Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/912 E. 2020/369 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/912 Esas
KARAR NO : 2020/369 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun dosya borcuna yaptığı itirazın haksız, mesnetsiz olup iptalinin gerektiğini, öncelikle davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, taşıma ücreti alacağının, bir miktar para alacağı olup alacaklının ikametgâhında ödenmesi gerektiğini, BK. ‘nın 73/1 maddesi uyarınca bu tür davalara alacaklının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde bakılacağını ve davacı şirketin genel merkezinin bulunduğu yerin …/Sarıyer olup Sayın Mahkemenin iş bu davalarında yetkili Mahkeme olduğunu, Davalı borçlu firmanın, davacı şirkete muhtelif zamanlarda gönderici olarak taşıttırdığı kargo veya ücret alıcı olarak kabul ettiği kargo bedellerinden oluşan icra dosyasındaki borç miktarını tüm girişimlere rağmen ödememiş olduğunu, bunun üzerine davacı firmanın alacağının hukuki yollardan tahsili için icra takibini başlatmış olduğunu, ancak davalı borçlunun haksız bir şekilde borca ve ferilerine itiraz etmiş olduğunu, bunun üzerine iş bu itirazın iptali davasının açma zaruretinin doğmuş olduğunu, Davalı borçlu ile davacı firma arasında gerçekleşen kargo taşıma hizmeti nedeniyle davacı firmanın, kendisine düşen yükümlülüğü alan karga taşıma hizmetini süresinde, eksiksiz ve sağlam olarak gerçekleştirmiş olduğunu, yani taşıma hizmetinde herhangi bir ziya, hasar veya gecikmenin söz konusu olmadığını, bunun neticesi alarak sözleşme ve tarifeye uygun olarak taşıma faturası düzenlenmiş olup davalı borçluya imza karşılığı teslim edildiği halde davalı borçlunun sebepsiz yere bu güne kadar ödemeyi yapmamış olduğunu, davalı tarafın süresinde herhangi bir itirazının da söz konusu olmadığından, bu faturaların münderecatına karşı bağlayıcı durumunda olduğunu, borçlu firma vekilinin itiraz dilekçesinde, takip konusu faturaların gerçeği yansıtmadığını belirtmişse de dilekçe eklerinde borçlu firma yetkilisi tarafından kaşelenmiş ve imzalanmış fatura teslim tutanaklarının mevcut olduğunu, açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıya tahmiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesi” iddia ve taleplerinde bulunmuşlardır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraz dilekçesi ile İstanbul Mahkemeleri ve Dairelerinin yetkisine itiraz edilmiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa yerinin, borcun ödendiği yerin ve davalı şirketin ikametgahının Kayseri olduğunun açık olduğunu, bu doğrultuda İstanbul Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, İcra takibinin 26.05.2017 tarihinde yapılmış, takibe 08.07.2017 tarihinde itiraz edilmiş, işbu davanın ise 11.12.2018 tarihinde ikame edilmiş olduğunu, TTK m.855 md. gereğince taşıma ücreti alacaklarının talep edilmesinde bir yıllık zamanaşımı süresinin söz konusu olduğunu dolayısıyla icra takibinin yapıldığı tarih itibariyla talep edilen alacaklar, icra takibinden sonra ise takip tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, davaya konu alacağın zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı tarafın davalıdan talep ettiği alacağın ne olduğunun, gerek icra takibi öncesinde, gerekse dava sırasında halen anlaşılamamış olduğunu, zira alacağın hangi fatura ve işlerden, nasıl kaynaklandığı hususunda bilgi verilmemiş olduğunu, Davalı şirkete tebliğ edilen ve davalı şirkette bulunan faturaların bedellerinin karşı tarafa ödenmiş olduğunu, davalı şirketin karşı tarafa herhangi bir borcunun bulunmamakta olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki değil, tüketici ilişkisi söz konusu olduğunu, bu nedenle davacının avans faizi talebinin de haksız olduğunu, alacağın likit olmadığını, arz edilen nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Sayın Mahkemenin yetkisizliğine, yetkisizlik nedeniyle davanın reddine, haksız ve kötü niyetli alacaklı aleyhine, takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesi” taleplerinde bulunmuşlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasında kargo taşınması hizmetinin verilmesi hususunda ihtilafın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davada; Taşıma sözleşmesinden kaynaklı fatura alacak hakkının doğup doğmadığı, doğduysa ne miktarda olduğu hususlarında ihtilafın toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosya aslı bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.208,88-TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davada, ilk itirazlarda yetki itirazının bulunduğu, Taraflar arasındaki taşıma hizmet sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının bulunduğu TBK 89. Uyarınca alacaklı ikametgahınında yetkili olması sebebiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir … tarafından verilen 23/06/2020 tarihli bilirkişi kök raporunda; dosyadaki mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı ve Davalı yana ait İncelenen 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılları Ticari defter incelemeleri ve dosyaya sunulan belgeler neticesinde ortaya çıkan veriler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davacı ve Davalı yanlar tarafından incelemeye sunulan 2013, 2014, 2015. 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı Davacı yan kendi Ticari defterlerinde Davalı yandan takip tarihi olan 31/05/2017 tarihi itibari ile 1.208,88 TL alacaklı olduğu, Davalı yan kendi Ticari defterlerinde Davacı yandan takip tarihi olan 31/05/2017 tarihi itibari ile 1.312,16 TL alacaklı olduğu, Davalı yana ait 2016 yılı öncesi defter incelemesinde, Davalı yanın Davacı tarafından düzenlenmiş faturaların hepsini peşin ödenmiş olarak kayıtlarına alıp Davacı için cari hesap kartı açmamış olduğu, bu nedenle Davalının Davacıya ait 2016 yılı açılış bakiyesi bulunmayıp Davalının ticari defterlerinde 31.05.2017 takip tarihi itibariyle Davacı bakiyesi olan 1.312,16 TL’lik alacak bakiyesinin gerçeği yansıtmamakta olduğu, Davacı yan tarafından icra takip değeri olan 1.208,88 TL’yı oluşturan Fatura Listesinin dosyaya sunulmuş olduğu, belirtilen bu faturaların hepsinin Davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak Davalı tarafından 2016 öncesi yıllarda Davacı için cari hesap kartı açılmadığından, tüm faturalar peşin ödeme olarak kayıtlara alındığından, bu da gerçeği yansıtmamış olduğundan 2015 yılı ve öncesinde hangi faturaların ödemelerinin yapılmış olduğunun, dolayısıyla 2015 yılından 2016 yılına devretmesi gereken bakiyenin hangi rakam olduğu Davalı ticari defterleri için tespit edilememiş olduğu, Davalı yan 2013, 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defterleri incelendiğinde Davacı yan tarafından Davalı yana düzenlenmiş toplam değeri 769.73 TL olan faturaların Davalı ticari defterlerinde kayıt edilmediği ancak iş bu faturalar Davalı ticari defterlerinde görünmemesine rağmen, Davacı ticari defterlerinde göre bir kısmının Davacı tarafa ödenmiş olduğunun tespitinin yapılmış olduğu, taraflar arasındaki tüm cari hesap hareketleri (Banka vs.) Davalı ticari defterlerine yansıtılmamış olduğundan Davalı tarafın ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle görünen 1.312,16 TL’lik alacak bakiyesinin gerçeği yansıtmamış olduğu kanaati uyanmış olduğu, Takdirin Sayın Mahkemenizde olduğu, Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 31/05/2017 tarihinden itibaren asıl alacağına, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, yıllık %9.75 Avans Faizi (artıştan doğan hakları saklı kalmak kaydıyla) talep edebileceği, Tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin muhterem Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 1.208,88-TL alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle taleple bağlı kalınarak açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Taraflar tacir olup, yapılan iş de ticari işletmesi ile ilgili ticari iş olduğundan talep edilen alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi uyarınca ticari işlerde uygulanan avans faizi isteyebileceği ve davacı da takip talebinde ticari avans faizi talep ettiğinden, kabul edilen alacağa takip tarihinden sonra avans faiz uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
… İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
Asıl alacağın % 20 oranındaki 241.78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 1.208,88-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 82,57-TL harcın peşin alınan 35,90 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 46,67.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 61,00 -TL ile 1 adet bilirkişi ücreti 500,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 602,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı, davalının yokluğunda miktar yönüyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır