Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/83 E. 2021/191 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/83 Esas
KARAR NO : 2021/191 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketle davalı yan arasındaki alacak miktarının cari hesap alacağı olduğunu, müvekkili şirketçe davalı yana eleman temini ve güvenlik hizmeti verildiğini, hizmet mukabili ise faturalara düzenlenmiş ve tebliğ edildiğini, davalı yanca faturalara itiraz edilmediği gibi, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatı dahi düzenlenmediğini, müvekkil şirketle davalı yan, Ağustos Eylül ve Ekim ayları için mutabık olduklarını ikrar eden bir form doldurup bu formu kaşeleyip imzaladıklarını, ancak davalı vekili vasıtası ile ….İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyası ile aleyhine açılan 208.513,54 TL bedelli alacağa yönelik icra takibi nedeniyle gönderilen ödeme emrine itirazı haksız ve yersiz olup borçlunun itirazının kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun icra takibine yaptığı haksız ve yersiz itirazının iptaline, ….İcra Müdürlüğünün 2018/… E.sayılı dosyası üzerinden takibin devamına, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iş bu davayı açmasında korunmasını gerektiren bir hukuki yararı olmadığını, davacı tarafın iş bu davayı açmasına dayanak olarak sadece beyanda bulunduğunu, cari hesaba ilişkin hiçbir bilgi ve belge dosyaya sunmadığını, davacı tarafa cari hesap iddiasını ispat edemediğini, davacı tarafın iddialarının soyut ve mesnetsiz ve delilsiz olduğunu, davacı tarafın her ne kadar mutabık formu doldurulduğunu iddia etmiş ise de söz konusu formların iş bu davada hiçbir önemimin bulunmadığını, zira söz konusu formları BA-BS mutabakat formları olup, bunların cari hesapla bir ilişkisi bulunmadığını, BA-BS mutabakat formları, aylık beyanname verilirken alış-satış işlemleri ile ilgili olup; cari hesap mutabakatı olmadığını, açıklanan nedenlerle cevap dilekçesinde belirtilen hususlar çerçevesinde kanuna ve hukuka aykırı iş bu davanın esastan reddine, alacaklının haksız ve kötü niyetli icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete temizlik, güvenlik ve danışmanlık hizmeti verildiği, müvekkili şirketin iş bu hizmetleri davalı yanın … ve … şubelerinde sağlandığını, bu ticari ilişkinin başlaması için SGK’ya müvekkili şirket tarafından müracatta bulunulduğunu bu müracaat tarihi iki şube için de 29/12/2016 olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki 2016 yılında başlamış olup dava konusu edilen ve alacağın kaynağını oluşturan faturaların 2018 yılında verilen hizmetlere ilişkin olduğunu, Tarabya şubesinde çalışanların bu hizmet karşılığında müvekkili şirket tarafından davalı şirkete faturalar düzenlendiğini, bu faturaların davalı yana tebliğ edildiğini, iş bu faturaların tamamı davalı yanca kabul edildiğini ve BS formlarının düzenlendiğini, davalı yanın itirazının mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP : Davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil şirkette çalışması için istihdam edilen işçilerin SGK giriş çıkış kayıtlarının , banka kayıtlarının, incelenmesi gerektiğini, işçilerin iş akitlerinin hangi nedenle sonlandırıldığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında temizlik, güvenlik ve danışmanlık hizmeti için anlaşma yapılmışsa da davacı tarafın edimlerini ifada temerrüde düştüğünü, hizmet bedeli davacı şirkete ödenmişse de davacı tarafın müvekkil şirket bünyesinde çalışan işçilerin maaş ödemelerini yapmadığını veyahut gecikmeli yaptığını, bundan dolayı birçok işçinin işten ayrıldığını, elemansız kaldığını ve müvekkil şirketlerinin ödediği hizmetin karşılığını alamadığını, cari hesaplara ilişkin mutabakat düzenlenmediğini, faturalara itiraz edildiğini ve iade edildiğini, icra takibini itiraz edildikten sonra herhangi bir ödemenin davaca tarafa yapılmadığını, müvekkil şirketin borcunun bulunmadığını, haksız davanın reddi yönünde, beyanda bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davadaki uyuşmazlığın konusunun taraflar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesinden doğan cari hesap uyarınca fatura alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu, itirazın iptali ve icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, … İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosya sureti , bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir. Dosyamıza getirtilen … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 208.513,54 -TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce … Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalı tarafın BA formları, … Vergi Dairesinden davacı tarafın BS formları celp edilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir ve Borçlar Alanında Hesap Uzmanı tarafından verilen 25/08/2020 tarihli raporda; davacı şirketin ticari defter kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu, davacı şirketin 2018 yılı yevmiye defter kayıtlarına göre davalı şirket ile 120 08 cari hesap kodu ile kayıt tuttuğunu ve 19.11.2018 icra takip tarihi itibarıyla 208.513,54 TL alacaklı olduğunu, davalı şirket kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu … cari hesap kodu ile davacı şirketin kayıtlı olduğunu , takip tarihi itibarıyla ise 105.888,57 TL borç gözüktüğünü, davalının davacıya en son ödemesinin 12.09.2018 tarihinde 01.10.2018 vadeli çek vererek 31.582,00 TL olduğunu,12.09.2018 tarihinde 11.10.2018 vadeli 54.470,00 TL çek verildiğini ancak bu çekin ödenmediğinin davacı şirket muavin defterlerinden anlaşıldığını, davalı şirketin karşılıksız çıkan çek kaydını kendi ticari defterlerine ise işlemediğini, davacının personel harcamalarına ilişkin … Noterliği 27.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ekindeki personel harcamalarına ilişkin 24.149,84 TL miktarlı toplam 6 adet faturaya konu harcamaların davalı için yapılıp yapılmadığına dair değerlendirmenin mahkememizin takdirinde olduğunu, taraf şirketlerin cari hesaplarında 08.11.2018 tarihi itibarıyla 131.393,57 TL ile herhangi bir fark olmadığını ve birbirlerini teyit ettiğini, davalı tarafından davacıya herhangi bir bildirimde ya da izin almadan davalının işinde çalışan davacıya ait personellerin maaşlarını Kasım 2018 ayında 15.167,00 TL ve Aralık 2018 ayında 8.505,00 TL ödeyerek cari hesabına işlediğini, davacı yanın replik dilekçesinde yer bulan açıklamalar ve dosya mündericatına göre, davacı yanın edimini eylemli olarak yerine getirdiği delillerle doğrudan temas eden sayın mahkemece benimsenecek olursa davacının davadaki isteminin kabul koşullarının doğduğu, davalının davacı yanca tanzim edilen faturaları iade etmesinin davacının kendi edimini ifa ettiği noktada, prensip olarak davalıya ödeme yetkisi sağlanamadığı yönünde görüş ve soncu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 14/09/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 15/09/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı şirket vekili davacı şirket yetkilisini yemine davet ederek yemin metnini düzenlemiştir. Davacı şirket vekili yemin metnine itiraz etmiştir.26.01.2021 duruşma celsesinde davalı şirket vekilinin hazırlayıp dava dosyasına ibraz ettiği 23.11.2020 tarihli yemin metni gözden geçirilerek HMK 233. 237. VE 238. Maddeleri uyarınca yemin edilecek konulara açıklık getirtilerek yemin edası yaptırılmıştır. Akabinde davalı şirket vekili yemin edasına yönelik verilen kesin süre içerisinde herhangi bir beyan ve itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Tarafların ticari defterleri birbirlerinin kayıtlarını 08.11.2018 tarihi itibarıyla 131.393,57 TL ile doğrular nitelikte alacak ve borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Taraflar arasında dava konusu ile ilgili olarak yazılı bir sözleşmenin olmadığı anlaşılmıştır. Davalı şirket karşılıksız çıkan 11.10.2018 vadeli 54.470,00 TL miktarlı çeke ait ticari defterlerine kayıt düşmediği gibi çekin ödendiğine dair herhangi bir ödeme makbuzu ibraz edememiştir. Gene davalı şirket tarafından iade edilen davacı şirketin düzenlediği personel harcamalarına ilişkin 24.149,84 TL miktarlı toplam 6 adet faturalarla ilgili hizmetin verilmediği yönündeki yönündeki itirazları karşısında davacı şirket personelinin davalı şirkete ait okullarda temizlik ve danışmanlık gözetim hizmeti verdiği ödemelerinin dahi müvekkil davalı şirket tarafından verildiğini iddia ederek çelişkili beyanlarda bulunduğu değerlendirilerek itirazlarına itibar edilmemiştir ve bu yönde davacı şirket çalışanlarına davacı şirket namına ödeme yaptığını iddia etmesine karşın bu yönde somut ödeme kayıtlarını da dosyaya ibraz edilemediği tespit edilerek davacı şirket kayıtları davalı şirket aleyhine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacı şirket kayıtları hükme esas alınarak Bilirkişi raporu, dosyadaki fatura ve sözleşmeler ile tüm belgeler göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 208.513,54 TL asıl alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu olabilecek alacak miktarının Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği ve rapor yerinde görülmekle, davanın kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE ile;
… İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 23.045,95 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 14.243,55 TL harcın peşin alınan 2.518,32 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 11.725,23 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.518,32 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 299,10 -TL ile 2 adet bilirkişi ücreti 2.000 TL, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.340,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır