Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/704 E. 2019/617 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/704
KARAR NO : 2019/617
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davanın yapılan açık yargılamaları neticesinde,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 29/05/2018 tarihli ‘Müşteri Hizmet ve Satış Sözleşmesi’ imzalandığını, sözleşme gereği davalının belirttiği miktarda yıllık yükleme yapacağını, taahhüt ve ödemedeki gecikmeler için aylık %2,5 oranında vade farkı uygulamasının kabul edildiğini, verilen hizmetin gereği olarak müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, borcun tahsili amacı ile … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibine başlandığını, ancak davalı borcun muaccel olmasına ve yasada aranan tüm şartların sağlanmış olmasına rağmen haksız olarak takibe ödeme emrine borcun tamamına yetkiye talep edilen faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faize masrafları vekalet ücretine ve borcun tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek … icra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yeri adresinin Sancaktepe İstanbul olduğunu, bu nedenle davaya bakmakla yetkili mahkeme ve icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkmeleri olduğunu, davacı şirketin itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddiasını kesinlikle kabul etmediklerini, müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, davada ortaya konulan iddiları kabul etmediklerini, dava dilekçesinde söz konusu hizmetin verildiğine dair herhangi bir ibare yer almadığını, … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında yapılan takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı tayinine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyanın incelenmesinde, Alacaklının … A.Ş , borçlunun … San. Ve Dış Tic.Ltd.Şti 20,09,2018 tarihli faturadan kaynaklı 26.861,10.-TL alacağın tahsili için 09/11/2018 tarihinde takip yapıldığı, borçlunun 21/11/2018 tarihli itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır. 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalının mahkememiz ve icra müdürlüğü yetki itirazında; 29/05/2018 tarihli taraflar arasında imzalanan Müşteri Hizmet ve Satış Sözleşmesinin 9. maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesi gereği mahkememizin ve icra müdürlüğünün yetkili olduğu kanaatine varılmış yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Alacak, faturaya dayanmakta olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
28/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacı alacaklının düzenlediği satış faturaları ile alacaklı hale geldiği, satış faturalarının davacı alacaklı tarafından yevmiye defterinde kayıtlı olduğu davalı borçludan 42.098,81.-TL alacaklı olduğu, 29/05/2018 tarihinde imzalanmış … müşteri numaralı Müşteri Hizmet Satış Sözleşmesinin 4.4.1 Maddesi gereğince geciken ödemeler için aylık %2,5 oranında vade farkı uygulaması gerektiğinin bildirildiğine ilişkin görüş ve kanaat bildirmiştir.
29/05/2018 tarihli taraflar arasında imzalanan Müşteri Hizmet ve Satış Sözleşmesinin 8. maddesine göre sözleşmede belirtilen konularla ilgili ihtilaf halinde, davacının ticari defter, kayıtları ve kullanıcı veri tabanları, elektronik zeminde tutulan tüm hesap ve işlemlerin geçerli, bağlayıcı, münhasır ve kesin delil olarak kabul edileceğinin kararlaşıtırıldığı, 6100 sayılı HMK m. 193 inci maddesi “Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi, belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler.” şeklinde düzenlemesi gözetildiğinde, taraflar arasındaki her türlü çekişmede davacının defter ve kayıtlarının geçerli ve kesin delil olacağının akdedildiği, davacının defterlerinin yasal prosedüre uygun olarak tutulduğu, davalı tarafça borcun ödendiğine ilişkin belge sunulmadığı anlaşılmış bilirkişinin tespitleri denetime uygun olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça faturadan kaynaklı alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, fatura konusu malların teslim edilip edilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. HD 2015/2467 E. 2015/7975 K. Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; davacı tarafça düzenlenen faturanın ticari defterlerine kayıt edildiği, karşılığında ödemede bulunulduğu, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, anılan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında düzenlenen ve dosya içerisinde mevcut faturalara binaen davacı tarafından davalıya … yemek kartı hizmeti satışının yapıldığı, davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından satışı yapılan ürünlerin davalıya tesliminin yapıldığı ancak davalı tarafından yapılan ödemelerde eksik ödenmeyen bakiye olduğu, bu hali ile davalının takibe ve borca yapmış olduğu itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davanın KABULÜ ile
… İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
%20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.834,87.-TL harç ile 324,42.-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.510,45.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3.223,33.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 5 adet posta ve tebligat gideri 30,50.-TL, 600,00.-TL bilirkişi ücreti, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 671,60.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bakiye Harç ; 1.510,45.-TL