Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/583 E. 2020/72 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/583 Esas
KARAR NO : 2020/72 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında ticari ilişkiden kaynaklı bir borç ilişkisi bulunduğu cari hesap ekstresinden görüleceği gibi borçlu davalı … Tic. A.Ş.’nin müvekkiline 22.976,49 TL borçlu olduğunu , müvekkili şirket lehine ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 23.798,92 TL olan cari hesap alacağının tahsili için ilamsız icra yolu ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından asıl alacağa, borca, faize ve faiz oranına ve borcun diğer fer’ilerine itirazda bulunduğunu, müvekkil şirket ile davalı borçlu arasındaki alacak ilişkisi cari ekstre, fatura ve teslim tutanakları ile de sabit olmasına rağmen davalının zaman kazanma adına takibe haksız itiraz etiğini, davalı borçlunun itirazının iptaline takibin devamına karar verilmesini davalı borçlunun asgari %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin … Projesinin ana yüklenicisi olduğunu, ana işverenin … San Ve Tic. A.ş.’nin hali hazırda sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı şekilde ödemelerini yapmadığından müvekkili şirket de taşeronlarına ödeme yapamadığını, davacı şirket ile müvekkili arasında bağıtlı sözleşmenin ödemeler başlıklı 15.2 maddesinde açıkça belirtilmiş olup davacı yan her ne kadar davaya konu ettiği alacağının ödenmesini istemek de haklıda olsa, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle ana işveren tarafça ödeme yapılmadığından davacı tarafa da ödeme yapılamayacağını bu sebeple ana işveren ihbarını talep ettiklerini, davacının müvekkili şirkete gönderilen mal ve hizmet karşılığında cari hesap alacağı bulunduğu iddia etmiş olduğunu buna ilişkin ispat yükünün davacıya ait olduğu davaya konu takibe ilişkin ödeme emri içeriğinde ve ekinde takip dayanağı faturaları sunulmadığını, müvekkiline hizmet sunduğunu ve mal teslim ettiğini iddia eden davacının yüklenilen edim ve satışı gerçekleştirilen malların ne olduğuna ilişkin açıklama yapılmadığını, davacı talebine esas olarak cari hesap ekstresi ve faturaları göstermiş olduğundan talep edilen alacağın likit olmadığını, davacının faiz talebinin de böylelikle usul ve yasa aykırı olduğunu, haksız davanın reddini, davacının %20 de az olmayacak oranda kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davadaki uyuşmazlık; Taraflar arasında cari hesap alacağından kaynaklı tahakkuk eden bir borcun olup olmadığı alacak var ise miktarının ne kadar olduğu, itirazın iptali ve icra inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür. Dava dilekçesi, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya sureti, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir. Dosyamıza getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 23.798,92.-TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir tarafından verilen 23/08/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda; tarafların incelemeye sunulan yukarıda dökümü yapılan 2018 mali dönemlerine ilişkin ticari defterinin ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK ve VUYK hükümlerine göre tutulduğunu, e-defter beratlarının kanuni süresinde alındığı ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış olduklarını, taraf lehine delil niteliğinde olup olmadığının takdiri hususunda değerlendirmenin mahkemede olduğunu, davacı taraf defter kayıtlarında 31.12.2018 tarihi itibarı ile 22.976,61 TL davalı taraftan alacaklı olduğu, davalı ticari defter kayıtlarında 31.12.2018 tarihi itibari ile tarafın 22.975,51 TL davacı tarafa borçlu olduğu, raporun değerlendirme bölümünde detayları yer alan taraflar arasındaki cari hesapların incelenmesi neticesinde davacının 22.976,51 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Tarafların iddiaları ve itirazları doğrultusunda alınan ek raporda, uzmanlık alanım ilgili olarak kök/ek raporda taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların ticari defter kayıtlarında borç/alacak konusunda mutabık oldukları, davalı taraftan takip ve dava tarihi itibari ile 22.976,51 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın icra takip tarihinden önce davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası kapsamında herhangi bir belgenin yer almadığı, sayın mahkemevce TTK 1530 maddesi kapsamında yapılan hesaplama dikkate alınacak olursa davacı tarafın 1.234,82 TL işlemiş faiz talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporular ve tüm dosya içeriğine göre davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve bu itibarla lehine delil vasfı taşıdığı, taraflar arasında düzenlenen ve dosya içerisinde mevcut e-beratlara, muavin deftere, e-faturalara, sevk irsaliyeleri ve BS-Ba formlarına binaen davacı tarafından davalıya malzemelerin satışının yapıldığı, davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından satışı yapılan ürünlerin davalıya tesliminin yapıldığı ancak davalı tarafından yapılan ödemelerde eksik ödenmeyen bakiye olduğu, davalı şirketin ihbar ettiği ana işveren … San. Ve Tic. A.Ş. İle aralarındaki sözleşme uyarınca ödeme yapmadığından bahisle taşeron şirketlere ödeme yapılamadığı, sözleşmede işveren şirketçe yükleniciye ödemeler yapıldığında davacı şirkete borcun ödenebileceğinin kararlaştırıldığı iddia edilmiş ancak ne usulüne uygun ihbar edilen şirket davaya katılmış ne de mevcut sözleşme dosyaya ibraz edilmiştir. Sonuç olarak zaten davalı şirketin ihbar edilen şirket ile imzaladığı sözleşme, sözleşmenin nispiliği ilkesi doğrultusunda davacı şirketi de bağlamayacaktır. Davacı şirket davalı şirkete sadece mal satışı yapılmış olup buna müteakip fatura düzenlemesi söz konusudur. Davacı şirketin söz konusu otel projesinde taşeron olarak yer aldığına ilişkin dosyada somut delil olmadığından davalı şirketin, davacı şirketin sözleşme ile yükümlendiği işi gereği gibi yerine getirilmediği iddialarına itibar edilmemiştir. Davalının takibe ve borca yapmış olduğu itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi kök ve ek raporlarında hesap edilen alacak kalemleri taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda hükme esas alınmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlıkta; davalı borçlu icra takibine itiraz dilekçesinde tüm borca, faize ve fer’ilerine itiraz etmiştir. Davalı tarafın ticari defter kayıtlarında yer alan cari hesap hareketlerinde görüleceği üzere, davacı tarafından takip konusu yapılan 3 adet faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı tespit edilmiş olup cari hesabın takip tarihi itibari ile 3 adet faturaya dayalı 22.796,49 TL davacı borçlu olduğu kök raporda da tespit edildiği anlaşılmıştır. Böylelikle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdadır. İcra inkar tazminatı şartları oluşmuştur. Ayrıca tarafların ticari şirket olması dolayısıyla 3095 sayılı kanunun 2/II maddesi gereğince davacı şirket avans faiz talep edebilecektir. Bu nedenle aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile;
… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
Asıl alacağın % 20 oranındaki icra inkar 4.595,30-TL tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.625,71 -TL karar harcından peşin alınan 406,43 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.219,28 TL harcın davalıdan alınarak ile hazineye gelir kaydına,
A.A.Ü.T,ye göre takdir edilen 3.570,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan toplam harç 406,43 TL harcın, Davacı tarafından yapılan 82,70-TL tebligat ve posta masrafı, 600,00 TL Bilirkişi ücreti, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.130,23 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır