Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/55 E. 2023/349 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/55 Esas
KARAR NO:2023/349

DAVA:Bayilik sözleşmesinden doğan cezai şart
DAVA TARİHİ:17/12/2018
KARAR TARİHİ:25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında, EPDK’dan aldığı dağıtıcı lisansı doğrultusunda akaryakıt sektöründe ticari faaliyet gösterdiğini ve bu faaliyetini … markası ve logosu altında, malik olduğu ya da kira/intifa sözleşmeleriyle tasarruf hakkına sahip olduğu akaryakıt istasyonlarında bayileri aracılığıyla yürüttüğünü, müvekkili ile davalı arasında, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 484 ada 2 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun, davalı şirket tarafından… A.Ş bayisi olarak işletilmesi konusunda 09.04.2013 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi, İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 7506 ada 1 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun davalı şirket tarafından, … … … A.Ş bayisi olarak işletilmesi konusunda 01.03.2016 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi, … ili … ilçesi … Köyü … Civarı Mevkii 2548 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun davalı şirket tarafından… A.Ş bayisi olarak işletilmesi konusunda 13.03.2017 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, … İstasyonuna ilişkin Bayilik Sözleşmesinin, davalı … Akaryakıt İnşaat ve Turizm Taşımacılık Sanayi Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen … 27. Noterliği’ nin 04.04.2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile, … İstasyonuna ilişkin Bayilik Sözleşmesi’ nin, davalı … Akaryakıt İnşaat Ve Turizm Taşımacılık Sanayi Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen … 27. Noterliği’ nin 04.04.2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile; … İstasyonuna ilişkin Bayilik Sözleşmesinin, davalı … Akaryakıt İnşaat ve Turizm Taşımacılık Sanayi Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen … 27. Noterliği’ nin 04.04.2018 tarih …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile haksız olarak feshedildiğini, … istasyonunun geç tahliye edildiği gün başına 1.000 Amerikan Doları, … istasyonunun geç tahliye edildiği gün başına 250 Amerikan Doları cezai şart bedeli talep edildiğini, ancak ihtarnamenin davalı şirkete 12.04.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen istasyonun bugüne kadar müvekkili şirkete teslim edilmediğini, perakende satışlara esas olmak, birinci yıldan başlamak ve anılan anlaşmaların yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere, yıllık asgari 950 ton (sözleşme süresince toplam 5205 ton) beyaz ürünü (kurşunsuz benzin+normal benzin+motorin) münhasıran… A.Ş’den veya… A.Ş’nin yazılı olarak göstereceği ikmal kaynaklarından satın almayı kabul ve taahhüt edildiğini, davalı tarafın herhangi bir haklı gerekçe göstermeksizin bayilik sözleşmesini feshetmesi üzerine müvekkili şirketçe … 26. Noterliği’nin 09.04.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarının keşide edildiğini, anılan ihtarnamede davalı şirketin haksız ve hukuksuz feshi nedeniyle müvekkili şirket ile akdettiği bayilik sözleşmeleri ve ekleri kapsamında taahhüt etmiş olduğu asgari ürün alım taahhütlerinden eksik aldığı ürünlere ilişkin kar mahrumiyetini müvekkili …’e ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi, aksi halde söz konusu bedellerin tahsili için yasal yollara başvurulacağı hususlarının ihtar ve ihbar edildiğini, söz konusu ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödemenin yapılmadığını bu noktada cezai şart ve kar mahrumiyetinin davalı şirketten tahsili için işbu davanın açılmasının zorunluğunun doğduğunu, davalı yanın bayilik sözleşmesini süresi dolmadan gerekçesiz ve haksız olarak feshettiği için protokolün 13. maddesi gereğince, müvekkili şirketin sözleşme süresi sonuna kadarki kar mahrumiyeti ile cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, davalı yanca imzalanarak müvekkili şirkete verilen ‘Ürün Alım Taahhütnameleri’ ile de satın alma taahhüdünün her bir yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getiremediği takdirde eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 USD tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan TC Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiklerini, davalı bayinin, taraflar arasında münakit tüm sözleşmeleri tek taraflı, sözleşmelere aykırı ve haksız olarak keşide ettiği ihtarnameler ile feshettiğini ve başka bir dağıtıcı firma ile bayilik sözleşmesinin imzalandığını müvekkilinin sözleşmelerin feshedilmesi nedeniyle sözleşme sürelerinin dolmasına kadar elde edebileceği kardan mahrum kaldığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek tek taraflı olarak hiçbir sebep göstermeksizin taraflar arasındaki sözleşmeleri süresinden önce feshederek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı şirketin gerekçesiz ve haksız feshi neticesinde bayilik ilişkisi ile ilintili tüm sözleşmelerin birlikte ve öngörülen zamandan önce neticelendirilmesi sonucunda, taraflar arasında akdedilen sözleşme, ürün alım taahhütleri, ihtarnameler ve Çerçeve Protokollerin 13. Maddesi uyarınca cezai şart ile mahrum kalınan kar bedelinin davalı şirketten tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesinin gerektiğini, 500.000 USD haksız fesih nedeniyle cezai şart alacağının KDV’ si ve dava tarihinden itibaren TCMB’ nin USD alacaklar için uyguladığı en yüksek faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 USD geç teslim nedeniyle (taşınmazlar halen dahi teslim edilmiş değildir. ) cezai şart alacağının KDV’ si ve dava tarihinden itibaren TCMB nin USD alacaklar için uyguladığı en yüksek faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte davalı bayinin taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle Mahkemece yapılacak tahkikat sonucu alacaklarının tam ve kesin olarak belirlenmesini takiben HMK’nın 107/2. maddesi uyarınca işbu talepleri arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkili şirketin beyaz ürün (benzin ve motorin türleri) satışından mahrum kaldığı karın şimdilik 50.000,00 USD’ nin KDV si ile birlikte dava tarihinden itibaren TCMB nin USD alacaklar için uyguladığı en yüksek faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesini, davalılara ait taşınmazların UYAP sisteminden tespiti ile tapu kayıtları üzerine teminatsız olarak veya mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000 USD haksız fesih nedeniyle cezai şart alacağının KDV si ve dava tarihinden itibaren TCMB nin USD alacaklar için uyguladığı en yüksek faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 USD geç teslim nedeniyle (taşınmazlar halen dahi teslim edilmiş değildir. ) cezai şart alacağının KDV si ile ve dava tarihinden itibaren TCMB nin USD alacaklar için uyguladığı en yüksek faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin beyaz ürün (benzin ve motorin türleri) satışından mahrum kaldığı karın şimdilik 50.000,00 USD’ nin KDV si ve dava tarihinden itibaren TCMB nin USD alacaklar için uyguladığı en yüksek faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle: davacı yanın huzurdaki davada bayilik sözleşmelerinin taraflarınca haksız fesih edildiğinden bahisle cezai şart alacağı ve kar mahrumiyeti talebinde bulunmuş olup haksız ve hukuksuz bu taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkili firma ile davacı firma arasında akaryakıt satımı için 3 adet kira ve bayilik sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmelere göre müvekkilinin, davacıdan satın aldığı akaryakıtı kendisine ait 3 istasyonda satacak olup bu istasyonların birinin İstanbul …’da, birinin İstanbul …’de diğerinin ise … …’ta bulunduğunu, … Mahallesi, … Cad.No:14 …/İstanbul adresinde bulunan İstasyonun müvekkiline kiralanmadan önce köy istasyonlarından farkı olmayan bir istasyon olup bu istasyonun davacı şirket tarafından işletildiğini, davacı şirketin yetkililerinin müvekkilinin bu istasyonu işletmesini istediklerini, aşırı karlı bir istasyon olacağını bildirdiklerini, müvekkili şirketi bayilik sözleşmesi yapmaya ikna ettiklerini, müvekkilinin sözleşmeyi imzaladıktan sonra harabe şekilde olan bu istasyonun iyileşmesi ve faaliyete geçmesi için bilahare sunacakları fatura ve resimlerden de anlaşılacağı üzere tespit edebildikleri kadarıyla yaklaşık 200.000 USD masraf yaptığını ve faaliyete geçirdiklerini, davacı şirketin müvekkilinin bu istasyonu alıp işletmesi için istasyonun aşırı kar ettiğini beyan ederek müvekkilini kandırdıklarını, faaliyete geçtikten kısa bir süre sonra ise müvekkili şirketin davacının dediğinin aksine zarar etmeye başladığını, davacı şirketin, müvekkili şirketin kendilerinin iyi bayisi olduğunu beyan ederek … Mahallesi, … … Cad.No:47 …/İstanbul adresinde bulunan ve kendilerinin işlettiği bayiyi alması için müvekkili şirketi ikna ettiklerini, tıpkı diğer istasyonda olduğu gibi bu istasyonun da aşırı derecede kar ettiğini beyan ederek bu istasyonu da müvekkiline kiraladıklarını, bir süre sonra müvekkili şirketin her iki istasyonda da davacının dediğinin tam aksine-zarar etmeye başladığını, bu durumu davacı firmaya defalarca bildirdiğini, davacı firmanın ise müvekkiline prim desteği sağlayacağını, LPG satışını ruhsata işletip gaz satımının sağlanacağını, yakıtı müvekkiline daha ucuz temin edeceğini beyan ederek sürekli olarak müvekkilini oyaladığını, her geçen gün müvekkili şirketin zarar etmesine neden olduğunu, müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilinin 3 istasyon nedeniyle ettiği zararın yaklaşık olarak 2.000.000 TL.nin üstünde olduğunu, müvekkili firmanın her 3 istasyondan kar etmenin ötesinde yüklü miktarda zarar etmesinin nedeninin davacı firmasının kusurundan kaynaklandığını, davacı firmanın yurt içinde satışı artırıcı reklam ve tanıtımda bulunmadığını, müvekkiline ait istasyonlarda bulunan taşıt tanıma sistemini kapattıklarını, davacı yanca söz verilmesine rağmen LPG ruhsatı alınmamış olup LPG satışının yapılamadığını, akaryakıtın müvekkiline ucuz verileceği bildirilmiş olmasına rağmen ucuz akaryakıt verilmediğini, müvekkilinin litre başına edeceği karın minumum seviyeye düşürüldüğünü, davacı firmanın satış rakamlarını şişirerek müvekkilini aldattığını, verdiği hiçbir sözü tutmadığını, bunun üzerine ülkemiz ile Rusya arasında yaşanan uçak düşürme krizi nedeniyle halkın Rusya menşeyli ürünleri protesto etmek amacıyla almamasının ise müvekkili şirketin akaryakıt satımını minumum seviyeye düşürdüğünü, davacı firmaya ait bayilerin ülke genelinde 700-750 civarında iken bu rakamın günümüzde yaklaşık 500 adete düştüğünü, sebebinin ise davacının aynı müvekkili firmaya yapmış olduğu kandırma ve tutum nedeniyle bir çok bayinin bayilik sözleşmesini zorunlu olarak fesih etmesinden kaynaklandığını, davacı firmanın taahhütlerine uymaması, zamanında müvekkiline akaryakıt vermemesi, prim desteği sağlamaması, LPG ruhsatını almaması gibi olumsuz tutumlarına son vermesi için … 27.Noterliği’nin 13.02.2018 tarih,… yevmiye numaralı ihtarının keşide edildiğini, düzenlemenin yapılmaması, taahhütlere uyulmaması halinde bayilik sözleşmelerinin haklı nedenlerle fesih edileceğinin bildirildiğini, davacı yanın ihtara rağmen olumsuz tavırlarına devam ettiğini, hatta mail atmak suretiyle müvekkili şirketin sahibi …’ü tehdit ettiğini, bunun üzerine müvekkili firmanın haklı nedenlerle her üç bayinin bayilik sözleşmelerini … 27. Noterliği’nin 04.04.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarlarıyla fesih etmek zorunda kaldığını, davacı yanca bayilik sözleşmelerinin müvekkilince haklı nedenle fesh edilmesi üzerine taraflarına 09.04.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, bu ihtarnameye ise taraflarınca … 27.Noterliği’nin 16.04.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, müvekkili firmanın sözleşmeyi haklı nedenlerle fesh etmesinin nedeninin davacı yanın taahhütlerine uymayarak müvekkili şirketi iflasın eşiğine getirmesi olduğunu, davacı yanın kusurlu tutum ve davranışlarının müvekkili şirketin sürekli ve tahammül edilemez derecede zararına neden olduğunu, davacı şirketin müvekkili tarafından bayilik sözleşmelerinin haklı nedenlerle feshi üzerine müvekkiline ait 200.000 TL.lik teminat mektubunu paraya çevirdiğini, bankalar nezdinde müvekkilinin itibar kaybetmesine neden olduğunu, davacı yanın müvekkiline vermiş olduğu zararların ticari defter ve kayıtlarda mevcut olduğunu, işbu zararların davacı şirketin otomosyon kayıtlarında da belli olduğunu, davacı şirketin müvekkilinin zarar ettiğini bildiğini, davacının sözleşmeye uymaması ve haksız eylemleri nedeniyle bayilik sözleşmelerini haklı nedenlerle fesh edildiğinden davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerinin yasal hiçbir dayanağı bulunmadığından huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili yer olan İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama harç ve giderleriyle ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, … 27. Noterliği’nin yazı cevabı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yazı cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün yazı cevabı, … … Tapu Sicil Müdürlüğü’ nün yazı cevabı, İstanbul … İlçe Tapu Müdürlüğü’nün yazı cevabı, bilirkişi raporları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na müzekkere yazılarak, davacı şirketin ilk sözleşme tarihi olan 09/04/2013 tarihinden dava tarihi olan 17/12/2018 tarihine kadar dönemde kaç bayiyle sözleşme yaptığı ve dava tarihi itibariyle bayi sayısının, İlk sözleşme tarihi olan 09/04/2013 tarihi ve 17/12/2018 dava tarihi itibariyle davacı firmanın akaryakıt dağıtım lisansının bulunup bulunmadığı konularında mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yazı cevabında, ”piyasa taraflarının yapmış oldukları özel hukuk sözleşmeleri izlenmemekte ancak mevzuat kapsamında şart olarak sayılan hallerde sözleşmelere ilişkin yükümlülükler bulunabilmektedir. Dolayısı ile davacı şirketin sözleşme sayısına dair kayıt ile 17/12/2018 tarihinde Dağıtıcı Lisansı sonlandırılmış olduğundan bayii bulunmamaktadır, davacı … … Petrol Anonim Şirketi’ne 17.08.2006 tarih ve … sayılı Dağıtıcı Lisansı verilmiş ve lisans talebi üzerine 28.06.2018 tarihinde sonlandırılmıştır.” şeklinde bilgi verildiği görüldü.
… 27. Noterliği’ne müzekkere yazılarak, – 13.02.2018 tarih,… yevmiye numaralı ihtar, 16.04.2018 tarih,… yevmiye numaralı ihtarname, 04.04.2018 tarih,… yevmiye numaralı ihtarlarnamelerin okunaklı suretinin ve tebliğine ilişkin mazbatanın okunaklı suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
İstanbul … İlçe Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 484 ada 2 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun ve İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 7506 ada 1 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun tapu kayıtlarının çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak, davacı …ş.’nin (V.D. …) şirket bilgilerinin çıkartılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün yazı cevabında, ” sicil no-…-0, ünvanının … … Petrol Anonim Şirketi, adresinin … … … Cd. No.22 … I … …, sermayesinin 1.143.215.000,00 TL., ana sözleşmesinin tescil tarihinin 07/10/1998, çalışma konusunun, başta kabotaj kanunu olmak üzere ilgili tüm mevzuata riayet etmek ve ilgili tüm mercilerden izin almak kaydıyla uluslararası deniz hava ve kara taşımacılığı gemi işletmeciliği ve her türlü denizcilik hizmetlerini yapmak. Makine,ekipman,araç,yedek parça dahil her türlü menkul vefaaliyet alanı ile ilgili her türlü gayrimenkulu, satımı” şeklinde cevap verdiği görülmüştür.
… … Tapu Sicil Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak, … ili … ilçesi … Köyü … Civarı Mevkii 2548 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun tapu kayıtlarının çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
İstanbul … İlçe Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 484 ada 2 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun ve İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 7506 ada 1 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun tapu kayıtlarının çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 04/11/2020 Uyap havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda neticeten;
” Mali veriler itibariyle ve ayrıca dermeyan olunan sair izahata nazaran, taleplerin her biri yönünden Netice-i Talep İle B: ğlılik İlkesi sşayın Mahkem rıca değerlendirilmek …, kuramsal olarak, davalı yanın irade fesadı açıklamasını yasal sürede yaparak sözleşmeden kurtulma keyfiyetini süresinde yerine getirmediği, bu sebeple, kendisinin davacı yanca yanıltıldığı savunmasının benimsenme şartlarının ortadan kalktığı değerlendirmesi yüce Mahkemece yerinde görülecek olursa, davacının; daha sonra gelişen ve bu Rapor içinde de hülasa edilen anlatıma göre, cezai şart olarak dermeyan ettiği talebin özü itipariyle kabi-i kabul olduğunun değerlendirilebileceği, ancak bunun tenzilinin veya tamamen ortadan kaldırılmasının yasarnın lafzı da dikkate alınarak muhterem mahkemenin münhasır takdiri içinde kalacağı; davalının 3 istasyonda yaptığı alımların ve davalının somut mali tablolarının ne olduğunun mali müşavir bilirkişi tarafından rapor içinde anlatıma bağlandığı değerlendirilerek, dava dilekçesindeki kar mahrumiyeti talebinin, sayın Mahkemenin takdiri o yönde tecessüm ederse, kabul edilebilir bulunabileceğinin mütalaa edilebileceği değerlendirilmiştir.” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce aldırılan 01/02/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda neticeten;
” Mali veriler itibariyle ve ayrıca dermeyan olunan sair izahata nazaran kök raporda açıklanan perspektifin özü ayrıca muhafaza olunmak suretiyle, burada yer bulan mali izahat çerçevesinde, kuramsal olarak davalı şanın irade fesadı açıklamasını yasal sürede yaparak sözleşmeden kurtulma keyfiyetini süresinde yerine getirmediği bu sebeple kendisinin davacı yanca yanıltıldığı savunmasının benimsenme şartlarının ortadan kalktığı yüce mahkemece yerinde görülecek olursa davacının daha sonra gelişen ve bu rapor içinde de hülasa edilen anlatıma göre, cezai şart olarak dermeyan ettiği talebin özü itibariyle kabil- i kabul olduğu, ancak bunun tenzilinin veya tamamen ortadan kaldırılmasının yasanan ve kazai içtihatların lafzı da dikkate muhterem mahkemenin münhasır takdiri içinde kalacağı, davalının 3 istasyonda yaptığı alımların ve davalının somut mali tablolarının ne olduğunun mali müşavir rapor içinde anlatıma bağlandığı ve ek raporda ikmali açıklama yapıldığı değerlendirilerek dava dilekçesindeki kar mahrumiyeti talebinin sayın mahkemenin takdiri o yönde tecessüm ederse, kabul edilebilir bulunabileceğinin mütalaa edilebileceği değerlendirilmiştir. ” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizin celse ara kararı doğrultusunda, BAM 14. HD ‘nin 2019/311 Esas, 2021/88 Karar sayılı ilamı da göz önüne alınarak dosyada mevcut bilirkişi kök ve ek raporu birlikte incelendiğinde bilirkişi heyetinde sektör bilirkişi bulunmaması nedeniyle de sözleşmenin feshinde tarafların haklılık durumunun tespit edilemediği, kar mahrumiyeti açısından da yapılan itirazların değerlendirilmesi gerekeceği anlaşılmakla dava , cevap , taraf vekillerinin tüm itiraz ve beyanları ile önceki raporlar da değerlendirilmek suretiyle yeni bir heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiş olup ; Mali müşavir …, Sektör bilirkişisi … …, sözleşmeler alanında uzman …’den aldırılan 07/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda neticeten; “1) Davacının … İstasyonu ile ilgili 09.04.2013 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile ilgili olarak; Davalıdan, KDV hariç 257.000 USD tutarında, istasyonun süresinde geri teslim edilmemesinden kaynaklanan cezai şart (geç teslim cezası) alacağının bulunduğu; 2) Davacının, “… istasyonu” ile ilgili “01.03.2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi” ile ilgili olarak; Davalıdan, sözleşmenin haksız feshedilmesinde kaynaklanan 50.000 USD tutarında cezai şart (haksız fesih cezası) alacağının bulunduğu; Ayrıca davalıdan, KDV hariç 257.000,- USD tutarında, istasyonun süresinde geri teslim edilmemesinden kaynaklanan cezai şart (geç teslim cezası) alacağının bulunduğu; 3) Davacının, … istasyonu ile ilgili 13.03.2017 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile ilgili olarak davalıdan 200.000 USD tutarında cezai şart (haksız fesih cezası) alacağının bulunduğu, 4) Davalı şirketin borca batık durumda olduğu dikkate alındığında; makul bir cezai şart miktarı belirlenmesinin mümkün olamayacağı” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Aynı heyetin 22/09/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda neticeten; ” 07.12.2021 tarihli kök raporumuzda yapmış olduğumuz inceleme ve değerlendirmelerimizde eksik veya hatalı bir hususa rastlanmamıştır. Kök raporun düzenlenmesinden sonra dava dosyasına yeni bir delil sunulmamıştır. Bütün bu nedenlerle, kök raporumuzda yapmış olduğumuz inceleme ve değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek duyulmamıştır. Kök raporumuzda yapmış olduğumuz inceleme ve değerlendirmelere katılıp katılmamak tamamen mahkemenin takdirindedir.” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporları taraflara ayrı ayrı tebliğ edildiği görüldü.
Davacı ve davalı vekillerinin bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itiraz dilekçelerini dosya ibraz ettikleri görüldü.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf iddiaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii 484 ada 2 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun davalı şirket tarafından… A.Ş bayisi olarak işletilmesi konusunda 09.04.2013 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii 7506 ada 1 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun davalı şirket tarafından… A.Ş bayisi olarak işletilmesi konusunda 01.03.2016 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi, … ili … ilçesi … … … Civarı Mevkii 2548 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun davalı şirket tarafından… A.Ş bayisi olarak işletilmesi konusunda 13.03.2017 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi olmak üzere toplamda 3 adet bayilik sözleşmesinin imzalandığı, açılan davanın bayilik sözleşmelerinin davalı tarafından haksız fesih edildiği iddiasına dayalı olarak taraflar arasında akdedilen çerçeve protokolde hüküm altına alınan maktu cezai şartın, ürün alım taahhütnamesinden kaynaklı kar mahrumiyetinin ve geç devir/ teslimden kaynaklanan cezai şartın tahsili istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın her üç istasyon için düzenlemiş olduğu fesih ihtarnamelerinde, ” şirketimizin sözleşme kapsamında yaptığı faaliyetlerden kar elde edememesi ve sözleşmeye göre faaliyeti ekonomik olarak mümkün bulunmamaktadır.. ”ifadeleriyle her üç bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespiti açısından yapılan değerlendirmede, alanında uzman akaryakıt sektör ve piyasa işletmeciliğine hakim sektör bilirkişinin de bulunduğu 07/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti kök ve ek raporu içeriğine mahkememizce itibar olunduğu, buna göre davalının, akaryakıt dağıtım sektöründe bayi/işletici olarak sektörel bilgi birikimi ve tecrübesi dosya kapsamından tespit edilememiş olsa da; basiretli bir tacir olarak, bayi/işletici sıfatıyla davacı … dağıtım şirketini ve markasını tercih etmesinin, tamamen kendi tercihiyle gerçekleşmiş olduğu, davalının basiretli tacir olarak, davacı ile farklı tarihlerde ve birden fazla akaryakıt istasyon bayiliği sözleşmeleri yapmadan önce … dağıtım şirketine yönelik piyasa analizi ve EPDK internet sayfasında açık kaynak olarak bulunan akaryakıt dağıtım şirketleri pazar payı, akaryakıt satışları ve istasyon sayıları bakımından önceden analiz yapabilecek tecrübe ve bilgi birikimine sahip olması gerektiği, marka bilinirliği ve pazar payı yüksek olan akaryakıt dağıtım şirketlerinin akaryakıt istasyon satışları ortalamasının, diğer akaryakıt dağıtım şirketlerinin istasyon satışlarına kıyasla daha yüksek olduğunun bilindiği, davalının, marka bilinirliği ve pazar payı yüksek ilk beş dağıtım şirketinin bayiliğini yapmak yerine piyasa şartlarında seçimlik hakkını kullanarak, davacı … tarafından sunulan ticari şartlardaki bayilik teklifini, ilgili dönemde ticari açıdan avantajlı olarak değerlendirmesi sonucunda davacı dağıtım şirketini tercih ettiği, davalının ilgili istasyonlarda satış düşüklüğü nedeniyle zarar ettiğini iddia etmesinin ve taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmeleri yürürlükteyken davalının tek taraflı olarak her üç sözleşmeyi de feshetmesinin, sektörel uygulama ve teamüller kapsamında haklı bir nedene dayandırılamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının talepleri 3 ayrı sözleşmeye dayandığından her bir sözleşme bakımından yapılan değerlendirmede; davacının, … İstasyonu ile ilgili 09.04.2013 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan taleplerinin değerlendirilmesi açısından; sözleşmenin 4 nolu maddesi hükmüne göre; sözleşmenin imza tarihinden itibaren 5 yıl süreli olarak akdedildiği, protokolün 13 nolu maddesinde yer alan hükümlere göre; bayilik sözleşmesi ve protokolün davalı/bayi tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiği takdirde; davalının, davacının fesih nedeniyle maruz kalacağı bütün zararları karşılayacağı, davacının diğer cezai şart ve kar mahrumiyeti talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının davacıya, 250.000 USD tutarında cezai şartın, ifa tarihinde uygulanmakta olan TC. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığını ödeyeceği, davalının, akaryakıt istasyonunu davacı tarafından tayin edilecek olan süre içinde tahliye ederek davacıya teslim edeceği, aksi takdirde, fesih tarihinden itibaren, geç teslim ettiği her gün için davacıya, Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 1.000 USD karşılığı TL tutarında geç teslim bedeli ödeyeceği hususlarının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Ayrıca davalı ile davacı arasında 09.04.2013 tarihli ürün alım taahhütnamesi akdedildiği, taahhütname hükmüne göre; davalının, yıllık asgari 750 ton, anlaşma süresince 3.750 ton beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiği, taahhüdünü her 1 yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getirmediği takdirde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her 1 yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 140 USD tutarını ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve eklerinin davalı/bayi tarafından 04.04.2018 tarihinde feshedildiği, davalının sözleşmeyi feshetme gerekçesinin haklı olmadığı, bayilik sözleşmesinin 5 yıl süreli olarak akdedilmiş olup, 09.04.2018 tarihinde kendiliğinden sona ereceği, davalının sözleşmeyi 04.04.2018 düzenleme tarihli ihtarnameyle haksız olarak feshettiği, dolayısıyla da normal olarak süresinin sona ermesinden çok kısa bir süre önce haksız olarak feshettiği, bu noktada, Çerçeve Protokolün 13/c maddesi hükmünde öngörülmüş olan 250.000 USD’lik cezai şartın kendisinden talep edilmesinin MK.md.2’de düzenlenen dürüstlük kuralına uygun olmadığı, açıklanan sebeple, bilirkişi heyetindeki görüşe mahkememizce de itibar edilerek 250.000 USD’lik cezai şartın talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesinden sonra davacının, davalıya keşide ettiği 09.04.2018 tarihli ihtarname ile, Akaryakıt İstasyonunun 10 gün içinde kendisine teslim edilmesini talep ettiği, davalının davacıya keşide etmiş olduğu 16.04.2018 tarihli ihtarnamedeki ifadelerden davalının istasyonu geri teslim etmediğinin anlaşıldığı, bayilik sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte davalının, istasyonu davacıya iade etme yükümlülüğü altına girdiği anlaşılmıştır. Davalının 16.04.2018 tarihli ihtarnamesi ile, istasyonu geri teslim etmeyeceğine ilişkin iradesini ortaya koyduğu, Çerçeve Protokolün 13/e maddesi hükmü uyarınca, fesih tarihi olan 04.04.2018 tarihinden, dava tarihi olan 17.12.2018 tarihine kadarki dönem için, istasyonu geri teslim etmediği her gün için 1.000 USD cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiği anlaşılmakla bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaba göre de; 257 gün sayısı çarpımı ile davacının davalıdan, KDV hariç 257.000 USD tutarında gecikme cezası alacağına hak kazandığı kanaatine varılmıştır.
Davacının davalıdan ayrıca kar mahrumiyeti tazminatı talep ettiği görülmekle; davalı ile davacı arasında 09.04.2013 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi akdedildiği, taahhütname hükmüne göre; davalının yıllık asgari 750 ton, anlaşma süresince 3.750 ton beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiği, taahhüdünü her 1 yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getirmediği takdirde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her 1 yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 140 USD tutarını ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiği, bilirkişi heyetinin sektörel değerlendirme ile ilgili kısmında da açıklandığı üzere; taahhütnamede öngörülmüş olan kar mahrumiyeti tutarının, hukuki ve sektörel niteliği itibariyle aslında bir cezai şart niteliğinde olduğu, dosya kapsamına göre, davacının önceki her 1 yıllık sözleşme döneminin sonunda davalıya yeni ürün vermeden önce, önceki yıldaki eksik alımlardan kaynaklanan cezai şartı talep etme hakkını saklı tutmadığının anlaşıldığı, ayrıca davacının, sözleşmenin devamı boyunca, söz konusu cezai şartın ödenmesini davalıdan 1 yılık sözleşme dönemlerinin sonunda talep etmediği anlaşıldığından davacının, davalı nezdinde bu cezai şartı talep etmeyeceği yönünde haklı bir güven uyandırdığı kanaatine varılmakla davacının davalıdan kar mahrumiyeti (eksik ürün cezası/cezai şart) alacağı talep etme hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
… istasyonu ile ilgili olarak 01.03.2016 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan taleplerinin değerlendirilmesi açısından; taraflar arasında 01.03.2016 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 4 nolu maddesi hükmüne göre; sözleşmenin imza tarihinden itibaren 5 yıl süreli olduğu, davalı bayinin lisansını imza tarihinde sonra alması veya tadil ettirmesi nedeniyle satış faaliyetinin imza tarihinden sonra başlaması halinde, sözleşme lisans alma/tadil ettirme tarihinden itibaren 5 yıl süreli olduğu, ancak dava dosyası içeriğinden davalının, lisansını imza tarihinden sonra aldığı veya tadil ettirdiği anlaşılmadığından, mahkememizce itibar edilen bilirkişi görüşüne göre de 5 yıllık sözleşme süresinin imza tarihinden itibaren başlaması gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı ile davalı arasında akdedilen 01.03.2016 tarihli Çerçeve Protokolün 13 nolu maddesinde yer alan hükümlere göre; Bayilik Sözleşmesi ve Protokolün davalı/bayi tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiği takdirde; davalının, davacının fesih nedeniyle maruz kalacağı bütün zararları karşılayacağının, davacının diğer cezai şart ve kar mahrumiyeti talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının davacıya, 50.000 USD tutarında cezai şartı, ifa tarihinde uygulanmakta olan TC.Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı olarak ödeyeceğinin, davalının, akaryakıt istasyonunu davacı tarafından tayin edilecek olan süre içinde tahliye ederek davacıya teslim edeceğinin, aksi takdirde, fesih tarihinden itibaren, geç teslim ettiği her gün için davacıya, Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 1.000 USD karşılığı TL tutarında geç teslim bedeli ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davalı ile davacı arasında ayrıca 01.03.2016 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi akdedildiği, taahhütname hükmüne göre; davalının, yıllık asgari 2.110 ton, anlaşma süresince 10.550 ton beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiğinin, bu taahhüdünü her 1 yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getirmediği takdirde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her 1 yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 USD tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Bayilik sözleşmesi 5 yıl süreli olarak akdedilmiş olup, 01.03.2021 tarihinde kendiliğinden sona ereceği, davalı bayinin sözleşmeyi 04.04.2018 düzenleme tarihli ihtarnameyle haksız olarak feshettiği, bu nedenle, Çerçeve Protokolün 13/c maddesi hükmünde düzenlenmiş olan 50.000 USD’lik cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiği kanaatine varılmıştır.
Sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesinden sonra davacının, davalıya keşide ettiği 09.04.2018 tarihli ihtarname ile, akaryakıt istasyonunun 10 gün içinde kendisine teslim edilmesinin talep edildiği, davalının istasyonu geri teslim etmediğinin de anlaşıldığı, davalının, istasyonu davacıya iade etme yükümlülüğü altına girdiği, 16.04.2018 tarihli ihtarnamesi ile istasyonu geri teslim etmeyeceğine ilişkin iradesini açıkça ortaya koymuş olduğundan, Çerçeve Protokolün 13/e maddesi hükmü uyarınca, fesih tarihi olan 04.04.2018 tarihinden, dava tarihi olan 17.12.2018 tarihine kadarki dönem için, istasyonu geri teslim etmediği her gün için 1.000 USD cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiği, bilirkişi heyetince yapılan hesaba göre de, davacının davalıdan 257.000 USD tutarında cezai şart alacağına hak kazandığı kanaatine varılmıştır.
Davalı ile davacı arasında ayrıca 01.03.2016 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi akdedildiği, taahhütname hükmüne göre; davalının, yıllık asgari 750 ton, anlaşma süresince 3.750 ton beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiği, bu taahhüdünü her 1 yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getirmediği takdirde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her 1 yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 USD tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiği, bilirkişi heyeti raporunun sektörel değerlendirme ile ilgili kısmında açıklandığı üzere; taahhütnamede öngörülmüş olan kar mahrumiyeti tutarının, hukuki ve sektörel niteliği itibariyle aslında cezai şart niteliğinde olduğu, davacının 3 yıllık sözleşme süresi boyunca, önceki her 1 yıllık sözleşme döneminin sonunda davalıya yeni ürün vermeden önce, önceki yıldaki eksik alımlardan kaynaklanan cezai şartı talep etme hakkını saklı tutmadığı, ayrıca davacının, sözleşmenin 3 yıl uygulandığı süre boyunca, söz konusu cezai şartın ödenmesini davalıdan 1 yıllık sözleşme döneminin sonunda talep etmediği ve bu suretle davalı nezdinde bu cezai şartı talep etmeyeceği yönünde haklı güven uyandırdığı, bu nedenle de sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesinden sonra ilk defa bu cezai şartın ödenmesini talep etmesinin MK.md.2 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğu anlaşılmakla davacının davalıdan kar mahrumiyeti (eksik ürün cezası/cezai şart) alacağı talep etme hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
… İstasyonu ile ilgili 13.03.2017 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan taleplerinin değerlendirilmesi: Taraflar arasında, davacının … İstasyonunda bayilik faaliyeti icra etmesini konu edinen, 13.03.2017 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 5 nolu maddesi hükmüne göre; sözleşmenin imza tarihinden itibaren 5 yıl süreli olduğu, protokolün 13 nolu maddesinde yer alan hükümlere göre; bayilik sözleşmesi ve protokolü davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiği takdirde; davalının, davacının fesih nedeniyle maruz kalacağı bütün zararları karşılayacağının, davacının diğer cezai şart ve kar mahrumiyeti talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının davacıya, 200.000 USD tutarında cezai şartı, ifa tarihinde uygulanmakta olan TC. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı olarak ödeyeceğinin, davalının, akaryakıt istasyonunu davacı tarafından tayin edilecek olan süre içinde tahliye ederek davacıya teslim edeceğinin, aksi takdirde, geç teslim ettiği her gün için davacıya, Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 500 USD karşılığı TL tutarında geç teslim cezası (cezai şart) ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davalı ile davacı arasında ayrıca, 01.03.2016 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi akdedildiği, taahhütname hükmüne göre, davalının, yıllık asgari 950 ton, anlaşma süresince 5.205 ton beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiği, bu taahhüdünü her 1 yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getirmediği takdirde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her 1 yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 USD tutarında ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiği, davalının sözleşmeyi feshetme gerekçesinin haklı olmadığı kanaatine göre, Çerçeve Protokolün 13/c hükmünde öngörülmüş olan 200.000 USD’lik cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiği, bu nedenle, davacının davalıdan, 200.000 USD’lik cezai şartın (haksız fesih cezasının) tazminini talebe hak kazandığı kanaatine varılmaktadır. Ayrıca sözleşmenin feshinden sonra davalının bu sözleşmenin icra edildiği istasyonu davacıya iade ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim davacı da davalıdan, istasyonun gecikmeli tesliminden kaynaklanan gecikme cezası talep etmemiştir.
Davalının, yıllık asgari 750 ton, anlaşma süresince 3.750 ton beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiği, taahhüdünü her 1 yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getirmediği takdirde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her 1 yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 USD tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi heyeti raporunun sektörel değerlendirme ile ilgili kısmında da açıklandığı üzere; taahhütnamede öngörülen kar mahrumiyeti tutarının, hukuki ve sektörel niteliği itibariyle aslında bir cezai şart (eksik ürün alım cezası) niteliğinde olduğu, sözleşmenin ilk 1 yıllık döneminin 13.03.2018 tarihinde sona ermiş olup, davacının sözleşmeyi 04.04.2018 tarihli ihtarnamesi ile feshettiği, dava dosyası içeriğinden ise, davacının sözleşmenin ilk 1 yıllık döneminin sonunda davalıya yeni ürün vermeden önce, önceki yıldaki eksik alımlardan kaynaklanan cezai şartı talep etme hakkını saklı tutmadığı, bu nedenle davacının, sözleşmenin ilk 1 yıllık döneminden kaynaklanan cezai şart (eksik alım cezası) alacağının tahsilini, aynı gerekçelerle, davalıdan talep etme hakkını kaybettiği kanaatine varılmaktadır.
Hükmolunan cezai şartların davalının ekonomik mahvına neden olup olmayacağının değerlendirilmesi açısından; taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi sonucu düzenlenmiş olan 30.10.2020 tarihli kök rapordan görüleceği üzere; davalı şirketin 31.12.2017 tarihindeki Maddi Duran Varlıklarının kayıtlı değerinin 2.967.404,91 TL, kaydi Öz Varlık Miktarı da (-) 1.776.746,40 TL iken; 31.12.2018 Tarihi itibariyle anılan tutarların sırasıyla 565.122,40 TL ve (-) 5.006.297,19 TL olarak rapor edildiği, TK. m. 376 hükmünün kıyasen uygulanması suretiyle yapılan hesaplamada, davalının sermayesinin 2/3 ünün karşılıksız kaldığının anlaşılması, davalının aciz haline düşmüş olduğu anlamına geldiğinden, kıyas yoluyla, davalının özvarlığına da bu oran uygulanarak hesaplama yapılması ve buna göre ödenecek cezai şart miktarının tenkisinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi gerekir. Davalının dava tarihindeki ödenmiş sermayesi 750.000,- TL, Öz varlık miktarı ise (-) 5.006.297,19 TL olup, şirket borca batık durumda olduğundan cezai şart alacağından mahkememizce takdiren %70 oranında tenkis yapılmıştır.
Taraflar arasınada imzalanan bayilik sözleşmesinin 40. maddesi gereğince mahkememiz yetkili olduğundan davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm nedenlerle, davacının davasının kısmen kabulü ile; taleple bağlı kalınarak 50.000 USD geç teslim nedeniyle cezai şart alacağının ve 75.000 USD (250.000 USD haksız fesih nedeniyle cezai şart alacağının takdiren %70 oranında tenkisi ile) cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren ayrı ayrı 3095 sayılı Kanun’un 4/a madde ve fıkrası gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; taleple bağlı kalınarak 50.000 USD geç teslim nedeniyle cezai şart alacağının ve 75.000 USD (250.000 USD haksız fesih nedeniyle cezai şart alacağının takdiren %70 oranında tenkisi ile) cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren ayrı ayrı 3095 sayılı Kanun’un 4/a madde ve fıkrası gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Peşin yatırılan 55.033,96-TL harçtan, karar tarihinde yürürlükte bulunan, Harçlar Kanunu gereğince hesap olunan 45.861,62-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 9,172,34-TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 91.851,25-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 91,851,25-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 13.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 233,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, 35,90-TL başvurma harcı, 55,033,96-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 68,808,56,TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 14,335,11.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır