Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/108 E. 2021/573 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/108 Esas
KARAR NO:2021/573

DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/03/2019
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …Ş. Tarafından trafik sigortası yapılan … plakalı aracın 12/07/2017 tarihinde müvekkilinin malik ve sürücüsü olduğu … plakalı araca kusurlu şekilde çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin davaya konu kaza neticesinde maddi ve manevi pek çok cefa çektiğini, davalı … şirketine başvurulduğunu, ancak müvekkilinin mağduriyetinin giderilemediğini, davalı araç sürücüsü …’ün kazanın oluşumunda ve müvekkilinin yaralanmasında kusurlu olduğunu, kusuruyla kazaya sebebiyet veren aracın ruhsat sahibi davalı …’ın müvekkilinin maddi ve manevi zararından sorumlu olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olan bedeli hasar tazminatının şimdilik 5.000,00 TL’sinin muaccel olduğu tarihten itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemiş yasal faiziyle davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde hasar dosyası açılmış da ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığını, kusur durumunun net ve kesin olarak tespiti gerektiğini, geçerli başvuru yapılmadığından müvekkili şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, mahkemece faize hükmedilmesi halinde faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini beyanla; davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini, olayda kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, davacının dava açma zaman aşımı süresinin dolduğunu beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkiye ve göreve itirazları olduğunu, dava harcının eksik olduğunu, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği maddi zararları bilecek veya belirleyebilecek durumda olduğunu, bu sebeple davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, davacıya polislerin düzenlediği kaza tespit tutanağında yer alan davala tarafa verilen %75 kusur oranına isabet eden miktar olan 14.250,75 TL’nin ödendiğini, zamanaşımı itirazları olduğunu, arabuluculuk görüşmelerine davet edilmediklerini, kazanın meydana geldiği caddenin bölünmüş refüjlü bir yol olduğu, kazanın olduğu caddeye giriş için kontrollü dönüş tabelası-kontrollü dönüş izni veren trafik işareti bulunmadığını, …’ün … plakalı araç ile dönüş yapıp karşı sokağa girmek için dönüş tabelasına yaklaştığı ve dönüş sinyalini vererek karşı caddeye girmek için beklediğini, davacının ise ana caddeden aşırı süratli bir şekilde geldiğini ve davalının kullandığı araca arka sağ yandan vurduğunu, davacının motosiklete kasksız ve hiçbir koruma önlemi almadan binmiş olması sebebiyle kazanın meydana gelmesine neden olduğunu beyanla; dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanağı, kaza tespit tutanağı örneği, davacıya ait alkol rapor örneği, … plakalı aracın ruhsat fotokopisi, … plakalı aracın ruhsat fotokopisi, …’e ait sürücü belgesi örneği, davacıya ait tedavi evrakları örneği, poliçe ve hasar dosyası örneğinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
… SGK İl Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, davaya konu kaza nedeniyle davacıya herhangi bir aylık/gelir bağlanmadığının bildirildiği görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, davacının işsiz olduğu, gelirinin bulunmadığı, babasına ait evde ikamet ettiği, bakmakla sorumlu olduğu kişilerin olmadığı, üzerine kayıtlı taşınır taşınmaz bulunmadığı, kazadan dolayı ayağında platin olduğu, ilkokul mezunu, 28 yaşında ve bekar olduğu şeklinde tutunak tutulduğu görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne 2. Kez yazılan müzekkereye cevap verildiği, 29/03/2021 tarihli tutulan tutanak ile davacının mekatronik elektronik tamircisi olduğu, 3.500,00 TL gelirinin bulunduğu, babasına ait evde ikamet ettiği, bakmakla sorumlu olduğu kişilerin olmadığı, üzerine kayıtlı 5.000,00 TL’lik motosiklet bulunduğu, kazadan dolayı sağ bacağının kırık sağlıklı yürüyemez olduğu, ilkokul mezunu, 30 yaşında ve bekar olduğu şeklinde tutunak tutulduğu görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, davalı …’ın turizm taşımacılık işi yaptığı, aylık ortalama 4.300,00 TL geliri olduğu, aynı zamanda danışmanlık işi yaptığı ve bu işten asgari ücret kazandığı, ikamet ettiği evin kira olduğu, 950,00 TL kira bedeli ödediği, 9 yaşında bir erkek çocuğu olduğu, ancak ikamet ettiği evde sadece kendisinin yaşadığını, üzerine kayıtlı …’te bir evi olduğunu, boşanma aşamasında olduğunu ve evi eşine devredeceğini, lise mezunu 39 yaşında olduğu, herhangi fiziksel bir engelinin olmadığı, üzerine kayıtlı ancak kayıp halde … marka aracı bulunduğu yönünden tutanak düzenlendiği görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, davalı …’ün sabit bir işinin olmadığı, babası ile birlikte Orman İşletme Müdürlüğünde izin alarak ruhsatlı kesim yaptığı, bu işten aylık ortalama 2.500,00 TL civarında ücret aldığı, kış sezonunda işlerine son verildiği, bu işten başka gelirinin olmadığı, eşi ve 2 çocuğu ile birlikte yaşadığı, eşinin ev hanımı olduğu, kiralık dairede oturduğu, kira ücretinin 650 TL olduğu, üzerine kayıtlı Peugout 406 marka 1998 model aracının olduğu, lise mezunu ve 30 yaşında olduğu, fiziksel engelinin bulunmadığı, kronik bir rahatsızlığının olmadığı yönünde tutanak tutulduğu görüldü.
Mahkememizin 04/09/2019 tarihli celsesinin 8 nolu ara kararı gereğince dosyanın kusur yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiş olup, ATK Trafik İhtisas Dairesi 28/10/2019 Tarihli kusur raporunda sonuç ve özet olarak;
A-Minibüs sürücüsü davalı …’ ün %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu,
B-Motosiklet sürücüsü davacı …’ in %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu yönünden kanaat bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 04/09/2019 tarihli celsesinin 8 nolu ara kararı gereğince dosyanın maluliyet yönünden ATK … İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiş olup, ATK … İhtisas Dairesi 11/05/2020 Tarihli maluliyet raporunda sonuç ve özet olarak;
1-… ve … oğlu 15.11.1991 doğumlu …’in 12.07.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı,
2-İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 11/11/2020 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince dosyanın aktüer bilirkişisine tevdine karar verilmiş olup, bilirkişi 24/01/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
1) Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 11.982,02 TL olduğu,
2) Temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 11.03.2019 dava tarihi, davalı sürücü … ve davalı işleten … yönünden 12.07.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faizi olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Davacı vekilinin 05/02/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebinin 11.982,02 TL’ye, manevi tazminat talebini ise 50.000,00 TL’ye arttırdığını beyan ettiği, tamamlama harcının yatırıldığı, ıslah dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği görüldü.
Mahkememizin 24/02/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince dava vekiline dava dilekçesinde bildirdiği 5.000,00 TL maddi tazminatın ne kadarının geçici ne kadarının sürekli iş göremezlik talebi olduğuna ilişkin beyan dilekçesi sunmak üzere 2 haftalık süre verildiği, davacı vekilinin 03/03/2021 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde belirtilen maddi tazminatının tamamının geçici iş göremezliğe ilişkin olduğunun bildirildiği görüldü.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 12.07.2017 günü saat 21.15 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletle … Caddesi üzerinde seyirle olay yeri kavşağın olduğu yere geldiğinde, karşı yol bölümü üzerinden gelip orta refüj aralığının olduğu yerden … Sokak tarafına geçmek üzere sola dönüşle önüne çıkan davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı minibüsün sağ yan arka kısımlarına, kendi aracının ön kısımları ile çarpması sonucu dava konusu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, mahkememizce aldırılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda ‘Minibüs sürücüsü davalı …’ ün %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu, Motosiklet sürücüsü davacı …’ in %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu’ kanaatine varıldığı, davacı sürekli ve geçici iş göremezlik oranının tespiti için aldırılan ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; ‘… ve … oğlu 15.11.1991 doğumlu …’in 12.07.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği’ kanaatine varıldığı, yine aktüer bilirkişisine yaptırılan inceleme neticesinde; ‘Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 11.982,02 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 11.03.2019 dava tarihi, davalı sürücü … ve davalı işleten … yönünden 12.07.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faizi olduğu’ yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüş olup, davacı tarafından davalı … şirketine iş göremezlik maddi zarar talebi yönünden ihtarın dava öncesinde hangi tarihte yapıldığına ilişkin belge sunulmadığı görülmüştür.
Somut olayda davacılar uğradıkları manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Buna göre Manevi tazminatın miktarının tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyuan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatının miktarının belirlenmesinde her olayagöre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23/06/2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; ‘Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değiltir. Burada amaçlanan sadece ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla; caydırıcı olabilmektir.’ denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu olayda davacının %10, davalı …’ün %90 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniye davacının sürekli iş göremezliğinin olmadığı, aktüer bilirkişisince yapılan hesaplama neticesinde de davacının nihai ve gerçek iş göremezlik maddi zararının 11.982,02 TL olduğu, davalı … yönünden temerrüt başlangıcının dosyaya başvuruya yönelik herhangi bilgi ve belge sunulmadığı gözetilerek dava tarihi, diğer davalılar yönünden 12/07/2017 kaza tarihi dikkate alınarak aldırılan raporlar neticesinde; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 11.982,02 TL maddi tazminatın davalılardan … A.Ş yönünden (poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) 11/03/2019 tarihinden itibaren, diğer davalılardan … ve … yönünden 12/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ayrıca davaya konu kazanın oluş şekli, alınan maluliyet raporu, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı , ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın davacılar üzerinde yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’den 12/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince; arabuluculuk gideri hesaplaması için sistem üzerinden yapılan inceleme neticesinde sarf kararı düzenlenmediğinden ödeme yapılmadığı, ancak ileride sarf kararı düzenlenmesi halinde arabulucuya ödenecek olan 1.320,00-TL tarife bedelinin maddi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verildiği ve arabuluculuk tutanağından davalı … yönünden başvurulduğu anlaşılmakla; davalı …Ş. aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-11.982,02 TL maddi tazminatın davalılardan … A.Ş yönünden (poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) 11/03/2019 tarihinden itibaren,
Diğer davalılardan … ve … yönünden 12/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’den 12/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 818,49 TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç ve tamamlama harcının toplamı olan 205,39 TL’nin mahsup edilerek eksik yatırılan 613,10 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55 TL Karar ve İlam Harcından peşin alınan 854,00 TL harcın mahsup edilerek fazla yatırılan 512,45 TL’nin davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 2.918,59-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 799,40 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden; Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden; Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat talebi üzerinden AAÜT 10/2 fıkrası gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden; Davacı vekil ile temsil edildiğinden kabul olunan manevi tazminat talebi üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve … ‘nden alınarak davacıya verilmesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
10-Zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sarf kararı düzenlenmediği görülmekle; sarf kararı düzenlendiğinde devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalı …Ş.’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekili ve davalı …’ün yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza