Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/811 E. 2021/939 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/811 Esas
KARAR NO : 2021/939 Karar

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2014
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı dava dilekçesinden özetle; davalı bankanın … Şubesinden 280.000,00 TL kredi kullandığını, kullandığı bu krediye istinaden dosya masrafı, komisyon ve ekspertiz masrafları adı altında toplamda 25.425,00 TL kesinti yapıldığını, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması kaydı ile haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan bu kesintisinin faizleri ile birlikte kendisine iadesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının tacir olduğunu, kullanılar kredinin de ticari kredi olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yasal düzenlemeler uyarınca davaya konu masraf ve ücretlerin tahsil edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, dosya masrafı ve hizmet bedeliin bankaları açısından zorunlu gider olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasında ticari kredi kullanıldığına dair hususunda ihtilafın bulunmadığı, davada; Kullanılan ticari kredilerden kaynaklı dosya masrafı ekspertiz masrafı erken ödeme ücreti, alacaklarının doğup doğmadığı bankanın uyguladığı faiz oranlarının fahiş olup olmadığı, alacak var ise miktarının ne kadar olduğu noktalırında ihtilafın olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı işbu dava İstanbul … Tüketici Mahkemesinin… Esas sırasına kaydedilmekle, adı geçen mahkemede yapılan yargılama sonunda, adı geçen mahkemenin 22/11/2016 tarih … Esas… Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kabulüne ilişkin istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği anlaşılmakla, yine İstanbul… Tüketici Mahkemesi’nin tefrik sonrası tensibinde… Esas sırasına kaydedilmekle, adı geçen mahkemede yapılan yargılama sonunda, 09/03/2017 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği anlaşılmakla, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 31/01/2018 tarih 2017/532 Esas 2018/64 Karar sayılı kararı ile kaldırma kararı gereğince , dava dosyası İstanbul … Tüketici Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle, kaldırma kararı üzerine yapılan yargılamada adı geçen mahkemece karara uyulmakla, sürdürülen yargılama sonunda İstanbul…. Tüketici Mahkemesinin 20/11/2018 tarih…Esas 2018/631 Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda yetkili gösterilen mahkememize gönderilmekle mahkememizin… Esas sırasına kaydedildiği görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi, cevap dilekçesi, banka yazı cevapları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi kök raporunda özetle; dava konusu ve iadesi istenilen meblağların iadesi istenen toplam talep miktarının 25.425,00 TL olduğu, 500.000 TL meblağlı Genel Kredi Sözleşmesinin komisyon, vergi ve masrafları düzenleyen 6.1 maddesinin bankaya sınırsız bir uygulama imkanı tanımakta olup, kendisine, çok büyük ve ödemesi imkansız miktarlarda komisyon, ücret, masraf, sair giderler talep etme fırsatı yarattığını, sözleşmenin bu maddesinin, standart sözleşme uygulaması olarak değerlendirilmesi ve haksız şart içerip içermediği hukuki bir durum olup, Sayın Mahkeme’nin takdirlerinde olduğunu, bankalarda komisyon, ücret, masraf vs. maktu tutarlarının ve oranlarının tespiti şubelerin insiyatifinde olmadığını, banka genel müdürlüğü tarafından tespit edilen rakamlar şubelere genelge ile bildirildiğini, huzurdaki davada, dosyaya bu konuda belge ibraz edilmediğini, 27/01/2004 dava tarihi itibariyle geçerli olan komisyon, masraf, ücret, vesaire maktu ve oranlarını gösteren genelgenin dosyaya ibrazı gerektiğini, erken kapama komisyonu ile ilgili olarak, 04/12/2009 tarih, 600.000,37 TL tutarındaki dekontta ” kredi kapama için” açıklaması yapıldığını fakat hangi kredilerin kapandığını, kredi veya kredilerin ne kadarının erken kapatıldığının belirtilmediğini, dosyada bu tutarda verilmiş kredi miktarı belgesi olmadığını, erken ödemenin hangi kredileri kapsadığı, erken ödemesi yapılan kredi veya kredilerin tutarını yapılan hesaplama dökümünü belirtir dokümanın dosyayı ibrazı, ibraz edilecek belgelerin okunabilir ve onaylı olması gerektiğini, belirtilen belgelerin ibraz edilmesi veya mahkemenin yerinde inceleme kararının gerekli görülmesi halinde, hükme ve denetime elverişli rapor tanzim edilebileceğini, mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı asil 10/09/2019 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile dilekçe ekinde kullanmış olduğu krediye yönelik bilgi ve belgeler ibraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce…Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı,…Bankası’nın 20/03/2020 tarihli yazı cevabında, davacı …’ın Niğde Şubesinde bulunan … nolu kredisine ilişkin 04/12/2019 tarihinde 22.000,00 TL tutarlı erken kapama masrafı alındığı ve dekont suretlerinin yazı ekinde gönderildiği görülmüştür.
Yazı cevabı dosya kapsamına alındıktan sonra dosya ek rapor için tazmini için dosya mevcut bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 07/07/2020 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak, 22/08/2019 tarihli raporda sunulması istenen evraklar dosyaya ibraz edilmediği dolayısı ile hesaplama yapılamadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizden verilen ara karar gereği dosyadaki mevcut delil durumuna göre bankacılık alanında uzman yeni bir bilirkişi atanarak rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi …’na dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişi …tarafından 28/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özet olarak, Davalı banka ile davacı arasında “ Genel Kredi Sözleşmesi “ akdedildiği, anılan“sözleşme” kapsamında davacıya dosya içeriğine göre ticari kredi “ tanımlanmış olduğu anlaşıldığı, bahse konu sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte davacı kredi sözleşmesi içeriğini kabul ve taahhüt ettiğini, Davacı 08.05.2009 tarihinde davalı bankadan 280.000.00 TL tutarında 48 ay vadeli eşit taksitli toplam 391.395.410 TL geri ödemeli %16,68 faiz oranıyla işletme (işyeri) kredisi kullanmıştır. Söz konusu krediye istinaden 08.05.2009 tarihinde davalı banka tarafından davacıdan tahsil edilen 1.350,00 TL dosya masrafının ve 650,00 TL ekspertiz masrafının sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği, taraflar arasında imzalanan GKS 15.6 maddesi ile; bankanın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için erken ödeme sebebiyle Bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını talep edebileceği kararlaştırıldığı, Davalı Banka tarafından erken kapama maliyeti olarak davacıdan 04.12.2009 tarihinde 20.052.38 TL tutarı ile bu tutarın “%5 gider vergisi olan 1.047.62 TL tutarının tahsil edildiği, Dava konusu kredinin kullanıldığı ve kapatıldığı yıl olan 2009 yılı itibariyle en az 5 Banka tarafından Ticari Kredilere uygulanan erken kapama oranının tespit edilmesi ile, davalı Banka tarafından tahsil edilen erken kapama bedeline ilişkin hesaplama yapılacağının uygun olacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Eksiklikler tamamlandıktan sonra dosya bilirkişiye tekrardan tevdi edilerek ek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan 09/11/2021 tarihli raporda , …A.Ş. 06/11/2020 tarihli cevap yazısında ” …ilgili tarihte erken kapama komisyon oranının %5 olduğu tespit edilmiştir.” … A.Ş. 20.09.2021 tarihli cevap yazısında; “Söz konusu erken kapama ücreti sözleşme içeriğine bağlı olarak farklılık gösterehilmekle birlikte 2014 yılı için Kredi Erken Kapama Ücret ve Komisyon bedeli %4 olduğu”, T…. Bankası A.Ş. 20.09.2021 tarihli cevap yazısı ekinde bulunan CD içerisinde: “Ticari Kredi Erken Kapaması oranının %5 olduğu”… T.A.Ş. 15.09.2021 tarihli cevap yazısında; “…2010-2013 yılları arasında ticari kredilerde uygulanan masraf ve komisyonlara yönelik olarak Erken Kredi Kapama Ücretinin ekli tablolarda belirtildiği üzere %10 olduğu” … A.Ş. 14.09.2021 tarihli cevap yazısında; “24 aydan uzun TL Krediler için Erken Kapama bedeli %2 olduğu” şeklinde bildirim yapılmış olduğu görülmektedir.
…: 5%
…: 4%
…: 5%
..: 10%
…: 2%
ORTALAMA 26/5=5,20%
Dava dosyasına sunulan emsal banka uygulamalarına yönelik Kredi Erken Kapama komisyon oranı ortalamasının %5,2 olduğu hesaplanmaktadır. Davacının 04.12.2009 tarihinde ödemiş olduğu 254.687,26 TL Anapara tutarına %5,2 oranı uygulandığında; (254.687.26 TL x %5,2 =) 13.243,74 TL hesaplanmakta olup, bu tutarın %5 gider vergisi 662,19 TL olmaktadır. Buna göre; %5,2 oranı ile hesaplanan Kredi Erken Kapama Komisyon ücreti (13.243,74+662,19=) 13.905,93 TL olmaktadır. Davalı Banka taralından erken kapama maliyeti olarak davacıdan 20.952,38 TL tutar ile bu tutarın %5 gider vergisi olan 1.047,62 TL tuları 04.12.2009 tarihinde tahsil edilmiştir. Kredi Erken Kapama komisyon bedeline ilişkin; hesaplanan tutar ile tahsil edilen tutar arasındaki fark (22.000,00 – 13,905,93 =) 8.094,07 TL olup, nihai takdir sayın Mahkemede olduğu, Davalı Banka davacının kredi kullanım tarihi olan 08.05.2009 tarihinde 1.350,00 TL dosya masrafı ve 650,00 TL ekspertiz masrafi olmak üzere toplam 2.000,00 TL tutarını sözleşme maddelerine uygun alarak tahsil ettiği, buna göre davacının krediyi kullandığı sırada söz konusu masrafları kabul etmiş olduğu, herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşıldığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 29/11/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz etmiştir.
Tacirler aynı zamanda 6762 sayılı TTK’nın 20/2. (6102 sayılı TTK’nıcn 18/2.) maddesi anlamında basiretli bir işadamı gibi hareket etmek zorundadırlar. Dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı, tacire, tacir olmayanlara göre vasatın üstünde bir özen gösterme yükümlülüğü getirmektedir. Başka bir deyişle tacir, ticari hayatında bir hakkı kullanırken veya bir borcu ifa ederken, yalnızca dürüst, namuslu, makul ve fiilinin neticelerini bilen orta zekâlı bir insanın benzer hadiselerde hareket edeceği şekilde hareket etmekle kalmayıp aynı zamanda kendi ticari sınıfına dâhil, tedbirli bir tacirin benzer olaylarda takip edeceği şekilde hareket etmek zorundadır.
Kuruluşları özel izne tabi olan ve faaliyetlerini Devletin tanıdığı imtiyazla yürüten bankalar da birer “güven kurumu” olmaları nedeniyle dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uymak zorundadırlar. Zira bankaların, müşterilerinde yarattıkları güvene ve bankacılık sektörünün yazılı olan veya olmayan ilke, kural ve teamüllerine uygun hareket etme yükümlülükleri bulunmaktadır. Başka bir deyişle bankaların birer güven kurumu olmaları ve müşteriler tarafından kendilerine özel bir güven duyulması, onların hukuki sorumluluğunu diğer tacirlere nazaran daha da ağırlaştırmaktadır. Nitekim bir kişi davranışlarıyla başkaları nezdinde haklı bir güven oluşturduktan sonra, bu tutumuyla çelişkili ve özellikle de söz konusu güveni boşa çıkaran bir davranışta bulunması açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Bankaların dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uyma yükümlülükleri 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 75/1. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Anılan madde; “Bankalar ile bunların mensupları; bu Kanuna, ilgili düzenlemelere, kuruluş amaç ve politikalarına uygun olarak faaliyetlerin icra edilmesini temin etmeye ve yönetimde adalet, doğruluk, dürüstlük ve sosyal sorumluluğu esas almaya yönelik etik ilkelere uymakla yükümlüdürler.” hükmünü haizdir. Ayrıca anılan Kanun’un 75/2. maddesinde verilen yetkiye dayanılarak Türkiye Bankalar Birliği’nce Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) uygun görüşü alınarak çıkarılan “Bankacılık Etik İlkeleri”nin 3/(a) maddesinde; bankaların, faaliyetlerini yerine getirirken ilişkilerinde dürüstlük ilkesine bağlı kalacakları ifade edilmiştir.
Borçlu kural olarak borçlanılan edimini muaccel olmadan da ifa edebilir. Buna borçlunun erken ifa yetkisi denmektedir (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2017, s. 978).
Erken ifada bulunan borçlu, erken ödemede bulunmasından dolayı alacaklıdan bir indirimde bulunmasını isteyemez. Ancak, sözleşmede erken ödeme hâlinde indirim yapılacağı kararlaştırılmışsa veya bu yönde bir âdet varsa, borçtan bir miktar indirim yapılabilir. Bununla birlikte borçlunun erken ifa yetkisi, tarafların aksini kararlaştırmaları ile bertaraf edilebilir. Söz konusu yetkinin taraflarca bertaraf edilip edilmediği ise hâlin icabından veya sözleşmenin niteliğinden de anlaşılabilir. Nitekim ifanın vaktinden evvel yapılması alacaklının aleyhine sonuçlar doğuruyorsa veya taraflar arasındaki kesin vadeli sözleşmelerin niteliği erken ifayı engelliyorsa borçlu vaktinden evvel ifada bulunamaz. Bu tür durumlarda erken ifa alacaklının muvafakatine bağlıdır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesinde; nakdî, gayrinakdî her cins ve surette kredi verme işlemleri bankaların faaliyet konuları arasında sayılmıştır. Bankalar müşterilerine verdikleri kredilerden faiz gelirleri elde etmekte ve kredinin geri ödenme süresinin uzun olması bankanın faiz gelirini artırmaktadır. Bu itibarla kredi borcunun vaktinden evvel ifa edilmesi alacaklı bankanın aleyhine sonuçlar doğurduğu ve işin mahiyetine aykırı olduğu için bankanın, borçlunun erken ifa talebini reddetme hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle kredi borcunun erken kapatılması bankanın muvafakati ile mümkün olmaktadır.
Bankacılık uygulamalarında genel olarak, kredi sözleşmelerine; kredinin erken kapatılmasının bankanın kabulüne bağlı olduğu ve bankanın mahrum kalacağı faiz gelirine karşılık belli bir erken kapama ücreti (erken ödeme cezası) mukabilinde kredinin erken kapatılabileceği yönünde hükümler konulduğu görülmektedir. Hatta kredilerin erken kapatılmasında, bankaların mahrum kalacağı faiz gelirinin bir kısmına karşılık, erken kapama ücreti alınmasının âdet hâline geldiği ve dolayısıyla faiz gelirinin bir kısmından vazgeçtiği anlaşılmaktadır.
Erken kapama ücretinin öngörülmesinin asıl sebebi borçluyu erken ifa düşüncesinden caydırmaktır. Ayrıca bankacılık uygulamalarında kredi taksitlerinin geri ödemelerinde başlangıçta faize daha fazla kesinti yapılmakta ve giderek kredinin sonuna yaklaşıldığında neredeyse faizin tamamı tahsil edilmiş olmaktadır. Faiz kesintisinin başlangıçta fazla olması bankacılık uygulamasında aslında örtülü bir erken kapama ücretinin bulunduğunu göstermektedir. Zira bankalar, ilk taksitlerde faiz kesintisini fazla tutarak erken kapamanın risklerinden kendilerini korumuş olmaktadırlar.
Erken kapama ücreti alınabilmesi, müşteri ile banka arasındaki kredi sözleşmesinde bu yönde hüküm bulunmasına bağlıdır. Dolayısıyla erken kapama ücreti, yasal bir medeni ceza olmayıp, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan bir yan yükümlülüktür. Erken kapama ücreti ile faiz indiriminden yararlanarak kâr eden müşteri ile faiz geliri düşmek suretiyle gelir kaybına uğrayan bankanın menfaatlerinin dengelenmeye çalışıldığı görülmektedir. Nihai olarak erken kapama ücreti ile kredi veren bankanın zararının bir kısmının tazmin edilmesi amaçlanmaktadır.
Öte yandan Merkez Bankası tarafından yayımlanan 2006/1 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ’in 4/1. maddesi gereğince; bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile üye işyeri komisyonu hariç faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenebilecektir. Anılan maddeye göre, bankaların, kredilerin erken kapatılması hâlinde erken kapama ücretini serbestçe belirleyebilecekleri bir bakıma belirtilmiştir. Tüketici kredisi niteliğindeki konut finansmanı kredileri haricindeki diğer kredilerin erken kapatılmasına ve erken kapama ücretine ilişkin herhangi bir düzenleme mevzuatta yer almamaktadır. Bununla birlikte yukarıda da bahsedildiği üzere bankalar tarafından kullandırılan kredilerin erken kapatılması ve erken kapama ücreti alınması bir bankacılık uygulaması hâline gelmiştir. Bu itibarla kredi sözleşmelerinde erken kapama ücretine ilişkin düzenlemeye yer veren bankaların, genel işlem koşullarına ilişkin denetim mekanizmaları baki kalmak kaydıyla, bu sözleşme hükümlerini düzenlerken ve uygularken dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uyma yükümlülüğü bulunmaktadır. Zira hukuk düzeninin temelini oluşturan ve TMK’nın 2. maddesinde ifadesini bulan bu iki esasa tabi olmayan hiçbir hakkın kullanımı söz konusu olamayacaktır.
Tüm dosyadaki belge ve bilgiler incelendiğinde; davacı Taylan Toprak ile davalı banka Niğde Şubesi arasında akdedilen 100.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi 08/05/2009 tarihinde 500.000,00 TL olarak limit artışı yapılmış olup, davacı 08/05/2009 tarihinde davalı bankadan 280.000,00 TL tutarında 48 ay vadeli eşit taksitli toplam 391.395,10 TL geri ödemeli %16,68 faiz oranıyla işletme(iş yeri) kredisi kullandığı, söz konusu krediye istinaden 08/05/2009 tarihinde 1.350,00 TL masraf ve 650,00 TL ekspertiz masrafı olarak davalı banka tarafından davacıdan tahsil edildiği, kullanılan 280.000,00 TL tutarındaki kredi ödeme planına göre, davacı 04/12/2009 tarihinde 254.687,26 TL anapara borcunu kapattığı anlaşılmıştır.
GKS Madde 15.6 “Müşterinin bakiye borcumu vadesinden önce ödeyerek hesabını kapatması, Bankanın kabulüne bağlıdır. Bankaca kabul edilmesi halinde erken ödeme, taksit vadelerinden birinde ve ödeme vadesinde işlemiş faizin ve kalan ana paranın Bankanın belirleyeceği miktarda bir erken kapatma ücreti ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, … gibi mali yükümlülüklerin nakden ve defaten ödenmesi kaydıyla mümkündür. Bankanın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için, erken ödeme sebebiyle Bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış Faiz tutarını da talep hakkı saklıdır.” şeklinde olduğundan ; taraflar arasında imzalanan GKS 15.6 maddesi ile, bankanın, erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için erken ödeme sebebiyle bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını talep edebileceği kararlaştırıldığı görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 15.6 maddesinde ise, erken kapama ücreti için öngörülebilir nitelikte belli bir oran belirlenmemiş, sadece erken kapama ücretinin hesaplanmasına dair bir yönteme yer verilmiştir. Bu yöntemin temelini ise kredinin erken kapatılma tarihindeki faiz oranları oluşturmaktadır. Bu itibarla davacı tarafından genel kredi sözleşmesi imzalanırken erken kapama ücretinin nasıl olacağı hususunun öngörülmesi mümkün olmayıp bu husus belirsizlik içermektedir. Bu bağlamda davacıya yüklenmesi gereken basiretli işadamı gibi hareket etme yükümlülüğü, taraflar arasındaki sözleşmedeki belirsizlik karşısında, bilinmesi mümkün olmayan bir hususa karşı önlem alınmasını gerektirecek şekilde aşırı bir yoruma tabi tutulmamasını gerektirmektedir. Diğer bankaların dava konusu krediler ile aynı özellikteki (kullanım tarihi, vade tarihi, taksit ödeme aralığı, miktarı, erken kapama tarihi) kredilerin erken kapatılması hâlinde alacakları erken kapama ücreti tespit edilerek, her iki tarafın menfaatleri de dikkate alınıp TMK’nın 2. maddesi çerçevesinde yukarıda bahsedilen hususlarda gözetilerek erken kapama ücretinin belirlenmesi yoluna gidilmiştir.( Aynı yönde T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2019/11-567 KARAR NO: 2019/1346 12.12.2019 Tarihli , ESAS NO: 2017/11-410 KARAR NO: 2020/189 20.02.2020 Tarihli içtihatları)
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu olan kredi ilke ilgili olarak kredi erken kapatma komisyon bedeline ilişkin, hesaplanan tutar ile tahsil edilen tutar arasındaki fark 8.094,07 TL olduğu, davacının GK 15.6 maddesi gereğince davacının krediyi kullandığı sırada söz konusu masrafları kabul etmiş olduğundan, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 8.094,07 TL fazla alınan erken kapama komisyon ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dosya masrafı ve ekspertiz ücreti taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen KABULÜ ile;
8.094,07 TL fazla alınan erken kapama komisyon ücretinin 04.12.2009 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Dosya masrafı ve ekspertiz ücreti taleplerin REDDİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 552,91-TL harcın peşin alınan 410,00 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 142,91-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 410,00 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 391,70 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 500,00-TL, başvuru harcı 54,40-TL, olmak üzere toplam 946,10-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 319,12 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 757,80 yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 502,19 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı …’ın ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır