Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/850 E. 2023/139 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/850 Esas
KARAR NO : 2023/139
DAVA : Acentelik sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshi iddiasına dayalı portföy tazminatı, komisyon alacağı ve eksik ödenen komisyon alacakları
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … Ltd.Şti’nin 08.04.2013 tarihli acentelik sözleşmesi uyarınca, davalının İstanbul acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, … ile … Ltd.Şti’nin 29.05.2013 tarihli Acentelik ek protokolünü de düzenleyerek imzaladıklarını, ek protokolde, anlaşmanın başlangıç tarihinin 09.05.2013 ve bitiş tarihinin 09.05.2015 olarak belirlendiğini ancak daha sonra iş bu ek protokolü takiben 02.09.2013 tarihinde Ek protokol zeyili düzenlendiğini, ek protokol zeyilinde, acentelik ek protokolünün geçerlilik tarihinin 09.05.2013 – 09.05.2018 olarak revize edildiğini, ek protokol zeyilinde müvekkili acenteye, 31.12.2018 sonuna kadar üretim hedefi konulduğu ve ek protokolün kapsamının 09.05.2013 ile 31.12.2018 tarihleri arasındaki acente üretimi olarak belirlendiğini ve 31.12.2018 sonuna kadar yapacağı üretime ilişkin taahhüdün gerçekleşmesi halinde ek protokolün 2/B maddesi gereğince %22.5 yenileme komisyonu ödeneceğinin taraflarca belirlendiği, muhatap …’nin … Acentelik Hiz. Ltd. Şti’ne gönderdiği 26.03.2018 tarihli yazısı ile Acentelik Ek Protokolü’nün 09.05.2018 tarihi itibari ile sona ereceğine, protokolün yenilenmeyeceğini bildirdiklerini, 09.05.2018 tarihine kadar da %22.5 olan yenileme komisyonlarını eksik ödediğini, ek protokol zeyilinin 31.12.2018 tarihine kadar gerçekleşecek üretimi kapsadığını, bu nedenle ek protokol zeyili kapsamı ve konusu değerlendirildiğinde ek protokolün 31.12.2018 tarihine kadar geçerli olduğu ek protokolün 2/B maddesi gereğince 31.12.2018 tarihine kadar %22.5 yenileme komisyonunun ödenmesine devam edilmesi gerekirken bu ödemenin eksik olarak gerçekleştiğini, 31.12.2018’e kadar ödenmesi gerekenlerin hiç ödenmediğini, müvekkili … Ltd. Şti’nin muhatap sigorta şirketi nezdinde özellikle sağlık branşında üretim yapan bir acente olduğunu, 2017 yılı sonu itibari ile portföyünden yaklaşık 1600 adet sağlık poliçesi mevcut bulunduğunu, müşterilerin %87′ sinin ömür boyu yenileme garantisi kazandığını, davalı …’nin 26.03.2018 tarih … referans sayılı yazısı ile … Ltd. Şti’ne ilgi yazının tebliğinden itibaren 3 ay sonra hüküm ifade etmek üzere, acentelik faaliyetinin fesh edileceğini bildirdiğini ve akabinde fesih işlemini gerçekleştirildiğini, herhangi bir haklı nedene dayanmayan fesih işlemi sonucunda müvekkilinin mağdur olduğunu, ömür boyu yenileme garantisi olan müşterilerini …’ ye bırakmak zorunda kaldığını, Sigorta acenteliğinin, bilindiği Üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 102 ve devamı maddeleri ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 23. Maddesinde düzenlendiğini, gerek TTK’ da ve gerekse de Sigortacılık Kanunu’nda sigorta acentesine, elde etmiş ve sigorta şirketine kazandırmış bulunduğu müşterilerin ve bu nedenle de düzenlemiş olduğu sigorta poliçelerinden dolayı primden komisyon alma hakkı tanıdığını, davacı … Limited Şirketi’nin komisyon hakkının kendi yarattığı ticari ilişkiden kaynaklandığını, davalının müvekkiline ait sigorta müşterilerine sigorta yaptırmaya devam etmesi nedeniyle, davacının yarattığı bu ilişkiden dolayı oluşmuş müşteri portföyünden davalının yararlanmaya devam ettiğini, davacının ise kendi çabası ile oluşturduğu müşteri çevresinden yararlanma imkanını kaybettiğini, …’nin müvekkili acentenin bütün sağlık sigortalı müşterilerine ait portföyüne el koyduğunu, sağlık sigorta poliçesi kesen müvekkilinin, bu müşterilerini acenteliğin feshi neticesinde hiçbir sigorta şirketine taşıyamadığını, davacının, ömür boyu yenileme garantisine sahip kendi müşterilerine ait sağlık poliçelerinin davacı tarafça her yıl yenilenmesi neticesinde doğacak komisyon alacaklarının da belirlenerek davalı … şirketinden tahsili taleplerinin olduğunu, 5684 Sayılı Sigorta Kanunu’ nun 23/15 ve 23/16 maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra, davalı … şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ettiğinden sigorta acentesinin davacı müvekkilinin sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkı bulunduğunu beyanlarla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL. belirsiz alacak davasında; portföy/denkleştirme tazminatının, ömür boyu yenileme garantisine sahip müşterilere ait poliçelerin … tarafından her yıl yenilenmesi neticesi doğacak komisyon alacaklarının, ek protokol gereğince eksik ödenen birikmiş komisyon alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …. ile davacı … Ltd. Şti. arasında 08.04.2013 tarihli ve bu tarihten itibaren iki yıl süreli Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, akabinde 29.05.2013 tarihinde müvekkili şirket ile davacı şirket arasında Acentelik Ek Protokolü imzalanarak ek komisyon tutarı ve oranlarına ilişkin kriterler düzenlendiğini, işbu Acentelik ek protokolünü takiben taraflar arasında imzalanan ve komisyon oran ve tutarlarını düzenleyen ek protokol ve zeyillerin olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen 08.04.2013 tarihli Acentelik sözleşmesi’nin işbu sözleşmenin 19. maddesi ile düzenlenen fesih şartına uygun olarak müvekkili tarafından usulüne uygun şekilde ve haklı nedenle feshedildiğini, taraflar arasında akdedilen 08.04.2013 tarihli Acentelik Sözleşmesi’nin 19. maddesine göre;“Taraflardan her biri, üç ay evvel noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile bildirmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir.”denildiğini, müvekkili şirketin gerek taraflar arasındaki sözleşmeye gerekse de Acentelik Yönetmeliği ve Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümlerine uygun olarak, davacı şirket ile akdedilen sözleşmeyi 26.03.2018 tarih ve 180109956 referans numaralı yazısı ile üç ay önceden bildirmek sureti ile feshettiğini bildirdiğini, sözleşmeye göre davacı şirketin hiçbir suretle portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunmayacağını özgür iradesi ile ve sözleşme serbestisi kapsamında kabul ettiğini ve taraflar arasındaki sözleşmeyi imzaladığını, Türk Hukuk Sisteminin kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiş olduğunu, özgür iradeleri ile kamu düzenine ve ahlaka aykırı olmamak kaydı ile diledikleri şekil ve içerikte sözleşme düzenleyebileceklerini öngördüğünü, tüm bu yasa hükümleri ve taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında, davacının kendi özgür iradesi ile kabul edip imzaladığı Acentelik Sözleşmesi’nin 19. maddesi ile portföy mülkiyeti ve tazminat talebinde bulunamayacağını kabul ettiğini ve bu nedenle davacının talebinin reddine karar vermek gerektiğini, denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilmek için madde hükmünde belirtilen şekli ve maddi şartların kümülatif olarak gerçekleşmesi gerektiğini, ayrıca TTK madde 122/3 uyarınca sözleşmesi haklı sebebe dayanılarak feshedilen acentenin denkleştirme tazminatı talep hakkı bulunmadığını da unutmamak gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin, davacı şirketin faaliyetlerinden ötürü müvekkili şirketin zarara uğraması sebebiyle haklı olarak feshedildiğini, davacı şirketin faaliyetlerini sürdürdüğü 2013–2018 yılları arasında prim üretim tutarının 17.155.656-TL olduğu, müvekkili şirketten aldığı komisyon tutarının 3.963.961-TL olduğunu ve müvekkili şirketin, davacının ürettiği poliçeler nedeniyle 2.212.155-TL zarara uğradığını, davacı şirket gibi müvekkili şirketin de ticari kazanç elde etmek amacı ile faaliyet etmekte olup, sürekli olarak zarar ettiği bir ticari ilişkiyi sürdürmesini beklemenin olağan hayatın akışına ve ticari hayatın normlarına aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, sigortacılık alanında zaten bilinen, tanınan ve prestijli bir marka olduğunu, davacının yeni müşteri kazandırmak adına bir faaliyette bulunmadığı gibi müvekkili şirketin tanınmış bir marka olması sebebiyle böyle bir faaliyete de gerek kalmadığını, davacının faaliyetleri nedeniyle zarar etmesi gerekse de davacı şirketin müvekkiline önemli menfaat ve yeni müşteri kazandırmaması sebepleriyle davacının denkleştirme tazminatı talebinin hakkaniyete de aykırı olduğunu, denkleştirme talebi için kanunun aradığı şartların kümülatif olduğunu, bu bağlamda, öncelikle yeni müşteri çevresinin yaratıldığını, var olan müşterilerle ilişkinin geliştirilip genişletildiğini ve bu müşteriler sebebiyle müvekkilinin önemli menfaatler elde ettiğini ispat yükünün acente üzerinde olduğunu, davacı şirketin, ömür boyu yenileme garantisi bulunan müşteriler bakımından süresiz şekilde komisyon talep etmesinin abesle iştigal olduğunu, ömür boyu yenileme garantisinin, müşteri ve sigortacı arasındaki sigorta sözleşmesinin her yıl kesin olarak yenileneceği manasına gelmediğini, davacının doğmamış ve hatta belki de hiçbir zaman doğmayacak bir alacak iddiasında bulunmasının kabul edilebilir olmadığını, davacının böyle bir komisyon talep hakkının da bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak davacı şirketin tüm komisyon bedellerinin kendisine ödenmiş olup, müvekkili şirkette davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının faaliyetlerinin, müvekkili şirketin zarar etmesine yol açmış olup, bu zararları davacıdan talep haklarını saklı tuttuklarını, taraflara ait ticari kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de davacının taleplerinin haksızlığının, davacının müvekkilini zarara uğrattığının ve bu nedenle davacının sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin, davacının denkleştirme tazminatı talep hakkı bulunmadığının, davacının müvekkili şirket nezdinde hiçbir alacağının bulunmadığının ortaya çıkacağını beyanlarla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davacının haksız ve mesnetsiz davasının tümden reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
… Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davacı … Ltd. Şti.’nin fesih tarihi olan 09/05/2018 tarihinde ve sonrasında davalı ….’nin dışında bir sigorta şirketinin acenteliğini yapıp yapmadığı hususunun sorulduğu, verilen cevabi yazı ile ; … Levha kayıt numaralı sigorta acentesi … Ltd. Şti.’nin 27.04.2009 tarihinde Sigorta Acenteleri Levhasına kayıt olduğu tespit edilmiş olup, adı geçen sigorta acentesinin …. dışında, 09.05.2018 tarihinde ve sonrasında diğer sigorta şirketleri ile yapmış olduğu sözleşme bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı … Ltd. Şti tarafından davalı …. aleyhine 30/04/2018 tarihinde Acentecilik Sözleşmesinin Feshi İşleminin İptali istemli dava açıldığı, mahkemece 06/11/2020 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
09/12/2019 tarihli celse kararı doğrultusunda Mali Müşavir , Sigorta Uzmanı ve Borçlar Hukuku konusunda uzman bilirkişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılmış olup alınan heyet raporunda;
“1)İnceleme konusu acentelik sözleşmesinin 09.05.2018 tarihinde belirli süreli sözleşme süresinin dolması gözetilerek, sözleşme yenilenmemekle sona erdiği,
2)Davacı acentenin davalı … şirketine önemli menfaatler temin etmesi ve acentelik sözleşmesinin yenilenmemesi ve hatta sözleşme süresini aşan sürelerle verilen hedeflere göre faaliyetini sürdürmesi gözetilerek; sözleşmenin yenilenmemesinde kusurunun da bulunmaması sebebiyle, dnekleştirme-portföy tazminatına hak kazanacağı,
3)Tarafların yasal defterlerine göre 2013-2018 yılları arasında üretilen prim tutarı 17.155.656.-TL ve buna bağlı olarak 3.963.961.TL komisyon geliri elde edildiğinin tarafların kabulünde olduğu,
4)Acentenin iddiasında haklı görülmesi halinde, sözleşmenin beş (5) yıllık süreyi aştığı da gözetilerek; hak ettiği portföy tazminatının üst sınırı, 3.963,961.- (komisyon tutarı) / 5 (yıl) = 792.792,20 TL hesaplandığı,
5)Davacı lehine azami 792.792,20 TL olmak üzere bu miktarı aşmamak şartı ile hakkaniyete uygun sayın mahkemece takdir olunacak bir miktarda tazminata hükmedilebileceği…” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda 02/11/2020 tarihli ara karar ile, dosyanın ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdii ile, heyete bir sigorta uzmanı bilirkişi (Portföy tazminatı konusunda uzman) bir Borçlar Hesap Uzmanı ve bir Ticaret Mevduatından kaynaklı nitelikli hesap uzmanının eklenmiş ve düzenlenen heyet raporunda;
1)İnceleme konusu acentelik sözleşmesinin TTK 133/1 ile acentelik sözleşmesinin 24. maddesine uygun olarak feshedildiği,
2)Her ne kadar sözleşme sona ermiş olsa da davacı acentenin davalı … şirketine önemli menfaatler ve müşteri çevresi kazandırması sebebiyle, portföy tazminatına hak kazanacağı
3)Davacı yan yasal defterlerinde 2013-2018 yılları arasında üretilen prim tutarı 17.155.656.-TL ve buna bağlı olarak 3.963.961.-TL komisyon geliri elde ettiği , davalı yan yasal defter ve belgelerine göre elde edilen toplam prim tutarı 17.154.923.-TL ve komisyon bedeli: 3.868.943.-TL ve 3.868.943/5 yıl=773.788,60.-TL portföy tazminatının üst sınırı olduğu ve Kök raporda da belirtildiği üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne yazdıkları yazıda da davalının da elde edilen prim tutarını kabul ve ikrar ettiği,
4)Hastalık/Sağlık poliçeleri için davalının toplamda 9.091.179,00.-TL zarar ettiği görülmekte ise de davalının beyanı 2.212.155.-TL zarar ettiği yönünde olduğu,
5)Poliçelerden doğan zararlar sebebiyle denkleştirme tazminatı miktarında hakkaniyete uygun bir indirimin yapılıp yapılmayacağı hususunda değerlendirmenin sayın mahkemenin takdirlerinde olduğu…”şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
12/07/2021 tarihli celseye katılan davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçelerini tekrar ettiklerini, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasının mahkemenin taktirinde olduğunu, mahkemenin aksi kanaatte olunması halinde sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, ayrıca davada TTK 122/1 maddesi uyarınca portföy tazminatı şartlarının yerine getirilmemiş olması, müvekkilinin önemli bir menfaat elde etmiş olmadığından reddine karar verilmesini, dava dilekçesinde üç ayrı kalem belirtilmiş olmasına rağmen dava değerinin hangi kalemler için ne kadar tutar istenildiğinin anlaşılamadığını, bu hususun açıklanmasını talep etmiştir. Bunun üzerine davacı vekili de, bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, mahkeme ek rapora göndermeyecek ise ıslah etmek üzere taraflarına süre verilmesini, talep ettikleri kalemlerin; şimdilik 800,00.-TL portföy denkleştirme tazminatı, 100,00.-TL ek protokol gereğince eksik ödenen komisyon alacağı, 100,00.-TL ileriye dönük yenileme garantili poliçelerin davalı tarafından yenilenmesi sonucu doğacak komisyon alacağı olmak üzere toplam 1.000,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilince 26/07/2021 tarihli talep artırım dilekçesinin dosyaya ibraz edilerek 13.164,80.-TL eksik harcın tamamlandığı görülmüştür. Talep artırım dilekçesinden bir suret davalı yana tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 26/08/2021 tarihli dilekçesiyle davacı yanın ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazlarını dosyaya ibraz etmiştir.
Eksik harcın tamamlanmasını müteakip dosya heyete tevdi edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
25/11/2021 tarihli celsede, davacı vekili, davalarını ıslah ettiklerini, ıslaha karşı itirazlara dair Yargıtay kararları da sunduklarını, ıslah dilekçesi ile birlikte harcı yatırdıklarını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili de ıslaha karşı beyanlarını tekrar ettiklerini, ıslah talebinin süresinde yapılmadığını, harcın da süresinde yatırılmadığını, davacının da portföy tazminata hak kazanmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın hukuki nitelendirmesinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak davanın HMK 107/1. Maddesi kapsamında davanın belirsiz alacak davası olduğunun ve sunulan dilekçenin de bu sebeple talep arttırım dilekçesi olduğunun dolayısıyla yapılan zaman aşımı itirazının yerinde olmadığının tespitine karar verilmiş, dosyada mevcut bilirkişi kök ve ek raporunda davacı tarafın dava dilekçesinin 2 ve 3 nolu bendinde talep olunan komisyon alacaklarına ilişkin değerlendirmenin yapılmadığı, ayrıca denkleştirme alacağının hesabının yetersiz olduğu, bilirkişi kurulunun denkleştirme alacağının davacının son beş yıllık gelir ortalamasını almak suretiyle belirlediği, oysa denkleştirme alacağının üst sınırını oluşturan bu rakamın davacının talep edebileceği rakam olarak belirlenmesinin yerleşik yargı kararlarına aykırı olduğu anlaşıldığından bahisle dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile dosya içerisine kazandırılan İstanbul BAM 14. HD ‘nin 2020/1452 Esas, 2021/454 Karar, İstanbul BAM 13 HD ‘nin 2020/821 Esas, 2021/174 Karar sayılı ilamları doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılmasının ve aldırılan bilirkişi raporlarında değerlendirilmeyen komisyon alacağı taleplerinin değerlendirilmesinin istenildiği, mahkememiz ara kararı doğrultusunda bilirkişi heyeti raporunda neticeten; “
Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2013,2014,2015,2016,2017 ve 2018 yıllarına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaması 6102 sayılı TTK Madde 64,66 ve VUK madde 220-226 uyarınca yasal süreler içerisinde tasdiklerinin yaptırıldığı tespit edilmiştir. HMK 222./2 maddesine göre kesin delil teşkil edip etmediğine ilişkin hukuki değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkeme’ye aittir.
Davalı şirketin 2010,2011,2012,2013,2014,2016,2017,2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu görülmüştür. Davacının incelemeye ibraz edilen 2015,2016,2017,2018 yıllarına ait
elektronik ortamda tutulan Yevmiye ve Kebir defterleri ile Envanter defteri 6102 sayılı TTK
Madde 64,66 ve VUK madde 220-226 uyarınca ilgili kanun hükümlerine göre yasal süresi içerisinde GİB ‘na gönderildiği ve beratlarının oluşturulduğu TTK ve VUK hükümleri
uyarınca tutulmuştur.HMK 222./2 maddesine göre kesin delil teşkil edip etmediğine ilişkin hukuki değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkeme’ye aittir.
Davalı kayıtlarına göre acentenin 6.709 adet 17.154.923,00 TL üretim
olduğu 3.868.943,00 TL komisyon geliri elde ettiği görülmektedir. Davalı cevap dilekçesinde ise “Davacı şirketin faaliyetlerini sürdürdüğü 2013-2018 yılları arasında prim üretim tutarının 17.155.656 TL olduğu, müvekkilimiz şirketten aldığı komisyon tutarının 3.963.961 TL olduğu ve müvekkilimiz şirketin davacının ürettiği poliçeler nedeniyle 2.212.155 TL zarara uğradığı taraflara ait ticari kayıtların incelenmesinden de ortaya çıkacaktır…” ifade etmiştir. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına sunmuş olduğu 03.01.2019 tarihli yazısında da davalı taraf 17.155.656 TL prim 3.963.961 TL komisyon tutarını kabul etmektedir.
Davalı kayıtlarına göre acentenin 2013 yılından 2019 yılına kadar toplam 6.709 adet 17.154.923,00 TL üretim olduğu 3.868.943,00 TL komisyon geliri elde ettiği görülmektedir.
Davalı tarafından sunulu yukarıdaki tablolarda fesihten sonraki 1 yılda sadece acenteye ait müşterilerden 1.404.698 TL prim elde edildiği, fesih tarihinden rapor tarihine kadar ise 4.853.146 TL prim elde edildiği görülmektedir.
Yukarıdaki tablolarda fesihten sonraki 1 yılda tüm müşterilerden 2.157.791 TL prim elde edildiği, fesih tarihinden rapor tarihine kadar ise 9.725.255 TL prim elde edildiği görülmektedir.
Bu durumda davalı vekilinin 31/03/2022 tarihli duruşmanın ara kararına istinaden
sunmuş olduğu dilekçesinde sadece acenteye ait olan müşterileri şirkete yeni iş olarak
getirdiği müşteriler olarak tanımlamış, tüm müşterileri ise yeni müşteriler ile davalı şirket ile
daha önce bağı olan müşteriler şeklinde açıklama yapmıştır. Hangi müşterilerin acentenin
yeni iş olarak getirdiği müşteriler hangi müşterilerin davalı şirket ile daha önce bağı olan müşteriler olduğu tek tek tarafımızca kontrolü olanaklı değildir.
Sonuç olarak tarafımıza sunulu tablolardaki (Tablo:4) sadece acenteye ait müşterilerden fesih tarihinden rapor tarihine kadar elde edilen prim acentelik süresince elde edilen primin %28,29 ‘dur. Tüm müşterilerden fesih tarihinden rapor tarihine kadar elde edilen prim acentelik süresince elde edilen primin % 46,24 ‘dur.
Dolayısıyla davalının önemli menfaat elde ettiği kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı TTK Md. 122. Maddesi gereği, Sayın mahkemenizin Portföy
Tazminatı hesaplanması yönünde karar vermesi durumunda;Denkleştirme tazminatı 810.902,87 TL olarak olarak hesaplanmış olup davacının 6102
sayılı TTK . Md. 122. Maddesi gereği talep edebileceği üst sınır 754.727,75 TL olarak hesaplanmıştır.
Sonuç itibariyle nihai takdir sayın mahkemenize ait olmak üzere portföy tazminatı 754.727,75 TL‘dir.
Komisyon Alacakları Bakımından ise; sözleşme döneminde yenilenen sağlık poliçelerinden, toplam 389.980,16 TL prim tahsil edilen 129 adet poliçe için sözleşme kapsamında, 87.745,54 TL komisyon ödenmesi gerekirken; davacı tarafından 51.269,18 TL komisyon ödendiği, komisyon ödemesinin daha az tahakkuk ettirilmesine dair taraflar arasında başkaca bir anlaşma veya gerekçe olmaması durumunda, taraflar arasındaki sözleşmeye binaen yenilenen sağlık sigortaları için, davacıya davalı tarafından toplam 36.476,36 TL daha ödenmesi gerektiği …” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 02/08/2022 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı vekili de 02/01/2023 tarihli dilekçesiyle komisyon alacağı yönünden dava dilekçesini ıslah ettiği, 630,00.-TL harcı yatırdığı, ıslah dilekçesinden bir suretin davalı yana tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından 24/01/2023 tarihli dilekçe ile ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf iddiaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, açılan dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshi iddiasına dayalı denkleştirme tazminatı, komisyon alacağı ve eksik ödenen komisyon alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 05.04.2013 tarihli acentecilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşme madde 1’e göre “bu sözleşmenin konusu buna göre sözleşmenin şirketin faaliyette bulunduğu tüm sigorta dallarında acentenin yapacağı sigorta aracılık işlemlerini düzenlemektedir. Bu sözleşmede bulunmayan hususlarla ilgili olarak acente ilgili mevzuat ile şirketin yönetmelik, genelge uygulama esasları ile Şirket talimatlarına göre hareket edecektir.” hükmünün yer aldığı,
02.09.2013 tarihinde yapılan ek protokol ile; “ile 29 05.2013 tarihinde imzalanan acentelik ek protokolünün geçerlilik tarihi 09.05.2013- 09.05.2018 olarak revize edilmiştir. Ayrıca 2.Madde : Komisyona ilişkin Kriteler maddesi A Bendi asabideki şekilde revize edilmiştir. İş bu acentelik ek protokol zeyili protokolün ayrılmaz bir parçası olaran protokol suresince geçerlidir. 2.Madde :Komisyona ilişkin Kriteler A. ACENTE, Şirketimiz aracılığı ile düzenlediği, Sağlık Bramşı poliçelerinin 1 yıl sonraki yenilemelerinde %22.5 komisyona hak kazanabilmesi için, protokolün yürürlükte olduğu tarihleri kapsayan 5 yıllık süre içerisinde; 09.05.2013 – 31.12.2013 tarihleri arasında Sağlık brarşında 900.000 TL, 01.01.2014 – 31.12.2018 tarihleri arasında Sağlık branşında her yıl yıllık 800 000 TL üretim gerçekleştirmeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” hükümlerinin yer aldığı anlaşılmıştır.
27.11.2013 tarihinde yapılan ek protokol ile; “29.05.2013 tarihinde imzalanan acentelik ek protokolünün geçerlilik tarih 09 05 2013 09. 05.2018 olarak revize edilmiştir. Ayrıca 2.Madde Komisyona ilişkin Kriterler maddesi A Bendi aşağıdaki şekilde revize edilmiştir. ACENTE, Şirketimiz aracılığı ile düzenlediği Sağlık Branşı poliçelerinin 1 yıl yenilemelerinde %22.5 komisyona hak kazanabilmesi için, protokolün yürürlükte olduğu tarihleri kapsayan 5 yıllık süre içerisinde: 01.01.2014 – 31.12.2013 tarihleri arasında Sağlık branşında 300.000 TL ; 01.01.2014 – 31.12.2018 tarihleri arasında Sağlık branşında her yıl yıllık 1 800 000 TL- üretim gerçekleştirmeyi kabul ve taahhüt etmiştir. İş bu acentelik ek protokol zeyili protokolün ayrılmaz bir parçası olarak protakol suresince geçerlidir.” hükümlerinin yer aldığı anlaşılmıştır. 26.03.2018 tarihinde ise davalının “27.11.2013 tarihinde Şirketimiz ile Acenteliğiniz arasında akdedilmiş olunan; “Acentelik Ek Protokol Revize” sinde belirtilen protokal geçerlilik süresinin 09.05.2018 tarihi itibari ile sona erecek olup, süre bitiminden sonra bahse konu protokolün yenilenmeyeceğini tarafınıza bildiririz.” ifadeleriyle protokolü 09.05.2018 tarihi itibari ile feshettiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf, acentenin kusuru sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini ve acentenin portföy tazminatı istemeye hakkının olmadığını, acentelik sözleşmesinin 24. maddesinin (c) bendi uyarınca acentenin portföy tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini ileri sürmektedir. Ancak portföy tazminatından önceden vazgeçmek mümkün değildir. Davalı tarafın iddiasının 2.212.155.-TL zarar ettiği yönünde olduğu, ancak 17.03.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda da ifade edildiği üzere, müvekkil ile acente arasındaki denkleştirme talebinin dayanağı, acentenin müvekkili kâra geçirmesi değil, ona müşteri veya ticari ilişkiler kazandırmasıdır. Müşterinin acente tarafından kazandırılan müşteri olarak değerlendirebilmesi için bu müşterinin müvekkil ile en az bir defa ticari ilişkide bulunmuş olması gerekmektedir. Kazandırılan bu müşteri yeni bir müşteri olabileceği gibi eski bir müşteri ile yeni iş bağlantıları sağlama şeklinde de olabilir. Acentenin katkısı eski müşteriler üzerinden iki şekilde olabilir. İlk olarak acente müvekkilinin ticari ilişkisinin sona erdiği eski müşterileri ile irtibatı yeniden sağlayıp şirket portföyüne kazandırabilir. Bu durum müvekkilin ticari ilişkisinin artık bulunmaması nedeniyle yeni müşteri kazanılması kapsamında da değerlendirilebilir.
Denkleştirme alacağı talebi açısından TTK. 122. Maddesinde maddi koşullar şu şekilde sıralanmıştır; a) Müvekkilin, acentenin getirdiği yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesi, b) Acentenin, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle, onun getirdiği yeni müşterilerle yapılan ve kısa süre içerisinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme devam etseydi elde edebileceği ücret isteme hakkını kaybetmesi, c) Somut olayın özellik ve şartlarında denkleştirme ödenmesinin hakkaniyete uygun düşmesi..
Mahkememizin 25.11.2021 tarihli duruşmasında, dosyada mevcut bilirkişi kök ve ek raporunda davacı tarafın dava dilekçesinin 2 ve 3 nolu bendinde talep olunan komisyon alacaklarına ilişkin değerlendirmenin yapılmadığı, ayrıca denkleştirme alacağının hesabının yetersiz olduğu, bilirkişi kurulunun denkleştirme alacağının davacının son beş yıllık gelir ortalamasını almak suretiyle belirlediği, oysa denkleştirme alacağının üst sınırını oluşturan bu rakamın davacının talep edebileceği rakam olarak belirlenmesinin yerleşik yargı kararlarına aykırı olduğu anlaşılmakla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile dosya içerisine kazandırılan İstanbul BAM 14. HD ‘nin 2020/1452 Esas, 2021/454 Karar, İstanbul BAM 13 HD ‘nin 2020/821 Esas, 2021/174 Karar sayılı ilamları doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılmasının ve aldırılan bilirkişi raporlarında değerlendirilmeyen komisyon alacağı taleplerinin değerlendirilmesinin temini açısından yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verildiği, verilen karar neticesinde mahkememiz ara kararına uygun olarak düzenlenen 30.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu içeriğine itibar edildiği, buna göre, davalı kayıtlarına göre acentenin 2013 yılından 2019 yılına kadar toplam 6.709 adet 17.154.923,00 TL üretim olduğu 3.868.943,00 TL komisyon geliri elde ettiği, davalı tarafından bilirkişi incelemesine sunulan delillerden fesihten sonraki 1 yılda sadece acenteye ait müşterilerden 1.404.698 TL prim elde edildiği, fesih tarihinden rapor tarihine kadar ise 4.853.146 TL prim elde edildiği, fesihten sonraki 1 yılda tüm müşterilerden 2.157.791 TL prim elde edildiği, fesih tarihinden rapor tarihine kadar ise 9.725.255 TL prim elde edildiği, sadece acenteye ait müşterilerden fesih tarihinden rapor tarihine kadar elde edilen prim acentelik süresince elde edilen primin %28, 29’u olduğu, tüm müşterilerden fesih tarihinden rapor tarihine kadar elde edilen primin acentelik süresince elde edilen primin % 46,24’ü olduğu, bu halde davalının önemli menfaat elde ettiği kanaatine varılmıştır. Mahkememizce objektif, bilimsel verilere dayanması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre ise üzere denkleştirme tazminatı 810.902,87 TL olarak hesaplanmış olup davacının 6102 sayılı TTK 122. maddesi gereği talep edebileceği üst sınır 754.727,75 TL olarak hesaplanmıştır.
6102 sayılı TTK 122. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ nun 23/16. maddesine göre somut olayın özellik ve şartları ile hakkaniyet ilkeleri uyarınca denkleştirme tazminatı hak etme koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir. Taraflar arasındaki sözleşme süresi, davacının bu süre zarfında kazandırdığı müşteri portföyü, son beş yıllık prim/ komisyon ortalaması, davacının bu uzun süre zarfında genelde gösterdiği üstün performans ve davalı takdirleri, sigorta şirketine sağladığı müşteri potansiyeli ve ürettiği prim ile hak ve nesafet kuralları gözetilerek, taktiren yaklaşık 1/3 oranında indirim yapmak suretiyle 540.601,91 TL tazminatın tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Komisyon alacaklarına ilişkin yapılan değerlendirmede; 30.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu içeriğine bilimsel verilere dayanması nedeniyle itibar edildiği, sözleşmelerden davacının aracılık ettiği, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı poliçe yılına giren 3.510 adet sağlık sigortasından, 129 adedinde ise yapılan komisyon ödemesinin yenilemeye rağmen, tahsil edilen primin %22,50 sinin altında kaldığı, toplam 389.980,16 TL prim tahsil edilen bu 129 adet poliçe için sözleşme kapsamında, 87.745,54 TL komisyon ödenmesi gerekirken; davacı tarafından 51.269,18 TL komisyon ödendiği, taraflar arasındaki sözleşmeye binaen yenilenen sağlık sigortaları için toplam 36.476,36 TL daha ödenmesi gerektiği hesaplanmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin 2 nolu bendinde geçen ömür boyu yenileme garantisine sahip poliçeler açısından doğacak komisyon alacağı talebi açısından;17.03.2021 tarihli ek raporda da ifade edildiği üzere, ilgili talebin Türk Hukukunda yeri olmadığı, TTK md 122/2 uyarınca denkleştirmenin hesaplanacağı anlaşılmıştır.
Tazminat isteminin kısmen kabul edilip kısmen reddedilmesinin hakkaniyet indirimi nedeniyle gerçekleşmiş olması ve mahkemece ne oranda indirim yapılacağının davacı yanca bilinemeyecek olması hususları dikkate alınarak, reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiştir. (Yargıtay 21. HD’nin 2018/1003 Esas, 2019/3039 Karar, 2016/… Esas 2016/4251 Karar, 2016/1072 Esas 2017/8254 Karar, Yargıtay 3. HD’nin 2019/2884 Esas, 2019/8250 Karar… sayılı ilamları aynı doğrultudadır.)
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Denkleştirme tazminatı açısından hesaplanan 810.902,87.-TL üzerinden takdiren 1/3 oranında indirim yapılarak 540.601,91.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Toplam 36.476,36.-TL komisyon alacağının 100,00.-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek, 36.376,36.-TL’sinin ıslah tarihi olan 05/01/2023 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı vekilinin dava dilekçesinin 2 nolu bendinde geçen ömür boyu yenileme garantisine sahip poliçeler açısından doğacak komisyon alacağı talebinin reddine,
4-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 39.420,21 TL karar harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 13.830,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.589,51 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 13.830,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 81.478,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 452,20.-TL ile bilirkişi ücreti 7.631,00.-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 8.124,3‬0.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır