Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/943 E. 2019/429 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/943 Esas
KARAR NO : 2019/429

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya 07/04/2018-20/09/2018 tarihleri arasında 35 adet fatura karşılığında 371.944,66 TL tutarında mal sattığını, satılan malların davalıya teslim edilmesine rağmen fatura ödenmediğini, ödenmeyen fatura bedeli için davalı aleyhine Gaziosmanpaşa… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin işletmesi olduğu yerin Arnavutköy/İstanbul olup yetki yönünden Gaziosmanpaşa yargı çevresi içinde bulunduğunu, kaldı ki yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetkili yerin itiraz dilekçesinde belirtilmesi gerektiğini, bu nedenle davalının yetki itirazının kötü niyetli olduğunu, dava sonuna kadar davalının borca yetecek miktarda gayrimenkul ve araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini belirterek açıklanan nedenlerle, itirazın iptaline, 371.944,66 TL üzerinden takibin devamına , davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,mahkemenin yetkili olmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin “… Sokak No:… Işıklar /İzmir olduğunu, davacı tarafın , icra talebinde 390.162.00 TL talepte bulunmasına rağmen huzurdaki davada ise takibin 371.944,66 TL üzerinden iptalin talep edildiği, davacının ihtiyati tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu, HMK ‘nın 390/3 maddesi uyarınca tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını ispat etmek zorunda olduğunu, İİK ‘nun 257/1. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için , para borcunun rehinle temin edilmemiş ve vadesinin gelmemiş olmasının gerektiğini, alacağın vadesinin gelip gelmediğinin yargılamaya muhtaç olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle, davanın reddine, davacı aleyhine alacak miktarının % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava; faturaya dayalı alacak nedeni ile başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir.
Dava dilekçesi, Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasının uyap sisteminden gönderilen sureti incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen Gaziosmanpaşa …İcra İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı aleyhine 371.944,66 TL asıl alacak, 18.217,34 TL işlenmiş reeskont faizi olmak üzere toplam 390.162,00 TL toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/2 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının tüm delillerinin ikamesine müteakip bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve iddia ve savunmaların değerlendirilmesi, taraf ticari defter ve kayıtları da incelenerek takip tarihi itibariyle varsa alacak ve ferilerinin belirlenmesi bilirkişi olarak için Mali Müşavir seçilmiş ve sunulan 01/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalı şirketin fatura bedellerini kendi kayıtlarına alması ve süresi içerisinde itiraz etmemesi nedeniyle fatura muhteviyatını kabul ettiğini, davacının takip tarihi 03/12/2018 itibariyle davlıdan fatura bedelleri karşılığı 371.944,66- TL alacaklı bulunduğunu, davalı temerrüdünün takiple başlamış olduğu göz önüne alındığında , takip tarihinin borç tamamen ödeninceye kadar 371.944,66 TL asıl alacak üzerinden takip tarihindeki T.C Merkez Bankasının kısa vadeli krediler avans faiz oranı olan % 19.50 oranı üzerinden faiz talebinin mümkün olduğunu, davalı tarafın yetki itirazının tamamen hukuki olduğundan , taktir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu, davalı tarafın , borca ,faize ve fer’ilerine itirazının yerine olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlık konusu alacağın davacı şirket tarafından davalı şirkete 2018 yılında faturaya dayalı olarak satılan mal bedellerinden kaynaklandığı, takip talebinde ve dava dilekçesinde dökümü belirtilen faturaların her iki şirketin kayıtlarında yer alarak muhasebeleştirildiği, uyuşmazlık konusu alacağın 26.09.2018 tarihi itibari ile kalacak alacak miktarı 371.945,87 TL olarak tespit edildiği, davacı banka ise, 371.944,66 TL alacak talebinde bulunduğu görülmüştür. Sadece fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene karşı borçlu duruma düşürmez, adına fatura düzenlenen kişi yada kurumun borçlu sayılabilmesi için ya faturayı usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde itiraz etmemiş olması, ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerekmektedir. Bu iki teslim ve tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmaz, dava konusu alacağı teşkil eden faturaların davalıya tebliğine ilişkin ait ilişik belgelerden belgelerden görüldüğü gibi faturaların elektronik ortamda tesliminin izlendiği ve teslimat belgeleri ibraz edilmiş olup, alacak talebi ile ilgili olarak taraflar arasında yazışmalar yapıldığı görülmektedir. Uyuşmazlık konusu tüm faturaların davacı kayıtlarında 120 hesapta, aynı miktar faturaların davalı kayıtlarında 320 hesapta kayıtlı olması nedeniyle davalının faturaları teslim aldığı anlaşılmaktadır. Davalının tebellüğ ettiği ve kayıtlarına aldığı faturalara süresi içerisinde itiraz ettiği yönünde bir beyan veya belge ibrazında bulunmadığı gibi kendi kayıtlarına intikal ettirmiş olmakla faturaları kabul etmiş sayılacağı bu durumda davacının davalıdan 03.12.2018 takip tarihi itibariyle 371.944,66 TL alacaklı olduğu, taraflar tacir ve yapılan iş de ticari olduğuna göre, ilişkilerinde faiz esastır, ancak bir alacağa faiz talep edilebilmesi için, ödeneceğin tarihin belli olması veya çekilen bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüdü düşürülmesi gerekmektedir. Davalının takip tarihi olan 03.12.2018 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü göz önüne alındığında, 03/12/20185 tarihindeki T.C Merkez Bankası Kısa Vadeli Krediler Reeskont Avans oranı olan %19.50 oranında bir faiz istenebileceği kanaatine varılmıştır. Davalı temerrüdünün takiple başlamış olduğu göz önüne alındığında , takip tarihinin borç tamamen ödeninceye kadar 371.944,66 TL asıl alacak üzerinden takip tarihindeki T.C Merkez Bankasının kısa vadeli krediler avans faiz oranı olan % 19.50 oranı üzerinden itirazın iptaline takibin devamına karar vermek gerekmiştir.Davalının yetki itirazında HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinde açılabileceğinden bu yönden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
Bu sebeple Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE , 371.944,66 TL üzerinden takibin DEVAMINA,
Bu alacağa icra takip tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler avans faiz oranı olan % 19.50 oranı üzerinden faiz yürütülmesine,
% 20 icra inkar tazminatı olan 74.380,00 TL ‘nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 25.407,49 TL karar harcından peşin alınan 4.401,08 TL’nin mahsubu ile geri kalan 21.006,41 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 681,10 TL (Posta ve masraf giderleri ve 500,00 TL bilirkişi ücreti ile davacı tarafından yatırılan ilk harcın 4.436,98 TL harcın) toplan 5.118,08 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 28.266,68 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı karşı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır