Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/694 E. 2021/869 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/694 Esas
KARAR NO : 2021/869
DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; borçlular aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, 18.04.2017 tarihinde Şişli Merkez Mahallesi … Caddesi üzerinde sürücü …’ün sevk ve idaresindeki motosiklet ile yine aynı cadde üzerinden karşı yönden gelen işleteni … olan sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpması sonucu sürücü … yaralandığını ve gördüğü tedavi sonucunda malul duruma düştüğünü, söz konusu kazaya sebebiyet veren borçlu …’ın kullandığı … plakalı aracın olay tarihi itibariyle geçerli bir ZMMS (trafik) poliçesi bulunmadığını, kaza sonrası malul duruma düşen … vekili aracılığıyla KTK. 96 uyarınca müvekkiline başvuruda bulunduğun ve yapılan başvuru sonucunda …’ın sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olduğu bilirkişi raporuyla kesinleşmiş olduğundan müvekkili tarafından …’ün belirtmiş olduğu hesap numarasına 17/05/2018 tarihinde 57.815,00 -TL ödeme yapıldığını, Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde …ndan hangi durumlarda tazminat talep edilebileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin ödediği tazminatın tahsili amacıyla zarar sorumlularına karşı rücu hakkının bulunduğunu, kanundan kaynaklanan rücu haline istinaden davalı borçlu tarafından haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı şekilde takibe itiraz edilmesinin kabul edilemeyeceğini, açıklanan sebeplerden ötürü haksız itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tazminat istemine konu olayın meydana gelmesinde müvekkilinin işleteni olduğu … plakalı aracın sürücüsü …’ın hiç bir şekilde olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, …’ın savcılık ve kovuşturma aşamasında da beyan ettiği üzere karşı taraf …’ün yağışlı havaya rağmen süratli seyrettiği ve fren yaparak yolun kaygan olması nedeniyle kayarak düştüğü, olayı gören …’ın aracını sağa çekerek durduğu ve kaza yapan …’e yardım ettiğini, olayın meydana gelmesinde hiç bir kastı yada kusurunun olmadığını, diğer sürücü …’ün tamamen kendi kusurlu davranışı sonucu süratli seyretmesi nedeniyle ve yolun da kaygan olması nedeniyle düştüğünü gören görgü tanıklarımız … ve … bu hususta mahkemede tanıklık yapacağını, …nın tazminat ödediği …’ün bu olay nedeniyle malul olduğuna dair dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığını, olaydan sonra …, kendisine yardım eden …’a ve etrafta ona yardımcı olan şahıslara ve tanıklara herhangi bir şeyi olmadığını beyan ederek kullanmakta olduğu ve plakasını bildirmediği motoruna binerek olay yerinden ayrıldığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin aracını kullanan sürücü …’ın hiç bir şekilde kusuru bulunmadığını, ceza soruşturma/kovuşturma dosyasında sanık … kusurlu görülmüş ise de ceza mahkemesinin dayandığı bilirkişi raporu olayı aydınlatacak nitelikte ve yeterlilikte bir rapor olmayıp, yalnızca müştekinin beyanlarına dayalı soyut ve mesnetsiz bir rapor olduğundan ve bu rapora dayalı olarak verilen mahkeme kararının da hatalı olduğu ve ceza mahkemesinin kararının da hukuk mahkemesini bağlamayacağı dikkate alınarak, yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; davalının maliki olduğu aracın kazaya karışıp karışmadığı, bu kaza sonucu söz konusu aracın ZMMS’sinin bulunup bulunmadığı, buna göre davacı tarafın ödemiş olduğu tazminat ile ilgili davalı araç malikinin sorumlu olup olmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili, 08/11/2021 tarihli dilekçesiyle, dosya borçlusu ile anlaşma sağlandığını, icra dosyasının infaz edildiğini, mahkememizde açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, ve tüm dosya içeriğine göre, davacı vekili, 08/11/2021 tarihli Uyap üzerinden göndermiş olduğu dilekçesiyle; dava devam ederken dava konusu icra takibine ilişkin borcun haricen ödendiğini beyan etmesi karşısında dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan 6100 sayılı HMK.’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece; davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haksız olduğunun tespit edilmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan taraf aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekir. Konusu kalmayan dava hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlerde; icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 19. H.D.’nin 11.03.2010 tarih, 2010/1706 E. ve 2010/2654 K. sayılı kararı da bu yöndedir.)
Somut olayda; itirazın iptali davası açıldıktan sonra davalının takip konusu borcu haricen ödemesi üzerine davanın konusuz kaldığı, ancak davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Takibe konu asıl alacak likit olmayıp alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminat isteminin reddine hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Asıl alacak likit olmayıp alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminat isteminin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 987,34.-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 928,04.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-8.315,95.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 09/12/2020 tarihli 2018/694 (Fatura Seri Numarası 2020-1010030-10944) 300,00.-TL bedelli 1 adet ATK fatura bedelinin davacı tarafça kurum hesabına yatırıldığına dair dekont dosyaya sunulmadığından, ATK fatura bedelinin davacıdan tahsili ile ATK kurum hesabına yatırılmasına, kararın ifası için Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 296,00.-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 59,30-TL peşin harç, 300,00-TL ATK fatura ücret, 6,40.-TL vekalet harcı, 6 bilirkişi ücreti 4.650,00.-TL olmak üzere toplam 5.347,60.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 17/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır