Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/986 E. 2020/700 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/986 Esas
KARAR NO : 2020/700
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında … plakalı araç için 20.03.2016 – 20.03.2017 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı aracın 17.07.2016 tarihinde karıştığı kaza sonucu düzenlenen kaza tespit tutanağına göre sigortalı aracın kusurlu olduğunun sabit olduğunu ve karşı taraf araçlarında toplam 51.014,33-TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, ilgili tutarın talep üzerine dava dışı karşı tarafa ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olarak pek çok aracın zincirleme trafik kazası geçirmesine sebebiyet verdiği ve kazadan sonra olay yerini terk ettiğinin kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, yasal düzenleme gereğince, sigortalı araç sürücüsü kaza sonrası olay yerini terk ettiği için, müvekkili şirket tarafından karşı taraflara ödenen hasar bedelinin rücuen sigortalıdan tazmini için sigortalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun, açık yasal düzenlemeye rağmen haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu nedenle davanın kabulü ile borçlunun icra takibine karşı yapmış olduğu haksız itirazının iptaline karar verilmesini, borçlunun haksız ve dayanaksız itirazı neticesinde zarara uğramış olduğunu, mağduriyetinin giderilmesi amacı ile takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının rücu talebi dayanağının mülkiyeti müvekkiline ait olan otobüsün sürücüsünün olay yerini terkettiği iddiasına dayanmakta ise de, bu hususun somut olayda tutulan kaza tespit tutanağı ve ekte sundukları Yargıtay uygulamalarıyla yeterli olmadığını, sigorta şirketinin sigortalı aracıın sürücüsünün olay yerini terketmesini rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığı gibi sigortalıya rücu sebebi de olmadığını, dava konusu olayda kazanın davacı sigortacısının düzenlemiş olduğu poliçe yürürlülük süresi içerisinde gerçekleşmiş olduğunu, bu hususun tartışma konusu olmadığını, kaza tespit tutanağında otobüs sürücüsünün olay yerinden firar ettiği yazılı olsa da otobüs şoförünün otobüs kullanma ehliyetinin olduğunu ve alkol raporunun %0 olduğunun sabit olduğunu, şoförü tutan kolluk görevlilerin firari bir kişinin ehliyet bilgilerini nasıl yazacaklarını, alkol testini nasıl kaza tespit tutanağına yazacaklarını, kaza tespit tutanağına göre firar hususunun bu nedenlerle doğru olmadığını,davacının bu hususlarda ne dava dilekçesinde ne icra dosyasında hiçbir şekilde beyanda bulunmadığını, davaya konu olayın 17/07/2016 tarihinde gerçekleştiğini, davanın ise 27/12/2018 tarihinde açıldığını, TTK 1420 md göre sigorta sözleşmesinden kaynaklanan istemlerin 2 yıl zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini, haksız takip nedeniyle davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; rucüen tazminat alacağının tahsili amacı ile başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyası , bilirkişi teknik raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2018/… takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı … A.Ş tarafından davalı … ve … aleyhine 57.952,15.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Sigorta A.Ş tarafından 02/04/2019 tarihinde hasar dosyası ve sigorta poliçesinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce Sigorta Bilgi Gözlem Merkezi’ne yazılan yazı cevabında, … plakalı, …’a ait en son tanzim edilmiş olan Trafik Sigortası poliçesindeki … şasi numarası bilgisi kullanarak yapılan sorgulama ile, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) poliçe hasar bilgisi, Kasko Sigortası poliçe hasar bilgisi, Ekspertiz Rapor bilgisi, Kaza Tespit Tutanağı bilgisi,İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ve Yeşil Kart Poliçe bilgilerinin araştırılarak bulunan bilgilerin gönderildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan teknik bilirkişi heyet incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; kusur yönünden, hasar yönünden ve sigorta yönünden değerlendirmenin yapıldığını, kusur yönünden yapılan incelemede dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … ‘nın %100 oranında kusurlu olduğu, diğer sürücülerin kusurlu olmadıklarını, davaya konu kazaya karışan ve hasar bedeli talep edilen araçlardan … plakalı araca ait hasar bedelinin değerlendirilmesinin yapıldığını, kaza tarihi itibariyle hasar bedeli tutarının 36.850,58.-TL olduğunu, diğer araçlarla ilgili dosyaya sunulan resim , belge vs delil bulunmadığından hasar bedelinin tespit edilmesinin mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olarak pek çok aracın zincirleme trafik kazarı geçirmesine sebebiyet verdiği ve kazadan sonra olay yerini terk ettiğinin kaza tespit tutanağıyla sabit olduğunu, sigortacının sigortalıya rücu şartlarının gerçekleşmesi için sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait olduğunu, bunun sonucun da sigortalıya rücu hakkı gerçekleşmediği ilişkin görüş ve kanaat bildirmiştir.
Teknik bilirkişi heyet rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili 05/03/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi heyet raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Davacı vekili ise 02/04/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi heyet raporuna ve davaya ilişkin itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı … şirketinin davalı sigortalısının yapmış olduğu kazadan sonra kaza yerini terk etmesi sebebiyle, poliçe şartlarını ihlal ettiğini, bu nedenle kaza sebebiyle 3. kişilerin uğramış olduğu zararları tazmin ettikten sonra ödediği tutarları davalıdan tahsil etmek için işbu rücu davasını açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyası, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre;
17/07/2016 tarihinde saat 23.50 sıralarında İstanbul Tem Otoyolu – Ankara yönü istikametinde maliki …’a ait … plakalı otobüsü sevk ve idare eden … orta şeritte seyir halindeyken Karabük bağlantı yolunu kaçırarak, sadece görevli araç dönüşleri için ayrılan acil dönüş alanından İstanbul istikametine dönüş yapmak istediği esnada, hemen arkasında sol şeritte seyir halinde olan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımları ile … plakalı otobüsün arka kısımlarına çarpması, yine sol şeritte seyir halinde bulunan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımları ile önünde bulunan … plakalı aracın arka kısımlarına çarptıktan sonra , sağ şeritte seyir halinde bulunan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün komple sol yan kısımlarına çarpması neticesinde çok araçlı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meydana geldiği esnada maliki …’a ait … plakalı aracı sevk ve idare den sürücü olay yerinden uzaklaşmıştır.
Dava dışı sürücü … ‘nın kazaya karışan sigortalanan … plakalı aracı kullanmaya ehil olduğunun E sınıfı sürücü belgesinden anlaşıldığı, kaza anında davalının alkollü olup olmadığı hususunun tespiti yapılamamakla birlikte kaza tespit tutanağında alkol promil oranının %0 olarak işaretlenmesi, kazadan bir gün sonra kaza tespit tutanağını hazırlayan polis memuru tarafından sürücünün alkol testinin yapıldığı, hayatın olağan akışına göre sürücünün alkollü olmadığının kabulü gerekeceği, sürücünün kaza yerini terk etmesinin zararın oluşumuna neden olmadığı, bir başka ifadeyle sürücünün olay yerini terk etmeseydi de söz konusu zararın meydana geleceğinin celp edilen kusur raporlarından anlaşıldığı, bu haliyle oluşan zararın tazmininden poliçe limitleri dahilinde davacı … şirketinin sorumlu olduğu, sürücünün salt kaza yerini terk etmesinin, zararın meydana gelmesine veya zararın artmasına neden olmadığı da nazara alınarak davacı … şirketine rücu hakkı vermeyeceği anlaşılmaktadır.
Dava sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terki sebebine dayalı açılmış olup kaza ve poliçe tarihinde yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları B.4-f, fıkrasında ” Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde…” şeklinde düzenlenmiş olup her ne kadar somut olayda dosya kapsamına göre sigortalı araç sürücüsünün, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal nedeniyle kaza yerini terk etmediği anlaşılmakta ise de, bu düzenlemenin bedeni hasarlı yani yaralamalı kazalarda uygulanabileceği düzenlenmiş olmakla, dava konusu kaza sadece maddi hasarlı bir kaza olduğundan somut olayda iş bu rücu sebebinin uygulanamayacak olmasına göre, araç sürücüsünün kaza sonrası kaza yerini terk etmesi sebebiyle sigorta teminatı dışında kaldığını somut delillerle ispat yükü sigortacıya ait olup, bunun sonucunda sigortalıya rücu hakkı gerçekleşmediği hususunda mahkememize tam kanaat geldiğinden kaldı ki aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine, şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
-Şartları oluşmaması nedeniyle davalının KÖTÜ NİYET TAZMİNAT TALEBİNİN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 989,68- TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 935,28.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4- 8.333,78.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır