Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/66 E. 2021/753 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/66 Esas
KARAR NO : 2021/753

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 27.10.2018 günü …plaka sayılı araç sürücüsünün Banaz istikametinden gelip Uşak Merze istikametine seyir halinde iken aracının sağ ön kısımlarıyla gidişe göre sağ şeritte aynı istikamette seyir halinde olan… idaresindeki … plakalı aracın sol arka köşe kısımlarına çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin desteği olan …’ın vefat ettiğini, …’ın vefatı nedeniyle müvekkillerinin onun sağladığı destekten mahrum kalmış olduğunu,…plaka sayılı aracın sürücüsü olan davalı … ın, beraberindeki kişilerle birlikte aracı kaza yerinde bırakmak suretiyle olay yerinden kaçarak firar ettiğini, davalı … ‘ın 27.10.2018 tarihinde savcılığa verdiği ifadede kaza sırasında alkollü olduğunu ve daha önceden yine alkol nedeniyle ehliyetine el konulduğundan ehliyetsiz olduğunu, ehliyetsiz ve alkollü olması nedeniyle olay yerinden kaçtıklarını, amcası…’ ı arayarak aracın şoförlüğünü ve dolayısıyla suçu üstlenmesini istediğini, amcasının da bunu yaptığını itiraf ettiğini, neticede davalı sürücü …’ın tutuklandığını, olayla ilgili olarak Uşak … Ağır Ceza Mahkemesi’ nde… Esas numarasıyla bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan dava açılmış olup davalı …’ ın halen tutuklu bulunduğunu, 27.10.2018 tarihli kaza tespit tutanağında araç sürücüsü olan …’ın tam kusurlu bulunduğunu, yine… C.Başsavcılığı’ nın…nolu soruşturma dosyasından alınan kusur bilirkişi raporunda davalı … ‘ın kusurlu bulunduğunu, Trafik Kazası neticesinde yaşamını yitiren ve araç içinde yolcu olan… ‘ın müvekkili Sultan’ın eşi, Küçük Çınar’ın Babası, Zeynep ve …’ın çocuğu olduğunu, müteveffa Uğur ‘un sağlığında,… AŞ.de arıza onarım biriminde çalışmakta olup en son net maaşının 3.030,60 TL olup maaş bordrosunu sunmuş olduklarını, müvekkili…’ın çalışmadığını, diğer müvekkilleri …’ın henüz 1 yaşında olup, Müteveffa Uğur’un çalışarak elde ettiği gelir dışında başkaca bir gelirleri bulunmadığını, …’ın vefatıyla birlikte müvekkili Sultan ve oğlu Çınar’ ın, aile bireylerinin desteğiyle yaşamını idame ettirmeye çalıştıklarını, diğer müvekkilleri Zeynep ve …’ın , oğlu …’ın kendilerine sunduğu destekle yaşamlarını daha rahat ve iyi koşullarda devam ettirdiklerini, …’ ın sadece parasal anlamda değil, bakım ve hizmet anlamında da anne ve babasına katkı sunduğunu, onların her ihtiyacını karşılamak için sürekli kollayarak gözettiğini, …’ ın vefatıyla müvekkillerinin tamamamın bu destekten yoksun kaldığını, davada müvekkillerinin ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunduklarını, müvekkillerinin birlikte dava açmış olmalarının objektif dava birleştirmesi niteliğinde olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhkemeleri Kanunu’ nun davaların yığılması kenar başlıklı 110/1 gereğince her bir müvekkili lehine hükmedilecek tazminat miktarı üzerinden ayrı kanuni vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkillerinin desteği olan …’ ın vefatı nedeniyle mahrum kalınan destekten yoksun kalma zararının karşılanması talepli olarak; davalı… Sigorta AŞ.ye,
22.11.2018 tarihli dilekçe ile 22.11.2018 tarihinde doğrudan başvuruda bulunulduğunu, başvuru sırasında ZMMS Genel Şartları ekinde gösterilen tüm belgelerin eksiksiz olarak teslim edilmiş olmasına rağmen davalı şirketin, taraflarına 10.12.2018 tarihinde tebliğ edilen 03.12.2018 tarihli yazı ile ZMMS Genel şartlar Ekinde sayılmayan belgeler ( Savcılık İddianamesi, Ölüm Belgesi, ifade tutanakları) istendiğini, bu belgelerin sunulması halinde dosyanın değerlendirmeye alınacağının bildirildiğini, davalı şirketin 2918 Sayılı Kanuun 97. maddesinde gösterilen 15 günlük süre geçtikten sonra taraflarına yazılı cevap verildiğini, yanı sıra verilen cevapta ZMMS Genel şartları ekinde ibrazı gerekli olmayan belgeleri talep ederek müvekkillerinin zararının karşılanmasını sürüncemede bıraktığını belirterek açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, Borçlar kanunu 53. ve devamı maddelerince; … için 50,00 TL, … için 50,00 TL, …çin 50,00 TL, …için 50,00 TL desten yoksun kalma tazminatının davalılardan … Sigorta AŞ. yönünden (22.11.2018 olan başvuru tarihi sonrası 8 iş günü sonu) temerrüt tarihi olan 05.12.2018, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 27.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesine, Borçlar Kanunu 56. ve devamı maddelerince, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; …için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL, … için50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.10.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve 6100 Sayılı HMK hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat kalemlerine ayrı ayrı olmak üzere; her bir davacı için takdir edilecek tazminat tutarı için ayrı ayrı kanuni vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıla… ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın taraflarının dava ile ilgili maddi vakıaları mahkemeye sunmak ve bunları kanıtlamakla yükümlü olduğunu, bu dava bir avukat yardımı ile açılmakta ise de, avukatın, vekil edene karşı özen borcu ile yükümlü olduğu gibi, vekil edende avukata karşı özen borcu ile yükümlü olduğunu, işte vekil edenin bu özen borcu doğrultusunda, özellikle destekten yoksun kalma tazminatının ve miktarının hesaplanması için gereken maddi vakıaları, kanıtları, mevcut zararlarını, ne gibi desteklerden mahrum kaldığını, hali hazırdaki mevcut maddi delilleri ile birlikte mahkemeye sunulmak için avukata vermek zorunda olduğunu, bunların tespit edilemediğini söylemenin hayatın olağan akışı ile bağdaşmayan bir tutum olup destekten yoksun kalma tazminatının belirlenemediğinden bahisle işbu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının hukuki dayanağı olmadığını, bu sebeple davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası iddiasıyla ikame ettiği işbu hukuki menfaat yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiği, müvekkili …’ın araç işleten sıfatı bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesi hükmüne göre, başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğunu ispat edemediği takdirde kayda göre araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı veya rehin alan kişinin işleten olduğunu, aynı kanunun 85. maddesi hükmüne göre ise; bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan o aracın işleteninin sorumlu olacağını, müvekkillerinden …’ ın yalnızca aracın sicilde kayıt malik olduğunu ancak kendisinin dava konusu araca ilişkin aracın alındığı ilk günden kaza tarihine kadar hiçbir fiili tasarrufu olmadığını, aracın müvekkillerinden …’ın fiili kullanımı için alındığını ancak müvekkilinin üzerine çok fazla borç bulunmasından dolayı resmiyette icrai takibat ile karşılaşmamak adına, aracın müvekkilinin erkek kardeşi olan diğer davalı … adına alındığını, zira …’ın halihazırda … plakalı aracı kendisi ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere zaten kullanımında bulunmadığını, aracın ruhsatını müvekkili…’ın bu
araç üzerinden herhangi bir ekonomik menfaati de söz konusu olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın tamamen diğer müvekkili …’ın fiili kullanımında olup, alındığı ilk günden kaza tarihine kadar da aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere kullanan kişi … olduğunu, aracın yalnızca sicilde kayıtlı malikinin … olup diğer davalı … ile aralarında kendisine aracın işletenlik sıfatını kazandıracak herhangi bir hukuki işlem de bulunmadığını, bu nedenle müvekkil …’ın araç işleten sıfatı bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiğini, davacıların destek zararının ispatı dava şartı olup buna ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu kaza neticesinde davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı ileri sürülerek huzurdaki dava ikame edilmiş ise de; destekten yoksun kalma tazminatının bir zenginleşme aracı olmayıp, ancak gerçek zararın varlığı halinde ileri sürülebilen bir tazminat talebi olduğunu, bu sebeple müteveffanın davacılara destek olduğunun veya yakın zamanda olacağının somut olarak ispatı gerekmekte olup, mahkemece müteveffanın geliri, ikameti, medeni durumu (eşi ve çocukları bulunup bulunmadığı), davacıların başkaca geliri ve müteveffadan başka çocukları bulunup bulunmadığının araştırılmasını ve fiili destekliğin ispat edilememesi halinde davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu tazminatların zmms ve genişletilmiş kasko sigortası kapsamında sigorta şirketlerinden tahsilinin zorunlu olduğunu, ortada tazminat ödenmesi gereken bir durum oluşmuş ise; ödenmesi gerekecek bu tazminatın Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre diğer davalı sigorta şirketinden ve dava konusu …plakalı aracın genişletilmiş kaskosu bulunduğundan bu çerçevede … Sigorta A.Ş.’den talep edilmesi gerektiğini, ayrıca tazminat hukukun en temel prensiplerinden birinin de zenginleşme yasağı olduğundan, bir zarardan ötürü iki ayrı tazminat bedeli alınmasının düşünülemeyeceğini, ayrıca davanın … Sigorta A.ş. ye ihbarına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası iddiasıyla ikame ettiği davanın hukuki menfaat yokluğu sebebiyle usulden reddine, davalılardan …’ın araç işleten sıfatı bulunmaması sebebi ile davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davanın usulden reddine, davanın … SİGORTA A.Ş.’ye ihbarına, müteveffanın çalışıp çalışmadığının öncelikle saptanarak bu hususta SGK ‘ya müzekkere yazılarak işe giriş, işten ayrılış bildirgeleri ile şayet çalışıyorsa SGK prim tablosunun celbinin istenilmesine, davacılar …, … ve …’ın herhangi bir şirket veya kurumda çalışıp çalışmadığının sorulmasına, çalışıyorsa maaş bilgisinin istenilmesine, şayet çalışmıyorsa davacılara SGK tarafından maaş bağlanıp bağlanmadığının sorulmasına karar verilerek SGK’ya müzekkere yazılmasına, bu sebeple müteveffanın çalıştığı işyerine müzekkere yazılarak çalışanının vefatı nedeniyle yakınlarına destek amacıyla bir ödeme yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise miktarının ne kadar olduğunun sorulmasına, davacıların bakım ihtiyacı içinde olup olmadığının Emniyet Müdürlüğü’nce, malvarlığı miktarını da kapsayacak şekilde araştırılmasına, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın tümden esastan reddine, yargılama gideri ile vekalet ücreti dahil tüm masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının 27.10.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu araçta meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirkete başvuruda bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından söz konusu hasara ilişkin .. no.lu hasar dosyası açılmış olduğunu, … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde …Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile 12.07.2018-2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, somut olayda, davacılar tarafından yapılmış olan müracaata ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından yapılan değerlendirme sonucunda ödeme yapılma kararı verildiğini, ancak davacılar tarafından ödeme beklenmeden haksız olarak işbu davanın açıldığını, müvekkili şirket tarafından 19.02.2019 tarihinde davacılar vekiline tazminat ödemesi olarak 360.000 TL ödeme yapıldığını, Zorunlu Trafik poliçesinin kaza tarihi olan 2018 yılı poliçe limiti 360.000 TL olup müvekkili şirketin poliçe limitinin tamamını ödeyerek herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, bu nedenle müvekkili … Sigorta A.Ş. açısından dosyanın tefrik edilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hasar ödemesi dışında davacılar vekili Av…’ye 13.775,00 TL vekalet ücreti (kanunlara göre belirlenen dilekçe sonunda hesaplama tablosu bulunan vekalet ücretinin yarısı) ödendiğini, Avukatlık Asgari ücret Tarifesinin 6. Maddesine göre;” (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” bu hüküm gereği, davaya konu anlaşmazlık tutarının şirketleri tarafından poliçe teminat limitinin tamamı ödendiğinden ve davacı vekiline vekalet ücreti ödenmiş olduğundan dosyanın tefrik edilerek davanın reddine karar verilmesini ve şirketleri aleyhine başkaca hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
TANIK …TALİMAT MAHKEMESİ VASITASIYLA ALINAN BEYANINDA; “Kazada vefat eden kişi benim kardeşimdir. Olay günü… plaka sayılı aracı ben kullanıyordum. Yanımda davacı babam Mahmut, sağ arkada davacı annem Zeynep, ortada kız kardeşim Ruken ve benim arkamda ise vefat eden …bulunmakta idi. Kaza esnasında ki konumlarımız bu şekilde olmak üzere Diyarbakır istikametinden İzmir istikametine seyir halinde iken, Uşak’a 10-15 km kalmıştı. Yol bölünmüş bir yoldu, ancak gece saati olduğu için 80 km hızla sağ şeritte ilerlemekte idim. Havada herhangi bir sis veya başka bir hava olayı yoktu. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bir araç benim sol arka tarafa çarptı. Sonra benim kullanımda olan araç kendi etrafında dönerek şarampole devrildi. Ben olayda yaralanmadım. Olaydan hemen sonra araçta erkek kardeşimin olmadığını fark edince, onu aramaya başladım. Bu esnada bize çarpan aracı ve şahısları olaydan sonra görmedim. Vefat eden kardeşim evli ve bir çocuğu vardı. Kendisi vefat etmeden önce Diyarbakır …’ta elektrik teknisyeni olarak görev yapmakta idi. Diğer kardeşim Ruken, Çınar ilçesinde ikamet etmektedir ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
TANIK… TALİMAT MAHKEMESİ VASITASIYLA BEYANINDA:” Ben davalılar … ve …’ ı arkadaşım olması sebebiyle tanırım. … hurdacılık işi ile uğraşır, Gökhan ise 2. El oto yedek parça işi ile uğraşır. Ben dava konusu kazayı görmedim, ancak kazadan sonra davalı Ramazan’ a ait olan … plaka sayılı…i marka aracı gördüm, daha doğrusu …marka araç esasen davalı …’ a ait olmasına rağmen ruhsat sahibi olarak kardeşi … görünmektedir. Davalı Ramazan’ ın hakkında bulunan icra takipleri sebebiyle parasını bizzat kendisinin ödeyip almış olduğu …plaka sayılı … plaka sayılı kazaya karışan aracı üstüne haciz gelmemesi için kardeşi … üzerine yaptı, ancak aracı alırken tüm parayı Ramazan verdi ve aracıda hep Ramazan kullandı. Davalı …’ ın kendine ait … marka başka bir aracı zaten vardır ve hep o aracı kullanmaktadır. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
TANIK … BEYANINDA: “Ben davalılar …’ ı kendisi ile daha önce iş ortaklığı yapmam sebebiyle tanırım. Davalı …’ ı arkadaşım olması sebebiyle tanırım. … hurdacılık işi ile uğraşır, Gökhan ise 2. El oto yedek parça işi ile uğraşır. Ben dava konusu kazayı görmedim. Ben davalı Ramazan’ ın sevk ve idaresindeyken kaza yaptığı … marka aracın esasen davalı …’ a ait olduğunu biliyorum. Davalı Ramazan parasını bizzat kendisinin ödeyip aldığı bu aracı kardeşi …’ ın üzerine yaptı. Bunu yapmasındaki asıl sebep ise davalı Ramazan’ ın hakkında bulunan icra takipleri sebebiyledir. Bu sebeple davalı Ramazan parasını ödeyip bizzan kendisine almış olduğu… plaka sayılı … plaka sayılı kazaya karışan aracı üstüne haciz gelmemesi için kardeşi … üzerine yaptı, aracı alırken tüm parayı Ramazan verdi ve aracıda hep Ramazan kullandı. Davalı …’ ın kendine ait … marka başka bir aracı zaten vardır ve hep o aracı kullanmaktadır. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir . ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
TANIK … BEYANINDA: ” Ben davalılar … ve …’ ı arkadaşım olması sebebiyle tanırım. … hurdacılık işi ile uğraşır, Gökhan ise 2. El oto yedek parça işi ile uğraşır. Taraflar kardeştir. Ben dava konusu kazayı görmedim. Ben davalı Ramazan’ ın sevk ve idaresindeyken kaza yaptığ… plaka sayılı siyah renk … marka aracın esasen davalı …’ a ait olduğunu biliyorum. Davalı Ramazan parasını bizzat kendisinin ödeyip aldığı bu aracı icra borçlarının olması sebebiyle kardeşi …’ ın üzerine yaptı. Bunu yapmasındaki asıl sebep ise davalı Ramazan’ ın hakkında bulunan icra takipleri ve bir çok haciz işleminin olmasıdır. Bu sebeple davalı Ramazan parasını ödeyip bizzan kendisine almış olduğu … plaka sayılı … plaka sayılı kazaya karışan aracı üstüne haciz gelmemesi için kardeşi … üzerine yaptı, aracı alırken tüm parayı Ramazan verdi ve aracıda hep Ramazan kullandı. Davalı …’ ın kendine ait …marka başka bir aracı zaten vardır ve hep o aracı kullanmaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Uşak … Ağır Ceza Mahkemesinin, …Kaymakamlığının, …Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının, …Tapu Müdürlüğünün ,Sosyal Güvenlik Kurumunun , … Ltd. Şti’nin …Emniyet Müdürlüğünün yazı cevapları , bilirkişi kök , bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Uşak … Ağır Ceza Mahkemesi’ nin…esas, … karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, dosyamız davalısı sanık …’ ın taksirle bir insanın ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan TCK md 85/2 madde ve fıkrası uyarınca neticeten 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 14.12.2020 tarihli aktüerya raporunda; 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin E. 2019/40, K. 2020/40, T. 05.03.2020 sayılı kararı ile 26.04.2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ve 2918 sayılı KTK” nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “..ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda.” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edildiğinden, davacının maddi zararı TRH-2010 %1,8 teknik faiz yöntemine göre değil, PMF-1931 tablosu ve progressive rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, ödeme tarihindeki verilere göre davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğu, davacının …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 221.519,78 TL olduğu, davacının …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 84.282,88 TL olduğu, davacının …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 59.829,37 TL olduğu, davacının …” ın nihai ve gerçek maddi zararının 40.609,98 TL olduğu, davalı sürücü ve işleten yönünden temerrüt başlangıcının haksız fiilin başlangıcı olan 27.10.2018 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından zarar sigortaları kapsamında poliçede gösterilen ölüm teminat limitinin tamamı ödendiği ve ölüm teminat limiti tükendiği için davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 12.04.2021 tarihli ek raporda, kök rapor düzenlendikten sonra Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 T. 2020/2598 E. 2021/54 K. sayılı kararı ile içtihat değişikliğine gidilmiş olup, işbu ek raporda anılan içtihada göre davacının muhtemel bakiye ömürü TRH-2010 yaşam tablosu ile belirleneceği, ancak; davacının maddi zararı %10 artış ve %10 iskontolu progressive rant yöntemine göre hesaplanacağı, ödeme tarihindeki verilere göre davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 448.861,70 TL olduğu, davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 171.383,61 TL olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 90.472,49 TL olduğu, davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 78.305,40 TL olduğu, davalı sürücü ve işleten yönünden temerrüt başlangıcının haksız fiilin başlangıcı olan 27.10.2018 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından zarar sigortaları kapsamında poliçede gösterilen ölüm teminat limitinin tamamı ödendiği ve ölüm teminat limiti tükendiği için davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığı, işbu ek raporda hesaplanan maddi zarar tutarlarının kök raporda hesaplanan tutarlardan fazla olmasının 17. Hukuk Dairesinin değişen içtihatları gereği bakiye ömürlerin PMF ye göre daha uzun olduğu TRH-2010 tablosuna göre belirlenmesinden ve 2021 yılında artan asgari ücretlerin de dikkate alınmasından kaynaklandığı bildirilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 14.01.2021 T. 2020/2598 E. 2021/54 K. sayılı kararı uyarınca ek bilirkişi raporuna itibar edilmiş, bu rapor doğrultusunda yapılan hesaplamalar kapsamında hüküm cihetine gidilmiştir.
… C. Başsavcılığı’ na hitaben düzenelenen Bilirkişi …’ in kusura ilişkin 19/11/2018 tarihli raporunda özetle; kazanın oluşumunda sürücü …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun asli sürücü kusurlarından kod no:4 “Arkadan çarpma” ve yine asli sürücü kusurlarından kod no:7 “Şeride tecavüz etme” kurallarını ihlal ettiği, sürücü…’ın kaza anında alkolsüz olduğunun tespit edildiği, sürücü …’ın ise olay saatinden yaklaşık 7 saat sonra doktor raporu alınabildiğinden bilirkişi tarafından gerekli hesaplamalar yapılmakla şahsın kaza anında yasal promil sınırını aştığı tespit edildiği, meydana gelen kazada sürücü …’ ın kusur ve kabahatinin bulunmadığı, sürücü …’ın ise asli kusurlu olduğunun belirlendiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ nın 22.07.2020 tarihli raporunda, davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu
25.03.2019 tarihli Uşak …Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporunda; sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, sürücü…’ın kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların kusuruna ilişkin yapılan değerlendirmede; içeriği itibariyle birbirini doğrulayan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ nın 22.07.2020 tarihli ve 25.03.2019 tarihli raporlarına itibar olunmuştur.
Bu halde mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, 27.10.2018 günü saat 02:53 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Ankara istikametinden Uşak istikametine doğru seyir halindeyken olay mahalli yere geldiğinde, idaresindeki otomobilin sağ ön köşe kısımlarıyla; kendisiyle aynı istikamette ön ilerisinde seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin sol arka köşe kısımlarına çarpması sonucu dava konusu olay meydana gelmiştir. Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, görüş alanını kontrol altında bulundurması, mahal şartlarını dikkate alarak seyrini dikkatli ve tedbir alabilecek şekilde sürdürmesi, ön ilerisinde kendisiyle aynı istikamette seyir halinde olan araçlarla arasında yeterli ve güvenli takip mesafesi bırakması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, dikkatsiz ve tedbirsiz seyirle ön ilerisinde seyir halinde olan otomobile tehlikeli şekilde yaklaşarak bu otomobile arkadan çarptığı ve bu çarpmanın etkisiyle çarptığı otomobilin yolun sağ tarafından yol dışı kalarak takla atıp durduğu olayda asli kusurludur. Sürücü…sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken idaresindeki otomobilin arka kısımlarına, kendisiyle aynı istikamette gerisinden gelmekte olan davalı sürücünün idaresindeki otomobil ile çarptığı olayda hatalı tutum ve davranışı olmadığından kusursuzdur. Mahkememizce Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 14.01.2021 T. 2020/2598 E. 2021/54 K. sayılı kararı uyarınca hazırlanan ek bilirkişi raporuna itibar edilmiş, bu rapor doğrultusunda yapılan hesaplamalar kapsamında hüküm cihetine gidilerek davacı … için 448.861,70 TL, davacı … için 90.472,49 TL, Davacı, …çin 171.383,61 TL, davacı, … için 78.305,40 TL toplam 789.023,20 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 27/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’ nin 14/10/2021 tarih, 2019/1903 esas, 2021/1663 karar sayılı ilamı) Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkememizce davacılar … ve … açısından 50.000 ‘er TL , diğer davacılar … ve … için 40.000 ‘er TL toplam 180.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalılar .. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, aracın müvekkillerinden …’ın fiili kullanımı için alındığını ancak müvekkilinin üzerine çok fazla borç bulunmasından dolayı resmiyette icrai takibat ile karşılaşmamak adına aracın müvekkilinin erkek kardeşi olan diğer davalı … adına alındığını, zira …’ın halihazırda …plakalı aracı kendisi ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere zaten kullanımında bulunmadığını, aracın ruhsatını müvekkili …’ın bu araç üzerinden herhangi bir ekonomik menfaati de söz konusu olmadığını ifade etmiş ise de; İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Somut olayda davalı tarafça bu yönde mahkemeyi ikna edecek kanıt sunulmadığı gibi, kanuna karşı hilenin de korunacağı düşünülemez.
Her ne kadar davalılar Gökhan ve … vekili 14.07.2021 tarihli dilekçesinde, ” ıslah ile artırılan bedellere yönelik zamanaşımı itirazlarının” bulunduğunu ifade etmiş ise de; KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”
Tazminata konu trafik kazası ölümlü olarak gerçekleşmiştir. Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/2 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde HMK’nın 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiş, zararını gelişen durum nedeniyle bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı).
Somut olayda dava dilekçesinde davanın HMK 107.maddesine göre açıldığı belirtilmiş olduğuna göre zamanaşımı dolmadan açılan davada zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil tüm dava için kesilmiş olduğundan HMK’nın 107/2 maddesi gereğince yapılan bedel arttırımının da bilirkişi raporlarına göre yapılmış olduğu ve zamanaşımının gerçekleştiği söz edilemeyeceğinden, bir kısım davalılar vekilinin zamanaşımına yönelikitirazı yerinde değildir.
27.10.2018 tarihinde meydana gelen hasar ile ilgili hasar dosyası incelenerek toplam tazminat hasar ödeme tutarının 360.000,00 TL nin 19.02.2019 tarihinde … hesabından davalıların avukatı hesaba olan … Bankasına eft yapıldığı görülmekle poliçe limitinin tamamı ödendiği anlaşıldığından bu davalı açısından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı … Sigorta A.Ş (Eski unvanı … Sigorta A.Ş) tarafından dava sırasında poliçe limitinin tamamı ödendiği anlaşılmakla bu davalı açısından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Davacılar tarafından davalılar, … ve … ‘a karşı açılan davada,
a) Davacı … için 448.861,70 TL, davacı … için 90.472,49 TL, Davacı, … için 171.383,61 TL, davacı, … için 78.305,40 TL toplam 789.023,20 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 27/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACILARA VERİLMESİNE,
b) Davacıların manevi tazminat talebi yönünden; davacılar … ve … açısından 50.000’er TL , diğer davacılar … ve … için 40.000’er TL toplam 180.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACILARA VERİLMESİNE,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 66.193,98.TL harçtan, 683,79.TL peşin harç, 2.698.TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.381,79.TL harcın mahsubu ile bakiye 62.812,19.TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
– 683,79. TL peşin harç, 2.698. TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.381,79.TL’nin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
DAVACILAR LEHİNE MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN VEKALET ÜCRETLERİ;
5-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap olunan 39.493,09.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap olunan 12.544,89.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap olunan 20.231,44.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap olunan 10.979,70.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
DAVACILAR LEHİNE MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN VEKALET ÜCRETLERİ;
6-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap olunan 7.300,00.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap olunan 7.300,00.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap olunan 6.000,00.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap olunan 6.000,00.TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak bu davacıya verilmesine,
DAVALILAR YÖNÜNDEN VEKALET ÜCRETLERİ;
9-Davalı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddolunan manevi tazminat talebi yönünden hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Davalı … vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddolunan manevi tazminat talebi yönünden hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.700.TL bilirkişi ücreti, 326,30.TL posta gideri, 35,90.TL başvurma harcı ve 5,20.TL vekalet harcı olmak üzere toplam olmak üzere toplam 2.287,90. TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.241,45.TL’sinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalılar … ve … tarafından yapılan toplam 173,00.TL masrafın davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 3,51.TL’sinin davacıdan alınarak ilgili davalılara ödenmesine, bakiye giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
13-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,

Dair, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır