Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/246 E. 2019/172 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/246
KARAR NO: 2019/172

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/03/2019
KARAR TARİHİ: 15/05/2019

Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davalı karşı davacının vermiş olduğu 11/03/2019 tarihli karşı dava dilekçesi ile tefrik olunan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki sözleşmenin ihlal edilmediğini, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmiş bir sözleşme ihlali bulunmadığından, davacının müvekkili şirketin sona erdirdiğini süresi içerisindeki satış yetkisini aşmadığını, müvekkili şirketin bankacılık uygulamasından doğan herhangi bir komisyon borcunun bulunmadığını, müvekkilinin özel projler sebebi ile davacı karşı davalıya özel gelir payı borcunun da bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile davacı karşı davalı …’nun İDE Sözleşmesinin 3.7 ile belirlenen alım adetlerine aykırı davranması, sözleşmenin imza tarihinden itibaren her sene 3 aylık dönemlerde satın alma adetlerinin 10.000 adetten az olması yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi sebebi ile eksik alım yapılan dönemler bakımından müvekkili şirketin maruz kalmış bulunduğu toplam zararın tahakkuk eden ticari faizi ile birlikte davacıdan tahsiline, davacı karşı davalının Ingenico tarafından kendilerine yönlendirilen satış satışları arttırmak için hiçbir çaba sarf etmemesi, bu vesileyle müvekkili şirketin özel gelir payı tahsil edememek ve ürünün piyasada tanınırlılığını arttırmamak sebepleri ile maruz kaldığı maddi ve manevi zararların davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddesi uyarınca, karşı davacının müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği davanın alacak ve tazminat talepleri açısından karşı dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiğinden ve söz konusu dava şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, mahkememiz … Esas sayılı dosyasındaki davaya, karşı dava olarak 11/03/2019 tarihinde açılmış mahkememizce 13/05/2019 tarihli oturumdaki ön incelemede karşı davanın tefrikine karar verilerek mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
HMK’nun 115/1. Maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir” hükmü amirdir.
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7155 sayılı kanunun 20. Maddesiyle 6102 sayılı TTK 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesinde; dava şartı olarak arabuluculuk getirildiği, söz konusu düzenleme ile ” Bu kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü amirdir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A/2 maddesinde; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü amirdir.
Yapılan düzenleme 7155 sayılı kanunun 26. Maddesinde gereğince 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava dosyasının yapılan incelemesinde davacı tarafça, arabuluculuk faaliyetine başvurulduğunun belirtilmediği, buna ilişkin olarak arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmadığı davacının ara buluculuğa başvurmadan doğrudan karşı dava olarak dava açtığı açıkça anlaşıldığından; açılan davanın Arabulucuk Kanununun 18/A-2. Maddesi ile HMK’nun 115/2. maddesi hükmü gereğince, davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Açılan davanın arabuluculuk DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 170,77 TL’nin mahsubu fazla yatırılan 126,37.-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize ya da mahkememize verilmek üzere bir başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile HMK 341 Maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..

Katip …

Hakim …
¸
İade Harç ; 126,37.-TL