Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/684 E. 2021/85 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/684 Esas
KARAR NO : 2021/85
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 14.07.2018 imza tarihli “Ticari Sözleşme” başlıklı bir sözleşme imzalandığı, sözleşmenin konusunun mülkiyeti ve fikri hakları müvekkil şirkete ait oları “…” isimli ve davacı şirket tarafından müşterisi oları tüketicilere yönelik indirim kartı kapsamında, davalı şirket tarafından kendisine ait … markası adı altında faaliyet gösteren akaryakıt istasyonlarında indirimli akaryakıt verilmesi ile ilgili iş ve işlemlerin düzenlendiği, sözleşmenin “Ticari Hükümler” başlıklı 8. Maddesi ile davalı şirket, satışa sunduğu “benzin çeşitleri ve motorin çeşitleri için”, “…” sahibi olan tüketicilere pompa satış fiyatı üzerinden indirim yapmaya taahhüt ettiği, sözleşmenin 8.4 maddesinde “… İş bu sözleşme ile … toplam %8 oranında indirim yapacak, bu oranının %3’ünü …’a her ay fatura karşılığı nakden tahsil edecek ve %5’i satış anında tüketiciye indirim olarak yansıtılarak faturalandırılacaktır.” hükmü ile indirim oranını ve şeklini belirlediği, ayrıca sözleşmenin 6.maddesi ile davalı şirketin diğer sorumluluklarını düzenlediğini, taraflar arasındaki 14/07/2018 imza tarihli “Ticari Sözleşme” nin 5. maddesinde ise davacı şirkete düşen sorumlulukların belirlendiğini mezkûr madde ile davacı firmaya düşen yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davacı tarafından, yanlar arasındaki 14.07.2018 sözleşmeye güvenilerek hazırladığı reklam kampanyası çerçevesinde hazırlanan ve yayınlanan reklam filmlerine davalı şirket başından beri onay vererek filmlerin yayınlanmasını teşvik etmiş ve böylece aynı zamanda davalı şirketin tanıtımının yapıldığını, davacı şirket tarafından sözleşme ile üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği halde davalı şirketin kendi üzerine düşen sözleşme edimini bir türlü ifa etmemesi üzerine; … noterliğinin 24.09.2018 ve … yevmiye numaraJı ve 21.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile davalı şirket ihtar edilerek edimlerinin yerine getirmesi için ikaz ettiğini, davalı şirket tarafından üzerine düşen sözleşme yükümlülüklerini yerine getirilmediği gibi ….Noterliğinin 30.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasına bir takım bahaneler üreterek; yapılan reklam ve tanıtım hizmetlerinin bilgisi dışında olduğunu ve onay vermediğini ve durdurulmasını talep ettiğini, ancak sözleşmenin başından beri tüm tanıtım ve reklam kampanyası davalı şirketin bilgisi ve onayı dâhilinde ve sözleşme hükümlerine istinaden yapıldığını, bu hususta sözleşme hükümleri yanı sıra davalı şirket ile davacı şirket yetkilileri arasında yapılan yazışmalar (e-mail) ve davalı şirketin kendi bayilerine göndermiş olduğu yazışmalar davalı şirketin tüm işlerin bilgisi ve onayı olduğuna dair delil olarak dilekçe ekinde sunulduğu beyanla dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00.-TL maddi tazminat, 10.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sözleşme taahhütlerine uymadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davalı firma tarafından bayileri tarafından işletilen istasyonlarda sözleşme konusu indirim kartının kullanılabilmesi için gerekli alt yapının sağlanması adına bir kısım firmalar ile görüşmeler yaparken, diğer taraftan davacıya süreç hakkında bilgi verildiğini, davalı tarafın mevcut … indirim kartlarının iptal edilmesi ve dijital karta geçiş yapılması sürecinin tamamlanmasından önce davacı taraftan reklam yapması konusunda herhangi bir talebinin olmadığını, davalı ve davacı arasında imzalanan sözleşme gereği davacının kendisine ait TV kanalında yayın ve reklam yaptığını, … indirim kartının başka işbirlikçi firmaları da olduğundan zaten reklamının yapıldığını, davalı tarafından kabul anlamına gelmemekle birlikte kısa bir süre için reklam yapıldığını, davalı adına yapılan reklam logo ve videoların yine davalı şirket yetkilileri tarafından temin edildiğini, davacı tarafın … TV yayınlarının durdurularak sözleşmeye konu borcun ifasının imkansız hale geldiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari sözleşmeye aykırılık gereğince davacı tarafından iddia olunan maddi ve manevi zararının tazminine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi heyet incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; yapılan tetkik ve incelemelerde, Youtube video platformu üzerinde “… İndirim Kartı” İbaresi aratılmış olup belirtilen yotube adresi üzerinde “… TV” isimli kullanıcı tarafından 15 Ağustos 2018 tarihinde paylaşılmış olan ve içeriğinde “…” ve “… İndirim Kartı” ibaresinin yer aldığı video dosyasının tespit edildiğini, Google arama motoru üzerinde “… indirim kartı” ibaresi aratıldığında http://…indirim.com/ URL adresli internet sitesinin tespit edildiğini, tespiti gerçekleştirilen internet sitesine ait teknik veriler ve ekran görüntülerin rapor ekinde sunulduğunu, “… TV” televizyon kanalının yayına ara verme bildirimi sonrası dava dosyası içerisinde davalı … San. İth. Ve İhr. A.Ş. firmasına ait olduğu belirtilen … akaryakıt istasyonlarına dair herhangi bir reklam içeriğinin yapılamayacağının değerlendirildiğini, davalı Şirketin 21.10.2019 tarihli ara kararı gereğince ticari defterlerini sunmadığı ve yerinde inceletmek istediği gün ve saati bildirmediğinden ticari defter incelemesi yapılamadığına ilişkin heyet raporunu dosyaya ibraz etmişlerdir.
Bilirkişi heyet raporu taraflara ayrı ayı tebliğ edilmiştir.
09/03/2020 tarihli celsede davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin giderilmesi hususunda taraf vekillerine süre verildiği, eksiklikler giderildikten sonra talep halinde bilirkişi heyetine bir borçlar hukukçusu bilirkişi de eklenerek dosya üzerinde inceleme yapılması ek rapor alınmasına karar verildiği, Borçlar Hukukçusu bilirkişiye 600,00.-TL ücret taktir edildiği ve bu hususta da davacı vekiline kesin süre verildiği anlaşılmıştır.
İşbu ara kararın davacı vekiline ihtaratlı olarak 16/03/2020 tarihinde e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiği, davalı vekilinin 03/03/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
14/09/2020 tarihli celsede, taraf vekillerinin mazeret bildirdiği, taraf vekillerine 09/03/2020 tarihli celsenin 2 ve 3 nolu ara kararlarını yerine getirmesi hususunda 2 haftalık kesin süre verildiği, duruşma zaptının taraf vekillerine tebliğ edildiği görülmüştür.
25/01/2021 tarihli celsede 14/09/2020 tarihli duruşma zaptı 2 nolu ara kararı gereğince yatırılması gereken bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, dosyanın bilirkişiye tevdii edilemediği görülmüştür.
Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir (HMK m. 119/1). İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir (HMK m. 187/1). Hmk 140. Maddesine göre “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür” (HMK m. 140/3). 141. maddede ise “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1)” hükümleri yer almaktadır.
Bu düzenlemelere göre yargılamanın ilk kesiti olan dilekçelerin teatisi (verilmesi) aşamasında iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı söz konusu değildir. Tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile iddia ve savunmalarını serbestçe genişletmesi yahut değiştirmesi mümkündür. İddia ve savunmayı genişletme veya değiştirme yasağı ikinci cevap dilekçesinin verilmesi ile başlar. Ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile savunma genişletilebilir ya da değiştirilebilir. Şayet davacı ön inceleme duruşmasına mazeretsiz olarak gelmezse davalı yine savunmasını serbestçe (davacının muvafakati aranmaksızın) değiştirebilir. Yukarıda da belirtildiği üzere tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK.m. 140/3) göre ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasaktır. Bu yasağın kapsamına, dava sebebi olarak vakıalar ve talep sonucu da dahildir.
6100 sayılı HMK’nın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK’nın 200. maddesindeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK’nın 202. maddesine göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava sözleşme ilişkisine dayalı olarak açılmış olup sözleşme ilişkisinde davacının yükümlülüklerini yerine getirdiği kanıtlanamamıştır. Yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlayan yazılı belge bulunmadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmamaktadır. Davalı ticari defterleri ile de davacı davasını ispatlayamamıştır. Bu durumda, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından, davacının davasını ispat edemediği sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda da gerekçesi açıklandığı üzere Hmk madde 141 gereği iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının başlamış olduğu, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnalarının da işlerlik kazanmadığı bu itibarla bu yönde davacı iddialarını araştırmaya gerek kalmadığı, mahkememizce 09/03/2020 tarihli celsede taraf vekillerince eksik hususların giderilmesi ile ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edilmesine yönelik verilen ara kararın duruşmada mazeretli olan davacı vekiline ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, 14/09/2020 tarihli celsede davacı vekilinin yine mazeret bildirdiği ve eksik hususları gidermediği, davacı vekilince bilirkişi ön raporunda belirtilen eksik hususların tamamlanmadığı, yatırılması gereken bilirkişi ücretinin de yatırılmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Sübut bulmayan DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 21617- TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 196,87-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır