Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/938 E. 2021/782 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/938 Esas
KARAR NO : 2021/782
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin acentesi olan davalı/borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den olan alacağını tahsil etmek amacıyla; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ancak taraflarınca başlatılan takibe, davalı/borçlu tarafından sadece borcun tahsilini geciktirmek amacıyla ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edildiğini, bu nedenle alacaklarının tahsilini sağlamak adına; işbu davayı açmak ve davalı/borçlunun yapmış olduğu itirazın iptalini talep etmek zarureti hasıl olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında sözleşmesel bir acentelik ilişkisi bulunduğunu, acentelik sözleşmesindeki yetki anlaşmasına göre İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı/borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan 07.03.2009 tarihli “Satış Acenteliği Sözleşmesi” uyarınca; ihtilaf halinde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, nitekim sözleşmenin 12. Maddesi aynen; “UYGULANACAK MEVZUAT VE YETKİ Bu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Türk Hukuku uygulanır. İhtilaf halinde yetkili merci, İstanbul mahkemeleri ve icra daireleridir.” denildiğini, davanın her iki tarafının da TTK uyarınca tacir sıfatına haiz olduğu göz önüne alındığında; yetkiye sözleşmesinin muteber olacağının sabit olduğunu, müvekkili şirket ile davalı/borçlu arasında sözleşmesel bir acentelik ilişkisi bulunduğunun sabit olup, davalı/borçlunun da bu meyanda bir itirazı bulunmadığını, taraflar arasındaki acentelik ilişkisi gereği davalı/borçlu şirketin, müvekkili şirketin biletlerinin satışında görev alacak ve kendisinin sattığı bilet bedelleriyle birlikte “hizmet ücreti”ni yine yolculardan tahsil edeceğini, davalı/borçlu şirketin 2018 yılı içerisinde yaptığı bilet satışlarının, davalının ağır kusuru veya kastı nedeniyle tahsil edilemediğini, nitekim bilet satışının yapıldığı kredi kartlarıyla ilgili gelen harcama şikayetleri neticesinde ilgili bilet bedellerinin, kart sahiplerine iade edilmek zorunda kalındığını, ancak yolcular adına biletleri düzenleyen müvekkilinin bu sebeple zarara uğradığını, davalı tarafın, kredi kartı kanalıyla gerçekleştirdiği satış bedellerinin çoğuna dair “fraud” (sahtekarlık/dolandırıcılık) şikayetleri yapıldığını ve söz konusu şikayetler üzerinde ilgili bedeller, kart sahiplerine geri ödenmiş olduğunu, bu noktada müvekkili şirketin bedelini tahsil edemediği halde yolculara satılan biletler nedeniyle zarara uğradığını, davalı/borçlu şirketin ise acentelik sözleşmesinin;”ACENTE, kredi kartını kabul ederken, kimlik kontrolü yapmak ve sistem üzerinden satışı gösteren makbuzu müşteriye imzalatmak ve ıslak imzası bulunan makbuzu ve diğer evrakları …’un talep etmesi halinde teslim etmek zorundadır. Aksi takdirde sorumluluk ACENTE’ye aittir.” şeklindeki 8/f maddesine aykırı davranarak, müvekkili şirketin uğradığı zarara doğrudan sebebiyet verdiğini ayrıca davalının, acentelik ilişkisinin sona erdirilene kadar Ocak 2018 – Mayıs 2018 ayları arasında yoğun olarak şikayet alan işlemleri, ceza yargılamasına konu edilebilecek nitelikte olup; davalı hakkındaki her türlü şikayet haklarının saklı olduğunu, müvekkili şirketin biletleri, … (uluslararası hava taşımacıları birliği) tarafından sunulan bsp (bank settlement plan) sistemi üzerinden yapıldığını ve satılan biletlerin kayıtları da işbu sistemde tutulduğunu, müvekkili şirketin acenteleri tarafından yapılan tüm bilet satışları, … üzerinden yapılmadığını, yapılan satışlar hakkında herhangi bir şikayet, hata vb. nedenle bilet bedelinin tahsil edilememesi durumunda müvekkil şirketin acente hakkında … ( … ) (Acente Borç Kaydı) oluşturduğunu, … kayıtlarında biletin numarası, biletin alındığı kredi kartı numarası, bilet bedeli ve sair hususlar bulunmakta olup; bu kayıtların taraflar arasında bir nevi cari hesap vasfına haiz olduğunun sabit olduğunu, davalının kredi kartıyla sattığı ve Müvekkil Şirketin tahsil edemediği biletlerin bedeli toplamının 217.242,79 – TL olduğunu, bu bedelin 173.046,00 – TL’si için Müvekkili Şirket tarafından … düzenlendiğini ancak davalı acentenin müvekkili şirketi zarara uğratan işlemlerinden dolayı acentelik ilişkisi sona erdirildiği için 44.196,79 – TL’lik kısım için … düzenlenemediğini, müvekkil şirketin … düzenleyemediği 44.196,79 – TL’lik zararının kaynağı olan biletler, kart bilgileri ve sair hususların yer aldığı listenin de dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı/borçlu acente ile müvekkili şirket arasında yapılan yazışmalarda; davalı/borçlunun, borcu kabul ettiğinin görüldüğünü, dolayısıyla icra dosyasına “borcun olmadığına” dair yapılan itiraz kötü niyetli ve asılsız olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile davalı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin aynen devamına, takip konusu alacaklarının hüküm altına alınmasına, takibe konu borç miktarının %20’sinden aşağı olmayacak şekilde davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,Davacı şirket tarafından, müvekkili şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’ nün 2018/… Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, taraflarınca da söz konusu icra takibine vekili oldukları şirketin alacaklı görünen … AŞ’ye böyle bir borcu olmadığından ve dolayısıyla da bu bedel haksız olduğundan itiraz edildiğini, müvekkili şirket aleyhine açılan bu dava ve takibin, daha önce haklarında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş olduğukları Şüpheli …’ın haksız ve hukuka aykırı olarak kesmiş olduğu biletlerden kaynaklandığını, şüpheli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyuruları üzerine, 2018/… soruşturma numarası ile … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde devam eden soruşturma kapsamında …Sulh Ceza Hakimliği’ nin 2018/… Sorgu No’lu 11.07.2018 tarihli ifade sorgu zaptında da Şüpheli …’ın tutuklanmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin şüpheli …’ ın kesmiş olduğu biletler sebebi ile ticari olarak mahva uğradığını, kendisine soruşturma dışı olan 3. Şirket … A.Ş. tarafından yüklü bir miktarda (353.486,16 TL ) icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin ticari ilişkilerinin zarar görmüş olup, ardından da müvekkili şirket aleyhine işbu davanın açıldığını, şüpheli …’ ın sabıka kaydı da mahkemece dikkate alınacak ve incelenecek olursa eğer, şüphelinin sicilinin dolandırıcılık ve diğer suç türlerinden dolayı kabarık olduğunun anlaşılacağını, Şüpheli …’ın haksız ve hukuka aykırı olarak kesmiş olduğu biletlerden kaynaklandığı açıkça ortada olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile haksız ve mesetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava: Acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’ nün 2018/… E. Sayılı dosyası, … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/… Soruşturma sayılı dosya sureti, … Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2018/… soruştuma sayılı dosya sureti, bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi kök ve ek raporları birlikte incelenip değerlendirildiğinde, taraflar arasında 07.03.2009 tarihli satış acenteliği sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin “ … ” … acente kodu ile akredite edildiği, acente sıfatıyla davalı şirket tarafından satılan veya satışına aracılık edilen bilet bedellerinin ödenmemesi üzerine, davacı şirket tarafından başlatılan takibe itiraz üzerine huzurdaki davanın açıldığı, davalı şirket yetkilisi …’ nin konu ile ilgili olarak verdiği şikayet dilekçesi ve beyanında 2018 yılı Ocak ayında şirketlerine gelen kişilerin … bilet satış programının şifresini ele geçirerek bu program üzerinden 2.057.501,87 TL tutarında bilet satış yaptıklarını ve dolandırıldıklarını belirttiği, dava dışı …’ın 11.07.2018 şüpheli sıfatıyla verdiği ifadesinde, turizm acentesi olarak faaliyet yaptığını, davalı şirketin kendisinden bilet satış için müşteri bulmasını istediğini, anlaşmalarına göre bilet kesilecek kişileri kendisinin bildireceğini, kesilen biletlerin kendisine ulaştırılacağını, 2018 yılı Ocak ayından itibaren iki aylık sürede 750.000 TL bilet satışı yaptığını, bunun 500.000 TL’sini davalı şirket yetkilisinin belirttiği hesaplara gönderdiğini, toplu bilet iptalleri olduğu için bakiye 250.000 TL’ yi göndermediğini, iptal edilen biletler düşülünce davalı şirketten alacaklı duruma geçtiğini belirttiği, davalı taraf söz konusu bilet satışlarının … tarafından yapıldığını, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, kendisine ait … programı üzerinden farklı İP’ lerden çok sayıda bilet satış yapıldığını, böylece dolandırıldığını belirtmiş ise de; dava dışı … veya başkalarının, davalının şifrelerini ele geçirerek söz konusu bilet satışlarını gerçekleştirmeleri halinde dahi bu durumun hukuki sonuçlarından davalı şirketin sorumlu olacağı, nitekim taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 3,4 ve 9 maddelerinde, acentenin çalıştırdığı personelin ve yardımcı şahısların fiillerinden şifre ve kodların başkaları tarafından kullanılmasından dolayı davacıya karşı sorumlu olacağının açıkça düzenlendiği, kaldı ki acentenin ödeme borcunu düzenleyen TTK md.112/1 madde ve fıkrasına göre de, acente, müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlü olup da bunu yapmazsa, yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren faiz ödemek ve gerekirse ayrıca tazminat vermek zorundadır.
Mahkememizce atanan bilirkişi heyetinin teknik görüşüne göre, Davacı şirketin kendi sistemlerini kullanarak yaptığı satışlar ve kendilerine ait olmayan aracı sistemleri kullanarak yaptığı satışlar nedeniyle yapılan bilet satışlarının 2′ ye ayrıldığı, davacı şirket muhasebesi ve satış sistemleri ile kayıtların muhasebeleştirilme işlemlerinde, satılan biletlerin muhasebe kayıtlarının acentenin … numarası baz alınarak acente işlemlerinin yapıldığı, davacının bilet satışı için farklı kanallar kullandığı, bu kanalların, davacının kendi sistemlerini kullanarak yaptığı satışlar ve kendisine ait olmayan aracı sistemleri kullanarak yaptığı satışlar olarak ikiye ayrıldığı, davacının kendi sistemi üzerinden yapmış olduğu satışların büyük bir kısmını bireysel müşterilerine internet kanalı üzerinden gerçekleştirdiği, yine davacının kendi sistemleri üzerinden yaptığı satışların bir kısmında da satış acentesi kullanabildiği, ilgili acenteler ile davacı arasında satış sözleşmesi imzalandığı, acentelerin de bu sözleşme şartları kapsamında davacı sistemine erişim sağlayıp satışlarını gerçekleştirebildiği, aracı kullanılarak yapılan acente satışlarında, davacının kendi sistemlerini kullandırmadığı, aracı kullanarak yapmış olduğu satışlarının da mevcut olduğu, bu işleyişin, genel itibariyle …’ya bağlı acentelerin dünyada yaygın satış sistemlerini kullanarak(…) herhangi bir havayolu firmasının biletini satmayı sağlayan bir akış olduğu, satışı yapan acentenin, satışa ilişkin tahsilatını yolcudan yaptığı, bilet bilgisini satış sistemleri(… ) aracılığı ile havayoluna ilettiği, havayolunun bu bilgilere istinaden yolcuya uçuş hizmetini verdiği, acentenin yolcudan tahsil ettiği tutarın, acente tarafından …’ya belirli sürelerde toplu olarak ödendiği, …’ nın da bu tahsilatları havayollarına ulaştırdığı, … acentelerinin, … ile yapmış oldukları acentelik sözleşmeleri bulunduğu, …’ nın her bir acenteye özel bir … acente kodu tanımlaması yaptığı ve bu kod üzerinden havayollarına satış bilgisinin ve tahsilatının dağıtımını yaptığı, …’nın davacının, davalı … San ve Tic. Ltd. Şti.’ nin … acentesi olduğunu kabul ettiği, … tarafından düzenlenmiş davalının … kodunun da yer aldığı belgenin mahkememiz dosyasında yer aldığı, elektronik biletlerin, davacı tarafından günlük satış dosyaları halinde satış kanalı bazında muhasebe sistemine aktarıldığı, bir elektronik biletin kaydedildiği yevmiye kaydının içinde birden çok elektronik bilet bilgisi de bulunduğu, davacının elektronik biletler ile yevmiye kayıtları arasındaki ilişkiyi mahkememizce atanan bilirkişi heyetine kurduğu, tahsilatını yapamadığı bilet listesini davalının … kodu aracılığı ile paylaştığı, … üzerinden yapılan acente satışlarının, … nezdinde ve davacı hesaplarında ülke bazlı olarak takip edildiği, bir ülkede yapılan tüm satışlara ilişkin tahsilatların, … tarafından belirli periyotlar ile havayollarına ödendiği, acentenin havayollarından yapmış olduğu satışın ödemesini …’a yapmadığı durumda, …’ nın satış yetkisini kapattığı ve ilgili döneme ait tahsilatı havayoluna gönderemediği, acentelerin … acente kodu ile borç ve alacaklarının takibinin yapıldığı, dava dosyası ekinde bulunan bilet satış faturalarından ve bilet satış listelerinden davalı tarafın borç detaylarının bilirkişi heyeti tarafından belirlendiği, buna göre ; 1-kredi kartıyla satılan biletlerle ilgili davacı tarafından( … )düzenlenen tutar olan = 173.046,00 TL, 2 – … tarafından davalının acentelik ilişkisi sona erdiği için … düzenlenemeyen biletlerle ilgili = 44.196,79 TL, davalının acenteliği sona erince kredi kartı ile tahsilatı yapılıp da kullanılmayan bilet tutarlarının davalı yerine davacının bilet sahiplerine ödediği tutarlar 3 – Sözleşme gereği davalı tarafın yaptığı nakit satışlar tutarı: 133.619,12 TL = (173.046,00 TL+44.196.79 TL+133.619,12 TL ) = 350.861,91 TL davacı şirket kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının bu miktar asıl alacak üzerinden kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı- alacaklı tarafça işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de; davanın tarafları ticaret şirketi ve tacir olmakla TTK md.18/3 gereğince tacirler arasındaki temerrüt ihtarlarının belirli şekilde yapılması aranmış olmakla birlikte, bunların geçerlilik değil ispat şekli olduğu da hükmün gerekçesinde açıklanmıştır. Davacı taraf 06/09/2018 tarihinde borcun miktarını bildiren ve talep eden bir e posta göndermiş olmakla birlikte bunun karşı tarafça okunduğuna veya içeriğine vakıf olunduğuna dair bir bilgi ve belge yoktur. Dolayısıyla TTK md 18/3 deki usullerden birine göre yapılmış bir temerrüt ihtarı olmadığı gibi bunların dışında bir yolla borçlunun temerrüde düşürüldüğü de kesin olmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 350.861,91 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2- Asıl alacak belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacağın % 20 ‘si olan 64.172,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 23.967,37 TL karar harcından peşin alınan 4.269,23 TL’nin mahsubu ile geri kalan 19.698,14 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacının yaptığı 178,70. TL posta masrafı, 8.400 TL bilirkişi ücreti, 35,90 TL başvurma harcı, 5,20. TL vekalet harcı, 4.269,23. TL peşin harç olmak üzere toplam 12.889,03. TL yargılama giderinin red-kabul oranına göre hesap olunan 12.793,34.TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 33.010,33.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.624,25 TL vekalet ücreti takdirinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır