Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/275 E. 2020/488 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/275 Esas
KARAR NO : 2020/488
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekilinin 29/08/2017 tarihinde içinde … ürün olan kargosunun … adlı kişiye gönderilmesi için … Kargo … ve … A.Ş firması ile anlaşmış olduğunu ve kargosunu … fatura numarası ile davalı firma çalışanına teslim ettiğini, taşıma işlemi için … kargo tarafından düzenlenen fatura örneğini sunduklarını, kargo sözleşmesinde belirtildiği üzere davalı kargo firmasının teslim aldığı ürünleri en geç 72 saat içinde alıcıya teslim etmesi gerektiğini, ancak davalı firma tarafından kargonun teslim edilmediğini, iletişime geçtiklerini ancak herhangi bir açıklama yapılmadığını, kargonun alıcıya ulaşmadığı anlaşılınca kaybolduğunun ortaya çıktığını, davacı müvekklilinin kargonun alıcıya teslim edilmemesi sababiyle hem ürünün bedeli kadar zarara uğradığını hem de sürekli olarak iş yaptığı müşterisi ile ticari ilişkilerinin bozulduğunu, kargo ile gönderilen ürünün … olduğunu, ürünün bedelinin 5.900,00.-TL olduğunu, taşıyıcı firma ve çalışanlarının teslim edilecek kargoyu emniyetli şekilde taşımak ve sağlam şekilde ulaştırmak için gerekli bütün önlemleri alması ve basiretli şekilde davranması gerektiğinin açık olduğunu, davanın kabulü ile şimdilik 5.900,00.-TL maddi tazminatın, ürünün davalı tarafça kayıp kabul edildiği ve zararın oluştuğu 08/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kabul anlamamına gelmemekle birlikte taleplerin tamamının zaman aşımına uğradığını, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmede hukuki yararının bulunmadığını, HMK 107 md gereğince hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, müvekkilinin şirket sektöründe öncü bir firma olduğunu, mezkur taşımada müvekkiline izafe edilebilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, teslim anında kargonun içeriği ve değerinin müvekkili şirkete bildirilmediğini, davacı tarafından kargo faturalardan da anlaşılacağı üzere 1 paketin bulunduğu ancak gönderi içeriğinin bildirilmediğini, müvekkili şirketin kargo gönderilene ilişkin içerik bakmasının yasak olduğunu, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşulların bulunmadığını, davacının fahiş tazminat talebinin yersiz ve dayanaksız olduğunu davanın öncelikle usulden reddini, esasa ilişkin ise müvekkili şirkete yüklenilecek bir sorumluluk bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi, ekleri, fatura örneği, kargo sözleşmesi, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Davalının süresinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu, TTK’nun zamanaşımını düzenleyen 855.maddesi, “gönderilen veya göndericinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanan haklarını eşyanın teslimi tarihinden itibaren 1 yıl içinde kullanabilir” hükmünü taşımakta olup dava konusu uyuşmazlıkta 29/08/2017 tarihli taşımaya ilişkin 24/10/2017 tarihinde davacı tarafından davalı aleyhine … Tüketici Mahkemesi’nin 2017/832 E. Sayılı dosya kapsamında davanın açıldığı böylelikle zaman aşımının kesildiği dikkate alındığından zaman aşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; dosya üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafın kargo teslim aşamasında taşınacak olan ürün muhteviyatını belirtmediği, taşıma esnasında kaybolan ürünün 37 gün sonra davalı beyanınca bulunduğu dolayısıyla ortada geç teslimat durumunun tespit edildiği, bulunan ürünün davacıya teslim edilememesi durumunda taşıyıcı olan davalının taşınan yük ile ilgili özel bir durum, fayda ve değer taşıma irsaliyesinde belirtilmediyse TTK ‘ca sorumluluğunun bulunduğunu, ayrıca Karayolları Taşıma Yönetmeliği Mevzuatınca da gönderen, taşıyıcıya taşınan yük ile ilgili bilgileri eksiksiz olarak bildirmek ile yüküm olduğunu, aksi halde doğacak sorunlardan göndericinin sorumlu olduğunun açıkca izah edildiğini, taşıma esnasında kaybolan emtia 37 gün sonra davacıya geri teslim edildiyse taşıyıcıya geç teslimattan dolayı tazmin edilcecek ve davacıya ödenek olan tutarın TTK 882/3 bendince hesaplanacağını ve bu miktarın 28,77-TL olduğunu, taşıma esnasında kaybolan ve daha sonra bulunan emtia davacıya geri teslim edilmedi ise kaybolan emtiadan ötürü tazmin edilecek ve davacıya ödenecek olan tutarın kanunen TTK 882/1 bendince emtianın brüt kilogramı x 8,33 SDR üzerinden hesaplanacağını, taşınan emtianın 10 kg olduğu, hesaplanan tutarın 408,35-TL olduğuna ilişkin görüş ve kanaatini içeren raporunu dosyaya ibraz etmiştir.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden, davacı tarafından dava dışı kişiye gönderilmek üzere 1 paket emtianın davalıya teslim edildiği taraflar arasında çekişmesiz olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar davalıya teslim edilen taşıma konusu paketin alıcısına teslim edilip edilmediği ve paketin içeriğinde ne olduğu ile bu kapsamda davalının sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise sorumlu olduğu miktarın ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü noktasında aşılması gereken ilk husus davalı tarafça taşınmak üzere teslim alınan emtianın alıcısına teslim edilip edilmediğidir. Bu hususta ispat yükü davalı taşıyıcıda bulunmaktadır. Davalı taraf dava konusu emtianın alıcısına teslim edildiğinin ispatına yönelik olarak herhangi bir belge sunmadığından davalının teslim aldığı eşyayı alıcısına teslim etmediği ve taşınmak üzere teslim alınan eşyanın zayi olduğu sonucuna varılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumludur. Taşıyıcı aynı zamanda adamlarının görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden de kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur (TTK m.879). Somut olayda, ziyaın taşıma sırasında meydana geldiği açık bulunduğundan davalının Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi gereğince somut olayda meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalının meydana gelen zarar nedeniyle sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla tazminata esas alınacak değer de TTK’nın 880. maddesinde belirlenmiş olup, taşıyıcının sorumluluğu kural olarak, eşyanın tamamı değerini kaybetmişse tamamının, eşyanın bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır (TTK m. 882/2). Ancak, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı Kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz (TTK m. 886)
Ancak 1 paket ve 10 kg ağırlığında içeriği bilinmeyen eşyanın kaybedilmiş olması nedeniyle davacının bir miktar zarara uğradığı açık bulunmakta ise de, bu zararın miktarının belirlenmesinde bir ölçünün esas alınması gerekmektedir. Bu kapsamda kaybolan eşyanın niteliği dahi bilinmediğinden olayın oluş şekli vb. nedenlerin tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınamayacak olup somut bir takım kriterlerin esas alınması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay’ın emsal bir olayda uygulaması da (Yargıtay 11. HD.’nin 14.11.2017 tarih ve 2016/13929 E.-2017/6186 K.) TTK.’nın 882/1. maddesinde belirtilen sorumluluk üst sınırı bir kriter olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda davalı şirketin meydana gelen bu zarardan dolayı sorumluluğunun TBK’nın 50. maddesine göre takdir edilmesi gerektiği, bu bağlamda sınırlı sorumluluk kapsamında belirlenecek tutarın hükmedilmesinin, Borçlar Kanunu’nun 50/2. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bulunduğu, TTK’nın 882/1. maddesi uyarınca yapılan hesaplamada (1 x 8,33 ÖÇH = 8,33 ÖÇH; ÖÇH kurunun TTK’nın 882/4. maddesi uyarınca 29/08/2017 tarihindeki değeri ile bulunan sonucun çarpımı sonrasında da talep edilebilecek zararın azami miktarının 8,33×4,9021=) belirlenen 408,35-TL’nin zarar olarak talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, Karayolları Taşıma Yönetmeliği Md 45 ile ; (2) “Gönderen, eşyanın cinsi, miktarı, nitelikleri, istifleme şekli, kalkış ve varış noktası, alıcıın adı ve adresi ile kimliğini ibraz etmek suretiyle kendi adres ve kimlik bilgileri gibi diğer önemli bilgileri tam ve doğru olarak yeki sabihine bildirmek zorundadır. Yanlış ve eksik bildirimlerden doğacak sorumluluk gönderene aittir. ” şeklinde olduğu ve TTK md 882 (1) ile; “Gönderinin tamamının zıyaı ceya hasarı halinde , 880 ve 881. Maddeler uyarınca ödeenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (3) Taşıyıcının , taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. ” denildiği, buna göre taşıma sırasında emtianın kaybolduğu ve davacıya ödenecek olan tutarın kanunen TTK 882/1 bendi gereği hesaplanan 408,35-TL olduğu ve davacıya ödenmesi gerektiği hususunda mahkememizce tam kanaat geldiğinden ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü- kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ – KISMEN REDDİ ile,
– 408,35.-TL’nin dava tarihinden itibaren (24/05/2019) işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- 27,90-TL harcın peşin alınan 100,76.–TL harcın mahsubu ile bakiye 72,86.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3- 408,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 64,70-TL, bir bilirkişi ücreti 600,00-TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 100,76.-TL peşin harç, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 816,26.-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre taktiren 109,38.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 706,88.-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır