Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/921 E. 2021/882 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/921 Esas
KARAR NO : 2021/882 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …; 13.08.2017 günü saat 01:40 sıralarında…Caddesi Sülün Sokak kesişiminde … plakalı … marka 2012 model motosiklet ile seyir halinde iken … Sigorta Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı… plakalı işleteni … olan, araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki ticari taksinin …Sokak üzerinden Levent Caddesine katıldığı sırada çarpması sonucu maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında da yazdığı üzere; …plakalı araç sürücüsü … 2918 sayılı KTK’nin 53/1-B sola dönüş kurallarını riayet etmemek maddesini ihlal ettiği anlaşıldığını, kazada müvekkilin kusuru bulunmadığını, davalı şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun açık olduğunu, kaza ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından… soruşturma numarasıyla soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonucu İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesi …E. Sayılı dosyasında yargılamanın halen devam ettiğini, sürücü … hakkında Taksirle Yaralama suçundan dava açıldığını, ceza doşyası içerisinde Savcılık aşamasında hazırlanmış bilirkişi raporunda sürücünün asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, ceza dava dosyasının celbini talep etiklerini, dosya içerisinde ifade tutanakları, ceza mahkemesi duruşma zabıtları , bilirkişi raporu mevcut olduğunu, sundukları epikriz raporunda da görüldüğü üzere; müvekkil … kaza sonrasında ağır şekilde yaralanmış ve ölümden döndüğünü, müvekkilin kafatasında 3 adet kırık , göğüs kafesinde kırık olduğunu ve sağ diz kapağına platin takıldığını, müvekkil sigortalı bir çalışan iken kaza nedeniyle kaza gününden beri Kasım 2018 tarihinde kadar çalışamadığını, ayağa kalkıp yürüyemediğini , hiçbir faaliyetini yerine getiremediğini, yakınlarının yardımı olmadan hayatına devam edemediğini, halen fizik tedavileri devam ettiğini, müvekkilin tam teşekküllü devlet hastanesinden alınan engel sağlık kurulu raporunu dosyanıza ek olarak sunduklarını, Müvekkilin %8 engeli olduğu tespit edildiğini, davalıların maddi tazminattan müteselsilen sorumlu olduklarını, Karayolları Trafik kanununun 85. Maddesinde : ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” KTK 97.maddesine göre; “ Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren cn geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Müvekkilinin yaşına, aktif ve pasif dönem yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalı sürücünün kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın hüküm altına alınması taleplerinin mevut olduğunu, Davalı işletene ait …plâkalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe ile davalı … Şirketinden trafik sigortalı olması nedeniyle limite kadar maddi tazminat istendiğini, Davalı … şirketi tarafından … hasar numaralı dosya açıldığını ve talepleri doğrultusunda yapılan ödeme yetersiz bulunduğunu, her ne kadar davalı … şirketi, davacıya (bir yıllık bir gecikme ile) 18.12.2018 tarihinde 37.127,40.TL ödemiş ise de, davacının beden gücü kayıp oranına, aktif ve pasif dönem zarar sürelerine ve davalı sürücünün kusur durumuna göre ödenen bu miktar yetersiz olduğundan, 2018 sayılı KTK’nun 111/2 Maddesine dayanılarak ibraname yetersiz görüldüğünden bakiye zararın öncelikle davalı … şirketinden ve diğer davalılar ile müşterek ve müteselsilen temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte tahsili talep edildiğini, Türk Borçlar Kanunu 49.maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesinde bedensel zararları; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak saydığını, müvekkilinin bacağında oluşan kayıptan dolayı aşçılık olan esas mesleğini yapamamakta daha çok masa başı durabileceği bir iş bulmaya çalıştığını, müvekkilinin hem aktif heni de pasif dönem zararının davalılardan tazmini gerektiğini, iş bu davada daimi güç kayıplarını da maddi tazminat talebimiz içinde talep ettiklerini, manevi tazminat talebi olarak müvekkilin maddi sıkıntılarının yanı sıra manevi olarak da sıkıntılar yaşadığını, müvekkil daha 24 yaşında olduğunu, müvekkilin dizine platin takılmış bel ve sırt bölgesi yara aldığını, kazadan 1.5 yıl geçmesine rağmen halen fizik tedavi gördüğünü, Türk Borçlar Kanunu 56.maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak Uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünde görüldüğü üzere manevi tazminat talebinin en büyük şartı bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi olduğunu, Davalı sürücünün yol açtığı kaza nedeniyle müvekkilin bedensel bütünlüğünün zedelendiğini sabit olduğunu, müvekkil bunun etkisini ömür boyu hissedeceğini, arz ve izah olunan sebeplerle ; davanın tümünün kabulü ile; öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile maddi ve manevi tazminat talepleri ilgili müvekkilin ileride telafisi güç zararlara uğramasını önlemek amacıyla öncelikle davalı sürücü ve araç sahibi adına kayıtlı başkaca araç ve gayrimenkul sorgularının yapılmasını ve kazaya karışan… plakalı araç ile davalılar adına kayıtlı varsa diğer araç ve gayrimenkulleri ile bankalarda bulunan mevduat ve diğer varlıklarının 3.kişilere devir teslimlerinin önlenmesi açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin talep hakları ile alacakları belirli hale geldiğinde arttırmak üzere; şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile yetersiz ödemeye ilişkin ibraname dışında bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle 70.000TL Manevi tazminatın ise davalı sürücü ve davalı araç sahibinden alınarak haksız fiilin meydana geldiği tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini sayın Mahkemeden arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, Davacı tarafından açılan dava usul ve esas yönünden kanuna aykırı olup, mezkur kazada müvekkilin kusursuz olduğundan dolayı ve ceza dosyası ile hukuk mahkemesi bağlı olmayıp, her bir dosya ayrı olduğundan dolayı ve mezkur kazada kusur …Plakalı motosiklet sürücüsü olan davacı tarafta bulunduğundan dolayı davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, mezkur kazada davacı motosiklet sürücüsü olup kendisi alması gereken önlem ve tedbirler alıp almadığı hususların araştırılması mezkur dava açısından zaruri olduğunu, çünkü davacı tarafından şayet gerekli olan önlem ve tedbirler, kask, kıyafet vs şekilde gerekli tedbirler alınmaksızın motosiklet kullanmakta ise ve kaza ile kendisinin eylem ve işlemleri sebebiyle yaralanmaların büyümüş olması ihtimali söz konusu olacağından bu yönüyle de davacının taleplerinin reddi gerektiğini, mezkur trafik kazasında kusur müvekkilinin ruhsat sahibi olduğu …plakalı araçta olmayıp davacının kullandığı…Plakalı motosiklet sürücüsü olan davacı taraf olduğunu, mezkur kazada müvekkilinin ruhsat sahibi olduğu araca diğer davacının motosikleti çarpmış ve mezkur kaza meydana geldiğini, Davacı taraf tedbirsiz ve dikkatsiz bir şekilde kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, Davacı tarafından talep edilen maddi tazminat miktarı yerinde olmadığını, öncelikle davacı tarafından her ne kadar maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmuş ise de bu konuda maddi tazminat talep edilebilmesi için yapılan harcama ve masrafların davacı tarafından belgelendirilmesi gerekmekte olup ayrıca şayet davacının bir maluliyet iddiası söz konusu ise % 8 engelli olduğu yönündeki raporları kabul etmediklerini, bu konuda davacının ATK kurumuna sevki sağlanmak suretiyle ve fiziki olarak muayene de edilmek suretiyle ATK İHTİSAS DAİRESİNDEN maluliyet yönünden rapor alınmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle, usul ve esas yönünden kanuna aykırı olan maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve neticeten davanın reddine karar verilmesini İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı davanın sonucunun beklenmesine karar verilmesini, Mahkeme masrafı ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkil sigortacı şirket, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, Müvekkil sigorta şirketi davacı vekiline , davacı adına yapılan başvuru üzerine 18.12.2018 tarihinde 37.127,40 TL ödeme yapıldığını, iş bu dava ise 27.12.2018 tarihinde açıldığını, Müvekkil şirketin davacı yana yapmış olduğu ödeme, amir mevzuata göre ve aktüeryal hesaplamalar ile tespit edildiğini, Müvekkil şirketin ödemekle yükümlü olduğu tazminat ödemesi olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet yine de tazminat hesaplaması yapılacak ise bu ödemenin dikkate alınıp tazminattan tenzilat yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur durumunun tespiti gerektiğini, Müvekkil şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortaları, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, Sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebi hakkında kanuna ve yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise talep edilen tazminatın ödenmiş olması nedeniyle reddine, Sayın mahkeme esastan inceleme yapacak ise, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, Maluliyet oranı tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, Geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri zararına ilişkin talebin reddini, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, Müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun tarafımıza tebliğini aleyhimize hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davada taraflar arasındaki ihtilafın; meydana gelen trafik kazasından dolayı bakiye maddi tazminat alacağın olup olmadığı, manevi tazminat alacağı şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur ve maluliyet oranının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri, bilirkişi raporu ATK raporları, hastane kayıtları, hasar dosyası, İstanbul… ASCM … Esas sayılı dosyası, 13/08/2017 tarihli kaza tespit tutanağı, ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, davacı …’ın sosyal ve mali durum araştırılmasının yapılarak dosyamız içerisine gönderildiği görülmüştür.
Davalı … Anonim Türk Sigorta A.Ş. tarafından hasar dosyasının ve poliçenin gönderildiği görülmüştür.
İstanbul SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan 05/12/2010 tarihli kaza nedeniyle … TC Kimlik numarası ile kayıtlı …’e herhangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığını, bağlandı ise rücuya tabi olup olmadığını rücuya tabi ise peşin sermaye değerinin gönderilmesi istemli müzekkereye cevap verildiği, davacıya 05/12/2010 tarihli kaza nedeniyle herhangi bir gelir bağlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
…Şehir Hastanesi’ne yazılan müzekkeremiz ile 13/08/2017 tarihli kaza nedeniyle … TC Kimlik numarası ile kayıtlı …’a ait hasta dosyasının varsa film ve grafi ile birlikte onaylı bir suretinin gönderilmesi istenilmiş, 15/03/2019 tarihinde ortopedi polikliniğine giriş yapan davacının hastane kayıtlarının gönderildiği görülmüştür.
Davacı Tanığı : …’in Mahkeme huzurunda alınan beyanında: ” Davacı ile ben… EK HİZMET BİNASINDA tedavi aldığı dönem, bende tedave görürken tanışmıştım, ikimizde fizik tedavi gördük, Asım Bey’in dizinde platin vardı, diz hareketlerini tam yapamıyordu, halende sorunu devam etmektedir. Hastanede bir aylık yatılı tedavi gördü,bende aynı şekilde yatılı tedavi görüyordum.Asım bey taburcu olduktan sonra haftada üç gün fizik tedavi görmeye devam etti. 2018 haziran ayında balta limanı kemik hastalıkları hastanesine gittim o zamana kadar Asım Bey’in tedavi sürecine şahit oldum. Tanıklık ücret talebim yoktur ” diyerek beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı : …Mahkeme huzurunda alınan beyanında ” Ben haber aldığımda…HASTANESİNE gittim ve oğlumun kaza sonrasındaki ilk halini gördüm, doktorlar kafatasında göğsünde ve diz kapağında kırıklar olduğunu söyledi. Ertesi gün iki saat aralıklarla MR’a çıkardık, kontrollerin sonunda öğleden sonra genel cerrahi servisine çıkardılar,birkaç gün sonrasında ortopedi servisine çıkardılar,ameliyat oldu diz kapağı değişti, 12 gün hastanede yatarak tedavi gördü, daha sonra taburcu oldu, evde bacağının düz durması koruyucu bir aparat verdiler, komple bacağı sarılıydı, üç ay başkasının yardımına muhtaç şekilde ihtiyaçlarını giderebiliyordu, 2017 kasım aralık Okmeydanı hastanesinde fizik tedavi almaya başladı, bir buçuk ay kadar ayakta tedavi aldı, haftanın iki üç günü tedavi aldı,şuan çok dikkatli baktığında aksadığını görebiliyorum, ancak dizinin içinde protez var, onun aldırılması gerekiyordu, ama kendi istemediği için hala duruyor, bu ameliyattan sonra üç dört aylık bir tedavi süreci olacağını biliyorum, kazadan sonra aşçılık mesleğini icra edemedi, ayakta uzun süre duramıyor.Soruldu; Kazadan önce … Center de aşçı olarak çalışıyordu veya staj yapıyordu, yeni mezun olmuştu.Tarafları tanıklık ücret talebim yoktur ” diyerek beyanda bulunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Dairesi’ne davacı tarafın maluliyet oranının tespitine ilişkin olarak dosyanın gönderildiği, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından 16/09/2020 tarihli maluliyete ilişkin raporu ile; Faruk oğlu 1994 doğumlu …’ın 13/08/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, Tablo 3.33.b-Diz ve tibia kırıkları ile diz artroplastisine bağlı alt ekstremite özürlülük %7(yedi)olup Tablo3.2’ye göre; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Maluliyet raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı … Doğan vekili 19/10/2020 tarihli dilekçesi ile ATK maluliyet raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.Davalı … Anonim Şirketi vekili 27/10/2020 tarihli dilekçesi ile ATK maluliyet raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne tarafların kusur oranının tespitine ilişkin olarak dosyanın gönderildiği, Trafik İhtisas Dairesi’nin 25/02/2021 tarihli kusur raporu ile; Davalı sürücü …’ın %80(yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın%20(yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Kusur raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı… vekili 17/03/2021 tarihli dilekçesi ile ATK kusur raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.Davalı … Anonim Şirketi vekili 29/03/2021 tarihli dilekçesi ile ATK kusur raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Mahkememizin 13/04/2021 tarihli duruşma celsesinin ara kararı ile Dosyanın aktüer bilirkişiye verilerek tazminat hesabının Anayasa Mah. Vermiş olduğu iptal kararı ve yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 esas sayılı ve 2021/1848 karar sayılı ile 24/02/2021 içtihadi uyarınca belirlenen kriterler doğrultusunda hesaplama yapılmasına karar verilmiş olmakla, dosya Aktüerya Uzmanı… tarafından Ödeme Tarihine Göre Yapılan Hesaplamada: Davalı … şirketi tarafından 18.12.2018 tarihinde 37.127,40 TL ödeme yapılmıştır. Hesaplanan maddi tazminat 35.191,19 TL olup, eksik ödemenin olmadığı, fazladan (37.127,40-35.191,19) 1.936,21 TL ödeme yapıldığı, Rapor Yazım Tarihine Göre Yapılan Hesaplamada: Hesaplanan maddi tazminatın 52.209,52 TL olduğu, söz konusu tutardan davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 45.064,53 TL’nin mahsubu sonraki bakiye tazminatın 7.144,99 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, hesaplanan tutara 18.12.2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, manevi tazminata ilişkin talebin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili 28/05/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.Davalı … Anonim Şirketi vekili 26/05/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.
ISLAH: Davacı vekili 22/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, Islah yolu ile dava değerinin arttırılması taleplerinin kabul edilerek, maddi tazminat taleplerinin 6.144,99TL arttırılarak 7.144,99TL olarak kabulünü, manevi tazminat taleplerinin dava dilekçemizde belirttikleri, üzere 70.000TL olarak kabulünü, Tüm taleplerini faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı tarafından 22/06/2021 tarihinde 104,94 TL ıslah harcının mahkeme veznesine depo edildiği anlaşılmıştır.
Islah dilekçesi davalı taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı … Doğan vekili 25/06/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.Davalı … Anonim Şirketi vekili 13/07/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Mahkememizin 28/09/2021 tarihli duruşma ara kararı ile Karayolları Trafik Kanununda 09/06/2021 tarihli 7327 Sayılı kanunda yapılan değişlikler doğrultusunda tazminat hesabının THR 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik faiz oranı üzerinden tekrar mevcut bilirkişiye dosya tevdi edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 08/10/2021 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak, Ödeme Tarihine Göre Yapılan Hesaplamada: Davalı … şirketi tarafından 18.12.2018 tarihinde 37.127,40 TL ödeme yapılmıştır. Hesaplanan maddi tazminat 35.191,19 TL olup, eksik ödemenin olmadığı, fazladan (37.127,40-35.191,19) 1.936,21 TL ödeme yapıldığı, Rapor Yazım Tarihine Göre Yapılan Hesaplamada: TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Prograsif Rant Sistemine Göre: Hesaplanan maddi tazminatın 55.656,84 TL olduğu, söz konusu tutardan davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 46.474,35 TL’nin mahsubu sonraki bakiye tazminatın 9.182,49 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, hesaplanan tutara 18.12.2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 Teknik Faiz Sistemine Göre: Hesaplanan maddi tazminatın 50.554,37 TL olduğu, söz konusu tutardan davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 46.474,35 TL’nin mahsubu sonraki bakiye tazminatın 4.080,02 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, hesaplanan tutara 18.12.2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, Manevi tazminata iliskin talebin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı … Doğan vekili 20/10/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur. Davacı vekili 03/11/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesi ibraz etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili 05/11/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmektedir. Daha kısa bir anlatımla, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, KTK. m. 91’de belirtildiği üzere işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. 2918 sayılı …nun 91.maddesine göre: “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Yasanın 85/1. maddesine göre de, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yasanın 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabilmektedir. Yasanın 85/Son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, sigortacının sorumluluğunun da gerek zamanaşımı ve gerekse zararın niteliği yönünden işleten gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. Sigorta Şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği teminat limitleri ile sınırlıdır. Bu teminat limiti her durumda ödenmemektedir. Öncelikle hak sahiplerinin talep edebileceği tazminat miktarı, tarafların kusurları da dikkate alınarak tespit edilmektedir.şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yasanın 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabilmektedir. Yasanın 85/Son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, sigortacının sorumluluğunun da gerek zamanaşımı ve gerekse zararın niteliği yönünden işleten gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. Sigorta Şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği teminat limitleri ile sınırlıdır. Bu teminat limiti her durumda ödenmemektedir. Öncelikle hak sahiplerinin talep edebileceği tazminat miktarı, tarafların kusurları da dikkate alınarak tespit edilmektedir.

2918 sayılı …nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrım yapılmamış, kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Ceza Kanunu’nda öngörülen daha uzun ceza zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresi, olay tarihinden itibaren işlemeye başlar. Sürenin işlemeye başlaması için zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi gerekmez. Somut olay açısından ceza davası neticesinde uzamış zamanaşımı söz konusu olup süresinde dava açılmıştır.
Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmış ancak Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir.TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması,konusunda uzman bilirkişiden gerçek zarar miktarı konusunda rapor alınarak hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/ 2598 E. 2021/34 K. Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2021/3142 E. – 2021/2020 K. Sayılı kararı)
Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir. Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesince bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesiyle sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98.maddesine bağlamıştır. Ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98.maddesinde değişiklik yapılarak “geçici bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona erdiği” yönünde değişiklik yapılmadığından Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesi kadük kalmıştır/ yürürlüğe girmemiştir. Başka bir ifadeyle halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinde, yeni Genel Şartlarda ki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98.madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edecektir.
Dosya bütün olarak incelendiğinde; 13.08.2017 günü saat 01:40 sıralarında Levent Caddesi Sülün Sokak kesişiminde…plakalı Honda marka 2012 model motosiklet ile seyir halinde iken Anadolu Sigorta Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı… plakalı işleteni … olan, araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki ticari taksinin Sülün Sokak Üzerinden Levent Caddesine katıldığı sırada Çarpması sonucu maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kazanın oluşumunda (KTK nun 84/f,h md. yoluyla 46/a, 47/c,d 52/a.b, 53/b, 57/a, 67/a. Md. ile KT. Yönet. 109/b-8, 137/A md. (Kavşaklarda Geçiş Önceliği Hakkı, Doğrultu Değiştirme Kurallarına Uyma, Hızın Gerekli Uygunluğunu Sağlama, Trafik İşaretlerine Uyma) karşı yeterli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen…plakalı ticari taksi otomobil) sürücü …’ ın “Asli Kusurlu” olduğu, KTK’ nun 47/c,d 52/a,b 57/a md. (Trafik İşaretlerine Uyma, Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama.) trafik kurallarını ihlal eden, etkin tedbir almayan, dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen… plakalı motosiklet sürücüsü Müşteki …’ ın ise “Tali Kusurlu” olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; dosya kapsamında alınan bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli olduğu anlaşılan bilirkişi ek ve kök raporunda tespit edilen hususlar ve ATK kusur oranları dikkate alındığında kazanın meydana gelişinden ve araçların hız ve doğrultularından, davalı sürücü …’ın %80, davacı …’ın %20 oranında olduğu saptanmıştır. Kaza tarihi itibarıyla yürürlükteki yönetmelik hükümlerine göre geçici ve kalıcı maluliyet oranları ATK 2. İhtisas Kurulun’dan alınan raporlarla belirlenmiş ve kusur oranı ve maluliyet durumuna göre aktüer bilirkişiden Anayasa İptal Kararı neticesinde Yargıtay içtihatlarınca benimsenen ilkeler doğrultusunda tazminat hesaplaması yapılmıştır. Davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu, zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılmış ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fark çıkmadığına dair rapor düzenlense de hesaplama da 18.12.2018 ödeme tarihindeki verilerde THR-2010 prograsiv artan azalan rant formülü kullanılması doğru görülmemiş 1,8 teknik faiz hesabı ödeme tarihini göre kriter alındığında eksik ödeme olduğu ortaya çıkmış ve akabinde hesap tarihindeki verilere göre THR-2010 yaşam tablosu ile hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. Dolayısıyla rapor tarihindeki güncel verilere göre hesaplanan tazminattan ödenen tutar güncellenerek düşümü yapılarak çıkan bakiye tazminat tutarı 7.144,99 TL hükme esas alınmıştır.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yarlanmasının mahiyeti, maluliyet oranı, iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece 10.000,00 TL manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; 7.144,99 TL tazminatın 18/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından davalılardan … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın 13/08/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalılardan (… ve …) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 7.144,99 TL tazminatın 18/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından davalılardan … ve … aleyhine açılan manevi tazminat DAVASININ KISMEN KABULÜ ile;
-10.000,00 TL manevi tazminatın 13/08/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalılardan(… ve …) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜYLE:
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜYLE:
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1; 10/4 maddesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesine göre hesaplanan 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Alınması gereken 1.171,17 -TL harcın peşin alınan 347,45 TL( 242,51 TL peşin harç+104,94 TL ıslah harcı) harçtan mahsubu ile bakiye kalan 823,72-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla)
7-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 347,45 TL( 242,51 TL peşin harç+104,94 TL ıslah harcı) -TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla)
8-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 448,30 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 1.000,00-TL, 700,00 TL ATK fatura ücreti, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.189,40 -TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 486,48-TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla)
9-Davalı … tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 58,40 TL yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 45,42 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı … şirketi vekili ile …’ın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır