Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/268 E. 2020/718 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/268 Esas
KARAR NO : 2020/718

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/08/2011
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris …’un … A.Ş. Yayla/Bahçelievler Şube Müdürlüğü’nden kredi kullandığını, muris …’un, 05/07/2008 tarihinde vefat etmesi üzerine davalı sigorta şirketinden riziko gerçekleştiğinden bahisle … sigortası sözleşmesi gereği 14.000,00 TL sigorta bedelinin ödenmesi başvurusunda bulunduğunu ancak davalı şirketin TTK 1290 ve… Sigortası Sartlarının C. 2 maddesi gereğince ödemenin yapılamayacağının belirtildiğini, müvekkillerinin murisi …’un öldüğü sırada dahi rahatsızlığını bilmeyen bir kişi olduğunu, kanser gibi hastalıkların hasta olan şahıstan gizlenmesi, söylenmemesinin doğal olduğunu belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hayat sigortası bedeli olan 14000 TL nin vefat tarihi olan 05.07.2008 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı vekili; davacıların talebinin TTK 1290 maddesi gereği teminat dışında kaldığını, tarafların murisine kanser tanısının sigorta akdedilmeden önce konulduğunu, hayat sigortalarında beyana itimadın esas olduğunu bildirmiş, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Veraset İlamı, davacılara ait nüfus kayıtları, …’a ilişkin …Bölümü poliklinik dosyası, …’a ilişkin … Bankası A.Ş Yayla/Bahçelievler Şubesinden kullandırılan 11/09/2006 başlangıç tarihli krediye yönelik düzenlenen … sigorta sözleşmesi örneği, vefat tazminat başvuru talep formu, … Bankası A.Ş.’nin 14/05/2018 tarihli müzekkere cevabı ile sigorta poliçesinde mevcut olan dain-i mürtehin sıfatına istinaden müşterisi …’un kredi borcunun sona ermesi sebebiyle muvafakatı bulunmadığını bildirir yazısının dosyamız arasında olduğu görüldü.
Dosyanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde 03/03/2009 tarihinde açıldığı, 01/04/2010 tarihli celsede davacı tanıkları olan Hüsnü …, … ve …’nın dinlendiği,
Davacı tanığı Hüsnü … 01/04/2010 tarihli celsedeki beyanında; … un eşi benim iş arkadaşım olur, ailecek gidip geliriz, bu sebeple tanırım, …, göyüs kanseri olmuştu, yaklaşık 2, 2,5 yıl hastalığı sürdü, hastalığa yakalandığı ilk zamanlarda kendisinin kanser hastası olduğu … a söylenmedi, doktorlarda söylememiş, kendi eşi ve yakınları da moral bulsun diye bir de yaşı genç olduğu için söyleyemedik, hastalığının son zamanlarında kepoterapi görmeye başladıktan sonra kanser hastalığına yakalandığını öğrendi, zaten bundan sonra hastalık vücudunun diğer yerlerine sıçradı, ve bilahare de ölüm olayı gerçekleşti, bildiğim kadarıyla 2006 yılı Ocak gibi hastalığa yakalanmıştı, ölüm tarihi Temmuz 2008 gibi oldu, biz hep birlikte beraber, sık sık görüştüğümüz için ben kendim de çevredekilere … un kanser hastası olduğunu kendisinin bilmediğini bu sebeple bu konuda yanında konuşulmamasını ısrarla tembihliyordum, tabi son zamanlarda hastalığını ölümünden 6 ay kadar öncesinde kanser hastası olhduğunu öğrendi, çocukları bile o zaman öğrendi, şeklinde beyanda bulunduğu,
Davacı tanığı … 01/04/2010 tarihli celsedeki beyanında; ‘… un eşi bizim iş yerinde birlikte çalışırız, bu sebeple,… u da tanıyorum, bildiğim kadarıyla hastalandığında kendisine kanser hastası olduğu söylenmedi, biz ailecek de gidip geliyorduk, ancak …a hastalığının ilk zamanları morali bozulması diye kanser hastası olduğu söylenmedi, biz de söylemiyorduk, benim bildiğim son ana kadar hasta olduğunu öğrenmedi’, şeklinde beyanda bulunduğu,
Davacı tanığı … 01/04/2010 tarihli celsedeki beyanında; ‘ben… u eşi … la aynı iş yerinde çalışıyor olmam sebebiyle tanırım , ailecekte gidip gelirdik, … bize işyerinde eşinin kanser hastası olduğunu ancak kendisine bu hastalığını söylemediklerini, moralini yük sek tutmak amacıyla haber vermediklerini, bizim de bu konuda dikkatli olmamazı söylerdi, biz de aile ziyaretlerinde kendisinin kanser hastası olduğunu, bu konuda herhangi bir konuşma yapmazdık, zaten … benim bildiğim öldüğü tarihe kadar kanser hastası olduğunu bilmiyordu’ şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince aldılan 10/04/2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunda bilirkişile… ve PROF DR. …’in müşterek imzalı raporunda sonuç ve özet olarak;
Sigorta poliçesinin ön yüzünde … Bankası Yayla Bahçelievler Şubesi lehine rehin hakkı kaydı bulunduğundan davacılara tazminat ödenebilmesi için Bankanın Muvafakatinin alınması gerektiği,
Davacıların miras bırakanı … sigorta poliçesinin düzenlenmesinden önce kanser veya hasta olduğunu bildiği ve bu hastalığı davalı sigorta şirketinden gizlemiş olduğunun tespit edildiği,
Sigorta poliçesinin teminatının 14.000,00 TL olduğu,
Ayrıca bilirkişi Radyasyon onkolojisi uzmanı … tarafından ayrık olarak verilen 26.03.2012 tarihli raporda özetle;
… isimli hastaya 19.02.2007 tarihinde …Kürsüsü, Medikal Onkoloji Bölümünde… protokol numarası ile dosya açıldığı,
Hastanın meme kanserinin (İnvaziv Duktal Karsinom) bulunduğunu ve bu kanserin beyin ve muhtelif kemik bölgelerine yayıldığı,
Tedavi olarak beyin bölgesine 09/03/2007 tarihinde tamamlanacak şekilde radyoterapi yapıldığı ve akabinde sistematik tedavi için kemoterapi planlandığı,
… 120 mg ve …100 mg olacak şekilde ilaç dozlarının ayarlanarak 29/03/2007 ve 19/04/2007 tarihlerinde olmak üzere 2 kür kemoterapi yapıldığı,
Kemik metastazlarına yönelik … adlı ilacın ayda bir kez olmak üzere uygulandığı,
Hastanın dosyada kayıtlı 30/06/2008 tarihinde yapılan son kontrol muayenesinde genel durumun bozulduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Bilirkişi PROF. DR. … 03/05/2012 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda;
Dava dosyasında cayma hakkının kullanılacağı sürenin tespiti konusunda hak düşürücü süre olan 1 ayın geçmiş olma ihtimalinin değerlendirilmesi gerektiği, dava dosyasından ölümün gerçekleştiği tarihle sigorta şirketinin cevabı arasında uzunca bir sürenin geçtiği ve bunun açıklattırılması gerektiği,
Sigorta genel şartlarında kasıt halinde cayma hakkının kullanılabileceği, ayrıca sigorta ettiren müteveffanın bu hususta bilgilendirilip bilgilendirilmediği, kredi hayat sigortalarında genel olarak bankanın teşviki ve çoğu kez sigorta formunu, soru listesi de dahil olmak üzere ikincil konumda tutmaları da mahkemenin kastı değerlendirilmesinde yardımcı olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Dosyanın mahkememize (Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne) devrolduğu ve … Esas numarasına kayıt edildiği, 10/10/2012 tarih ve …Esas …sayılı kararı ile;
‘… nolu…Hayat Sigorta poliçesinde, dava dışı …Bankası Yayla Bahçelievler şubesinin lehine rehin hakkı mevcut olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 879.maddesine göre muaccel olan sigorta tazminatının ödenebilmesi için bütün rehinli alacaklıların muvafakatı alınması gerektiği bu yönde HGK 14.4.2002 tarihli 2002/284/324 sayılı ilamı ile vurgulandığı üzere TTK.1273 maddesi uyarınca rehinli bir mal ya da alacağın maliki tarafından kendi adına yatırılan sigorta, alacaklı lehine yapılmış bir sigorta değilse de sigorta tazminatı ancak o mal ve alacak üzerinde rehin hakkına sahip olan bütün alacaklıların muvafakatleri alınmak suretiyle sigorta ettiren malike veya …sigortalarında mirasçılara ödenebileceğinden, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 879 maddesi hükmü uyarınca rehin alacaklısının muvafakatının alınması ön koşuluna bağlı olduğu, bu nedenle dava dışı …Bankası Yayla Bahçelievler Şubesinin muvafakatının olmadığı bildirilmiş olmakla, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.’ gerekçesi ile Davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği,
Davacılar vekili tarafından kararın temyiz edildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24/12/2018 tarih ve 2018/3067 Esas 2018/12677 Karar sayılı ilamıyla
‘Somut olayda, yargılama aşamasında sigorta ettiren(dain-i mürtehin) …Bankası A.Ş.’ye davaya ve ödemeye muvafakatinin bulunup bulunmadığı sorulduğunda; muvafakatının olmadığını bildirmiş ve mahkemece de buna istinaden; davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 879 maddesi hükmü uyarınca rehin alacaklısının muvafakatının alınması ön koşuluna bağlı olduğu, bu nedenle dava dışı …Bankası Yayla Bahçelievler Şubesinin muvafakatının olmadığı bildirilmiş olmakla, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Ancak karar verildikten sonra temyiz aşamasında dain-i mürtehin …Bankası A.Ş. tarafından verilen 14/05/2018 tarihli cevabi yazıda; söz konusu kredi borcunun ödendiği ve murisin borcu kalmadığından davaya muvafakat ettiği bildirilmiştir. Dain-i mürtehin tarafından verilen muvafakatin davanın her aşamasında tamamlanabilen dava şartı olup söz konusu muvafakate ilişkin yazı araştırılarak usulüne uygun olduğunun anlaşılması halinde mahkemece yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.’ gerekçesi ile Mahkememizin (Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi) 10/10/2012 tarih ve …Esas … sayılı kararının bozulmasına karar verildiği ve dosyanın mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapıldığı görüldü.
Mahkememizin 06/11/2019 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 03/03/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacıların, davalı …Ş.’nden hayat sigortası tutarı 14.000,00 TL alacaklı oldukları, mezkur alacağa 14/05/2018 tarihinden itibaren yasa temerrüt faizi işletebileceği yönünden görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacılar vekilinin 09/03/2020 tarihli beyan ve itiraz dilekçesi ile davalı vekilinin 27/03/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 08/07/2020 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığından bilirkişinin yanına sigortacı bir bilirkişi de eklenmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 14/09/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
• Davalı Sigorta Şirketince … için önce 11.09.2006/2007 tarihleri arasında 12.500,00 TL teminat veren bir … Sigortası poliçesinin düzenlendiği,
• Bu poliçe için alınan başvuruda Sigortalının Kanser Hastalığı hususunda sorulan sağlık beyanına “Hayır” cevabı verdiği, işbu beyanının altında sigortalının imzasının bulunduğu,
• Bu sigorta poliçesi sona ermeden 17.08.2007/2010 tarihleri arası için 14.000,00 TL teminatla ikinci bir hayat sigorta poliçesinin düzenlendiği, bu poliçenin bir önceki poliçenin tecdidi / yenilenmesi değil, tamamen ayrı ve bağımsız bir poliçe olarak düzenlendiği, bu poliçe içinde ayrıca alınan sağlık beyanında yine sigortalının Kanser Hastalığı hususunda sorulan sağlık beyanına “Hayır'” cevabını verdiği, işbu beyanın altında sigortalının imzasının bulunduğu.
T.C…Fakültesi- İç Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenen ve…Medikal Onkoloji Bölümünde tedavisi gerçekleştirilmiş olan maktul …’un Patoloji tasdikli fotokopisi incelendiğinde; bu raporun 01.08.2005 tarihinde düzenlendiği,
‘HASTANIN MEME KANSERİNİN (İNVAZİV DUKTAL KARSİNOM) bulunduğu ve bu kanserin beyin ve kemik bölgelerine yayıldığının 19.02.2U07 tarihli… protokol numarası ile …Fakültesi – İç Hastalıkları Kürsüsü, Medikal Onkoloji Bölümünde dosya açıldığının belirtildiği,
Tedavi olarak beyin bölgesine 09.03.2007 tarihinde tamamlanacak şekilde radyoterapi yapıldığı ve akabinde sistematik tedavi için kemoterapi planlandığı, 29.03.2007 ve 19.04.2007 tarihlerinde olmak üzere 2 kür kemoterapi uygulandığı, kemik metastazlarına yönelik …adlı ilacın ayda 1 kez olmak üzere uygulandığı, hastanın dosyasında kayıtlı 30.06.2008 tarihinde yapılan son kontrol muayenesinde genel durumunun bozulduğunun belirtildiğinin anlaşıldığı”
Her ne kadar davada dinlenen tanıkların da muristen kanser olduğunun saklandığını belirtmiş olsalar da dosyada bulunan Bilirkişi Raporlarında, murisin görmüş olduğu tedaviler nedeni ile özellikle davaya konu 17.08.2007/2010 tarihleri arası için 14.000,00 TL teminatla ikinci bir…sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte radyoterapi ve kemoterapi tedavisi gördüğü (hastanede yapılan tedaviler) ve bu alınan seansların ağır olduğu ve saç dökülmesine neden olduğu ve bulantı ve kusmaya neden olduğunun da belirtilerek “Meme Kanseri” olduğunu biliyor olduğu, (Uzman bilirkişi görüşlerine istinaden)
Davacıların murisi …’un 05.07.2008 tarihinde vefat ettiği de dikkate alındığında; dosyada mübrez belgeler ve alınan uzman görüşleri dahilinde, maktulün 17.08.2007 tarihinde (vefatından 10,5 ay önce) mevcut kanser hastalığını bildiği,
Sigortalıdan alınan sağlık beyanının da usulüne uygun ve amacına hizmet eder nitelikte olduğu, bu nedenle sigortalının sağlık beyanı bilinçli verdiği ve kasten hastalıklarını gizlediği sonucunu çıkarmanın mümkün olabileceği,
Bu durumda da Sigorta Şirketinin beyan yükümlülüğünün ihlaline dayanarak sözleşmeyi feshetme ve tazminat talebini reddetme hakkı bulunduğu.
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine 15/09/2020 tarihinde e-tebligat olarak gönderildiği görüldü.
Davacılar vekilinin 22/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile murisin hastalığının kendisinden saklandığını beyanla itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor aldırılmasını talep ettiği görüldü.
Davalı vekilinin 29/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 18/11/2020 tarihli celsesinde davacı vekilinin ek rapor aldırılması talebi uygun görülmediğinden reddine karar verilmiş olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; … sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
T. … Bankası A.Ş. Tarafından 14/05/2018 tarihli müzekkere cevabında dain-i mürtehin sıfatına istinaden …’un kredi borcunun sona erdiği tespit edildiğinden muvafakatleri bulunduklarını beyan etmeleri karşısında aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla, bozma sonrasında davanın esasına geçilmiştir. Buna göre somut olayda davacıların murisi olan …’un davalı bankadan bireysel krediler kullandığı ve bunlara istinaden davalı tarafından önce 11/09/2006-2007 tarihleri arasında 12.500,00 TL teminat ve bu hayat sigorta poliçesi ile bu sigorta poliçesi sona ermeden 17/08/2007-2010 tarihleri arası için 14.000,00 TL teminatla ikinci bir… sigorta poliçesi düzenlendiği, her iki poliçe düzenlenirken muris tarafından kanser hastalığına yönelik sorulan sağlık beyanında ‘hayır’ cevabının bulunduğu ve işbu beyanının altında sigortalı murisin imzasının bulunduğu ve murisin 05/07/2008 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce 26/03/2012 tarihli radyoloji uzmanı bilirkişi tarafından aldırılan raporda; murisin meme kanserinin bulunduğu, muris hakkında TC. … tarafından düzenlenen patoloji raporu bulunduğu, bu raporun 01/08/2005 tarihinde düzenlendiği ve murise 09/03/2007 tarihinde radyoterapi ve 29/03/2007 – 19/04/2007 tarihlerinde 2 kür kemoterapi uygulandığı ve 30/06/2008 tarihli son kontrol muayenesinde genel durumunun bozulduğunun belirtildiği bildirilmiş olup, buna göre davacıların murisinin 01/08/2005 tarihinden itibaren teşhis edilen kanser hastalığının bulunduğu, dosyada bulunan bilirkişi raporlarında, murisin görmüş olduğu tedaviler nedeni ile özellikle davaya konu 17/08/2007-2010 tarihleri arası için 14.000,00 TL teminatla ikinci bir hayat sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte radyoterapi ve kemoterapi tedavisi gördüğü ve bu alınan seansların ağır olduğu ve saç dökülmesine neden olduğu, bulantı ve kusmaya neden olduğunun da belirtilerek ‘meme kanseri’ olduğunu biliyor olduğunun uzman bilirkişi raporlarıyla belirtildiği, davacıların murisi …’un 05/07/2008 tarihinde vefat ettiği de dikkate alındığında dosyada mübrez belgeler ve alınan uzman görüşleri dahilinde, murisin 17/08/2007 tarihinde (vefatından 10,5 ay önce) mevcut kanser hastalığını bildiği anlaşılmaktadır, bu bağlamda vefat eden muris sigortalının davalı sigortacıdan hastalığını gizlediği, poliçe düzenlenmeden önce kanser hastalığının mevcut ve hastalığının sigortalının vefatına neden olduğu anlaşılmıştır. Buna göre 6762 sayılı TTK’nun 1290. Maddesinde (yeni sayılı TTK’nun 1446-1439-1440 ve 1441. Maddeleri) ‘Sigorta ettiren kimse, sigortacının sözleşme yapılırken gerçeği bildiği takdirde sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapılmasını gerektirecek bütün hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigorta ettiren kimse sorulduğu halde susmuş veya noksan yahut gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmuş ise gerçeğe vakıf olmayan sigortacı sözleşmeden cayabilir; şu kadar ki; sigortacı gerçeği öğrendiği tarihten itibaren 1 ay içinde cayma hakkını kullanmamış ise bu hak düşer. Sigorta ettiren kimsenin kötü niyeti anlaşıldığı takdirde sigortacı prime hak kazanır. Sigorta mukavelesinin yapılması sırasında sigorta ettirene doldurulması teklif olunan listede yazılı sorular dışında hiçbir mesuliyet tevaccüh etmez’ şeklinde düzenleme mevcut olup, somut olayda; davacıların murisi …’un düzenlenen patoloji raporu uyarınca da mevcut kanser hastalığını bildiği ve sigortalının beyanı alınırken kasten kanser hastalığını gizlediği ve bu durumda sigorta şirketinin beyan yükümlülüğünün ihlaline dayanarak 6762 sayılı TTK 1290 maddesi uyarınca sözleşmeyi feshetme ve tazminat talebini reddetme hakkı bulunduğu anlaşılmış olup, duruşmada alınan tanık beyanlarında her ne kadar murisin kanser hastalığını bilmediğini beyan etmiş iselerde dosya arasındaki murise ait düzenlenen patoloji raporundan murisin tedavi amacıyla radyoterapi ve kemoterapi gördüğü ve buna rağmen hasta olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varılarak tanık beyanlarına mahkememizce itibar edilmemiş, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin tazminat ödeme borcunun bulunmadığı anlaşılmakla; 14/09/2020 tarihli hüküm kurmaya elverişli düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin yatırılan 189,00-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 134,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde YARGITAY nezdinde kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
18/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza