Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/648 E. 2019/484 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/648 Esas
KARAR NO : 2019/484

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … Mah. … Sok. No:.. Nusaybin … adresinde bulunan dairesinin ve ev eşyalarının davalı … nezdinde konut ve eşya sigortası yaptırdığını, Mardin Valiliği tarafından Nusaybin İlçe Merkezinde 14/03/2016 günü saat 00:00’dan itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini, yasak kapsamında müvekkilinin sigortalı bulunan dairesi ve içinde bulunan eşyaları ile birlikte tamamen zayi olduğunu, kasko poliçesinde belirtilen miktarın ödenmesi için davalı … şirketine defalarca başvuru yapılmasına rağmen poliçede belirtilen tazminat miktarının müvekkile ödenmediğini, ayrıca 5233 sayılı kanunun 5. Maddesi ve ilgili diğer maddelerince söz konusu zararın valilik veya sigorta şirketlerince karşılanacağı hüküm altına alınmış olmasına rağmen valilik tarafından da bu konuda müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla şimdilik 1.000,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine ve yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açmadığını, talebinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının sokağı çıkma yasağı ilan edildikten 2 gün sonra poliçe yaptırdığını, poliçe yaptırırken zaten riskin gerçekleşeceği bilinebilir halde olduğunu, sigorta süresi içinde zararın gerçekleşeceği kesin ise o sigortanın geçerli olmayacağını, çünkü sigorta bir rizikoya karşı yapıldığını ve riziko da gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen olguları ifade ettiğini, dava konusu zararın gerçekleşeceği bilinmekte olduğundan poliçenin geçersiz olduğunu, sigorta tekniğine göre gerçekleşen riziko ani ve beklenmedik olması gerektiğini, hasarın meydana geliş şeklinin terör olayları niteliğinde değil çarpışma şeklinde olduğunu, çarpışmanın da genel şartlar gereği sigorta kapsamı dışında olduğunu, ayrıca başvuru sahibinin zararı devlet tarafından giderileceğinden sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını beyanla davanın reddine, davacı tarafa masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava dilekçesi ekinde fotokopi olarak sunulan davaya konu sigorta poliçesi, tapu fotokopisi, davalı … şirketine gönderilen ihtarname fotokopisi, hasara ilişkin resim fotokopilerinin dosyada olduğu görülmüştür.
…Valiliği Çevre ve Şehircilik … Müdürlüğü’ne ve … ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; konut kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı TTK’nın 4. Ve 5. Maddelerinde düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olayda taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı konut kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Bu haliyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/I maddesi uyarınca taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, 6502 sayılı yasanın 3/I, 73/1 ve 83/2 maddesi hükümleri uyarınca uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli bulunduğundan, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/11/2017 tarih ve 2016/19222 Esas 2017/10435 Karar sayılı ilamı) mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/11/2019

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza