Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/188 E. 2020/683 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/188 Esas
KARAR NO : 2020/683
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/04/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanmış olduğu araç gerçekleşen trafik kazası sonucu diğer araca arkadan çarptığı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, müvekkilinin kasko firması olan … Sigorta tarafından araç sahibinin hasarının ödendiğini, müvekkilinin olay esnasında orada olması sebebiyle müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip başlatıldığını, gerçekleşen trafik kazasına ilişkin karşı tarafın aracında 40.000,00 TL’lik hasar gerçekleştiğini ileri sürerek icra takibinin bu tutar üzerinden açıldığı, ancak müvekkilinin aracı karşı tarafın aracından daha kötü durumda olmasına rağmen 15.000,00 TL’ye tamir edildiğini, … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasından talep edilen hasar bedelinin takipte belirtilen kadar olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermemiş olduğu görüldü.
DELİLLER:
… plakalı araca ilişkin poliçe ve hasar dosyası, emniyet yazı cevabı ve icra dosyasının mahkememiz dosyası arasında olduğu görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğünün 11/03/2020 tarihli müzekkere cevabında; 08/08/2018 tarihi itibariyle … plakalı aracın … Noterliğinden … adına devir işlemi ile birlikte … plakaya nakil işleminin yapıldığının bildirildiği görüldü.
Celp edilen … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyanın tetkikinden alacaklı … SİGORTA A.Ş. tarafından borçlu … Aleyhine 32.650,00 TL asıl alacak + 3.584,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.234,56 TL üzerinden 20/11/2018 tarihinde takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 10/12/2018 tarihinde tebliğ olduğu görüldü.
Mahkememizin 19/02/2020 tarihli celsesinde dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 13/07/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı … olayda %100 oranında kusurlu olduğu,
Diğer araç sürücüsü … olayda kusursuz olduğu,
Araçtaki hasar bedeli 30.480,08 TL olduğu,
Davacının 1,81 promil alkollü olmasının kazaya münhasıran sebep olup olmadığı hususunda dosyada nörolg görüşü bulunmadığı,
Münhasıran alkolün etkisinde meydana gelmiş ise de davalının kendi akidine alkollü araç kullanmak nedeniyle rücu talebi yöneltmesinde sigortacılık uygulamaları bakımından uygunsuz bir durum bulunmadığı yönünden görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; meydana gelen trafik kazası neticesinde oluşan hasar bedelinin dava dışı araç sahibine ödenmesi nedeniyle davalı sigortacının davacı sigortalısından rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibinden ötürü borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yapılması zorunlu olan sigortalardandır. Zorunlu sorumluluk sigortaları 6100 sayılı TTK 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 TTK 4. Maddesinin 1. fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak Her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Davaya konu olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 16/1. Maddesi gereğince tüzel kişi tacir olan davalı ile 6502 sayılı TKHK 3/1-K maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi ve kazaya karışan aracında hususi otomobil sahibi olan tüketici davacı arasında yapılmış Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Policesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki akde dayalı olup davacının sorumluluğunun kaynağı davalıyla yaptığı trafik sigortası sözleşmesine aykırılıktır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı TKHK’nın 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektektedir. (Ankara BAM 2018/967 Esas 2019/888 Karar sayılı ilamı) 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesi gereğince görev hususu dava şartı olması HMK 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerektiğinden davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …Ş. vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza