Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/253 E. 2021/780 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/253 Esas
KARAR NO : 2021/780 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalılardan … … AŞ arasında 01.12.2000 yılında bir yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin sürekli yenilenerek fesih tarihine kadar devam ettiğini, davalı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı davrandığını ve haksız şekilde sözleşmeyi feshettiğini, davalılardan … AŞ ile … AŞ’nin aralarında gizli anlaşma yaparak RKHK.m.57 uyarınca davacının zararından müteselsilen sorumlu olduklarını, Davalı … AŞ’nin 31.10.2018 tarihinde Türkiye yerel satış operasyonundan çıkma kararı aldığını duyurduğunu, ancak süreç tamamlanıncaya kadar normal faaliyetlerin sürdürüleceğini bildirdiğini, 02.11.2018 tarihinde ise aynı davalı garanti kodlarının teminini sağlamayacağını duyurduğunu, 18.12.2018 tarihinde 31.03.2019 itibariyle Türkiye pazarından çıkacağını ve fesih mektubunu göndereceğini bildirdiğini, bunun üzerinde … Noterliğinin … y. nolu ve 18.12.2018 tarihli ihtarıyla sözleşmeye aykırılığın sonlandırılması ve davacının sözleşmeden kaynaklanan haklarının teslim edilmesinin ihtar edildiğini, aynı davalının Beşiktaş 25. Noterliğinin 10583 y. nolu ve 16.01.2019 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin yürürlükte olduğunu, servislerin ve Müşterilerin mağdur edilmeyeceğini bildirerek davacıda güven uyandırdığını, Aralık ayından itibaren yedek parça çıkışı yapılmadığını, bunun davalının da kabulünde olduğunu, böylece davacının ve diğer servislerin zor durumda kaldığını ve tüketici şikayetleri aldığını, Aralık 2018 den itibaren vadeleri kısalttığını, 90 gün olan ödeme süresini önce 30 güne düşürdüğünü sonra 31.01.2019 dan itibaren peşin çevirdiğini ve kredi kartı kullanmaya yönlendirerek ödemelerini uzun ve kısa dönem olarak planlayan davacıya zor durumda bıraktığını, davacının borçlu olduğu gerekçesiyle yedek parça gönderilmediğini, oysa davacının kendi cari hesabında borçlu olmadığını, 18.03.2019 tarihinde imzalanmış yetkili servis sözleşmesinin 38. Maddesindeki 15 günlük ihbar öneline uyularak sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, taralar arasında imzalanan yetkili servis sözleşmesinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu ve davacı aleyhine olan hükümlerin geçersiz olduğunu, bu nedenle feshi düzenleyen 38. Maddenin de geçersiz olduğunu, sözleşme | yıl süreli olup aynı süreyle yenilense de sözleşmenin devam edeceğine güvenilerek yatırımlar yapıldığını, davalı tarafından sözleşmenin devam edeceği konusunda güven yaratıldığını, haksız fesih sebebiyle davacının tüketiciler, kendi iş çevreleri ve bankalar nezdinde ticari güvenilirliğinin zedelendiğini zor durumda kaldığı için araçlarını satmak ve çalışanların iş akitlerini feshetmek zorunda kaldığını, davacının …’un isteğiyle hizmetlerinin çok büyük kısmını bu şirkete ayırdığını ve kısa vadede aynı iş hacmini yeniden yakalayamayacağını, Davalı … AŞ tarafından Şubat 2019’da kendi yetkili servislerine gönderilen iletide …’un satışlarını durdurarak Türkiye’den çekilmesiyle mevcut ürünlerin satış sonrası hizmetlerini kendilerinin yürüteceğini, bu şirketin … markalı …, klima ve küçük ev aletleri için … olarak hizmet verileceğini duyurduğundan bu ürünlerle ilgili yetkiliM servis hizmetlerinden elde edilen kazançtan, ayrıca nakliye, kurulum ve ek garanti satımı gibi kazanç sağlanan işlerden mahrum kalındığı için hak sahibi olduklarını, Dava dilekçesinin 7. Başlığı altında davacının 2000 yılından itibaren yetkili servis olarak … AŞ’nin yönlendirmesiyle ve oluşturulan güvene dayanılarak yaptığı yatırım ve harcamaların listelendiğini, sonuçta davalıların kararından sonra çalışamaz hale geldiği için …’a hizmet verdiği işyerini kapatmak zorunda kaldığını, davacının sonuçta çalışamaz hale gelmesiyle müşteri çevresini davalılara bıraktığını ve onların davacının oluşturduğu müşteri çevresinden yararlanmaya devam etmesi sebebiyle denkleştirme talebinde bulunduklarını, davacının stoklarında davalının baskısıyla bir stok oluştuğunu ve fesihten sonra 25.000 TL değerinde aksesuar, 150.000 TL değerinde yedek parça kaldığını, bunların sözleşmenin 7. Maddesine göre iade edilmesi gerekirken, bedelsiz olarak davacıya bırakıldığını, ancak yetkili servis sözleşmesinin feshi sebebiyle bunların davacı için faydasız ve kullanılamaz olduğunu, bunların bedelinin fesih tarihinden itibaren temerrüt faiziyle ödenmesi gerektiğini İddia ederek sözleşmenin haksız feshi sebebiyle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalılar … … AŞ ve … AŞ vekili nin bila tarihli Cevap Dilekçesinde özetle; davacının sözleşmesinin 38. Maddesine uygun olarak feshedildiğini, fesih için bir sebep gerekmediğini, fesih iradesinin karşı tarafa varmakla hüküm doğurduğunu, kaldı ki taraflar arasındaki ticari ilişkinin uzun yıllar sürdüğünü, sözleşme ve sözleşmenin eki olan … Yetkili Servis ürün Satış Ticari Koşulları gereğince davacının satış ve prim hedefleri doğrultusunda kendi iradesiyle çalıştığını, müvekkili şirketin Türkiye’deki satışlarını durdurma kararı almasından sonra Tüm yetkili sevris sözleşmelerini Mart 2019 sonu itibariyle feshettiğini, aradaki sözleşmenin 38. Maddesine göre fesih için bir sebep dahi göstermek gerekmediğini, davalı şirketin ticari kararının bir gereği olarak fesih yapıldığını, Davacının tazminat taleplerini somutlaştırması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere ve feshin sözleşme uygun olduğu belirtilerek fesih haksız olsa dahi Yargıtay’ın yetkili servis sözleşmelerinin haksız feshinde davacının emsal bir iş bulup bulamayacağı, bulabilecek ise hangi sürede bulacağı, bulamayacak ise ne kadar süre için zarar talep edebileceği, emsal bir iş bulamayacağı ihtimalinde özel servis olarak çalışmasıyla sağlayacağı kazanç ile yetkili servis olarak sağlayacağı kazancın karşılaştırılması suretiyle aradaki farkın kazanç kaybında esas alınacağını, Davacının yedek parça siparişlerine ve kendisine yedek parça verilmediği iddialarına dair ise, borçlu olan servislere yedek parça verilmesinin normal bir ticari karar olduğunu, davacı dışındaki borçlu servislere de ürün verilmediğini, yetkili servis hizmeti verilirken işin doğası gereği yedek parça stoğu bulundurmak gerektiğini, kaldı ki aksesuar ve yedek parça için müvekkili şirket tarafından konulan bir hedef olmadığını, davacının tamamen kendi ticari kararı ile yedek parça ve aksesuar sipariş ettiğini, davacının sipariş ettiği ürünlerin kendi özel servis işlerinde de kullanılan ürünler olduğunu, uzatılmış garanti iddialarının yerinde olmadığını, bunun tamamen müşterinin kararı olduğunu, yetkili servisin bundan en fazla işçilik bedeli kazandığını, bu yönde yetkili servislere bir taahhüt bulunmadığını, kaldı ki davalı şirket satışlarını durdurduğuna göre uzatılmış garantinin zaten söz konusu olmayacağını,Haksız rekabet iddiaları yönünden, davacının hiçbir zaman münhasır yetkili servis olmadığını, Sözleşmenin 14. Maddesine göre …’un yetkili servisin belirlenmiş servis alanında başka yetkili servis açma, sebep göstermeksizin alanı daraltma veya genişletme hakkına sahip olduğunu, Türkiye’den çekilme kararı üzerine etkin satış sonrası hizmet faaliyeti bulunan ve kurumsal bir şirket olan davalı şirketle veya 3 kişilerle görüşme yapmasının ticari bir karar olduğunu ve haksız rekabet oluşturmayacağını, müvekkili şirketin TTK ve RKHK gereğince haksız rekabet ve rekabete aykırı eyleminin bulunmadığını iddia ederek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … AŞ vekilinin 22.08.2019 tarihli Cevap Dilekçesinde özetle;Davanın esasen diğer davalı … şirketlerine yönelik sözleşme ilişkisine dayandığını, bununla birlikte müvekkili şirketin de haksız rekabet ve rekabete aykırı eylemleri olduğu iddiasıyla davanın … Ticaret AŞ’ye de yöneltildiğini, davacı ile sözleşme ilişkisi içinde olan … … AŞ’nin Türkiye’deki faaliyetini sonlandırmaya karar vermesi üzerine, mevzuat gereğince devam etmesi gereken garanti, servis hizmetleri, çağrı merkezi gibi hizmetleri yürütmek üzere arayış içinde olduğunu ve kurumsal ve etkin bir satış sonrası hizmet faaliyeti bulunan kendi şirketleri ile 20.03.2019 tarihinde müvekkili şirket ile Niyet Mektubu imzalandığını, bu tarihin davacının sözleşmesinin feshinden sonra olduğunu, sonra yapılan sözleşmenin münhasırlık yetkisi içermediğinden davacı ile … şirketinin çalışmasına mani olmadığı, … … Aş ile … Ticaret AŞ arasındaki bu ilişkinin rekabet hukukuna aykırı olmadığına dair Rekabet Kurumu’na 14.05.2019 tarihinde menfi tespit başvurusunda bulunduklarını, bu başvuru neticelenmeden bu davanın açıldığını, Esas yönünden ise davacı ile diğer davalı şirketle arasındaki sözleşme ilişkisinin yalnızca sözleşmeinin tarafları için hak ve borçlar doğuracağını, davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığından kendilerinden talepte bulunamayacağını pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … Ticaret AŞ’nin … ile birlikte hareket ederek sözleşmesinin feshine zemin hazırladığı iddialarının hiçbir delile dayanmadığını, Türkiye’den çekilme kararı alan … şirketinin TKHK.m.14 gereğince her bölgede servsis istasyonu bulundurma zorunda olduğundan bir arayışa girmesi ve Türkiye genelinde 360 noktada yetkili servis ve müşteri hizmetleri veren şirketleriyle anlaşma yapmasında haksız rekabet oluşturan bir yön bulunmadığını, TTK.m.54 vd. tanımlanan ve sayılan haksız rekabet hallerine uyan bir durum da bulunmadığını, … Ticaret AŞ ile … … AŞ arasında bir sözleşmenin varlığının bizatihi haksız rekabet oluşturmayacağı, olayda haksız veya dürüstlük kuralına aykırı bir durum olmadığını, zaten davacı tarafın iddialarını HMK.m. 194’e göre somutlaştıracak bir delil sunmadığını, Davacının iddia ve taleplerinin RKHK.m.57, m.4, m.6 ve m.7 hükümleri yönünden de yerinde olmadığını ve müvekkili şirketin varsa zarardan müteselsilen sorumlu tutulmasın koşullarının oluşmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San ve Tic AŞ vekilinin 22.08.2019 tarihli Cevap dilekçesinde özetle; Davanın davacı ile sözleşme ilişkisi içinde bulunan … şirketi arasındaki sözleşmeye aykırılık iddialarına dayandığı, sözleşmeden kaynaklanan alacak haklarının üçüncü kişi durumundaki müvekkili şirkete karşı ileri sürülmeyeceğini, Davacı ile müvekkili şirket arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi, birlikte haksız rekabet ve rekabet hukukuna aykırı eylemleri olduğu iddia edilen diğer davalı … AŞ ile … AŞ’nin farklı şirketler olduğunu, davanın pasif husumet yokluğundan ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava; Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) talebine ilişkindir.
Davacı vekili 12/10/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, davalı vekili de 18/10/2021 tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde, feragati kabul ettiklerini yargılama gideri ile vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
HMK’nun 311/1.maddesi “Feragat ve Kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalının kabulüne dâhi bağlı değildir. Bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HMK 312/1 maddesi uyarınca; Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
HUAK 18A/13. fıkrası : “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.”
14. Fıkrası ;”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri uyarınca arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama nedeniyle sonlandığı son anlaşmazlık tutanağı düzenlendiği ve arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … adına 1.320TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davadan feragat nedeniyle tarafların haklılık durumu belirlenemediğinden yargılama gideri olarak davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcının, peşin yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 282,25 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Taraflarca vekalet ücreti ve yargılama ücreti talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE.
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içersinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır