Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/533 Esas
KARAR NO : 2020/151 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf davacı şirkete ekte yer alan 02.01.2018 tarihli faturada görüleceği 720 mt PVC kaplı … ve 1800mt PVC kaplı … (300 Cm eninde) olmak üzere 38.685,60 TL ‘lik … satın aldığı, davalı borçlu bir kısım ödeme yapmış ancak kalan ödemeyi yapmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.685,60 TL asıl alacaklarının ve 02/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine iş bu davanın 6100 sayılı HMK’nun 109 maddesinde düzenlenen ”kısmi dava” olarak yürütülüp sonuçlandırılmasına yargılama giderleri ile vekalet ücretinimn karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; Taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesaba ilişkin fatura alacak hakkının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi,dava konusu olan davacı … Ltd.Şti. Tarafından davalı … … …’ya düzenlenmiş fatura, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir. Davalı tarafından faturaya itiraz edildiğine dair bilgi veya belgeye rastlanılmadığı ve fatura üzeinde ”mal alıcıya müessede teslim edildiğinden sevk irsaliyesi düzenlenmemişytir” yazılı olduğundan davalının fatura üzerinde gözüken malları almış olduğu görülmüştür. TTK 1530/4-b:” Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır: Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.” hükmü uyarınca da fatura tarihi olan 02/01/2018 Tarihi 30 gün sonrası olan 02.02.2018 tarihinden itibaren davalı temerrüde düşmüş sayılacaktır.
Alacak, faturaya dayanmakta olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir. Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir … tarafından verilen 06/12/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda,davacıya ait 2018 yılı yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı …-… …’ nın davaya cevap vermediği ,ön inceleme tutanağının 01.11.2019 tarihinde davalı adresinin bulunduğu muhtarlığa tebliğ edildiği, dava dosyasında davalıya herhangi bir irtibar telefon numarası bulunmadığından davalı tarafaın defterlerinin incelenmemiş olduğu, davacı ile davalı arasında aralarındaki ticari ilişkiye ilişkin bir sözleşmeye rastlanılmamış olduğu, dava dosyası, davacı taraf ticari defterleri ve delil niteliği dosyaya sunulu evraklar, bilirkişice yapılan incelemeler neticesinde davacının davalıdan 04.01.2018 tarihi itibariyle 13.685,84 TL alacaklı olduğu davalının malları teslim aldığından ve kısmi ödeme yaptığından bakiye borçtan sorumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturanın 6102 sayılı TTK’nun 3. Fatura ve teyit mektubu başlıklı 21. Maddesi hükmü gereği dava dosyasında davalı tarafından faturalara itiraz edildiğine dair bir bilgi veya belgeye rastlanılmamış olduğu, sonuç ve kanatinde olduğu bildirilmiştir.
Davacı tarafça; takip konusu fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Somut olay bakımından ise; davacı tarafça düzenlenen faturanın ticari defterlerine kayıt edildiği, karşılığında ödemede bulunulduğu, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği davacı tarafından satışı yapılan hizmetin davalıya yapıldığı ancak davalı tarafından yapılan ödemelerde eksik ödenmeyen bakiye olduğu,davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve bu itibarla lehine delil vasfı taşıdığı, dosya kapsamındaki fatura örneklerinden ve incelenen davacı kayıtlarına göre davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, buna göre davalının takibe ve borca itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 13.685,60 TL alacaklı olduğu bu nedenle davaya konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan DAVANIN KABULÜ ile,
13,685,60 TL Alacağın davaya konu fatura tarihi olan 02/01/2018 Tarihi TTK. 1530 Sayılı 4/B hükmü gereğince 30 gün sonrası olan 02.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek Ticari temerrüt faizi ile beraber tahsiline,
Alınması gereken 934,87 -TL harcın peşin alınan 233,72 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 701,15-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 233,72 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 141,10-TL ile 1 adet bilirkişi ücreti 500,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 682,20 .-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/02/2020
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır