Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/502 E. 2019/521 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/502 Esas
KARAR NO : 2019/521 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili gıda sektöründe faaliyet gösterildiği, davalı ile 2018 yılı içerisinde ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu süre içerisinde çeşitli marka ve gramajlarda peynir ürünlerini fatura karşılığı sattığını ve teslim ettiğini, herhangi bir ödemenin yapılmadığını, taraflar arasında fatura karşılığı gıda ürünleri alım satımı olan bir temel borç ilişkisi mevcut olduğunu, davalının müvekkili şirketten ürünler aldığını bunların irsaliyeli faturalar ile imza karşılığı teslim edildiği, faturaların muhtevası davacı şirket tarafından kabul edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki 2018 yılı içerisinde 21/09/2018 tarihine kadar devam ettiğini, davacı şirket faturalar karşılığında almış olduğu gıda ürünlerine karşılık herhangi bir ödeme yapmadığını 6.251,11 TL ödenmeyen bakiyenin mevcut olduğunu, bunun üzerine Müvekkili şirket adına alacağı tahsil amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosya ile icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalının borca, faize, faiz oranlarına ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın kabulünü, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde;
“Davacı tarafın takip konusu bir kısım faturalardır. İcra dairesine yapmış olduğumuz itirazı aynen tekrar ediyoruz. Alacaklı firma ile müvekkil şirket arasında TTK 89.madde hükmünde herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Ancak cc süt tarafından takibe dayanak belge olarak cari hesap gönderilmiştir. Dosyada zamanaşımı itirazımızın olduğunu da sayın mahkemenin bilgisine sunuyoruz. Faturaya itiraz edilmemiş olması bu faturanın kabul edildiği anlamına da gelmemektedir. Zira taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır. Alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise hangi alacaklardan hangi vadelerle alacaklı olduğu da muğlaktır. İcra takibinde bu hususların hiçbiri belirtilmemiştir. Ayrıca bilindiği üzere Faturaya itiraz edilememiş olması fatura içeriğinin kabul edildiği anlamını taşımamaktadır. İtiraza uğramayan fatura; malın teslim edildiğini, işin görüldüğünü vs. borcun ifa edildiğini göstermez. Uyuşmazlık halinde, malın teslim edildiğini, işin yapıldığını vs. borcun ifa edildiğini faturayı düzenleyip gönderenin (satıcı, işi yapan…), usulüne uygun olarak ispat etmesi gerekir . İşbu davada bu husus davacı tarafından yerine getirilmemiştir.Buna dair Yargıtay Kararlarını sunuyoruz.;“Davaya dayanak alınan faturanın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Mahkemenin kabulünde ve somut olayda olduğu gibi, açıklanan koşullar gerçekleşmeden sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğunu, iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz. “(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 07.03.2008 E. 2007/2029 K. 2008/1483)
“Faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı taktirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar. Bu durumdan, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiği anlaşılmaz. Uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun kanıtlanması gerekir. Ayrıca, davalıya tebliğ edilmiş olan fatura içeriğinin kesinleşmesi söz konusu olamaz. Faturanın deftere kaydı taşımanın gerçekleştiğine yalnızca karine teşkil eder. Bu karinenin aksinin ispatı her zaman olanaklıdır.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 05.05.2005 E. 2004/7832 K. 2005/4738 ) Yargıtay 19. HD.’nin 15.7.2013 tarihli kararı ise şöyledir: “Yerel mahkeme kararının gerekçesinde; “Dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olması malın teslim edildiğini göstermez.” ifadesi yer almaktadır.Davacı tarafça herhangi bir başvuru yapılmadan müvekkil şirket aleyhine takip açılmasının ve icra takibine girişilmesinin kötü niyetli bir işlem olduğu ortadadır. Zira davacı bunun yerine her iki tarafı tacir olan bir hukuki işlemde diğer tarafa müracaat edebilir ve davaya konu faturaların geçerliliği konusunda bilgi edinebilirdi. Bunun yerine doğrudan icra takibine girişilmesini kabul etmiyoruz. Davanın reddini talep ediyoruz. Ayrıca davacı tarafça müvekkilim temerrüde düşürülmemiştir. Davacı tarafın iddialarını kabul etmemekle birlikte temerrüde düşmeyen müvekkilimde icra takibi yolu ile faiz talep edilmesi de usule ve yasaya aykırıdır. Buna ilişkin de itirazlarımızı sayın mahkemeye bildiriyoruz.
“beyan edip Davanın reddine ve takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına çarptırılmasına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık;Mevcut ticari ilişkiden kaynaklı alım satımı gerçekleştiren ürünlerin olup olmadığı varsa fatura miktarlarının ne kadar olduğu, alacak hakkının doğup doğmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya sureti, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul …İİcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 6.251.11-TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/2 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir… tarafından verilen 08/07/2018 tarihli bilirkişi kök raporunda; İncelenen davacı ve davalı şirketlere ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği,defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin incelenen Ticari Defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle Davalı yandan 6.251,11 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin incelenen Ticari Defter kayıtlarına göre, Takip tarihi itibariyle Davacı yana 6.251,11 TL borcunun bulunduğu,Masraf ve vekalet ücreti hususlarındaki taleplerinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, Somut uyuşmazlıkta; davalı borçlu icra takibine itiraz dilekçesinde tüm borca, faize ve fer’ilerine itiraz etmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının ticari ilişkideki bakiye alacağını talep edebilmesi için cari hesap sözleşmesinin bulunması zorunlu olmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve bu itibarla lehine delil vasfı taşıdığı, taraflar arasında düzenlenen ve dosya içerisinde mevcut faturalara binaen davacı tarafından davalıya gıda ürünlerinin satışının yapıldığı,davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından satışı yapılan ürünlerin davalıya tesliminin yapıldığı, taraf şirketler arasındaki mail yazışmalarında hesap mutabakatı için yazışmalar yapıldığı ve 21.02.2019 tarihinde davalı şirket, davacı şirkete cari hesaplarının 31.12.2018 tarihi itibarıyla 6.251,10 TL alacak bakiyesi verdiğini ve mutabık olup olmadığını bildirdiği akabinde davacı şirkette 21.02.2019 tarihinde 6.251,10 TL borç bakiyesinde mutabık olduklarına dair geri bildirimde bulunduğu ancak davalı tarafından herhangi bir ödemenin olmadığı, bu hali ile davalının takibe ve borca yapmış olduğu itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.

HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-İstanbul …İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibine yapılan İtirazın iptali ile takibin 6.251,11 TL alacak üzerinden aynen devamına,
2-Asıl alacak üzerinden %20 oranında ( 1.250,22 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T tarifesi uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 427,01-TL harcın; 75,50-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 351,51-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 75,50-TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı ve 11,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 123,00 -TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan toplam 530,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/11/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır