Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/677 E. 2022/303 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/677 Esas
KARAR NO : 2022/303
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … … San. ve Tic. A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında 12.12.2013 tarihli bayilik anlaşması akdedildiğini, bayilik anlaşmasının imzasını takiben, dava dışı … … A.Ş. tarafından, müvekkili şirketin davalı ile arasındaki ticari ilişki anlaşmalar, protokol, borç ve taahhüt senetlerinden doğan muhtemel borçlarına karşılık 1.150.000,00 USD tutarlı, 17.02.2014 tarih ve … seri nolu teminat mektubu düzenleyerek davalıya teslim edildiğini, 1.150.000,00 USD tutarlı, 17.02.2014 tarih ve … seri nolu teminat mektubunun müvekkili şirketin teminat mektubunu alabilmek için 28.10.2013 tarihli İpotek Senedi ile … lehine 10.000.000,00 TL bedelli, 1. dercceden … ili … ilçesinde kendi adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipolek tesis ettiğini, davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin 29/07/2015 tarihli fesih protokolü ile sona erdiğini, ticari ilişkinin son bulması ve müvekkili şirketin davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığı gerekçesi ile davalı şirketten teminat mektubunu iade etmesinin istenildiğini, davalı şirketin müvekkili şirketi bir süre oyaladıktan sonra teminat mektubunu …’ya iade ettiği yönünde şifahi bilgi verdiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin 30.11.2016 tarihinde, …’ya başvuruda bulunarak ipoteğin fek edilmesini talep ettiğini ancak …’ nın aynı dönemde … idaresinde bulunması sebebiyle menfi veya müspet bir yanıt alınamadığını, müvekkili şirketin bu süreçte herhangi bir hak kaybına uğramamak adına davalı tarafa … Noterliği’nde kayıtlı, 09.03.2018 tarihli … Yev. Nolu ihtarnameyi keşide ederek teminat mektubunun akıbeti, …’ya iade edilip edilmediği ve halen davalı taraf yedinde olup olmadığı hususlarında bilgi talep ettiğini, ancak davalı tarafın bu ihtarnameye herhangi bir şekilde cevap vermediğini, müvekkili şirket tarafından teminat mektubunun iade edildiği sanılırken dava dışı … tarafından … İcra Müdürlüğü nezdindeki 2018/… E. sayılı dosya ile müvekkili şirket aleyhinde icra takibi yapılması üzerine davalı tarafın 23.12.2016 tarihinde teminat mektubunun nakde çevrilmesini talep ettiğinin öğrenildiğini, dava dışı …’ nın … idaresinde olması sebebiyle teminat mektubu bedelini tanzim edemediğini, müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü nezdindeki 2018/… E. Sayılı dosya ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılıp teminat mektubu bedelinin tazminini talep ettiğini, teminat mektubunun tazmin edilmesi talebinden ancak bu vesileyle haberdar olabilen müvekkili şirketin davalı taraf ile yeniden iletişime geçerek tazmin talebini gerektirir bir borç olup olmadığının sorulduğunu fakat davalı tarafın eğer bir borç mevcut ise bu borcun sebebi ve miktarı hakkında bilgi vermekten imtina ettiğini, teminat mektubunun 12/12/2013 tarihli ve 5 yıl süreli düzenlenen sözleşmeye ait toplam riske karşılık olarak verildiğinden ve fakat sözleşmenin 29/07/2015 tarihinde ( yaklaşık 20 ay sonra) karşılıklı anlaşma ile feshedildiğinden toplam teminat mektubu bedeli kadar bir borç bulunmasının mümkün olmadığını, gelinen noktada davalı tarafın varlığını iddia ettiği borç ve sebebi hakkında bilgi vermediği gibi teminat mektubunu iade etmekten de kaçındığını, yukarıda izah edilen sebeplerle ve müvekkil şirketin, teminat mektubunu tanzim eden … tarafından, icra tehdidine maruz bırakılması da gözetilerek, davalı tarafa şimdilik 5.000,00 TL kadar borçlu olunmadığının tespitini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili şirket ve davalı arasında tesis edilen ve işbu dava konusu ile ilgili olan tüm sözleşmelerde ve özellikle 29.07.2015 tarihli Fesih Protokolü ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılınmış olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile müvekkili şirketin davalı yana şimdilik 5.0000.00 TL için borcu bulunmadığının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili … A.Ş.’ nin ticari ikametgahının … Cad. No:… K: … /İstanbul olup, davacının müvekkili aleyhine ikame ettiği iş bu davada yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğundan davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkili ile arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini ve bu nedenle herhangi bir borcunun doğmasının mümkün olmadığını iddia etmiş ise de bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, Kefaletname ile davacı şirketin dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin müvekkili nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarının 1.500.000,00 TL’sine kadar 16.05.2016 tarihinden geçerli olacak şekilde 10 yıl süreyle müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı … arasında 07.07.2015 tarihli … A.Ş. Bayilik Anlaması ve yine aynı tarihli … A.Ş. Standart Bayilik Anlaşması akdedilmiş olup söz konusu anlaşmaların halen yürürlükte olduğunu, müvekkili ile dava dışı … arasında imzalanan 07.07.2015 tarihli Protokol ile dava dışı …’ ın müvekkili tarafından kendisine ödenen 1.150.000,00 USD tutarındaki finansal destek nedeniyle borçlu olduğunu ve bu tutarı müvekkilinin Protokolde belirlenen şartlarda …’ye ödeyeceğini kabul ettiğini, dava dışı … şirketinin 23.12.2016 tarihinde ve halen müvekkili şirkete borcu bulunmakta olup; davacı şirket dava dışı … ‘ın müvekkili nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarına müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğunu, bu kapsamda davacının müvekkiline borcunun bulunmadığı iddiasıyla ikame ettiği iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … …’nın … tarafından başlatılan tasfiye sürecinde bankanın yükümlü olduğu teminatlar ile ilgili bir talebin olup olmadığı müvekkil şirkete sorulduğunu, dava konusu banka teminat mektubunun davacı şirketin ve davacının müşterek ve müteselsil kefil olduğu dava dışı … ‘ın doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturduğundan müvekkili tarafından bankaya tazmin talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin tazmin talebinin hukuka uygun olup davacının tazmin talebinin haksız olduğuna ilişkin iddialarının hukuki ve maddi dayanağı bulunmadığını, öte yandan dava dışı banka tarafından hali hazırda tazmin işlemi de gerçekleştirilmediğini, davacı aleyhine müvekkili tarafından başlatılmış bir takip bulunmadığından, davacının iş bu davada tazminat talep etme hakkı da bulunmadığını belirterek açıklanan nedenler ile davanın öncelikle yetki yönünden reddine, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, davacının dava tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava: … … A.Ş … Şubesi tarafından … A.Ş lehine verilen 17/02/2014 tarihli … seri numaralı azami 1.150.000 USD bedelli kesin teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin menfi tespit davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’ nün 2018- … E. Sayılı dosyası, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’ nun, … A.Ş ‘nin, … İcra Hukuk Mahkemesi’ nin dosya sureti, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin, … … A.Ş ‘nin yazı cevapları , bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin adresi itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de; 17.02.2014 tarihli … tarafından düzenlenen kesin teminat mektubunda, taraflar arasında düzenlenen 12.12.2013 tarihli bayilik anlaşmasının 25. Maddesinde, 29.07.2015 tarihli fesih protokolünün 4.maddesi ile uyuşmazlıkların çözümü için İstanbul Mahkemelerinin ve icra müdürlüklerinin yetkili kılınması nedeniyle yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bilirkişiler …, Öğretim Görevlisi … ve … mahkememize sunmuş oldukları 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda neticeten ” Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler ile tarafların ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere; Davacı … … San. Ve Tic. A.Ş.nin şirket merkez adresinin … ili olması sebebiyle ticari defterleri incelenemediği, bu incelemenin yapılmasının gerekli olup olmadığının takdirinin sayın Mahkemeye ait olduğu; öte yandan HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşü sayın Mahkemeyi takyit etmediğinden, delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkemenin tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtar bulunduğu, davalı şirketi tarafından ibraz edilen 2013-2020 yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kalmak kaydıyla defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalı tarafın defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davalı lehine delil kabiliyetinin bulunduğunun sayın Mahkemece değerlendirilebileceği, Davalı şirketin ticari defterlerine göre; taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin davalı şirkete borcunun bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirkete 1.150.000.-USD teminat mektubu sağladığı ve iş bu mektubun davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; dava dışı … Ltd.Şti. nin dava tarihinde (25.12.2018), davalı şirkete toplam borcunun 1.642.466,66 TL olduğu ancak işbu dava tarihinden sonra ödendiği ve rapor yazım tarihinde dava dışı … Ltd. Şti.’nin davalı şirkete borcunun olmadığı, davacının kefaletinin bizatihi geçerli olduğu sayın Mahkemece kabul edilse bile, somut durumda, davacının kefili olduğu şirketin davalıya muaccel borcunun olmadığı bir durumda, TBK md. 586/I, c.2 hükmüne göre mesele değerlendirildiğinde, huzurdaki davacıya, huzurdaki davalının müracaatı için yasanın aradığı koşulların oluşmadığı değerlendirilmek icap eder. Teminat mektubunu veren bankanın nihai hukuki akıbeti BDDK’dan sordurularak, buna göre fonksiyonsuz kalan teminat mektubunun iadesi ve ona bağlı ipoteğin fekki sayın Mahkemece değerlendirilebilecek bir durum olup, Bilirkişiliğimizin görevi kapsamında değildir; o alanda mütalaa serdedilmemektedir. Müteselsil kefalet ilişkisinin dava yanları arasında geçerli olduğunun yüce Mahkemece kabul edildiği koşullarda, sözleşmede yazılı miktarla sınırlı olmak üzere kefilin sorumluluğu bahis konusu olabilir, ancak kefile müracaatın (teminat mektubu dışında) TBK md. 586/I, c. 2 hükmündeki koşulun da karşılanması kaydıyla mümkün olabileceği, bu şart sağlanmadan zaten davacının kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun efektif hale geçemeyeceği, buna göre, davacının muaccel borcunun olmadığı yolundaki menfi tespit talebinin (Netice-i Talep İle Bağlılık Kuralı yüce Mahkemece nazara alınmak koşulu ile…) kabulü (açıklanan somut durum gözetilmek kaydı ile…) mümkün görülebileceği ” şeklinde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, …, mahkememize sunmuş oldukları 09/02/2022 tarihli raporlarında neticeten; Dava tarihinden daha sonraki bir tarih olan 08.08.2019 tarihi itibariyle davadışı/…’ın davalı/…’ye 203.000 USD = 1.113.617,40 TL tutarında borcu bulunduğundan; dava tarihi olan 15.12.2018 tarihi itibariyle de davadışı/…’in davalı/…’ye 1.642.466,66 TL tutarında borcu bulunduğundan; dava konusu Teminat Mektubunun bu borcun da teminatını teşkil ettiğinden, davacı/…’in, dava tarihi olan 15.12.2018 tarihi itibariyle henüz Teminat Mektubunun iadesini (ya da iptalini) talep etme hakkına sahip olmadığı; dava tarihi itibariyle menfi tespit talebinin de yerinde olmadığı; dava tarihinden sonra, 17.10.2019 tarihi itibariyle davadışı/…’ın davalı/…’ye herhangi bir borcu kalmamış olduğundan ve yeni bir borcun doğması ihtimalinin de kalmadığı anlaşıldığından (zira taraflar arasındaki bütün akdi ilişkilerin sonlandığı anlaşılmaktadır), 17.10.2019 tarihi itibariyle, davacı/…’in Teminat Mektubunun iadesini (ya da iptalini) talep etme hakkına sahip olduğu; bu tarih itibariyle menfi tespit talebinin de yerinde olduğu” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelendiğinde, davacı … … San. ve Tic. A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında 12.12.2013 tarihli akaryakıt sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmenin taraflar arasında akdedilen 07.07.2015 tarihli protokol ile sonlandırıldığı, 12.12.2013 tarihli akaryakıt sözleşmesinden dolayı davacının davalıya dava tarihi itibariyle herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı … … San. ve Tic. A.Ş. tarafından, dava dışı … …’ndan 17.02.2014 tarihli, 1.150.000 USD bedelli, süresiz teminat mektubunun davalıya verildiği, dava konusu teminat mektubu ile, davalı … ile davacı … … San. ve Tic. A.Ş. arasındaki ticari ilişkiler, anlaşmalar, protokoller, borç ve taahhüt senetlerinden dolayı davacı … … San. ve Tic. A.Ş. ‘ nin davalı/…’ye karşı doğacak bütün borçları için, 1.150.000 USD limitle sınırlı olmak üzere garanti verdiğini, bu borçlardan herhangi birinin ödenmediğinin davalı tarafından dava dışı bankaya bildirilmesi halinde, teminat mektubunda yazılı olan tutarı davalıya ödeyeceğini taahhüt etmiştir.
Davalı … ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında, 07.07.2015 tarihli akaryalık bayiliği sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 06.09.2019 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı, davalı … ile davacı … … San. ve Tic. A.Ş. arasında, 16.05.2016 tarihli kefaletname başlıklı sözleşme akdedildiği, bu sözleşmenin niteliği itibariyle kefalet sözleşmesi olduğu, iş bu sözleşme ile davacı kefil … … San. ve Tic. A.Ş.’ nin davalı … ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki bütün anlaşmalardan dolayı davacının davalı …’ye karşı doğacak borçlarına, 1.500.000 TL kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere 10 yıllık süre için kefalet yükümlülüğüne girdiği, davalının uhdesinde bulunan teminatlarının paraya çevrilmesine muvafakat edeceğini taahhüt ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı T.B.K.nun 583(1)maddesi hükmü uyarınca, kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekle tabi olduğu ve ayrıca sözleşmede kefilin sorumlu olacağı belirli miktarın el yazısıyla gösterilmesi ve kefalet tarihinin gösterilmesi gerekmektedir. Bu halde taraflar arasında düzenlenen 16.05.2016 tarihli sözleşme, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını haiz olsa da mahkememiz heyetince yapılan değerlendirmelerde, dava konusu uyuşmazlığın bu noktada … … San. ve Tic. A.Ş. tarafından davalıya verilen dava konusu teminat mektubunun, davacının kefil olduğu kefalet sözleşmesinden doğan sorumluluğunu kapsayıp kapsamayacağı noktasında toplanmaktadır. Nitekim mahkememizce aldırılan mali bilirkişi raporlarına göre, dava tarihi olan 15.12.2018 tarihi itibariyle dava dışı …’ ın davalıya 1.642.466,66 TL tutarında borcu bulunduğu, dava tarihinden sonra 17.10.2019 tarihi itibariyle asıl borçlunun davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu halde dava konusu teminat mektubunun kefalet sözleşmesinin de teminatını oluşturduğu kanaatine varılması durumunda dava tarihi olan 15.12.2018 tarihi itibariyle henüz teminat mektubunun iadesini talep etme hakkına sahip olmadığı kanaatine varılacak aksi halde davanın kabulü yoluna gidilecektir. Nitekim davacının asaleten borçlu olduğu 12.12.2013 tarihli akaryakıt sözleşmesi, 07.07.2015 tarihli protokol ile de sonlandırılmıştır. Mahkememizce nihai olarak varılan kanaate göre, dava konusu teminat mektubunun 17.02.2014 tarihli olduğu, kefalet sözleşmesinin ise 16.05.2016 tarihli olduğu, bu halde kefalet ilişkisinin teminat mektubundan sonra kurulduğu, teminat mektubu kapsamındaki risklerin daha sonradan değiştirilemeyeceği, birden fazla hukuki ilişki varsa her bir hukuki ilişki için ayrı ayrı teminat mektubu düzenlenmesi gerekeceği kanaatine varıldığından davacının davasının kabulü ile … … A.Ş … Şubesi tarafından … A.Ş lehine verilen 17/02/2014 tarihli … seri numaralı azami 1.150.000 USD bedelli kesin teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; … … A.Ş … Şubesi tarafından … A.Ş lehine verilen 17/02/2014 tarihli … seri numaralı azami 1.150.000 USD bedelli kesin teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatının reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 417.135,01.TL karar harcından, peşin alınan 85,39. TL ile tamamlama harçları olan 25.620.TL ve 43.271,91.TL olmak üzere toplam 68.977,30.TL’nin mahsubu ile bakiye 348.157,71TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacının yaptığı 285,55.TL posta masrafı, 8.500.TL bilirkişi ücreti, 85,39.TL peşin harç, 39,90.TL başvurma harcı 5,20.TL vekalet harcı, tamamlama harçları olan 25.620. TL ve 43.271,91. TL olmak üzere toplam 77.768,05‬.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 149.690 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgilisine iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır