Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/700 E. 2019/305 K. 04.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/700 Esas
KARAR NO: 2019/305

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 25/12/2018
KARAR TARİHİ: 04/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline, dava dışı ilk borçlu … A.Ş.’nin toplam 30.548,16 EURO borcu mevcut iken, karşılıklı anlaşma ile borcu davalı …Şti.’nin üstlendiğini, müvekkilinin de bunu kabul ettiğini, sonrasında aralarında 17/05/2011 tanzim tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile … A.Ş.’nin borçlarını davalı şirketin üstlendiğini, müvekkilinin de ilk borçlu … A.Ş.’ni ibra ettiğini, davalı şirketin sözleşmede borcun ilk taksidini 28/07/2012 tarihinde başlamak ve aylık 500 EURO olmak üzere son taksidin 28/07/2017 tarihinde 548,16 EURO olarak ödeyeceğinin belirlediğini, müvekkilinin de bunu kabul ettiğini, fakat davalı şirketin hiçbir ödeme yapmadığını, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin icra dosyasına “takip alacaklısına muaccel hiçbir borcumuz yoktur” şeklinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına ve toplam alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin “alacağın temliki” olarak yapıldığını, ancak alacaklının değişmeyip, borçlunun değişmesi nedeniyle bu sözleşmenin alacağın temliki değil borcun yüklenilmesi olduğunun açık olduğu, borcu devreden Tasfiye Halinde… A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, kar-zarar hesabı sahiplerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceği ve edecekse bu alacağın miktarının tasfiye sonunda belli olacağını, borcun nakli yapıldığı zaman borç ne durumda ise, yeni borçlu/müvekkil kural olarak, o durumu ile borcu üstlenmiş olacağını, sözleşmenin yapıldığı sırada borç/alacak muaccel olmadığını, sözleşmeye konu borç/alacağın tasfiyeye tabi olduğunu, dolayısıyla alacağın muaccel olmadığından dava konusu alacak takip ve dava tarihi itibariyle talep edilebilir olmadığını, ayrıca talep edilebilir olsa dahi davacının talebinin 3.000 EURO fazla talep edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı T.T.K.’nun 3. Maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fillerin ticari işlerden olduğunun belirtildiği, aynı kanunun 4. Maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, eldeki davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerinde düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş.’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. Maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. (Yargıtay 11.HD’sinin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar ve Yargıtay13. HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar sayılı ilamları)
Hal böyle olunca davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi… Esas, … Karar sayılı ilamı)
6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c maddesinde, mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olduğu, H.M.K’nun 115.maddesinde ise mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı ve mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vereceği hükme bağlanmıştır. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza