Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/577 E. 2020/437 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/577 Esas
KARAR NO : 2020/437
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketi ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkine dayalı ticaret gerçekleştiğini, ticari ilişkilerin toplamının 138.034,16 TL olduğu, kalan ekstra borç bakiyesinin ise 17.251,70 TL olduğunu, işbu tutar yönünden davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/21192 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, takibe konu alacağa ilişkin siparişlerin 17/08/2018 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davalının 16/11/2018 tarihinde kumaşınızca ciddi sıkıntılar var diyerek telefonda bilgi verdiğini, ancak müvekkili şirketin kumaşları sorunsuz teslim ettiğini, davalının yaşadığı sıkıntıların yine kendilerinden kaynaklandığını beyanla; davalının …. İcra Müdürlüğünün 2018/21192 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitine, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı taraf ile 05/07/2018 tarihinde yaptıkları anlaşma neticesinde müvekkili şirket tarafından sipariş edilen örme kumaşların kendilerine 30/07/2018 tarih, 09/08/2018 ve 15/08/2018 tarihlerinde sevk edildiğini, müvekkilinin davacıdan iki çeşit kumaş aldığını, söz konusu kumaşlardan bir tanesine ilişkin olarak yapılan üretimin müvekkili tarafından 09/11/2018 tarihinde müşterilerine sorunsuz teslim edildiğini ve sorun çıkmadığını, ancak müşterisi tarafından yapılan kalite kontrol aşamasında ürünlerde boyutsal değişim ve jütlerden dolayı teslim edilen ürünler için kalite onayı verilmediğini ve ürünlerin müşterisi tarafından müvekkiline iade edildiğini, bu durumun davacı tarafa bildirildiğini, ancak söz konusu kumaştan kaynaklanan gizli ayıbın ve ürünlerin iadesinin davacı tarafından kabul edilmediğini, müvekkilinin bunun üzerine iyi niyetli olarak kumaşlardaki hataların tamirine uğraştığını ve bunun maliyetinin artmasına neden olduğunu, müvekkilinin 500,00 TL kalite kontrol ücreti ödediğini, ayrıca ürünlerini müşterisine geç teslim etmesi nedeniyle müşterisine tazminat ödemesine neden olduğunu beyanla; müvekkili şirketin 6095 ürün için ürün başına harcanan malzeme maliyeti 2 TL’den toplam 12.190,00 TL, ürünlerdeki ayıbın giderilmesi için 18 kişinin yapmış olduğu fazla mesai maliyetinin 32.000,00 TL olduğunu, ürünlerdeki ayıbın giderilmesi gecikmesinden dolayı müvekkilinin 20.570,00 TL tazminat ödediğini, toplamda 64.760,00 TL müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu beyanla karşı dava talepleri olduğunu beyanla; davanın reddini ile karşı dava değeri olarak 64.760,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsiline , davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Davaya konu fatura örnekleri, tahsilat makbuzu örneği, çek örneği, cari hareket kartı örneği,… İcra Müdürlüğünün 2018/21192 Esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden bir örneğinin dosya arasında olduğu görüldü.
Celp ve tetkik edilen …. İcra Müdürlüğünün 2018/21192 Esas sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … Aleyhine 17.251,70 TL cari hesap alacağına ilişkin olarak 26/11/2018 tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 13/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18/12/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulduğu görüldü.
Mahkememizin 16/10/2019 tarihli celsesinde davacı vekilinin tanığı … ‘in dinlenmesine karar verildiği, davacı tanığı … beyanında;
‘Ben davacı şirketin çalışanıyım, davalı şirket bir takım kumaşlar hususunda bize siparişler verdi. Biz de Temmuz-Haziran aylarında vermiş oldukları siparişleri kendilerine teslim ettik, teslimden yaklaşık 3 ay sonra karşı taraf ödemeyi yapmadığında muhasebecileriyle görüşme yapıldı, yapılan telefon görüşmesinde davalı şirketin muhasebecileri ödemeye yapılmayacağının çünkü teslim edilen kumaşların ayıplı olduğunu, kumaşlarda jut ve delikler olduğunu söylediler. Bizimde şirketimiz yine şirket çalışanlarımızdan olan … Beyi kumaşları görmesi için gönderdik, … bey kumaşlara bakmaya gitti, kumaşlara baktıktan sonra kumaşlarda herhangi bir kusur olmadığı görüldü,’ dedi.
Davalı vekilinin sorusu üzerine tanık beyanında; … Bey bize imalat sonrasında oluşan kumaşlarda koltuk altı kısmında bir takım delikler olduğunu söyledi, ancak bunların kumaştan kaynaklanmadığını bildirdi. Teslimden yaklaşık 3 hafta sonra yalnızca bir top kumaş için çekme sorunu olduğu gerekçesiyle davalı şirket bize gönderdi, bizde kumaşı tamir ettikten sonra geri gönderdik, şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davalı vekilinin 30/10/2019 tarihli beyan dilekçesi ile tanık beyanlarının aleyhe ilişkin hususlarını kabul etmediğini bildirdiği görüldü.
Davacı vekilinin 28/10/2019 tarihli beyan dilekçesi ile tanık anlatımlarına karşı beyanda bulunduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 10/01/2020 tarihli ara karar gereğince; davalının karşı davası yönünden tefrikine karar verilmiş olup, dosya mahkememizin 2020/28 Esas sırasına kaydının yapıldığı, işbu davaya itirazın iptali davası yönünden devamına karar verildiği görüldü.
Mahkememizce verilen 10/01/2020 tarihli ara karar gereğince; 28/02/2020 günü mahallinde tekstil mühendisi refaketa alınarak keşif yapılması ve toplamda 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor tanzim edilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 03/07/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı tarafından davalıya satılan kumaşlarda ayıp olmadığı tespit edilmiş olduğundan asıl davada davacının, davalıdan 17.251,70 TL alacaklı olduğu takdir Mahkemeye ait olmak üzere mütalaa edildiği, taraflar arasındaki ilişki bir satım değil, bir “eser sözleşmesi” ilişkisi olduğu, bu ilişki TBK md. 470 vd. hükümlerinde düzenlendiği, davacının ürettiklerini davalı yana teslim ettiği hususunda çekişme olmadığı, kaldı ki, zaten davalı da, o ürünlerle gömlek üretildikten sonra o gömlekleri alanın (dava dışı 3. kişi) ayıp ihbarında bulunduğu anlatımında olduğu, tekstil mühendisi bilirkişi ürünlerin ayıplı olmadığı saptamasını yaptığını, yani burada TBK md. 477/I/c.2 anlamında gizli ayıptan bahsetmek de zaten bu teknik tespit karşısında zaten olanaklı olmadığı, bu durumda TBK md. 477/1 ve II gereği eser kabul edilmiş sayılması gerektiğini bildirmiştir.
Hukuki durumun değerlendirmesi, icra inkar tazminatı isteminin takdiri ve her türlü nihai karar 6100 sayılı HMK’nm md. 266/c.2 ve md. 279/4 ahkamıyla 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 hükmü gereği tamamen ve münhasıran sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı şirketin faaliyet adresinde ve tüm dosya kapsamı üzerinden yapılan inceleme, mali ve sektörel tespitler ve hesaplamalar sonucunda; cari hesap anlamında her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı davacının 17.251,70 TL alacaklı olduğunun işli olduğu tespit edildiğinin bildirmiştir.
Davalı/karşı davacının ayıplı mal iddiasının ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiş olduğundan, yukarıda Rapor’un teknik değerlendirme kısmı ve “…. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN 2018/21192 E.SAYILI DOSYASI VE GENEL DEĞERLENDİRME” kısmındaki anlatımlar nazara alındıktan, karşı davanın ispatlanamamış olduğunun düşünüldüğü, bu nedenle karşı davanın reddinin gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından kumaş üretimi yapılarak davaya konu kumaşların davalı tarafa teslim edildiği, ancak teslim edilen kumaşlarda konfeksiyon sonrası hataların oluştuğu, buna ilişkin davalı tarafından davacıya süresinde bildirimde bulunulduğu, yine davacı tarafından davaya konu kumaşların bedellerine ilişkin faturalar düzenlendiği, bu faturalar nedeniyle davalıdan 17.251,70 TL alacağının incelenen taraf defter ve kayıtlarına göre her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, fatura bedellerinin ödenmemesine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalının davaya konu kumaşların ayıplı olduğu iddiasına yönelik olduğu, bu iddia karşısında; mahkememizce tekstil mühendisi bilirkişi refakate alınarak mahallinde numune kumaşlar üzerinde keşif yapılmasına karar verilmiş olup tekstil mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda numuneler üzerinde yapılan fonksiyon testlerine göre kumaşların ayıplı olmadığının tespitine yönelik kanaat bildirildiği görülmüş olup bu halde davalının ayıba yönelik iddiasının ispatlanamadığı, ayrıca her iki tarafın defter ve kayıtlarında davaya konu 17.251,70 TL’nin işli olduğu ve davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediği, kaldı ki ödemeye ilişkin aksinin de davalı tarafından iddia edilmediği anlaşılmakla; davalının icra takibine yapmış olduğu itirazında haksız olduğu kanaatine varılarak hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, davalının … İcra Müdürlüğünün 2018/21192 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KABULÜ ile,
1-Davalının …. İcra Müdürlüğünün 2018/21192 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.178,46 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 294,62 TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 883,84 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 2.688,72 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE.
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
35,90 TL BAŞVURMA HARCI 294,62 TL PEŞİN HARÇ
294,62 TL PEŞİN HARÇ + 883,84 TL EKSİK HARÇ
5,20 TL VEKALET HARCI 1.178,46 TL KARAR VE İLAM HARCI
2.250,00TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ + 103,00 TL TEBLİGAT ÜCRETİ
2.688,72 TL TOPLAM