Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/239 E. 2019/426 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/239 Esas
KARAR NO : 2019/426

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalının… şubesi nezdinde müştereken …numaralı hesap ve buna bağlı alt hesaplar, yine müvekkillerinden …’ ın münferiden …numaralı hesap ve buna bağlı alt hesaplarla vadeli mevduat hesabı açtıklarını, müvekkillerinin 2018 yılı Mayıs ayında hesap ve bağlı alt hesaplarını kontrol ettiklerinde talimatları olmaksızın sahte imzalı talimatlarla hesaplar arası virman işlemleri yapıldığını, bahse konu bankanın taahhüt ettiği faiz oranında faiz ödemesi yapmamak için hesaplar arasında virman yaparak tam ve eksiksiz faiz ödemesi yapıldığı yönünde aldatıcı hareketlerde bulunulduğunu tespit ettiklerini, bunun üzerine yapılan detaylı incelemeler sonucu hesap hareketlerinde ticari ve ekonomik olarak hiçbir anlamı olmayan pek çok hareket olduğunun görüldüğünü, müvekkilleri adına çok sayıda alt hesap açıldığını, müvekkilleri aleyhine işlenen suçlar ve müvekkillerinin çok yüksek tutarlarda maddi zararlara uğraması nedeniyle davalı banka şubesi yetkilileri ve çalışanları aleyhine İstanbul …’ nin … soruşturma numaralı dosyasıyla şikayette bulunulduğunu beyanla davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulüyle, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL ve 10.000,00 USD’ nin fiili ödeme günündeki kur karşılığı üzerinden ihtarname tarihi olan 11/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu hesabın ticari işletme ile ilgili olduğunu, söz konusu davanın ticari nitelikli bir dava olduğunu, uyuşmazlığın ticari nitelikte olması nedeniyle davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini beyanla görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde fotokopi olarak sunulan davaya konu banka kayıtları, virman talimatları, hesap ekstreleri, hesap cüzdanları, 13/03/2018 tarihli hesap mutabakatı, Beşiktaş … Noterliğinin 11/07/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, 11/04/2018, 12/04/2018 ve 16/04/2018 tarihli ihtarnameler, 05/09/2018 tarihli BDDK başvurusu, Özel Tespit Raporu, …, …Soruşturma sayılı dosyasının dosya arasında olduğu görülmüştür.
Davalı bankaya yazılan müzekkereye cevap verildiği davaya konu banka kayıtları, virman talimatları ve hesap ekstrelerinin gönderildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; bankanın vadeli mevduat hesaplarına ilişkin haksız uygulaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davanın İstanbul … Tüketici Mahkemesinin…Esas…Karar sayılı 21/03/2019 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak “Her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğu” düzenlenmiş, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar” da sayılmıştır. Kanunun 5. maddesinde ise ticari davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu düzenlenmiştir
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemler “tüketici işlemi” kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı biçimde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. fıkrasında da “Tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. fıkrasında da; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi olmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacıların banka nezdinde bulunan vadeli hesaplarında davalı bankaca haksız uygulamalarda bulunulduğu, davacılar vekilinin 23/10/2019 tarihli duruşmada alınan beyanında müvekkillerinin bu hesapları kişisel yatırım amaçlı kendilerine birikim olsun diye açtıklarını beyan etmesi karşısında; davacıların ticari veya mesleki amaçla hareket etmediği,bu haliyle kişisel yatırım amaçlı hesapların açıldığı ve yapılan işlemin tüketici işlemi sayıldığı ve davacıların tüketici konumda oldukları (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2017/1895 Esas, 2017/1969 Karar sayılı ilamı) anlaşılmakla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri gereğince bu tür davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alınarak ,mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1- Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyaya bakmakla İstanbul 8. Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Mahkememiz ile İstanbul 8. Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan iş bu görevsizlik kararının İstinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde HMK 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerini görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 23/10/2019

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza