Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/985 E. 2022/295 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/985 Esas
KARAR NO : 2022/295

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.06.2016 tarihinde davalılardan …’ in sevk ve idaresindeki olay tarihinde ZMMS sigorta poliçesi bulunmayan …plakalı araç ile davacıların desteği … ’ya çarpması sonucu dava konusu ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tarihinde müteveffanın … Ltd. Şti. ‘ in de çalıştığını ve ölümü ile eşi Rabia’ nın ve kızı … ‘ nin maddi desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca diğer davalılar ile birlikte eşinin ve tüm çocuklarının yaşanan elim olay karşısında manevi olarak etkilendiklerini ve babalarının manevi varlığından yoksun kaldıklarını, davalı Güvence Hesabına 19.07.2018 tarihinde başvurulduğunu ve kendilerine kurum tarafından 02.08.2018 tarihinde 104.136,00 TL teklif yapıldığını ancak bu teklifin müvekkilleri tarafından kabul edilmediğini, davalı Güvence Hesabından herhangi bir tazminat ödemesi alınmadığını, bu bağlamda davalı Güvence Hesabı yönünden başvuru tarihini talip eden 8 işgünü bitim tarihi 27.07.2018 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün gerektiğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile, 25.06.2016 günü meydana gelen ölümlü trafik kazasında müteveffa …’ nın aynı gün vefatı nedeni ile desteğinden yoksun kalan eş Rabia için şimdilik 1.500,00 TL ve kızı … için şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın sürücü yönünden olay tarihinden, davalı Güvence Hesabı yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline ve eş Rabia için 100.000,00 TL, diğer davacılar çocukları için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı GÜVENCE HESABI vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi dikkate alındığında 01.06.2015 tarihinden sonra geçerli olan Genel Şartlar dahilinde hesaplama yapılması gerektiğini, sorumluluklarının sigortası bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, SGK tarafından bağlanan rücuya tabi bir aylık olup olmadığının sorulmasını ve mevcut ise tenzilinin gerektiğini, sorumluluklarının dava tarihinden itibaren yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’e usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermediği, ancak davalı vekili olarak …’ın 20/09/2019 tarihinde vekaletname sunduğu ve dosyayı takip ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Mirasçılık belgesi örneği, Kaza Tespit Tutanağı örneği, Güvence Hesabına başvuru ve cevap yazısı örneği, Olay Yeri İnceleme Raporu Formu, aile nüfus kaydı, hasar dosyası, Çatalça… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bir örneği, müteveffa …’ya ait SGK hizmet dökümü,
… Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabında… plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … adına kayıtlı olduğunun bildirildiği görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabında;
Davacı müteveffanın eşi …’nın ilkokul mezunu, ev hanımı olduğu, 4 çocuğuna baktığı, eşinin emekli maaşı ile geçindiği, kirada oturduğu ve kira olarak 500,00 TL ödediği, kolunda ve boynunda sinir sıkışması olduğu,
Davacı müteveffanın kızı 09.12.2003 doğumlu …’nın lise öğrencisi olduğu, çalışmadığı ve babasından kalan emekli maaşı ile annesi ve kardeşleriyle yaşadığı, kirada oturduğu, 500,00 TL kira ödedikleri, kaza nedeniyle psikolojik rahatsızlıkları ortaya çıktığı,
Davacı Müteveffanın oğlu …’nın lise mezunu olduğu, … Gıda adlı firmada kaynakçı olarak asgari ücret karşılığı çalıştığı, bekar olan Ozan’ın annesine ve küçük kız kardeşine baktığı, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığı, kirada oturduğu, 500,00 TL kira ödedikleri, öfke kontrolü, sinir hastası olduğu,
Davacı müteveffanın kızı …’nın ortaokul mezunu olduğu, satış elemanı olarak …mağazasında asgari ücret karşılığı çalıştığı, bekar olan kirada oturduğu, 500,00 TL kira ödedikleri, bekar olduğu,
Davacı müteveffanın kızı …’ nın ilkokul mezunu ve evli olduğu, çalışmadığı, 8 yaşındaki çocuğuna baktığı, eşine ait evde oturduğu, eşinin SGK‘lı olduğu ve dekorasyon işinde çalışarak aylık 2.000,00 TL gelir elde ettiği, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığının tutanak altına alındığı görüldü.
…Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabında; Davacı müteveffanın kızı …’nın evli olduğu, ev hanımı olduğu, eşine ait evde oturduğu, 9 yaşında 1 çocuğu olduğu, eşinin inşaat işçisi olduğunun tutanak altına alındığı görüldü.
…Polis Merkezi müzekkere cevabında; Davalı …’in işsiz olduğu, gelirinin olmadığı, akrabasının yanında kaldığı, üzerine kayıtlı taşınmazının bulunmadığı, 1994 model … marka araç bulunduğu, ilkokul mezunu, bekar ve fiziksel engelinin bulunmadığının tutanak altına alındığı görüldü.
Çatalca … Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas dosyası ile davaya konu kaza nedeniyle taksirle adam öldürme suçundan dava açıldığı, yargılama neticesinde Çatalca … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı 18/01/2018 tarihli kararı ile trafik kazasında asli kusurlu olması nedeniyle sanık … hakkında TCK’nun 85/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 31/10/2018 tarihi itibariyle kesinleşmiş olduğu görüldü.
Çatalca … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada kusur yönünden rapor aldırılmış, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01.11.2017 tarih ve 79479511-101.02-2017/… sayılı raporunda; ” Sanık sürücü …, kendi ifadesinden de anlaşılacağı üzere kavşak mahallinde hızını yeterince azaltmadığı, hızının mahal şartlarının üzerinde olduğu, düz doğrultuda gitmek isterken solda bulunan ve dtönüş manevrası yapmak isteyen araçlara ait olan şeridi kullanıp yeşil ışıkta geçmek için harekete başlayan sürücülerin önüne geçmek istediği ve bu sebeple aceleci davranarak geçişinin büyük bir çoğunluğunu tamamlamış olan yayaya çarptığı anlaşılmakla dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile kazada asli derecede kusurludur, maktül yaya …, kavşak mahallinde geçişini yaparken ışık dönüşümünü de dikkate alarak geçiş süresince kavşakta bulunan araçları kontrolü altında bulundurmadığı, dönüş şeridinden gelmekte olan aracı önceden fark edip tedbirli davranmadığı ve aracın hız ve mesafe durumuna dikkat etmediği anlaşılmakla dikkat ve özen yükükmlülüğüne aykırı davranışları ile gerçekleşen kazada tali derecede kusurludur” şeklinde rapor verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 21/11/2019 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince …’in ve varsa diğer şahısların kusur oranlarının tespiti için dosyasının bilirkişiye tevdine karar verildiği, bilirkişi 16/01/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
1-… plaka sayılı aracın sürücüsü ve sahibi …’in kazanın meydana gelmesinde asli ve %90 oranında kusurlu olduğu,
2-Davacıların murisi yaya … kazanın meydana gelmesinde tali ve %10 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı … vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 26/02/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 02/07/2020 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince dosyanın aktüer bilirkişisine tevdine karar verilmiş olup, bilirkişi 08/08/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
a. …’nın vefatı ile desteğinden yoksun kalan eş … ve kızı …’ya yapılması gereken destekten yoksun kalma tazminatı ödemesinin …’nın %10 kusurlu bulunduğu da dikkate alındığında;
Eş … açısından destek kaybı
105.487,6 TL x %90 = 94.938,86 TL
Kız … açısından destek kaybı
69.227,09 TL x %90 = 62.304,38 TL olduğuna
b. Sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Aktüer bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı GÜVENCE HESABI vekilinin aktüer bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 04/09/2020 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacılar vekilinin 11/02/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile davacı eş … için destekten yoksun kalma tazminatını 1.500,00 TL’den 94.938,86 TL’ye; davacı çocuk … açısından destekten yoksun kalma tazminatını 500,00 TL’den 62.304,38 TL olmak üzere maddi tazminat talebini toplam 157.243,24 TL’ye yükselttiklerini beyan ettikleri, tamamlama harcının 06/04/2021 tarihinde yatırıldığı, talep arttırım dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu görüldü.
Mahkememizin 14/10/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 Esas 2021/34 Karar sayılı ilamı doğrultusunda dosyanın yeni bir aktüerya bilirkişisine tevdine karar verilmiş olup, aktüerya bilirkişisi Duygu Boydaş 02/11/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
1- OLAY; 25.06.2016 günü saat 19:40 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki 35 HC 3862 plakalı otomobil ile İstanbul istikametinden Çatalca yönüne sol şerit üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli olan Muratbey kavşağı 1058 numaralı trafik ışıklarına geldiği esnada aracının sağ ön kısımları ile, seyir istikametine göre sağ taraftan kaplamaya girip karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa yaya …’ya çarpması neticesinde dava konusu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği,
2- KUSUR; 16.01.2020 tarihinde Sayın Bilirkişi makine Yüksek Mühendisi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen raporda;
– … plakalı araç sürücüsü ve maliki … ‘in kazanın oluşumunda ASLİ ve % 90 oranında,
– Müteveffa yaya …’ nın kazanın meydana gelmesinde TALİ ve % 10 oranında kusurlu olduğu kanaatine ulaşıldığı,
3- DAVACILARIN MADDİ ZARARI;
¸
Anayasa Mahkemesi Kararı ve son Yargıtay 17. HD kararları ile TRH2010 Yaşam Tablosu ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda…Rant formülü ile hesaplandığında; 25.06.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu aynı gün hayatını kaybeden …’ nın desteğinden yoksun kalan;
– Davacı eş …’ nın; toplam destek zararının yeniden evlenme olasılığının bulunmadığı da dikkate alınarak 252.378,21 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun % 10 kusuru dahilinde talep edebileceği destek zararının 227.140,38 TL olabileceği, dava dışı müteveffanın anne ve babasına da ayrılan paylar dikkate alındığında davalı kurumun sorumluluğu 310.000,00 azami limit dahilinde garabeten/ proporsiyon hesaplaması sonrası; davalı araç işleteni ile davalı Güvence Hesabından müşterek ve müteselsilen talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 218.470,06 TL olabileceği, (toplam 227.140,38 TL -218.470,06 TL) davalı …’ in toplam 227.140,38 TL lik maddi zararın 8.670,32 TL ‘sinden tek başına sorumlu olduğu,
– Davacı kızı …’ nın; toplam destek zararının 40.006,84 TL olduğu müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun % 10 kusuru dahilinde talep edebileceği destek zararının 36.006,16 TL olabileceği, dava dışı müteveffanın anne ve babasına da ayrılan paylar dikkate alındığında davalı kurumun sorumluluğu 310.000,00 azami limit dahilinde garabeten/ proporsiyon hesaplaması sonrası; davalı araç işleteni ile davalı Güvence Hesabından müşterek ve müteselsilen talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 34.631,75 TL olabileceği, (toplam 36.006,16 TL – 34.631,75 TL) davalı …’ in toplam 1.374,41 TL lik maddi zararın TL ‘sinden tek başına sorumlu olduğu,
Yargıtay 17 HD. 2013/14419 E. 2015/3324 K. 24.02.2015 tarihli kararında dahilinde dava dışı anne ve babaya da pay ayrılarak davacıların maddi zarar hesaplaması yapılmış olup, kaza/vefat tarihi 25.06.2016 göz önüne alındığında davalı Güvence Hesabı yönünden 2016 yılı ZMMS sigortacı azami limiti 310.000,00 TL sınırlı sorumluluğu içinde değerlendirilmiş olup, takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğu,
4- TEMERRÜT TARİHİ VE FAİZ TÜRÜ; Dava öncesinde davalı Güvence Hesabına 19.07.2018 tarihinde başvuru yapıldığı, 02.08.2018 tarihinde toplam 104.136,00 TL yapılan teklifin davacılar tarafından kabule edilmediği ve herhangi bir tazminat ödemesi alınmadığının tespiti ile; 19.07.2018 tarihini takip eden 8 işgünü bitim tarihi 01.08.2018 tarihinin davalı Güvence Hesabı yönünden temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin (dava tarihi 27.12.2018 ‘dir) ve yasal faiz talep edilebileceğinin (kazada ZMMS bulunmayan 1994 model … adına kayıtlı …-…marka aracın hususi otomobil olduğu) takdir ve hukuki münakaşasının elbette Sayın Mahkemeye ait olduğu (Yargıtay Genel Hukuk Kanunun 1999/19-73 E.1999/106 K. 17.02.1999 tarihli kararı gereği),
5- MANEVİ TAZMİNAT; Davacı eş Rabia için 100.000,00 TL ve diğer davacılar müteveffanın çocukları için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam talep edilen 300.000,00 TL manevi tazminatın tüm takdir ve hukuki değerlendirmesinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı Güvence Hesabı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 15/11/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacılar vekilinin davanın ıslahına ilişkin 22/03/2022 tarihli dilekçesi ile 02/11/2021 tarihli son bilirkişi raporu doğrultusunda; Davacı Eş … açısından destekten yoksun kalma tazminatını 94.938,86TL’den, 227.140,38TL’ye, (218.470,06TL’si davalılardan müştereken müteselsilen tahsili, 8.670,32TL’sinin Davalı …’ten tek başına tahsili) artırdıklarını, vefat eden …’nın Eşi … için 100.000TL, Kızı … için 50.000TL, Oğlu … için 50.000TL, Kızı … için 50.000TL, Kızı … için 50.000TL manevi tazminatın,olay tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacılara ödetilmesini talep ettiği, ıslah dilekçesinin Davalı Güvence Hesabına tebliğ edildiği, ıslah harcının 22/03/2022 tarihinde yatırılmış olduğu görüldü.
GEREKÇE:

Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizin 17/01/2019 tarihli ara kararı ile davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar verildiği görülmüştür.
Toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere, 25.06.2016 günü saat 19:40 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile İstanbul istikametinden Çatalca yönüne sol şerit üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli olan Muratbey kavşağı 1058 numaralı trafik ışıklarına geldiği esnada aracının sağ ön kısımları ile, seyir istikametine göre sağ taraftan kaplamaya girip karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa yaya …’ya çarpması neticesinde dava konusu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, bu kaza nedeniyle16.01.2020′ tarihli kusur raporu ile bilirkişinin ‘ …plakalı araç sürücüsü ve maliki … ‘in kazanın oluşumunda ASLİ ve % 90 oranında, Müteveffa yaya …’ nın kazanın meydana gelmesinde TALİ ve % 10 oranında kusurlu olduğu’, şeklinde rapor düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Müteveffa yaya …’nın ölümü ile geriye desteğinden yoksun kalan eşi … ve çocukları …, …, …, … ‘nın kaldığı nüfus ve veraset kayıtlarından anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı TBK” nın 49/1 maddesi uyarınca; “Kusurlu veya hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, TBK’ nın 50. Maddesi uyarınca; “Zarar gören, zararı ve zarara verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, oldaların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler”,
TBK’ nın 53. Maddesi uyarınca; “ Ölüm halimde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze Giderleri, 2. Ölüm hemen gerçekleşmediyse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasında: veya yitirilmesinden doğan kayıplar, 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradığı kayıplar.”
TBK’ nın 55. Maddesi uyarınca; “Destekten yoksun kalma zararı ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyecek sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilmez; zarar veya tazminattan indirilmez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile arttırılamaz veya azaltılamaz. Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin işlem ve davalarda da uygulanır”,
TBK” nın 56. Maddesi uyarınca; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
Bir insanın ölümü hukuki anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte 6098 sayılı TBK” nın m.53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazmini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilir. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemlerde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK” nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin mal varlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeni ile desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa bunlarında zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin mal varlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümünden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır. (Yargıtay 17. HD. 16.10.2018 Tarih, 2015/17458 E. 2018/9142 K)
Davacıların uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararlarının tespiti için mahkememizce dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi tarafından düzenlenen 08/08/2020 tarihli raporda Eş … açısından destek kaybı 105.487,6 TL x %90 = 94.938,86 TL, Kız … açısından destek kaybı 69.227,09 TL x %90 = 62.304,38 TL olduğunun sabit olduğu, davacılar vekilinin 08/08/2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davasının ıslah ettiği, ancak 14/10/2021 tarihli celsesinde dosyanın yeni bir aktüer bilirkişisine tevdi ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 esas 2021/34 Karar sayılı ilamı doğrultusunda rapor aldırılmasına karar verildiği, 02/11/2021 tarihli raporda; Davacı eş …’ nın; toplam destek zararının yeniden evlenme olasılığının bulunmadığı da dikkate alınarak 252.378,21 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun % 10 kusuru dahilinde talep edebileceği destek zararının 227.140,38 TL olabileceği, dava dışı müteveffanın anne ve babasına da ayrılan paylar dikkate alındığında davalı kurumun sorumluluğu 310.000,00 azami limit dahilinde garabeten/ proporsiyon hesaplaması sonrası; davalı araç işleteni ile davalı Güvence Hesabından müşterek ve müteselsilen talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 218.470,06 TL olabileceği, (toplam 227.140,38 TL -218.470,06 TL) davalı …’ in toplam 227.140,38 TL lik maddi zararın 8.670,32 TL ‘sinden tek başına sorumlu olduğu, Davacı kızı …’ nın; toplam destek zararının 40.006,84 TL olduğu müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun % 10 kusuru dahilinde talep edebileceği destek zararının 36.006,16 TL olabileceği, dava dışı müteveffanın anne ve babasına da ayrılan paylar dikkate alındığında davalı kurumun sorumluluğu 310.000,00 azami limit dahilinde garabeten/ proporsiyon hesaplaması sonrası; davalı araç işleteni ile davalı Güvence Hesabından müşterek ve müteselsilen talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 34.631,75 TL olabileceği, (toplam 36.006,16 TL – 34.631,75 TL) davalı …’ in toplam 1.374,41 TL lik maddi zararın TL ‘sinden tek başına sorumlu olduğunun tespit edildiği, buna göre YARGITAY 17.HD. 2020/2598 ESAS 2021/34 KARAR SAYILI İLAMI DİKKATE ALINARAK TRH 2010 Tablosu ve progressive rant yöntemi ile 2021 yılı asgari ücret artışı kullanılarak bu hesaplamanın yapıldığı, bu hesaplama şeklinin mevcut kriterlere uygun olduğu anlaşılmış olup davacı vekilinin 02/11/2021 tarihli rapor doğrultusunda davasında talep arttırımı yaptığı, dosyanın gelinen aşaması itibari ile davacı vekili tarafından usul ve yasaya uygun olarak bir kez 11/02/2021 tarihinde talep artırımı bir kez de 22/03/2022 tarihinde ıslah yaptığı bu durumun yerleşmiş yargıtay içtihatlarında uygun olduğu (emsal Yargıtay 17 H.D. 2015/14980 ESAS 2018/8201 KARAR SAYILI İLAMI, Yargıtay 17 H.D. 2017/1017 ESAS 2019/9303 KARAR SAYILI İLAMI,Yargıtay 17 H.D. 2016/19844 ESAS 2019/8286 KARAR SAYILI İLAMI) ve davacının bu talepleri ile bağlı kalınması gerektiğinden mahkememizce alınan 02/11/2021 tarihli rapordaki miktarlar üzerinden hesaplamalar yapılarak iş bu rapor benimsenmiştir.
Yine somut olayda davacılar uğradıkları manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Buna göre Manevi tazminatın miktarının tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyuan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatının miktarının belirlenmesinde her olayagöre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23/06/2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; ‘Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değiltir. Burada amaçlanan sadece ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla; caydırıcı olabilmektir.’ denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu olayda davalı …’in %90 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın %10 tali kusurlu olduğu, aktüer bilirkişisince yapılan 02/11/2021 tarihli rapordaki hesaplama neticesinde de davacı …’nın destekten yoksun kalma zararınınn 227.140,38 TL, davacı …’nın destekten yoksun kalma zararının 36.006,16 TL olduğu, davaya konu kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı , ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın davacılar üzerinde yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davalı sigorta şirket yönünden dava öncesinde davalı şirkete 19.07.2018 tarihinde başvuru yapıldığı, 02.08.2018 tarihinde toplam 104.136,00 TL yapılan teklifin davacılar tarafından kabule edilmediği ve herhangi bir tazminat ödemesi alınmadığının tespiti ile; 19.07.2018 başvuru tarihini takip eden 8 işgünü bitim tarihi olan 01.08.2018 tarihinin davalı Güvence Hesabı yönünden temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceği anlaşılmış olup, davaya konu aracın hususi olduğu ve bu halde yasal faiz uygulanması gerektiği gözetilmiş ve davacının 11/02/2021 tarihli talep artırım ve 22/03/2022 ıslah dilekçelerindeki miktarlar ve davacıların talepleri gözetilerek mahkememizce alınan kusur ve 02/11/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli, bilimsel denetime açık olduğu dikkate alınarak ve az yukarıda açıklanan gerekçelerle; 02.11.2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda; Davacı … ve … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının ıslah ve talep artırılan şekliyle kısmen kabül kısmen reddi ile; a) Davacılardan … yönünden ; 227.140,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının ( davalı Güvence hesabı’nın 218.470,06 TL ‘sinden sorumlu olması kaydıyla) davalı …’den 25/06/2016 kaza tarihinden itibaren diğer davalı Güvence Hesabından 01/08/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, b) Davacılardan kızı … yönünden; 36.006,16 TL destekten yoksun kalma tazminatının ( davalı Güvence hesabı’nın 34.631,75 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalı …’den 25/06/2016 kaza tarihinden itibaren diğer davalı güvence hesabından 01/08/2018 temerrüt tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulü ile ; Davacılardan eş … yönünden 100.000 TL çocukları, …, …, … ve … yönünden 50.000 ‘er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … den alınarak her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı … ve … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının ıslah ve talep artırılan şekliyle KISMEN KABÜL KISMEN REDDİ İLE;
a) Davacılardan … yönünden ;
227.140,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının ( davalı Güvence hesabı’nın 218.470,06 TL ‘sinden sorumlu olması kaydıyla) davalı …’den 25/06/2016 kaza tarihinden itibaren diğer davalı Güvence Hesabından 01/08/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
b) Davacılardan kızı … yönünden;
36.006,16 TL destekten yoksun kalma tazminatının ( davalı Güvence hesabı’nın 34.631,75 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalı …’den 25/06/2016 kaza tarihinden itibaren diğer davalı güvence hesabından 01/08/2018 temerrüt tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KABULÜ İLE ;
Davacılardan eş … yönünden 100.000 TL çocukları, …, … , … ve … yönünden 50.000 ‘er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … den alınarak her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 17.975,54 TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç, tamamlama harcı ve ıslah harcının toplamı olan 2.013,27 TL’nin mahsup edilerek eksik yatırılan 15.962,27 TL harcın davalılardan tahsili (davalı GÜVENCE HESABI’nın 15.761,11 TL üzerinden sorumlu olmak kaydıyla) ile hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 20.493,00 TL Karar ve İlam Harcının harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden; Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 24.349,83-TL vekalet ücretinin davalılardan (Davalı Güvence Hesabı’nın 23.742,90 TL’den sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden; Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.400,92-TL vekalet ücretinin davalılardan (Davalı Güvence Hesabı’nın 5.194,76 TL’den sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden; Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul olunan manevi tazminat miktarları üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereğince davacı … için 13.450,00-TL, çocukları; davacı … için 7.300,00 TL ile davacı … için 7.300,00 TL, davacı … için 7.300,00 TL ve … için 7.300,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 35.350,00 TL’nin davalı …’ten alınarak işbu davacılara verilmesine,

9-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 5.656,87-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak (davalı GÜVENCE HESABI’nın 5.440,93 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davacıya verilmesine,
10-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Dair, davacılar vekili ile davalı /… vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imza ¸e-imza ¸e-imza ¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI (MADDİ TAZMİNAT)
35,90 TL BAŞVURMA HARCI 1.031,49 TL PEŞİN HARÇ
1.031,49 TL PEŞİN HARÇ 530,24 TL ISLAH HARCI
5,20 TL VEKALET HARCI 451,54 TL ISLAH HARCI
3.250,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ + 15.962,27 TL EKSİK HARÇ
352,50 TL TEBLİGAT ÜCRETİ 17.975,54 TL KARAR VE İLAM HARCI
530,24 TL ISLAH HARCI

+ 451,54 TL ISLAH HARCI

5.656,87 TOPLAM