Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/174 E. 2022/772 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/174 Esas
KARAR NO : 2022/772

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 15/04/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ nın … Ltd Şti ‘nin büyük hissedarı ve müdürü olduğunu, … Ltd Şti’nin üç ortaklı bir şirket olup %50 hissenin davacıya, %49 hissenin davalıya ve %1 hissenin de davacının yetkilisi olduğu … Ltd şti.ne ait olduğunu, davacının Libya vatandaşı olup yıllardır Türkiye’ de kurmuş olduğu … Ltd Şti ile Türkiye ve Libya arasında ticaret yaptığını, şirketi müdür olarak temsil etmekte olup şirket müdürü olarak …’nın 2022 yılına kadar atandığını, şirket müdürünün ortakların kararı ile atandığını, davalı … …’in şirketin ortağı olduğunu, yönetim yetkisi olmadığını, Ticaret sicil kayıtlarının sunulduğunu, davacının ülkesinde var olan karışıklıklar nedeni ile uzun süre Türkiye’ye gelemediğini, gelse dahi şirket işleri ile ilgilenemediğini, 2018 yılı Aralık ayında Türkiye’ye geldiğinde şirketin banka hesaplarındaki paranın çekildiğinin, şirkete şube açılışı yapıldığının tespit edildiğini, yaptığı araştırmada şirket ortağı Israr …’in kendisinin Türkiye’ de olmadığı 2014 yılında imzasının taklit ederek kendisini müdür olarak atadığını ve şirket adına işlem yaptığını tespit ettiğini, yapılan ortaklar kurulunda davacı adına ve davacının yetkili olduğu …. Ltd Şti. adına imza atıldığını ve atılan imzaların kendisine ait olmadığını tespit ettiğini, davalı tarafından davacı ve davacının yetkilisi olduğu şirket adına atılan sahte imzalarla karar alındığını, sahte imzalarla alınan karardan sonra davacı tarafından şirketin banka hesaplarındaki paraların çekildiğini ve şirkete ikinci bir şube açılış yapıldığını ve daha sonra bu şubenin kapatıldığını, şirket ile ilgili olarak ticari defter ve kayıtlara davacının erişiminin engellendiğini, bankalarda işlem yetkisinin kısıtlandığını, halen şirkete ilişkin olarak davacı tarafından bir işlem yapılamadığını, hukuki işlemlerdeki tüm hükümsüzlük hallerinin, hukuki işlem olmaları nedeniyle limited şirket genel kurul kararlarında da uygulandığını, genel olarak limited şirkette genel kurul kararının oluşmasında, sermayenin en az yarısından fazlasını temsil eden ortakların görüşülen mesele üzerinde olumlu oy kullanması gerektiğini, davaya konu edilen 27/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararında davacı ve davacının yetkilisi olduğu tüzel kişiliğin oy kullanamadığını, davalı … …’ in ortakların yerine geçerek onların iradesinin kendisinin kullandığını, ortaklar kurulu kararının alınması ile ilgili olarak davacıya ve yetkilisi olduğu tüzel kişiliğe herhangi bir tebligat yapılmadığından alınan karardan haberleri olmadığını, davalının sahte imza ile kendisini müdür olarak ataması ve işlem yapmasının yasalara aykırı olup sahte imza ile alınan 27/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararının ve Israr …’in müdürlüğüne ilişkin işlemin iptali gerektiğini, alınan karar batıl olup Israr …’in müdürlüğünün geçersiz olduğunu, yapılacak inceleme ile ortaklar kurulu kararındaki imzaların davacıya ve yetkilisi olduğu şirkete ait olmadığının tespit edileceğini, davanın bir tespit davası niteliğinde olduğunu ve yokluğun tespit halinde bu kararın herkes için hüküm ifade ettiğini, yok olan kararın başından itibaren hüküm doğurmayacağını, Israr …’in müdürlüğüne ilişkin karar ortakların imzasını taşımadığından kurucu unsurlarının eksik olup bu nedenle alınan kararın yok hükmünde olduğunu, davalının davadan haberdar olması halinde şirketin malvarlığını 3 şahıslara devretmesi ve bankada mevcut ve gelecek paraları çekmesi mümkün olup şirket karını kendi lehine kullandığı gibi şirketi borçlandırarak zarar ettirme ihtimali olduğundan tedbiren Israr …’in müdürlük yetkilerinin iptal edilmesini; şirkete kayyum atanmasını ve şirketin atanmış müdürü olarak davacının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı İsrar … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının usul ve yasaya aykırı davasının reddi gerektiğini, davacının kötüniyetli olarak kendisinden sadır olduğu çıplak göz ile dahi anlaşılabilecek imzasını inkar ettiğinden, tedbir talebi açısından Yüksek Mahkemenin aradığı “yaklaşık ispat” koşulu bulunmadığını, kötüniyetli imza inkarı iddiasına itibar edilmemesi gerektiğini, müvekkili Israr …’in turizmci bir iş adamı olduğunu, ülkesinde yaşanan karışıklıklar neticesinde Doğu Afrika’nın kuzeyindeki Eritre Devletinden ülkemize (Konya) iltica etmek ve ülkemizde ticaret yaparak geçinmeye devam etmek zorunda kaldığını, 2014 yılında Yabancı Kimlik Numarası alması üzerine, fiilen yürütmekte olduğu ticari ilişkileri, resmi olarak kendisinin de yürütmeye başladığını, davacı … adına atılan imzaların hepsinin gerçek ve bu şahsın bizzat kendi eli ürünü imzaları olduğunu, davacının, attığı imzaların sonuçlarının farkında olduğunu, 2013 yılından itibaren imzalarının bulunduğu bir kısım belgelerin şirketten temin edildiğini, buna göre; davacının 09/01/2013 Tarih… Nolu evrak ile, 24/01/2013 Tarih L-634 nolu evrak ile, 06/02/2013 Tarih … nolu evrak ile, 04/04/2013 tarih ve… nolu evrak ile, 21/08/2013 tarih ve… nolu evrak ile bizzat imzaladığı makbuzları incelenmek üzere mahkemeye sunduklarını, yine davacının 13/11/2014 tarihinde İstanbul … Noterliği huzurunda …yevmiye nolu işlemi ile … Makine Projesan ve Dış Tic Ltd Ştideki hisselerini müvekkiline devrettiğine dair Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’nin mevcut olduğunu, yine 05/06/2012 tarihinde İstanbul … Noterliği’nin huzurunda …Yevmiye Nolu işlemi ile … Ltd Ştindeki bir kısım hisselerini müvekkiline devrettiğine dair Limited Şirketi Pay Devri Sözleşmesi’nin mevcut olduğunu, bu sözleşmelerin, noter huzurunda düzenlendiğini ve bizzat davacı tarafça imzalandığını, belgelerin altındaki imzalar ile davacının itiraz ettiği imzaların çıplak göz ile dahi kıyaslandığında aynı elin ürünü olarak kullanıldığının açıkça anlaşıldığını, davacının tamamen kötüniyetli olarak ve aradan geçen 5 yıldan sonra, mahkemeyi aldatmayı amaçlayarak bu davayı açtığını, yokluğun tespiti istenen Genel Kurul Kararının altındaki imzaların davacıya ait olduğu gibi, bilinçli şekilde atıldığını beyanlarla davanın usulden reddine, davacıların haksız ve mesnetsiz olarak açtığı işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının usul ve yasaya aykırı davasının reddi gerektiğini, diğer davalı Yönetim Kurulu Üyesi…’in vermiş olduğu cevap dilekçesinde yer alan cevap ve belgelerden anlaşılacağı üzere, davacının kendisinden sadır olduğu çıplak göz ile dahi anlaşılabilecek imzasını inkar ettiğinden tedbir talebi açısından Yargıtay’ın da aradığı “yaklaşık ispat” koşulunun somut olayda gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin hali hazırda davacı-davalı her iki şirket müdürü tarafından, şirket unvanı altına atılan münferit imzalar ile temsil edildiğini ve işlerini bu şekilde yürüttüğünü, şirkete yönetim kayyumu atanması talebinin yegane kaynağının, organ boşluğu-eksikliği ile söz konusu olabileceğinden bu yöndeki talepleri için de koşulların mevcut olmadığını, müvekkili şirket aleyhine verilecek bir tedbir yahut kayyum tayininin şirketin ekonomik olarak mahvına sebep olacağından ve davacının da ortağı olduğu şirkete ileride giderilmesinin imkansız zararlar vereceğinden ve yasanın aradığı koşullar oluşmadığından kötüniyetli imza inkarı iddiasına itibar edilmemesi gerektiğini, öncelikle ihtiyati tedbir talebinin reddine sonrasında ise haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğni, davacı … adına müvekkili şirket ortaklar kurulunda atılan imzaların hepsinin gerçek ve bu şahsın bizzat kendi eli ürünü imzaları olduğunu, davacının attığı imzaların sonuçlarının farkında olduğunu, 2013 yılından itibaren imzalarının bulunduğu bir kısım belgelerin, müvekkili şirket kayıtlarında yer aldığını, davacının 13/11/2014 tarihinde İstanbul … Noterliği huzurunda …yevmiye nolu işlemi ile … Makine Projesan ve Dış Tic Ltd Ştideki hisselerini Israr …’e devrettiğine dair Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’nin mevcut olduğunu, belgeler altındaki imzalar ile davacının inkar ettiği imzaların çıplak göz ile dahi kıyaslandığında aynı elin ürünü olarak kullanıldığının görülebileceğini, davacının 2014 yılından 2018 aralık ayına kadar ülkemizde olmadığı, böylece yapılan işlemlerden de haberdar olmadığı yönündeki iddialarının tamamen asılsız olduğunu, …Ticaret Odası’ndan davacı adına yapılan işlemlerin sorgulamasında dahi 2015 yılı içinde çok sayıda işlem yapıldığının görüldüğünü, şahsın, … Firması üzerinde de yaptığı işlemlerin bulunduğunu, ısrar … ile davacının birlikte Sektör …Merkezi isimli … kanalında Muhabir … ve Kameraman …kapsamında verdikleri röportajın halen yayınlandığını, davacının usulsüzlük yapıldığını iddia ettiği müvekkili şirket ortaklar kurulu kararından sonra diğer davalı … … ile böyle bir röportaj içerisinde yer almasının hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, ayrıca davacının Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde tutulan, gümrük giriş ve çıkış kayıtları ile bahsettiği 2014-2018 yılları arasında ülkemizde olup olmadığının da anlaşılabileceğini, davacının, dava konusu genel kuruldan sonraki tarihlerde müvekkili şirketin diğer ortağı ve yöneticisi Israr … ile birlikte hareket eden hatta katıldığı fuarlarda birlikte röportaj dahi verebilen bir kimse olduğunu, davacının tamamen kötüniyetli olarak ve aradan geçen 5 yıldan sonra, mahkemeyi aldatmayı amaçlayarak davayı ikame ettiğini beyanlarla öncelikle tüm tedbir taleplerinin, mesnetsiz ve hukuksuz olduğundan tensip ile reddedilmesine, davanın usulden reddine, davacının haksız ve mesnetsiz olarak açtığı işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, …’nin sicil kayıtlarının dosyaya gönderildiği görülmüştür.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından …’nin mevcut tarh dosyasında yer alan imza asıllarının mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından …’nın imza örneklerinin celbi hususunda yazılan yazıya bilaikmal cevap verildiği anlaşılmıştır.
… vekilince 11/06/2019 tarihli dilekçe ile davaya konu edilen ortaklar kurul kararının okunaklı örneğinin mahkememize sunulduğu görülmüştür.
…Bankası Topkapı Ticari Şubesi’nce …’nın imzasının bulunduğu 11/01/2019 tarihli dekont aslının mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizin 25/06/2019 tarihli ara kararı ile davacı yanın şirket müdürünün azli ile yerine tedbiren kayyum atanması talebine ilişkin : “Davacının genel kurulda kendi adına imzanın sahte olduğu iddia ettiği imzanın sahteliği yönünde dosyaya delil ibraz edilmediği, Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybettiğine ilişkin haklı nedene dayanılarak yöneticinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını için ihytiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı, davanın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği değerlendirildiğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili tarafından ilan sayfalarının mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Davalı … vekili tarafından anılan şirkete ait karar defterini dosyaya sunulmuştur.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 14/05/2019 tarihli yazı cevabi ekinde evrak asılları, …’nın 11/07/2019 tarihinde imza örnekleri dosya içerisine kazandırılmıştır.
İstanbul …Noterliği’ne ait 14/01/2021 tarih, … numaralı yevmiye, 05/01/2015 tarih … numaralı yevmiye, 09/07/2015 tarih … numaralı yevmiye, 23/03/2015 tarih 0… yevmiye sayılı, 30/05/2014 tarih … yevmiye sayılı kararların, … 19. Noterliği’nin 26/09/2013 tarih ve…numaralı kira sözleşmesi aslının, Bakırköy… Noterliği’nin 29/05/2014 tarihli …,…,.., araç satış sözleşmesi aslının, … 24. Noterliği’nin 09/01/2013 tarih … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi aslının, İstanbul…Noterliği’ne ait 06/06/2014 tarih … yevmiye nolu imza sürkileri aslının, İstanbul … Noterliği’ne ait 03/09/2013 tarih,…yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce 11/07/2019 tarihli celse ile 27/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararı altındaki davacı adına asaleten ve … Makina…Ltd.Şti, temsilen atılan imzanın davacının el ürünü olup olmadğı hususlarında rapor tanzim edilmesinin istenildiği; Eksik hususların giderilmesiyle alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/01/2020 tarihli raporda; “İnceleme konusu belgede … adına atfen atılı imza ve… Ltd. Şti. adına atfen atılı imza ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde değerlendirme yapmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ nın 22/01/2020 tarihli raporu tüm taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 05/02/2020 tarihinde ATK raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili de 21/02/2020 tarihli dilekçesiyle ATK raporuna karşı itirazda bulunmuştur.
Davacı vekilinin yinenlenen tedbir talebine ilişkin olarak 16/03/2020 tarihli ara karar ile : “HMK.nun 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390. maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Dosyaya sunulan delillerin yaklaşık ispat için yeterli görülmediği gibi talep yargılamayı gerektirdiğinden..” gerekeçeleriyle reddine karar verilmiştir.
12/03/2020 tarihli ara karar ile davalı vekilinin rapora vaki itirazı dikkate alınarak, dava dosyasının… Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığına gönderilerek inceleme konusu belgedeki …adına atılan imzaların davacnın eli mahsulü olup olmadığı yönünden inceleme yapılmasına karar verilmiş, Jandarma Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 16/06/2020 tarihli raporda;”İnceleme konusu arar defterinin 2014/2 karar nolu ve 27/05/2014 karar tarihli sayfası üzerinde … ve … Makina Proje San.ve Dış. Tic. Ltd.Şti adına atfen atılı bulunan imzalar ile…’nın mukayese imzalarının aynı şahıs eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu…” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Jandarma Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 16/06/2020 tarihli rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 09/07/2020 tarihli dilekçesi ile rapora itirazda bulunarak dosyanın raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için grafoloji uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili 13/07/2020 tarihinde bilirkişi raporuna ve dosyanın esasına ilişkin beyanlarını dosyaya sunmuştur.
01/10/2020 tarihli celsede imzaya ilişkin raporlar arasında çelişki bulunduğundan dosyanın rapor tanzimi hususunda tevdi edildiği adli belge inceleme uzmanlarından oluşan bilirkişi heyeti raporunda; “25. Noterliği tarafından 15/03/2012 tarih ve … yevmiye nolu ile tasdik edilmiş 2012/yılı hesap dönemine ait, 78 sayfadan ibaret Karar Defterinin 27.05.2014 karar tarihli, 28/05/2014 tarih ve … y.no ile onaylarmış ve 30/05/2014 tarih ve … y.no ile onaylanmış “…” karar nolu sayfalarında … adına atılı imzaların mevcut mukayese ımzalarınakıyasla …’nın eli ürünü olmadığı…” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu tüm taraflara tebliğ edilmiştir.Davacı vekilince 19/12/2020 tarihli dilekçe ile bilirkşi raporuna beyan sunulmuştur.
Mahkememizce alınan 08/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; Davalı şirketin yasal defter ve belgelerinin dava dosyasına sunulmadığı/ sunulamadığı, dolayısıyla incelemenin mevcut dosya kapsamı ve davalı şirkete ait Karar defteri üzerinden yürütüldüğü, raporun değerlendirme kısmında detaylıca izah edildiği üzere Davalı şirketin incelemeye tabi tutulan karar defterinde, mahiyeti açıklanan bazı noksanlıklar tespit edilmekle birlikte davadaki temel ihtilafın 27.05.2014 tarihli mükerrer alınan karar etrafında yoğunlaştığı ve bu kararla ilgili değerlendirmelerin ayrıca yapılmış olduğu, dava konusu Genel Kurul toplantısının çağrısız yapıldığı, Davacının toplantıya davet edildiğine ve toplantıda hazır bulunduğuna dair dava dosyasına belge sunulmadığı, A4 kağıdı üzerine yazılan kararların karar defterine yapıştırılarak karar tarihinden sonraki bir tarihte notere onaylattırılmış olması usulünde; toplantıda alınan kararların toplantı sonrasında deftere yapıştırılmasının mümkün olduğu, Karar defterinin toplantılarda hazır bulundurulduğu hususunda belirsizlik yarattığı, dolayısıyla karar defterinin genel kurul toplantıları katılanlarının bir anlamda denetimine açıldığı anlamına gelmeyeceği, bununla birlikte limited şirket genel kurul kararlarının TTK.m.617/4 gereğince toplantı yapılmaksızın da alınabileceği, bu durumda dahi aynı karar taslağının tüm ortaklara gönderilmiş ve imzalarının alınmış olması gerektiği, 27.05.2014 Tarih ve 2014 /2 Sayılı genel kurul kararlarının aynı konu ve içerikte olduğu, ilk karardaki imza eksikliğinin ikinci kararda tamamlanmış olduğu, ilk kararda dahi TTK.m.620-621’deki toplantı ve karar yetersayılarının bulunduğu, ancak ilk karar yönünden, imzası eksik olan ortağın genel kurul toplantısına davet edilip edilmediği veya karardan haberi olup olmadığı yönünden şüphe yarattığı, ancak çağrıya ilişkin bir usulsüzlük olsa dahi Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre genel kurul kararlarında toplantıya çağrıya dair noksanlıkların tek başına iptal sebebi olarak kabul edilmediği, buna ilave olarak alınan kararın kanuna, şirket sözleşmesine veya dürüstlük kuralına aykırı da olması gerektiği, tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde, davacının imzalarının sahteliği iddiasının uzmanlık alanları dışında kalmakta olup, mahkemenin kanaati davacının imzalarının sahte olduğu yönünde olursa 27.05.2014 tarih ve… sayılı genel kurul kararlarının yok hükmünde veya batıl kararlar olarak kabul edilebileceği, buna karşılık davacının imzalarının kendisine ait olduğunun kabulü halinde, genel kurul kararının yokluğu, butlanı veya iptalini gerektirecek bir sakatlık tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu tüm taraflara tebliğ edilmiştir.
Yine imza incelemesine esas yapılan bilirkişi heyeti ek raporunda ; İnceleme konusu İstanbul … Noterliği tarafından 15/03/2012 tarih ve … y.no ile tasdik edilmiş, 2012/yılı hesap dönemine ait, 78 sayfadan ibaret Karar Defterinin 27.05.2014” karar tarihli, … 25. Noterliğince 28/05/2014 tarih ve…y.no ile onaylanmış “2014/2” karar nolu sayfasında … adına atılı imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı…” tespit edilmiştir.
17/02/2022 tarihli celsede davalı vekilinin rapora karşı itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti ek raporunda neticeten; 1.Dosyada kök raporlarından önce alınan imza incelemesine yönelik 3 rapordan 2 tanesine
göre dava konusu kararlardaki davacı imzalarının onun eli mahsulü olmadığı tespit edilmiş olduğundan, ayrıca kök raporlarının sunulmasından sonra davalı vekilinin talebi doğrultusunda adli belge inceleme uzmanı bilirkişilerden (…,…,…) alınan 21.06.2022 tarihli
Ek Bilirkişi Raporu ile de dava konusu aynı tarihli aynı numaralı ve aynı içerikli (28.05.2014 tarih
ve … y. no ile noter tasdikli) ortaklar kurulu kararı kararlardaki davacıya atfen atılan imzaların
kendi eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden, 2.Dava konusu ortaklar kurulu kararlarındaki, %49 hissedar olan davacının ve yine onun
imzası ile temsil edildiği iddia edilen %1 hissedar olan … Makine Proje Ltd Şti’nin genel
kurulda temsil edilmediği (imzalarının sahte olduğu) ortaya çıkmış olup, böylece çoğunluk
koşulunun da sağlanmadığı tespit edilmiş olduğundan, sahte imza ile alınan dava konusu
27.05.2014 tarihli ve …nolu ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğu, 3.Davacı tarafın davalının müdürlükten azline ve şirkete kayyım atanmasına dair
taleplerinin takdirinin ve değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu…” yönünde kanaat bildirimiştir.

Düzenlenen bilirkişi heyet ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 19/10/2022 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna itirazda bulunarak yeni rapor aldırılmasını talep etmiştir. 08/12/2022 tarihli celsede davalı vekillerinin yeniden rapor aldırılması taleplerinin dosya yeterince aydınlandığından reddine karar verilmiştir.
Dava, 27/05/2014 tarihli kararının yok hükmünde olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde; davaya konu 27.05.2014 tarih ve 2014/2 sayılı karar incelendiğinde, “Davalı …’in 10 yıl süreyle şirket müdürü seçildiği, daha önce şirket müdürü seçilen davacı …’nın şirket müdürlüğünün devam edeceği” yönünde alınmış bir karar olduğu, kararda imzası bulunan ortakların davalı … … ve davacı … olduğu, toplatıda hazır bulunmayanların: … Makine Poroje San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. olduğu, kararın, A4 kağıdına yazılarak karar defterinin 15. sayfasına yapıştırıldığı ve İstanbul … Noterliği’ nin 28.05.2014 tarih ve… yevmiye numarasıyla onaylattırıldığı, 27.05.2014 Tarih ve … sayılı (mükerrer) karar içeriğinin: “Davalı … …’in 10 yıl süreyle şirket müdürü seçildiği, daha önce şirket müdürü seçilen Davacı …’nın şirket müdürlüğünün devam edeceği” yönünde alınmış bir karar olduğu, kararda imzası bulunan ortakların, davalı … … ve davacı , … Makine Poroje San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. Şeklinde olduğu, kararın, A4 kağıdına yazılarak karar defterinin 16. Sayfasına yapıştırıldığı, İstanbul … Noterliği’nin 30.05.2014 tarih ve … yevmiye sayısı ile onaylattrılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu genel kurul toplantısının çağrısız yapıldığı, limited şirketlerde müdür ya da müdürler kurulunun genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili olup, tek başına şirket müdürü olan davacının genel kurulu toplantıya çağırdığına dair alınmış bir kararın dosyaya sunulmadığı, davacının toplantıya davet edildiğine ve toplantıda hazır bulunduğuna dair dava dosyasına belge sunulmadığı, A4 kağıdı üzerine yazılan kararların karar defterine yapıştırılarak karar tarihinden sonraki bir tarihte notere onaylattırılmış olması usulünde; toplantıda alınan kararların toplantı sonrasında deftere yapıştırılmasının mümkün olduğu, karar defterinin toplantılarda hazır bulundurulduğu hususunda belirsizlik yarattığı, dolayısıyla karar defterinin genel kurul toplantılarına katılanlarının denetimine açıldığı anlamına gelmeyeceği hususları birlikte gözetildiğinde davacının karar defterindeki imzasının kendisine ait olup olmadığı, dolayısıyla alınan kararlardan haberdar olup olmadığı yönündeki iddialarının ispatı karar altındaki imzalarının davacıya ait olması halinde kararın geçerli olacağı, dava konusu Karar Tarihi 27.05.2014 Karar No 2014/2 sayılı 28.05.2014 tarih ve …yevmiye ile noterce onaylanmış ve aynı tarih, no ve aynı içerikte olup 30.05.2014 tarih ve … y.no ile noterce onaylanmış olan … ortaklar kurulu kararlarındaki … imzalarının; Adli Tıp Kurumundan alınan 22.01.2020 tarihli raporda davacının eli mahsulü olmadığının, İ… Kriminal Polis Laboratuvarından alınan 15.06.2020 tarihli uzmanlık raporunda davacının mukayese imzaları ile aynı şahıs eli olmasının kuvvetle muhtemel olduğunun, adli belge inceleme uzmanlarından alınan 30.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı …’ nın eli ürünü olmadığının, adli belge inceleme uzmanlarından alınan ek bilirkişi raporunda davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, alanında uzman tüm bilirkişi kurul ve heyetlerinden alınan çoğunluk raporlarına göre dava konusu 27.05.2014 tarihli ve …karar nolu kararlardaki davacıya atfen atılan imzaların davacının eli mahsulü olmadığının tespit edildiği, davalı tarafın itirazları ve talebi doğrultusunda dava konusu 27.05.2014 tarih ve … nolu, iki şirket ortağının imzasını taşıyan 28.05.2014 tarih ve … y. no ile noter tasdikli ortaklar kurulu kararı üzerinde de imza incelemesi yaptırıldığı ve ek bilirkişi raporu alındığı, teknik bilirkişi raporlarının yanı sıra kök rapordan sonra Adli belge inceleme uzmanlarından alınan ek bilirkişi raporu ile de dava konusu aynı tarihli aynı numaralı ve aynı içerikli kararlardaki davacıya atfen atılan imzaların kendi eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden, ayrıca %49 hissedar olan davacının ve yine onun tarafından temsil edildiği iddia edilen %1 hissedar olan … Makine Proje Ltd Şti’nin genel kurulda temsil edilmediği ortaya çıktığından, çoğunluk koşulunun da sağlanmadığı tespit edilmiş olup sahte imza ile alınan dava konusu kararın yok hükmünde olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince sunulan 20.10.2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile bilirkişilerin dilekçelerinde sunulan, kira sözleşmesi, adres taşıma, şirket kasasından davacı tarafından para alınması gibi davanın aydınlatılması açısından elzem işlemleri, kendilerine bu hususta görev de verilmiş olmasına rağmen incelemedikleri ifade edilmiş ise de; 08.12.2021 tarihli kök bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere, davalı şirket vekilince bilirkişi incelemesine yalnızca karar defterinin sunulduğu, davalı şirketin diğer ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı anlaşılmakla bu yöndeki savunmaya itibar edilmeyerek bilirkişi raporunun dosyayı yeterince aydınlattığı kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar davalı vekilince aynı tarihli dilekçe ile davaya konu ortaklar kurulu kararından sonra şirketin birçok önemli karar aldığını, davacının bu kararların alınmasına bizzat iştirak ettiğini ve olumlu irade gösterdiğini ifade etmiş ise de; dava dilekçesindeki talebin 27.05.2014 tarihli karardaki davacı imzalarının sahte olduğunun tespitine yönelik olduğundan yalnızca bu karardaki imzaların sahteliğinin araştırılmasının davanın esasını çözecek nitelik olduğu, davacı tarafın, kendi adına sahte imza atılarak müdür değişikliği yapılmasına dair kararın alınmasını öğrendikten sonra dahi olsa şirketin diğer belgelerini veya kararlarını imzalamış olması, bu davadaki iddia ve taleplerinden vazgeçmesi şeklinde değerlendirilemeyeceği ve davacının TMK madde 2 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı davranışının da bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Anılı davada şirketin hasım gösterilmesi gerekir. Bu davalarda, davanın şirket ortağı veya şirket müdürüne yöneltilmesi mümkün değildir. Eldeki davada da şirketin yanında davanın yöneltildiği şirket ortağı davalı … ıl’ın pasif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşılmakla davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davanın Kısmen KABULÜ Kısmen REDDİ ile;
1-Davalı …aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-27/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun TESPİTİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL karar ve ilam harcından, peşin harç olan 44,40-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 36,30.-TL harcın davalı …’nden alınarak hazineye irad kaydına,
3-9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
4-9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ‘e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 598,10.-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00.-TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 44,40.-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.693,30‬.-TL yargılama giderinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …’nin yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … ‘ın yapmış olduğu 6.600,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekillerinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır