Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/251 E. 2022/346 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/251 Esas
KARAR NO : 2022/346 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında yapılan ticari mal alışverişi neticesinde doğan 115.495,60 TL alacağın tahsili için İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında 08.10.2018 tarihinde icra takibi başlatılmış olup, karşı taraf yetkiye ve borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, bunun üzerine yetki itirazı tarafımızca kabul edilerek dosyanın yetkili daireye gönderilmesi istenerek, işbu dosya neticede …. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı dosyasında kaydedildiğini, karşı taraf işbu ilamsız icra takibe haksız ve soyut iddialarla itiraz ederek icra takibinin durmasına sebep olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşamama ile sonuçlandığını beyan be gerekçelerle itirazlarının iptali ile müvekkil tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas Sayılı dosyasında başlatılan takibin devamını, ihtiyati haciz talebimizin öncelikle teminatsız, sayın mahkeme aksi kanaatteyse uygun miktarda teminat ile kabulünü dava ve takip değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, takip konusu borç gerçeği yansıtmadığını, takip dayanağı belge sureti dahi olmadığını, müvekkili şirket ve davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi halinde, taraflar arasında takibe konu edilen bir borcun bulunmadığı da açıkça görüleceğini, davacı taraf yalnızca vergi dairesi kayıtları olan BA-BS formlarına dayanmış ise de, bu belgeler tek başına davanın ispatı için yeterli olmadığını, ayrıca dava dilekçesinde iddia edilen mutabakat metni müvekkil şirket yetkilisince imzalanmadığını, mutabakat metnin de bulunan kaşe müvekkil şirket kaşesi degildir. Müvekkil şirket kaşesinin de taklit edildiğinin düşünüldüğünü, bu metin üzerinde yapılacak incelemelerde de müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı açıkça tespit edilebileceğini, takibe konu faturada yer alan mal ve emtialar müvekkiline teslim edilmediğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil tarafından davacıdan mal sipariş edilmiş, bunun için kredi kartından 16.000,00 TL Ödeme yapıldığını, ayrıca 31.01.2019 vade, keşidecisi … LTD. ŞTİ. Bedeli 25.000,00 TL, 30.04.2017 vade, keşidecisi … TEKSTİL bedeli 20.000,00 TL, 31.01.2018 vade, keşidecisi … bedeli 10.000,00 TL, 31.12.2017 vade, keşideci … olan bedeli 20.000,00 TL olan ve 31.07.2018 vade, keşidecisi …, bedeli 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 90.000,00 TL tutarında müşteri çeki verildiğini, davacı şirketçe müvekkiline malların teslim edilmediğini beyan ve gerekçelerle davanın reddini, davacı tarafın %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin kötüniyetli davacı taraf aleyhine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari hesaplardan kaynaklı fatura alacığının bulunup bulunmadığı, faturaya konu malların teslim edilip edilmediği, borç mutabakat belgesindeki kaşe ve imzaların davalı şirket ve yetkilisine ait olup olmadığı, ve itirazın iptali icra inkar ve kötü niyetli tazminatın oluşup oluşmadığı, davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, Noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve ek raporu ile dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 115.495,60 TL toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 05/09/2019 tarihli ara kararı ile; “1-İcra İflas Kanunu’ nun 257. maddesinin 1. fıkrası ve müteakip maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçlu, … ‘nın 115.495,60 TL borcuna yetecek miktarda, yedlerinde bulunan menkul ile gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının haczi caiz olan kısmının İHTİYATEN HACZİNE, İİK’ nın 259/1. maddesine göre İhtiyati haciz isteyen alacaklının ihtiyati haciz talebinde haksız çıktığı taktirde borçlunun, kefilinin ve üçüncü şahısların uğrayacakları zararlarına karşılık olarak borç miktarının % 15 oranında ( 17.324,34 TL ) nakdi teminat yatırmasına veya aynı oranda başka bankadan kesin ve süresiz teminat mektubu sunmasına, Miktar ve çeşidi yukarıda yazılı teminat, mahkeme veznesine depo edildiğinde, teminatın yatırıldığın karara şerh verilmesine, … ” kararı verilmiştir. Davalı vekili 02/01/2020 tarihli dilekçesi ile; İİK M.265′ e göre yetkisiz mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve her nasılsa yetkili İzmir İcra Müdürlüğü’nde bulunan takip dosyasındaki alacağa ilişkin Mahkememizin 05/09/2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, müvekkili borçlu şirketin kaçma şüphesinin bulunmadığını, yahut ihtiyati haciz önlemini gerektirecek herhangi bir husus da bulunmadığını, bu şartlar altında yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulünü ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, itirazın iptali davası sonuçlanmaksızın alacaklı/ davacının lehine verilen bu kararın müvekkili ve 3.kişiler nezdinde ileride telafisi imkansız zararlar doğuracak olup ayrıca itirazın iptali davasının ruhuna da aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının ivedilikle kabulüne ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati haciz talep eden davacı vekilince, İhtiyati haciz kararı gereğince hükmedilen teminatın 06/09/2019 Tarihli … Mektup No’lu 17.325,00 TL tutarındaki Teminat Mektubu ile tamamlandığı anlaşılmıştır. İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun 2004 sayılı İİK’nın 258. maddesinin göndermesiyle aynı Kanun’un 50. maddesi gereğince belirlenmesi gerekir. İİK’nın 50. maddesi uyarınca, yetkili mahkeme, HMK’da mahkemelerin yetkisini düzenleyen kurallara göre belirlenir. Buna göre, davalı vekilinin mahkememiz ve icra müdürlüğü yetki itirazında; fatura borcundan kaynaklı alacak TBK:89/1 maddesi uyarınca da bir para borcu olup götürülecek borçlardan olduğu değerlendirilerek alacaklı ikametgah yeri de Şişli/İstanbul olması itibarıyla mahkememizin ve icra müdürlüğünün yetkili olduğu kanaatine varılmış yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındanda anlaşılacağı üzere mahkememizce verilen 05/09/2019 tarihli 2019/ … Esas sayılı ihtiyati haciz kararı dosyasıdaki dava dilekçesine ekli bulunan fatura ve sunulan ödeme yapmadığına ilişkin kayıtlı belgeler dikkate alındığından verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olduğu yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği itiraz edenlerin ileri sürdüğü sebeplerin yerinde görülmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz kararının vaki itirazın reddine karar verildiğini, davalı vekilinin işbu ara kararı istinaf etmesi üzerine dosyanın … BAM … Hukuk Dairesine gönderildiği 18/06/2020 tarih, 2020/770- … E.-K. Sayılı ilamıyla istinaf taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın kök rapor için bilirkişi Mali Müşavir … … tarafından verilen 30/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya kapsamında görülen 2016 cari hesap muavin defterinde; ibraz edilen 2016 yılına ilişkin cari hesabın 01.01.2016 tarihii birinci satırında 2015 yılından devreden 19.959,53- TL. tutarında davalının borç bakiyesi olduğu, bu doğrultuda davacı ve davalı arasında 2016 döneminden önce de ticari ilişkileri olduğu anlaşıldığını, incelenen cari hesapta 2016 döneminde davacının davalıya 12 adet fatura düzenlediği, 2017 hesap döneminde ise fatura düzenlenmediği, 11.10.2017 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin davalı aleyhine 115.495,60 TL. borç bakiyesi verdiği görüldüğünü, cari hesa dökümünde 03.05.2017 tarihinde kayıt görmüş olan davalıdan alınan 20.000,00 TL. tutarlı çekin, davalının alacak hanesine kayıt görmesi gerekirken, borç hanesinde kayıt gördüğü, böylece davalının borç bakiyesinin 20.000,00 TL düşmesi gerekirken 29.000,00 TL arttığı tespit edildiğini yanlış kayıt gören 20.000,00 TL çek tutarının davalının alacağına kaydedilerek düzeltilmesi durumunda; davalının borç bakiyesinin 145.495,60 TL. değil 75.495,60 TL. olduğunu satıcı ve alıcının 5.000,00 TL ve üstü toplam tutarlı aylık satış veya alımların bildirildiği Ba-Bs formlarının taraflarca mükellefi oldukları vergi dairesi müdürlüklerine bildirildiği; Ba-Bs formlarında tespit edildiğini, davacının KDV öncesi olmak üzere, ocak 2016 döneminde 37.517,00 TL. şubat 2016 döneminde 11.390,00 TL. ve haziran 2016 döneminde 156.769,00 TL tutarında davalıya yaptığı aylık satışlarını Bs formları ile mükellefi bulunduğu … Vergi dairesine bildirdiği, davalının da aynı dönemlerde ve aynı tutarlarda olmak üzere davacıdan yaptığı aylık alımlarını Ba formları ile mükellefi bulunduğu Konak Vergi dairesine bildirdiği tespit edildiğini, tarafların Bs ve Ba formları dönem ve tutarlarının örtüştüğü, bu doğrultuda hareketle davacının, davalıya mal satışlarına ilişkin düzentediği faturaların davalı tarafından teslim alındığı kanaati hasıl olduğunu, davacının düzenlediği 17.09.2018 tarihli mutabakat mektubunda, davalının cari hesabının 115.495,60 TL borç bakiyesi verdiği, mutabık olup olunmadığının bildirilmesinin istendiği mutabakat mektubunda, davacı ve davalı kaşelerinin bulunduğu, mutabık olup olunmadığına dair herhangi bir şerh bulunmadığı tespit edildiğini, ….İcra Dairesi 2018/… Esas dosyasında davacının 08.10.2018 tarihinde davalı … Ltd. Şti. hakkında 115.495,60 TL tutarlı asıl alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrini tebellüğ ettiği ve 29.11.2018 tarihli dilekçesi ile alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığı beyanıyla takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, incelenen ….lcra Müdürlüğü 2018/… sayılı dosya kapsamında görüldüğünü, davacının başlattığı haksız icra takibinde 115.495,60 TL asıl alacak ve asıl alacağa işleyecek değişen oranlarda avans faizi talep ettiği görüldüğünü, dosyaya sunuları ve incelemeye ibraz edilen belgeler arasında noterden keşide edilmiş bir ihtarname bulunmadığını, Davacı vekili dava dilekçesinde davalıya ihtarname gönderildiğini beyan ettiğini dosya kapsamında bulunamayan ihtarnamenin noterlikten keşide edildiği veya adi bir ihtarname olup olmadığı tespit edilemediğini, aralarında 2016 hesap döneminden önce de ticari ilişki olduğu anlaşılan davacı ve davalı arasında herhangi bir sözleşme ve/veya ödeme vadelerine ilişkin herhangi bir bilgi-belgeye dosya kapsamında rastlanılmadığını, 25.09.2020 tarihli mahkeme kaleminde yapılan incelemeye davacı adına gelen Stj. Av. … ‘nun ibraz ettiği belgeler arasında davaya delil teşkil edecek yasal ticari defterler bulunmamakta olup ibraz edilmediğini, davacı ve davalının 2016 hesap döneminde bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri satışların bildirim, bu alımların bildirimi Ba formları dönerm ve tutarlarının örtüştüğü tespit edildiğini, incelenen cari hesabın 03.05.2017 tarihinde kayıtlı, davalının verdiği 20.000,00 TL’lik çek’in davalının alacağında kayıt görmesi gerekirken, borç hanesinde kayıt gördüğü, yanlışın düzeltilmesinin gerekeceği, kayıt düzeltmesinin yapılması durumunda da davalının borç hakiyesinin 115,495,60 TL değil 75.495,60 TL olması gerektiği ve bu alacağa taraflar tacir olduklarından takip tarihinden itibaren 3095/2 sayılı kanun maddesi hükmüne göre avans faizi uygulanması gerekeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin 12.10.2020 tarih bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Mahkememizin 10/11/2020 tarihli ara kararı gereğince; “davalı şirketin defterlerin incelenmesi için … ATM ye talimat yazılmasına Türk Ticaret Kanunun hükümleri gereğince tutmakla yükümlü oldukları ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası, tarafların iddia ve itirazlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına…Tarafların talimat mahkemesince alınan rapora karşı itiraz ve beyanları alındıktan sonra mevcut bilirkişiden ek rapor aldırılmasına, ” karar verildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/ … tal. Sayılı dosyasında bilirkişi Mali Müşavir … tarafından sunulan 19/04/2021 tarihli raporunda; davacı ile davalı taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacı ve davalı taraf arasında imzalanmış olan ticari bir sözleşmenin dava dosyası içeriğinde bulunmadığı, davalı … ELKTRONİK İTH.İHR.VE TİC.LTD.ŞTİ.’nin 2016-2017 yılı yasal defterlerinin lehine delil teşkil edebilecek vaziyette olduğu, öncelikle icra takibinin; … İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyası ile alacaklı/davacı … firması tarafından Borçlu/Davalı … İTH.İHR.VE TİC.LTD.ŞTİ. firmasına karşı 08.10.2018 tarihli (örmek 7) ödeme emri ile, 115.495,60 TL asıl alacağa istinaden (takip tarihine kadar gecikme faizi talep edilmeden) takip tarihinden itibaren alacağın tahsili tarihine kadar işleyecek avans faizi talebi yapılarak ilamsız takip yoluyla takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olduğu, borçlu vekili tarafından 18.10.2018 tarihinde icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile; yetkiye, takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve icra takibinin tüm asıl ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin icra dairesi tarafından 22.10.2018 tarihinde durdurulmasına ilişkin kararın taraflara tebliğ edilmiş olduğu, davacı/alacaklı vekili tarafından 23.10.2018 tarihli beyan dilekçesi ile dosyanın yetkili … İcra Müdürlüğüne gönderilmesini talep edilmiş olması sebebi ile, takibe …. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas Sayılı takip dosyası ile devam edilmiş olduğu, borçlu vekili tarafından yeniden 29.11.2018 tarihinde icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile; takibe borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve icra takibinin tüm asıl ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin icra dairesi tarafından 22.01.2019 tarihinde durdurulmasına ilişkin kararın taraflara tebliğ edilmiş olduğu, icra takip dosyasındaki alacak bedelinin cari hesap ekstresi gereği ödenmeyen borç yekününe (toplam alacak 115.495,60 TL’lik tutara) dayandırılmış olduğu görüldüğünü, davalı … İTH.İHR.VE TİC.LTD.ŞTİ.’nin Davacı … firmasına yasal defter ve dayanağı olan cari hesap ekstresinin karşılığı olarak 08.10.2018 icra takip tarihi ve 16.05.2019 dava açılış tarihi itibari ile 64.446,07 TL tutarında borçlu olduğunun tespit edildiği, davalının defterlerini incelemesi sırasında tarafıma cari hesap ekstresinde kayıtlı olan hiçbir belgenin örneğinin sunulmamış olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
… ATM 2021/… tal. sayılı dosyadan rapor alındığından Mahkememiz dosyası mevcut bilirkişisi … …’dan alınan 23/06/2021 tarihli ek raporda; davalının 31.03.2017 keşide tarihli çekinin karşılıksız çıktığı, çek çıkış bordrosu ile iade edildiği, 20.000,00 TL bedelinin davacının ticari defterlerinde davalı aleyhine borç kaydı gördüğü, Karşılıksız çıkan çek bedeline karşın ilgili bankaca 1.410,00 TL sorumluluk ödemesinde bulunulduğu, bu ödemenin davacı ticari defterlerinde davalı lehine alacak kaydı görmüş olduğu görüldüğünü, talimat Mahkemesinden gelen bilirkişi raporunda; davalı nezdinde davacının cari hesabında borç kaydı gören; davacının kayıtlarında bulunmayan yukarıda tabloda belirtilen 7 kalemde olmak üzere 32.459,53 TL. ödemeler tutarlarının belirtildiği görüldüğünü, tarafların cari hesap bakiyelerinin farklı olmasının nedeninin, yukarıda tabloda gösterilen ve kayıtlarına almamış oldukları anlaşılan tutarlardan kaynaklandığı, taraflarca kabulü durumunda cari hesap bakilerinin eşit ve davacı lehine 83.036,07 TL. olacağının sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Somut olayda; Davacının incelenen 2016-2017 hesap dönemleri muavin defterlerinde davalının 11.10.2017 tarihi itibariyle 115.495,60 TL. borç bakiyesinin bulunduğu, borç bakiyesinin ticari defter kayıtlarıyla örtüştüğü, davacı … Tekstil/ … ‘ın 3 ayrı aylarda olmak üzere toplamda 9 adet belge ile KDV hariç 205.676 TL tutarında davalıya satış yaptığı,Davalının 04.03.2016 tarihinde davacıya verdiği ve her iki tarafın ticari defterlerinde kayıt görmüş 31.03.2017 keşide tarihli çekin karşılıksız çıktığı, davalıya iade edildiği, karşılıksız çıkan çek bedelinin 03.05.2017 tarihinde davalı hesabında borç kaydı gördüğü, karşılıksız çıkan çek karşılığında bankaca davacıya 1.410,00 TL Sorumluluk bedeli ödendiği; Bankaca ödenen bu tutarın davalının cari hesabında alacak kaydı gördüğü ancak Talimat mahkemesinden gelen bilirkişi raporunun davalı muavin defterinde ise karşılıksız çıkan 20.000,00 TL çek ve bankaca davacıya ödenen 1.410,00 TL kayıtlarının bulunmadığı, Ayrıca davalının incelenen davacıya ilişkin cari hesap ekstresinde; davacı kayıtlarında tespit edilmeyen, davacının borç hanesine yazılmış tutarlar olduğu,¸
Tarafların cari hesap bakiyelerinin farklı olmasının nedeninin, yukarıda tabloda gösterilen ve kayıtlarına almamış oldukları anlaşılan tutarlardan kaynaklandığı, cari hesap bakilerinin eşit ve davacı lehine 83.036,07 TL alacağın bulunduğu değerlendirilmiştir. Davacı tarafın 2016 yılı envanter defteri açılış noter tasdik kapaklarının bulunmadığı,Davalının 2016-2017 yılı yasal defterlerinin açılış onaylarının muntazaman yaptırıldığı, birbirini teyit eder vaziyette işli oldukları yine TTK.nun 64/3 maddesinde yer aldığı şekli ile süresi içerisinde 2016-2017 yılının sene sonu Noter Kapanış onayının mevcut olduğu, dolayısıyla davalı ticari defterler kayıtları lehine delil olarak değerlendirilmiştir. Mutabakat mektup aslı bulunamadığından ve ihtaratlara rağmen geçerli bir mazeret olmaksızın sunulmadığından imza incelemesinden vazgeçilerek mevcut duruma göre sonuca varılmıştır. Davalı tarafın faturaya konu malların teslim edilmediğine yönelik itirazları karşısında BA formlarını vergi dairesine bildirdiği, faturalara itiraz ettiğine dair somut delil ibraz edemediği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 83.036,07 TL alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle taleple bağlı kalınarak açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Tarafların ticari şirket olması ve ticari işletmeleri ile ilgili alacak taleplerinde 3095 sayılı kanunun 2/II maddesi uyarınca avans faiz talep edebilecekleri tespit edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HUAK 18/A- (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucu … ‘na ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 01.07.2019 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek taraflar aleyhine kabul red oranında arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen KABULÜ ile;
…. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 83.036,07 TL ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağın %20’si oranındaki 16.607,21 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 11.595,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Alınması gereken 5.672,19-TL harcın peşin alınan 1.972,38-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 3.699,81 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.972,38-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 949,08 TL sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 370,92 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9 -Davacı vekili tarafından yapılan 41 adet posta-tebligat gideri toplamı 344,33 TL ile 1 adet bilirkişi ücreti 1.000,00-TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 14,90.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.403,63-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.009,21-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı vekili tarafından yapılan 1 adet bilirkişi ücreti 1.000,00 TL ve 13,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.013,50 yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 284,80 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
12- Davacı tarafından yatırılan teminat mektubunun HMK 392/2 fıkrası uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir aylık süre içerisinde davacı aleyhine tazminat davası açılmadığı takdirde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır