Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/983 E. 2020/24 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/983 Esas
KARAR NO : 2020/24 Karar

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Ticaret Ltd. Şti. ile davacı müvekkili şirket arasında; işverenin … ili, … ilçesi, … mahallesi, … Bulvarı, 26031 adada yer alan … Projesinin yapımını daha önce üstlenmiş olan Ana Yüklenici … A.Ş. tarafından eksik bırakılan işlerin olduğu ve bu işlerin tamamlanması için gerekli olan işçilik hizmetlerinin ifa edilmesi konulu 3 ayrı sözleşme imzalandığını, Davalı bu sözleşmeler kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumunda … işyeri sicil nolu asıl işveren müvekkili şirketin alt işvereni olarak … sicil nosu ile; bir süre sonra ise, … işyeri sicil nolu işyerinde ana işveren olarak işçi çalıştırdığını, Davalı yüklenicinin 10 (on) işçisi tarafından işveren müvekkili şirket aleyhinde … İş Mahkemelerinin muhtelif esaslarında açılan işçilik alacağı davalarında; müvekkili şirket asıl işveren olarak kabul edilerek; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 maddesi uyarınca alt işverenin işçilerine karşı olan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu ve anılan kararlar kesinleştiğini, Mahkemeler bu kararlarında, muhtelif tarihlerde, muhtelif ana yüklenicilere anahtar teslim inşaat projelerinde ihale ettiklerini bu projelerde farklı tarih aralıklarında çalışan işçilerin, tüm projelerdeki tüm işverenleri nezdindeki çalışmalarını; bu projelerin tümünün üst işvereninin müvekkili şirket olduğu gerekçesiyle hizmet birleştirmesine tabii tutulduğunu ve aksi yöndeki hukuki mütalaalar ve içtihatlar yok sayıldığını, Mahkeme hükmü ile tespit altına alınan işçilik alacakları; bir kısmı aleyhlerine olduğunu beyan ettiği girişilen icra takip dosyalarına ödeme yapılmak suretiyle, bir kısmı ise davacı işçilerin vekili ile imzalanan protokoller uyarınca davacı vekilinin hesabına ödenerek, toplam 519.835,69 TL ödendiğini, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 167. maddesi uyarınca “kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçludan isteme imkanı” mevcut olduğunu,Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 18 ve 19. maddelerinde işçilerin tüm işçilik alacaklarının muhatabı davalı şirket olarak belirlendiğini, Bu nedenle; durum davalıya ayrı ayrı ve tüm bilgi ve belgeleri ile ihbar edildiğini ve işçiler için yapılan toplam ödemenin davalı şirket nezdindeki çalışma dönemlerine tekabül eden 114.258,87 TL’sinin müvekkili şirket hesabına nakden ve defaten ödenmesi talep edildiğini, yazıların 9 adedi 03.12.2018 tarihinde, 1 adedi 06.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini ve alacaklarının 14.12.2018 tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini ve bugüne kadar bir ödeme gerçekleştirilmediğini,Bunun üzerine, 18.12.2018 tarihinde davalının müvekkili şirket nezdinde bulunan 16.573,28 TL nakit teminatı gelir kaydedildiğini, bakiye 97.685,59 TL alacaklarını beyan ettiği ve bu alacak için ise işbu davanın açıldığını beyan ederek 97.685,59 TL rücu alacaklarını beyan ettiği alacağın muaccel hale geldiği 14.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği gibi delilde bildirmemiş yargılama yokluğunda yapılarak karara bağlanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, asıl işveren tarafından alt yüklenici çalışanlarına ödenen işçilik hak ve alacaklarının rücuen tazmin edilmesi taleplidir.
Dava dilekçesi, taraf şirketler arasında akdedilmiş sözleşme ve protokoller, işçilik alacaklarına hükmedildiğine ilişkin ilamlar, rücu talep yazıları, bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm belge ve bilgiler incelenmiştir.
18.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, defterlerin birbirini teyit ettiğini, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirket işçilere 523.594,16 TL ödeme yaptığını, davacı şirketin rücu bedeli olarak belirttiği 114.258,87 TL tutardan gelir olarak kaydedilmiş nakit teminat miktarı olan 16.573,28 TL nin mahsubu neticesinde 97.685,59 TL yi rücu edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı ve davalı şirketin imzaladığı 25.07.2014 tarihli ilk sözleşmenin 19.h maddesi uyarınca; yüklenicinin sözleşme konusu işte sigortalı işçilerin sigorta primi, ücret vb. İş Kanununa dayalı haklarının ödenmediğinin işveren tarafından tespiti halinde İşveren’in işçi ücretlerini doğrudan işçilere ve Sgk primlerini kuruma ödeyerek Yüklenici hak edişinden kesmeye hakkı bulunduğunu kabul ve beyan ettiğini hüküm altına almıştırlar. Taraflar arasında imzalanmış sözleşmeler kapsamında belirlenmiş rücu oranı açıkça gösterilmemiş olmakla beraber davacı şirketin çalıştırılacak işçilerle ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü tamamen elinde bulundurduğu, davalı şirketin çalıştırdığı işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak davacı şirketinde asıl işveren durumunu muhafaza etmesi dikkate alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğu benimsenen bir ilkedir. (Bu yönde Yargıtay 13. HD. 2016/23239 E. 2018/5727 K. 10.05.2018 Tarihli içtihadı) Bu doğrultuda Davacı şirketin davalı şirketten talep ettiği miktarlar göz önüne alındığında talep edilen rücuen tazminat miktarları uygun bulunmuş olup taleple bağlılık ilkesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile 97.685,59 TL’nin temerrüt tarihi 14/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 6.673,00.-TL harçtan peşin alınan 1.668,23.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.004,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.668,23.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T ye göre takdir edilen 13.230,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan 5 adet posta-tebligat gideri toplamı 55,20 -TL ile 2 adet bilirkişi ücreti 1.500,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.596,30.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır