Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/138 E. 2020/649 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/138 Esas
KARAR NO : 2020/649
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/03/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkili hakkında … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas ve 2018/… Esas sayılı dosyalarından ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin eğitim durumu ve hukuki bilgisinin yetersiz olması sebebiyle dosyalara itirazda bulunamadığını, müvekkilinin davalı banka ile borçlu olmasını gerektirir bir sebep bulunmadığını, takibe mesnet yapılan kredi borcuna müvekkilinin kefil olmadığını, takibe konu kredi sözleşmesinden önceki bir tarihte 2014 yılında müvekkilinin … ‘na başka bir kredi sözleşmesi için kefil olduğunu, ancak kefil olduğu borcun ödendiği ve kredi borcunun kapandığını, müvekkilinin icra takiplerine dayanak sözleşmelerde imzasının bulunmadığını beyanla takiplerin teminatsız olarak durdurulmasını, takipte borçlu olmadığının tespiti ile takiplerin iptalini, kötü niyetli alacaklının %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, davacı borçlu her ne kadar davalı bankadan kullandığı ve kefili olduğu kredinin … tarafındn ödendiğini iddia ederek borçlu olmadığını iddia etse de bu iddianın asılsız ve gerçek dışı olduğunu, zira davacı …, asıl kredi kullanan …’nun kredi dayanağı olan kredi sözleşmelerinden doğan nakdi veya gayrinakdi tüm kredi borcuna kefil olduğunu kabul ederek kefalet sözleşmesini imzaladığını, bu kredi sözleşmesine ve kefalet sözleşmesine istinaden çekilen kredi borcunun da ödenmemesi sonucunda yasal takip başlatıldığını, aynı kredi sözleşmeleri nedeniyle diğer kefil … tarafından …. ATM’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile Menfi Tespit davası açıldığını beyanla; davanın bu dosya ile birleştirilmesi gerektiğini beyanla; öncelikle yetki ve arabuluculuk dava şartı yokluğundan ve haksız olarak açılan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına talep etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Müdürlüğünün 2018/… ve 2018/… Esas sayılı dosyalarının bir sureti, Kredi sözleşmeleri örneğinin, … ATM 2019/… Esas sayılı dosyasının bir suretinin dosya arasında olduğu görüldü.
Mahkememizn 19/02/2020 tarihli celsesinin 8 nolu ara kararı gereği dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 10/07/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosyada olduğu, taraf vekillerine tebliğ edilmiş olduğu görüldü.
Bilirkişi 10/07/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davalı bankanın davacı kefilden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibari ile; 61.109,46 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı,
Üretici Kredi kartından dolayı 8.166,50 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı,
Taksitli krediden dolayı 70.408,16 TL alacaklı olduğu,
Üretici kredi kartından dolayı 9.638,18 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
GEREKÇE:
Dava; dava dışı … nun davalı banka ile imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan bedelin ödenmemesi sebebiyle kefil olan davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinde borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu görüldü.
Davalı vekilinin UYAP sisteminden göndermiş olduğu 30/09/2020 tarihli dilekçesi ile … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas ve 2018/… Esas sayılı dosyasına ilişkin kredi borçları davacı ve diğer borçlular tarafından ödendiğini, dosyanın haricen tahsil nedeniyle kapatıldığını, davanın konusuz kaldığını, bilirkişi raporunda davacıların borçlu oldukları ve dava açmak da haksız oldukları göz önüne alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 26/10/2020 tarihli UYAP sisteminden göndermiş olduğu dilekçesi ile işbu davadan feragat ettiklerini bildirdiği görüldü.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden davadan feragate yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 311/1. maddesinde “Feragat ve Kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur” hükmü dikkate alındığında, davacının açmış olduğu davasından feragat etmesi nedeniyle, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar harcından, peşin yatırılan 911,31 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 856,91 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE.
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 7.737,19 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen usulen anlatıldı. 05/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza