Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/806 E. 2021/492 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/806 Esas
KARAR NO : 2021/492

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya 3 adet senet keşide ettiğini ve taraflar arasında gerçekleşen görüşmeler devam ederken müvekkili tarafından senet borcunun banka kanalı ile peyderpey ödendiğini, müvekilinin davalıya olan borcuna karşılık vermiş olduğu senetlerin, davalı tarafın güvence talebiyle ortaya çıktığını, davalı tarafa olan borcun kısım kısım ödeyeceğinin bildirildiğini, davalının da bu hususu kabul ettiğini, borcun müvekkili tarafından banka yolu ile defaten ödendiğini, borcunu ödedikten sonra defalarca kez senetlerin iadesini talep etmiş olmasına rağmen davalı tarafından senetlerin iade edilmediğini, senet borcu ödenmiş olmasına rağmen davalının, mükerrer tahsilat amacıyla İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati haciz kararı alarak İstanbul … İcra Müsdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, mükerrer tahsilat amacıyla kötü niyetli olarak bu takibin başlatıldığını, davalının elinde bulunan senetlere ilişkin ödeme protestosu çekilmediğini, senet bedellerinin ödendiğinin tespit edilmesi gerektiğini, haksız ve kötü niyetli başlatılan takip nedeniyle menfi tespit davası açılmasına neden olan takip alacaklısı zararının tazmin etmesi gerektiğini, müvekkilinin davalıya bir borcunun bulunmadığının tespitine, davalının başlatmış olduğu icra takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle takip konusunun %20’sinden az olmamak şartıyla müvekkili lehine kötü niyet tazminatına ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulune tebligat yapılmış olmasına ve dava dilekçesine cevap verme süresinin uzatılmasına rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın; kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davası olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul … İcra Dairesi’nin…takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı … tarafından davacı … aleyhine 104.163,62.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı görülmüştür.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasının UYAP üzerinden mahkememiz dosyası içerisine alındığı görülmüştür. Dosyamız ile ilgili olmadığı anlaşılmıştır.
… Bankası tarafından davacı …’ın … müşteri numarası ile banka nezdinde bulunan …Kartı Hesabının 26/09/2017- 23/12/2017 tarihleri arasındaki tüm hesap hareketlerinin gönderilmesi için yazılan yazıya cevap verildiği, bu tarihleri kapsar işlemlere ait dekontların ve 23/10/2017-23/11/2017 tarihleri arasını kapsar şekilde de ekstrenin gönderildiği ve 15/01/2021 tarihli cevabi yazı ile 26/09/2017-23/12/2017 tarihleri arası hesap bilgilerini gösterir listenin CD ortamında gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili 05/04/2021 tarihli dilekçesiyle … tarafından dosyaya gönderilen CD’ye karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
12/04/2021 tarihli celsede, davacı vekili yemin metni hazırlamak üzere süre talep etmiş, davalı vekili ise; davacının davasını ispat edemediğini, ödemeye ilişkin belge sunamadığını, davanın reddine karar verilmesini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
25/04/2021 tarihli dilekçesiyle davacı vekili yemin metnini içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiş, davalı asil …’a yemin metninin tebliğ edildiği görülmüştür. Davalı vekili 16/06/2021 tarihli dilekçesiyle yemin metni içeriği hakkındaki itirazlarını ve beyanlarını dosyaya sunmuştur.
21/06/2021 tarihli celsede, davalı asil … hazır bulunmakla, yemin ettirilerek beyanı alınmış, yemin beyanında: “Davaya konu keşidecisi … olan 01.01.2017 vade tarihli 25.000 TL bedelli, 01.02.2017 vade tarihli 30.000 TL bedelli ve 01.03.2018 vade tarihli 30.000 TL bedelli üç (3) adet çeki, davacı …’tan olan alacağımın teminatı olarak almadığıma, işbu çeklerden dolayı …’a elden ve nakden 85.000 TL borç para verdiğime, davaya konu üç senedin bedelinin tarafıma ödenmediğine ve ilgili icra takibini mükerrer tahsilat yapmak amacıyla haksız ve kötüniyetli olarak başlatmadığıma, … tarafından alacağımın sahibi olduğum şirkete…Bankası aracılığıyla ödenmediğine , … tarafından şirketime yapılan ödemelerin sebebininin şirketim tarafından …’a kayıtsız ve makbuzsuz şekilde satılan ürünlerin karşılığı olduğuna, dedi.
Yemin metninde ” … tarafından şirketime yapılan ödemelerin sebebininin şirketim tarafından …’a kayıtsız ve makbuzsuz şekilde satılan ürünlerin karşılığı olduğuna” ilişkin kısmı kabul etmiyorum, bu konu hakkında yemin etmiyorum” şeklinde yeminini eda etmiş ve yemininde sebat etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalının elinde bulunan dava konusu bonolar nedeniyle davacı tarafın borçsuzluk iddiasının yerinde olup olmadığı, ispat yükünün davacı tarafta mı yoksa davalı tarafta mı olduğu hususlarına ilişkindir.
Kambiyo senedi niteliğinde olan bono, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsizlik iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu kapsamda bononun bedelsiz kaldığını iddia eden davacının, öncelikle bu iddiasını yazılı delille ispatlaması ve bundan sonra da senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, bonoyu iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise; senetlerin nakden düzenlenmiş olması ve düzenlenme sebebinin tahlil edilmemiş olması nedeniyle ispat yükünün senet borçlusu davacıda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir.
Bu kapsamda; mahkememizin 12/04/2021 tarihli celsesinde davacının davalıya bir yemin teklif hakkının olduğu hatırlatılmış ve yemin teklif edecek ise iki haftalık kesin süre içinde yemin metnini hazırlayıp davalı tarafa tebliğe çıkartması, aksi halde yemin teklif hakkından sarfı nazar etmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Davacı vekilince sunulan yemin teklifi metni davalıya tebliğ edilmiş ve mahkememizin 21/06/2021 tarihli celsesinde davalı asil yeminini eda etmiş ve yemininde sebat etmiştir.

Davacının iddiası, dosyadaki bilgi ve belgeler ve dava konusu konusu uyuşmazlık ile sınırlı olarak yapılan yargılama sonunda,
Senetlerin ödendiği iddiasına ilişkin davacı vekilince dosyaya tüm delillerinini sunulduğu beyan edilmekle, davacının iddiasının HMK ispat kuralları dikkate alındığında ancak yazılı delille ispatı gerekeceğinden, davacının İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı icra dosyasına dayanak senetlerin takip alacaklısı …’a karşı ödeme iddiasını dosya kapsamında yazılı delil ile ispatlanamamış olması, kredi kartı harcamasıyla bonoların vade tarihinin aynı zamana denk gelmediği, kredi kartı harcamalarının dava dışı şirketlerden yapılan alışveriş olduğunun tespitinin yapıldığı, davacının ödeme savunmasında da bulunduğu ancak davacı ile dava dışı şirketler arasında süregelen bir alışveriş bulunduğu, bu işlemlerin kredi kartıyla yapıldığı, ödemelerin bonodan kaynaklanan borca mahsuben yapıldığının ispatlanamadığı, kıymetli evrak vasfı taşıyan senedin “illetten mücerret olduğu ve kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği, bedelinin ödendiğine dair delil sunulmadığı gözetilerek, bedelsizlik nedeniyle menfi tespit talebini içerir iş bu davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVACI TARAFINDAN DAVALI ALEYHİNE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 1.451,59- TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 1.392,29.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-11.850,00.-TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır