişilerin adresinin de Trabzon olarak görünmekte olup HMK genel yetki kuralı gereği yetkili mahkeme “Davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Bu nedenle yetkili mahkeme ve icra daireleri müvekkilin adresinin bağlı olduğu Trabzon İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki davada alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu icra takibinde mevcut faiz ve buna bağlı olarak hesaplanan bsmvnin fahiş nitelikte olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını belirterek açıklanan nedenler ile mahkememizin görevsizliğine ve yetkisizliğine, mahkememizce aksi kanaatte olunması halinde davanın öncelikle usulden reddine, bu talepleri kabul görmemesi halinde ise davanın esastan reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi sebebi ile davacı taraf aleyhine icra takibinde belirtilen alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… İcra Müdürlüğü’ nün 2013/… E. Sayılı dosyası, … A.Ş ‘nin, … Tapu Müdürlüğü’ nün, …’nin, … Tapu Müdürlüğü’ nün, … Valiliği’ nin, … Emniyet Müdürlüğü’nün, … ‘ın, … Bankası’nın, … Belediyesi’nin , … noterliğinin yazı cevapları bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine açılan İİK. 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün 2013/… E sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlular … Şti., … …, … …, … …, …aleyhine toplam 577.114, 74 TL alacağın tahsili için 26.06.2013 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlu- dosyamız davalısı … …’ ın süresinde borca, faize ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu icra takibinin dayanağını oluşturan ve aslı dosyaya sunulamayan 19.07.1995 tarihli genel kredi sözleşmesinin incelenmesi neticesinde davalının müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, sözleşmede İstanbul İcra Dairelerini ve Mahkemelerini yetkili kılan bir yetki şartı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Takip dosyasının incelenmesinde, davalının … adresine tebligatın yapıldığı, dava dilekçesi ve eklerinin davalının … adresine tebliğ edildiği görülmüştür.
İtirazın iptali davasında dava koşullarından biri yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunması ve borçluya yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilmiş olmasıdır.
Somut olayda davalı tarafından borçla birlikte süresinde icra dairesinin yetkisine de itirazda bulunulduğu, itirazın iptali davasında dava koşullarından biri yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunması ve borçluya yetkili icra dairesinden ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması gerekmekte olup dava konusu icra takibinin dayanağını oluşturan dosyada bulunan genel kredi sözleşmesinin … A.Ş. … Şubesi ile davalı arasında akdedildiği, davalının ikametgahının Ortahisar/ Trabzon olduğu, sözleşmede İstanbul İcra Dairelerini ve Mahkemelerini yetkili kılan bir yetki şartı bulunmadığı, aranılacak borçlarda TBK 89.maddenin uygulanamayacağı nazara alındığında takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olduğu analaşılmakla ve … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin 17.07.2020 tarih ve 2020/… esas, 2020/789 karar sayılı ilamı ile … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin 03.05.2018 tarih, 2018/… Es. ve 2018/… K. sayılı ilamı göz önüne alınarak icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13)fıkrası : “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” 14. Fıkrası ;”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri uyarınca davalı tarafın arabuluculuk toplantısına katılmayıp görüşmelerin sonlandığı son anlaşamama tutanağı düzenlendiği ve arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1320 TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-İcra Dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 44,40 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/202

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır