Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/800 E. 2021/12 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/800 Esas
KARAR NO : 2021/12
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 06/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile 2011 yılından itibaren çalıştığı, müvekkilinin yıl boyunca yapmış olduğu toplam satın alma harcamalarının ofline mecraları için %2, online mecraları için %4 oranında davalı tarafça müvekkiline ödeme yapılması hususlarında mutabık kalındığını 2015 yılına kadar davalı tarafın ödemelerini süresinde gerçekleştirdiği, müvekkili tarafından 23.05.2018 tarihli e-posta ile muaccel hale gelmiş alacaklarının talep edildiği, ancak davalı tarafın 2014 yılı sonrasında mutabık kalınan 6.000.000 TL lik bir alt ciro baremi olduğu ve bu ciroya ulaşılmamış olması sebebiyle herhangi bir alacak olmadığının beyan edildiği, müvekkiline alt ciro ile ilgili bugüne kadar herhangi bir beyan veya mutabakat bulunmadığı için müvekkili tarafından hak kazanılan 2015-2016-2017 yılı geri ödemelerinin … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep edildiği, davalının 04.07.2018 tarihli ihtarname ile borcunun olmadığını beyan ettiğini, davalının alt ciro uygulamasından müvekkilinin haberi olmadığı ve bu konuda yazılı veya sözlü bir bildiriminde bulunmadığı, ayrıca davalı çalışanı … 15.02.2016 tarihli e-postasında mutabakatların tamamlandığı ve müvekkilinin hak edişinin faturalaşma veya bedelsiz reklam yeri olarak kullanılabileceğini belirttiği halde ödemelerin yapılmadığını iyi niyetli olarak ticari ilişkinin varlığına güvenen müvekkili firmanın 2015-2016-2017 yıllarındaki satın alınan offline reklamlarının %2’ si, online reklamlarının %4 oranında geri ödeme bedellerinin davalı tarafça müvekkiline ödenmesini gerektiğini beyanla; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile; müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu miktardan şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı taraf tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtarnamede açıkça belirtilen miktar hakkında kısmi dava açılamayacağından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davacının herhangi bir alacağı olduğu manasına gelmemek üzere alacak iddiasında bulunulan 2015-senesi üzerinden iki yıl geçtiği göz önüne alınarak davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının alacağı olduğu yıllar için fatura kesmiş olması gerekirken kesmediği ve yine taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığını 2014 yılında taraflarca sözlü olarak kararlaştırıldığı gibi ristrun ödemesi yapılabilmesi için davacının bir yıl içerisinde 6.000.000 TL üzerinde online ve offline satın alma yapmasının gerektiği ve yıl sonu itibariyle ofline için %2, online için %4 oranında fatura göndererek müvekkiline göndermekte ve müvekkili tarafından bu faturaların davacı tarafa ödendiğini, 2014 yılından sonra yapılan satın almaların toplamı 6 milyon TL yi aşmadığından ve davacı tarafından bu hususun bilindiğinden müvekkiline fatura gönderilmediği gibi tarafların bu yönde daha önce uzlaştıkları ve yine ticari teamülün böyle olduğunu, davacının 2015 yılında risturn bedeline hak kazandığı iddiasının temeli … tarafından 15.02.2016 tarihli e-postaya dayandığını, müvekkili şirkette finans ve operasyon birbirlerinden farklı bölümlerden oluştuğundan ödemelerin finans bölümünden takip edildiği ve ilgili kişinin finans bölümünde çalışmadığı gibi müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi olmadığını beyanla; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, sözlü olarak kararlaştırıldığı üzere risturn ödemesi yapılabilmesi için davacının bir yıl içerisinde alt ciro baremi olan 6.000,000 TL tutarında online ve offline mecralarda satın alma yapması gerektiği, 6.000.000 bareminin aştığı dönemlerde müvekkiline yıl sonunda offline mecralar için %2, online mecralar için %4 oranında fatura kesip müvekkiline gönderdiği, ancak 2014 yılından sonra bu bedeli aşamadığında fatura kesip göndermediği, davanın dayanağını teşkil eden e-postanın finans bölümü dışından, müvekkilini temsil ve ilzama yetkili olmayan kişi tarafından atıldığı göz önüne alınarak, ihtarnamede açıkça belirtilen miktar hakkında kısmi dava açılamayacağından davanın esasa girilmeden hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı taraf tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Noterliğinin 29/06/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname örneği, … Noterliğinin 04/07/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname örneği, davalı tarafından davacıya alt ciro baremi bulunduğuna ilişkin gönderilen e-posta ekran görüntüsü, … Bankasına ait geri ödemelere ilişkin dekont örnekleri, fatura örneklerinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 19/06/2019 tarihli celsesinin 2 nolu nara kararı gereğince davacı vekiline talep sonucunda belirtmiş olduğu miktarın belirsiz alacak davası olarak mı yoksa kısmi dava olarak mı açıldığının açıklanması için 2 haftalık süre verildiği, davacı vekilinin 03/07/20219 tarihli dilekçesi ile davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Mahkememizin 05/02/2020 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 02/09/2020 tarihli raporunda değerlendirme bölümünde sektörel açıdan yapılan incelemede;
‘Reklam sektörünün medya planlama alanında reklam veren – ajans – mecra arasında ilişkiler genel anlamda uzun yıllara dayanan güven ilişkisi üzerinden yürümektedir. Karşılıklı güven ilişkisinde yapılan anlaşmalarda ciro rakamlarının yüksekliği dikkate alınmadan genel olarak istisnalar olsa da sözlü anlaşma şeklinde olmaktadır. Yüksek cirolu reklam anlaşmaları reklam veren ve ajansların sahipleri veya tepe noktasındaki yöneticileri tarafından yapılmakta, yapılan bu anlaşmalar konuyla ilgili alt yöneticilere iletilmekte ve medya planlamaları bunların takibi bu yöneticilerin görevlendiği müşteri temsilcisi ve diğer çalışanlar tarafından yapılmaktadır. Risturn ödemeleri ise reklam ajansları tarafından medya planlama işini yaptıkları firmaların reklamlarını yayınladıkları mecralardan reklamın cirosuna göre aldıkları komisyon ücretidir. Başka bir deyişle “risturn ödemesi”; medya satın alma ajansının kendi müşterisine ait reklamların çeşitli medya kuruluşlarına ait TV, gazete, dergi, internet vb. Mecralarda yayınlanmasını sağladıktan sonra sonra yayın ücreti üzerinden medya kuruluşundan aldığı yüzde üzerinden hesaplanan geri ödeme veya komisyon bedelidir. Bu komisyonlarda oranlar reklamın mecrasına göre değişkenlik gösterdiği gibi cironun büyüklüğüne, küçüklüğüne göre de değişkenlik gösterir ayrıca reklam ajansı ve mecra arasındaki ikili ilişkilerde bu oranlarda etkendir. Ajansların mecralardan Risturn ödemesi aldığını bilen firmalar bu ödemelerden kendilerine de pay verilmesi için ajanslarla pazarlık yapmakta ve çeşitli oranlarda alt ciro tabanı belirlenerek veya belirlenmeden yapılan bu ödemelerden pay istemektedirler. Belirlenen bu paylar yıl sonu mutabakatında ücret olarak ödendiği gibi bir sonraki yılın medya planlamasında reklam alanı olarak da kullandırılmaktadır’ şeklinde,
Sonuç ve özet olarak ise;
1. Davacı tarafın toplam hesaplanabilir %2 offline 293.914,02 TL, %4 online 8.609,52 TL
olmak üzere 302.523,54 TL olarak hesaplandığı,
2. Taraflar arasında medya satın alma konusunda bir alt ciro baremi olmadığı kanaatine
ulaşılırsa; davacı tarafın, 2015,2016 ve 2017 yıllarına ait geri ödeme bedellerini talep
edebileceği,
3. Sayın Mahkemenin, davacı şirketin 2015 yılından beri 6 milyon liranın altında ciro
yaptığını, bu yıldan itibaren de davalı şirkete fatura kesmediği ve 2018 yılına kadar da
herhangi bir talep, ihtar ve itirazda bulunmadığını dikkate alarak böyle bir alt ciro
bareminin var olduğu sonucuna ulaşabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 21/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu görüldü.
Davacı vekilinin 28/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 05/02/2020 tarihli celsesinde tarafların tanıklarının dinlenildiği görülmüş olup,
Davacı tanığı …’un ‘ … firmasında 18 yıl çalıştım, daha sonra 2016 sonu 2017 yılı gibi şirketten ayrıldım, benim şirkette bulunduğum süre zarfında davacı ile davalı arasında 5 yıllık bir ticari ilişki mevcuttu, taraflar arasında anlaşma yapılırken taraflar arasında herhangi bir satın alma hedefi belirlenmemişti, yine geçen bu 5 yıllık süreçte de bir satın alma hedefi belirlenmemişti, 6.000.000 TL alt ciro baremi de belirlenmemişti, Ben Kurumsal İletişim bölümünde görev almaktaydım, anlaşmada yetkili şahıslardandım, en son ne zaman fatura kestiğimizi hatırlamıyorum, ancak 2016 yılının başlarında davalı şirket çalışanlarından olan … ile bir yazışmalarımız vardı, bu yazışmada kendileri bize risturn bedelini ne şekilde çekelim diye sordular, ben de cevaben reklam olarak kullanabileceğimizi söyledim, daha sonra 2016 yılında 2015 yılına ait fatura kesilip kesilmediğini bilmiyorum, zaten biz reklam olarak devam edeceğimizi söylediğimiz için fatura kesilmemiştir, daha sonra ben şirketten ayrıldığımdan ötürü reklam olarak alınıp alınmadığını bilmiyorum.’ şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davacı tanığı …’un ‘Ben … firmasında 2012 yılında çalışmaya başladım, İletişim Uzmanı olarak görev yapmaktaydım, satın alma hedefine ilişkin bilgim yoktur, ben sadece reklamları satın aldığımızı ve her yıl sonunda da bize geri dönüş olduğunu biliyorum, ben 2018 yılında 2017 yılının geri dönüşünü isteyecekken 2015 ve 2016 yıllarını araştırdım, geri dönüş olmadığını fark etti. ‘ şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davalı tanığı …’İn ‘ Davalı şirkette 2010 yılından beri muhasebeci ve mali işler müdürü olarak çalışmaktaydım, 2019 mart ayında ayrıldım, 2013 ve 2014 yıllarında davacı şirket taraflar arasında belirlenen 6 milyonluk satın alma baremini aştığından ötürü ödemeleri yaptık, ancak daha sonraki yıllar için davacı şirket 6 milyonluk baremi online veya offline olarak satın almadığı için bizde ödemeyi yapmadık, ben bu işte muhasebe kısmında olduğumdan, ödeme tablolarını hazırlayan ve ödemeleri yapan şahıs olduğumdan 6 milyonluk baremden haberdarım, taraflar arasında böyle bir satın alma hedefi belirlenmiştir, biliyorum,mail yazışmasındaki tabloyu ben hazırladım, ancak mail yazışmasında geçen reklamın uzatılmasına ilişkin konuyla ilgili bilgim yoktur, maili ben göndermedim, yalnızca tabloyu ben hazırladım, davalı şirkette 6 milyonluk baremi Sadece şirket yetkililerinden olan … ile … ve ben biliyorum, ancak davacı şirketten kimin bildiğini bilmiyorum. ‘ şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davalı tanığı … ‘nin ‘ Davalı şirkette 10 senedir müşteri temsilcisi olarak çalışıyorum, her markaya göre farklı anlaşmalar vardır, bu anlaşmalarının koşul ve şartlarını yönetim belirler, benim görevim rutin olarak risturn bedellerinin tablosunu hazırlayıp karşı şirkete göndermektir, bu sebeple herhangi bir alt ciro baremi var mıdır, varsa bunun miktarı nedir bilmem, barem bedelini bilmiyorum.’şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davacı vekilinin 19/02/2020 tarihli tanık anlatımlarına karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 11/11/2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince davacı vekilinin talebi doğrultusunda davasını ıslah etmek için 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin 16/11/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile davasını 302.523,54 TL olarak talep arttırım talep ettiği ve tamamlama harcının yatırdığı görüldü.
Talep arttırım dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı vekilinin 03/12/2020 tarihli ıslah dilekçesine karşı beyan ve itiraz dilekçesi ile ıslah talebinin zamanaşımı yönünden reddini talep ettiği, mahkememizin 06/01/2020 tarihli celsesinde davalı vekilinin ıslah talebinin zamanaşımı yönünden reddi talebinin uygun görülmediğinin reddine karar verildiği görüldü.
GEREKÇE:
Dava; hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf risturn ödemelerinin, yani reklam ajansı tarafından medya planlama işini yapan firmaların reklamlarını yayanladıkları mecralardan reklamın o yıl ki cirosuna göre alınan komisyon bedelinin belli bir cironun altında kaldığı zaman davacıya ödenip ödenmemesinden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamı, sunulan deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ve davalı arasında reklam veren – ajans ilişkisinin 2011 yılında başladığı, davacı firmanın ürün reklamlarının online ve offline mecralarda medya planlamasını yapmak için davalı firmayla sözlü bir şekilde anlaşıldığı, ayrıca Risturn ödemesi (geri ödeme) konusunda da mutabık kaldıkları ve davacı tarafa o yıl içinde yayınlanan reklam cirolarının offline reklamlar için %2, online reklamlar için %4 oranında ödenmesi hususunda anlaşıldığı ve bu durum dosya arasındaki 23 Mayıs 2018 tarihli mail yazışmasından ve taraf beyanlarından anlaşılmış olup, taraflar arasında uzun yıllara ve karşılıklı güven ilişkisine dayanan ve sözlü olarak devam eden bir çalışma şekli olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı ve ticari hizmet ilişkisinin yalnızca ticari uygulamaya dayalı olduğu, taraflar arasında 2011 tarihinden beri süregelen bir hizmet ilişkisi olduğu, bu hizmet ilişkisi kapsamında ticari hizmet verildiği konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelde 2015 yılından beri yapılmadığı iddia edilen risturn ödemelerin 6 milyon liralık bir alt ciro baremine dayanıp dayanmadığı üzerinde toplandığı anlaşılmış olup, tarafların her ikisinin de tacir olduğu göz önünde tutulduğunda TTK’ya göre basiretli davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. TMK m.6’ya göre bir iddiada bulunan iddiasını ispatla mükelleftir. Dosya kapsamında incelenen bilgi ve belgelerden 6 milyon liralık alt ciro bareminin bulunduğu yönünde davalı tarafın dosyaya bilgi ve belge sunmadığı, salt bu hususta tanık beyanları alınmış ise de her iki tarafın dinlenilen tanık beyanlarının birbirleri ile örtüşmediği ve hükme esas alınamayacağı anlaşılmış olup, alt ciro baremine yönelik taraflar arasında teamül haline gelmiş bir durumda söz konusu olmadığı dosya kapsamından anlaşılmış, bu haliyle davalının iddia ettiği şekilde 6 milyon liralık alt ciro baremi bulunmadığı hususunda mahkememizce kanaate varılarak; 02/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada davacının offline reklamlar için 293.914,02 TL online reklamlar için 8.609,82 TL olmak üzere toplam 302.523,54 TL alacaklı olduğu tespiti karşısında, bu hesaplamaya itibar edilerek davanın kabulüne, 302.523,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN KABULÜ İLE
302.523,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 20.665,38-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç ve ıslah harcının toplamı olan 5.235,90-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 15.429,48-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 2.809,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 29.626,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/01/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
35,90 TL BAŞVURMA HARCI 35,90 TL PEŞİN HARÇ
35,90 TL PEŞİN HARÇ 5.200,00 TL ISLAH HARCI
6,40TL VEKALET HARCI + 15.429,48 TL EKSİK HARÇ
2.550,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ 20.665,38 TL KARAR VE İLAM HARCI
+ 181,50 TL TEBLİGAT ÜCRETİ 2.809,70 TL TOPLAM