Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/691 E. 2019/271 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/691 Esas
KARAR NO: 2019/271

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 25/12/2018
KARAR TARİHİ: 09/07/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin 25/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davalı takip tarihinde, Müvekkil Şirket çalışanı olan …aleyhine yürüttüğü Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı icra dosyası üzerinden, Müvekkil Şirket’e Maaş Haczi Müzekkeresi göndermiştir. Müvekkil Şirket, Maaş Haczi Müzekkeresi’ne karşı, “Personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve 2. sırada haciz alacaklısı olarak kaydedildiği” şeklinde cevap ve itirazlarını dosyaya cevaben bildirmiştir. Akabinde Müvekkil Şirket’e aynı dosya üzerinden Birinci Haciz İhbarnamesi gönderilmiştir. Müvekkil Şirket’çe Maaş Haczi Müzekkeresi’ne karşı yasal süresi içinde cevap sunulmuş olduğundan, aynı dosya üzerinden gönderilen Birinci Haciz İhbarnamesi’nin sehven gönderildiği düşünülüp yasal süresi içinde; personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve Müdürlüğü’nüz haczinin de 2.sıraya işlendiği cevaben bildirilmiştir. Her en kadar Maaş Haczi Müzekkeresi’ne ve Birinci Haciz İhbarnamesi’ne cevaplarımız sunulmuş olsa da, Müvekkil Şirket’e –gönderilen müzekkerelere hiçbir cevap verilmemiş gibi işlem yapılarak- İkinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamesi gönderilmiştir. Yine Müvekkil Şirket’çe yasal süresi içinde Haciz İhbarnamelerine karşı cevap ve itirazların belirtildiği dilekçeler dosyasına sunularak; personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve Müdürlüğü’nüz haczinin sıraya işlendiği cevaben bildirmiştir. Müvekkil Şirket’e tebliğ olunan Haciz İhbarnamelerine yasal süresi içinde cevap ve itirazların sunulmuş olduğu halde, Şanlıurfa …İcra Müdürlüğü’nce… E. sayılı dosya üzerinden gönderilen 18.12.2017 tarihli muhtıra ile, Müvekkil Şirket’in Haciz İhbarnamelerine verdiği cevaplar dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde işlem yapılarak Müvekkil Şirket’in Haciz İhbarnamelerine verdiği cevaplar dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde işlem yapılarak, borcun Müvekkil Şirket yedinde sayıldığı belirtilmiştir. Dosyaya sunulan 22.12.2017 tarihli dilekçemiz ile usul ve yasaya aykırı tüm bu duruma karşı itirazlarımız dosyasına sunularak, 18.12.2017 tarihli muhtıranın iptali ve dosyaya borçlu olarak eklenen Müvekkil Şirket’in kaydının silinmesi talep edilmiştir. İcra Müdürlüğünün 22.12.2017 tarihli kararı ile talebimiz reddedilmiştir. Müvekkil Şirket, aleyhine başlatılan haciz işlemleri dolayısıyla cebri icra tehditi altında borcu ödemek zorunda kalmıştır.Müvekkil Şirket Maaş Haczi Müzekkeresine, borçlu işçinin şirketten maaş alacağı dışında herhangi bir hak ve alacağının olmaması ve maaş üzerinde de borçlu olduğu diğer icra dosyalarının haczi bulunması nedeniyle, dosya borçlusu işçinin maaş üzerindeki haciz sırasını cevap olarak bildirilmiştir. Bu bildirim sonrasındaki süreç, ödeme sırası gelen dosyaya borçlu işçinin maaşının ¼’ünün yatırılması şeklinde gerçekleşecek olup buna rağmen Haciz İhbarnamelerinin gönderilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı yanın açıkça kötü niyetli davrandığını göstermektedir.Müvekkil şirketin borçlu olarak dosyaya kaydedilmesi açıkca usul ve yasaya aykırı şekilde … İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına borçlu olarak eklenmesi sonucunda cebri icra ehdidi altında tahsil edilen tutarın iadesini talep etme zorunluluğu doğmuştur.Yukarıda arz edilen nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kadı ile davalı bankanın müvekkil şirketten usul ve yasaya aykırı olarak tahsil ettiği 27.420 TL’nin ödenme tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve müvekkil şirkete ödenmesine, avukatlık ücreti dahil yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.

CEVAP:
Davalının 09/05/2019 tarihli vermiş olduğu cevap dilekçesinde; ” Davacının iddiasının aksine takip dosyasından davacıya maaş haczi için 89/1 haciz ihbarı gönderilmediği, davacıya maaş haciz müzekkeresi de gönderilmediği, davacının da bir cevabının bulunmadığı, davacının haciz ihbarlarına süresi içinde ve icra dairesine itirazda bulunmadığı, itiraz dilekçesi süresi dışında olduğu gibi davacıyı temsile yetkili kişilerce imza edilmediği, dilekçelerde herhangi bir havale ve tarih bulunmadığı, bu hali ile haciz ihbarlarının kesinleştiği, davacının 7 günlük yasal şikayet süresini geçirmiş, davacının icra müdürlüğüne tüm icra işlemlerinin iptali için başvurduğu, taleplerinin reddine rağmen icra mahkemesine önünde şikayet yolu ile iş bu işlemlerin iptalini talep etmediği, bu hali ile tüm icra muamelesi işlemlerinin davacı için hukuka uygun hale geldiği, davacının yasal 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiği, aynı zamanda davacının sadece takip borçlusuna dava açma hakkının olduğu, takip alacaklısına iş bu iddialar ile dava ikame edilemeyeceği, haciz ihbarlarına karşı ticaret mahkemesi önünde iptal talep edilemeyeceği dikkate alındığında davacının davasının usul ve esastan reddi gerekeceğini, Öncelikle Ş.Urfa Mahkemeleri yetkili olması nedeniyle davanın yetki yönünden reddini, Davacının iddialarının ticaret mahkemesi önünde dinlenmesinin hukuken mümükün olmadığından davasının görev ve yetki yönünden reddini, aksi ahvalde Davacının dava açma sürelerini geçirerek ve hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz olarak davalı (alacaklı) müvekkile karşı ikame ettiği davasının reddini, Davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini,Yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacıya yükletilmesini,Davanın kabulü halinde dava ikamesine davalı müvekkil sebebiyet vermediğinden yargılama gider ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasını ” talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı şirket kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin davalı şirkete borcundan kaynaklı başlatılan icra takibi neticesinde taraflarına takip dosyasından gönderilen maaş haczi müzekkeresine cevap verilip haciz taleplerinin kayda alındığına dair beyan vermelerine rağmen tekrardan haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ihbarnameye aynı doğrultuda cevaplarını yenilediklerini ancak ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini süresinde ihbarnamelere cevap verilmesine rağmen cebri icra tehdidi altında icra dosya borcunu ödemek zorunda kaldıklarını iddia ederek tahsil edilen tutarın iadesi için istirdat davası açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş taraflarının her ikisinin de ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Somut olayda uyuşmazlığın temelinde davacı şirket çalışanın davalı şirkete borcundan kaynaklı davacı şirketin haciz ihbarnamesine usulüne göre itiraz edilmediği iddiası ile davacı şirketin 3. Kişi olarak icra takip dosyasına ödenmek durumunda kalınan paranın iadesine yönelik açılmış istirdat davası vardır. Hal böyle iken uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme genel mahkeme sıfatındaki asliye hukuk mahkemeleridir. Uyuşmazlığın konusu bizatihi tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir konu olmadığı gibi mutlak ticari dava sayılabilecek hususlardan da değildir. Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2- Görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda Görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde Görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın Görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı ile davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip

Hakim
¸