Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/491 E. 2022/249 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/491 Esas
KARAR NO : 2022/249 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 14/07/2017tarihinde davalı sigorta şirketine… nolu ZMM(trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı halk otobüsü sürücüsünün asli kusuru ile yolcu müvekkili …’yi araçtan düşürmesi sonucundan meydana gelen trafik kazasında müvekkili … basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralandığını, kaza sonrası acilen…Hastanesine kaldırılan müvekkilinin ilk müdahalesi burada yapıldığını, ancak gördüğü tüm tedavilere rağmen daimi sakat kaldığını, T.C Sağlık Bilimleri Üniversitesi … Hastanesi’nin engelli sağlık kurulu raporuna göre müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza sonrasında %39 oranında sakat kaldığını, izah nedenlerle müvekkiline ait tüm tedavi dosyaları celp edildikten sonra Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak olan maluliyet raporu ile müvekkilinin sakatlığının oranı tam olarak tespit edilebileceğini, taraflarından dava konusu kaza sebebi ile müvekkilinin zararının giderimi için davalı şirkete müracaat edilmiş olup… nolu hasar dosyalarından bugüne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını müvekkilinin zararının büyüdüğünü, müvekkilinin dava konusu kaza sebebi ile daimi sakat kalmış olup bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklı olarak müvekkilinin maruz kaldığı gerçek zarar yapılacak yargılama sonucunda, mahkeme tarafından yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda (HMK madde 107) artırılmak üzere, 5.000 TL iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faiz le birlikte tahsiline, dava masrafı ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, 2918 sayılı kanunun 97. Maddesi uyarınca gerekli ve zorunlu belgelerle başvuru şartının gerçekleşmemiş olması ve dava şartı yokluğu yönünden davanın reddine karar verilmesini, 14/07/2017 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın…numaralı 05/03/2017-05/03/2018 dönemine ilişkin ZMMS poliçesinin müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, poliçe teminat üst limiti ölüm yaralanma olaylarında 330.000,00 TL olduğu, sorumluluğun poliçe teminat üst limiti ile sigortalı aracın kusuru oranında olduğunu, SGK tarafından varsa yapılan ödemelerin hesaplanan tutardan mahsup edilmesi gerektiğini, haksız davanın reddedilmesi gerektiğini, kusur incelemesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesine, maluliyetin tespiti yönünden dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Dairesine gönderilmesine, maluliyet tazminatı hesabının trafik sigortası genel şartları kapsamında belirlenmesi için Hazine Müsteşarlığı Aktüerlik Siciline kayıtlı aktüer bilirkişilere yaptırılmasına, SGK kurumuna davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı, maaş bağlanıp bağlanmadığının sorulmasına, işleten tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının işletene sorulmasına, temerrütün söz konusu olmadığından ve hadisesinin ticari niteliği bulunmadığından avans faiz talebinin dahi reddine, davacının açılmasına sebebiyet vermediklerinden dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık konusunun, Trafik kazasından kaynaklı oluşan cismai zarardan kaynaklı maddi tazminattan kimin sorumlu olduğu, kusur oranının maliyet oranının ne kadar olduğu,iş göremezlik tazminatının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, hastane kayıtları, ATK raporları, bilirkişi raporları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma Dosyasının mahkememize gönderildiği, yapılan incelemesinde; …’nin müşteki sıfatıyla bulunduğu şüphelinin … olduğu taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçu gereğince kamu davası açıldığı, şüpheliye isnat edilen ve TCK’nın 89.maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunun CMK’nın 253/1-b.2 maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, müşteki ile şüpheli arasında uzlaşma görüşmelerinin yapılması için dosyanın uzlaştırmaya tevdi edildiği, uzlaştırması tarafından hazırlanan 11/07/2018 havale tarihli uzlaşma raporunda müştekinin talebinin şüpheli tarafından kabul edilmemesi nedeniyle uzlaşmanın sağlanmadığı, şüphelinin yargılamasının mahkeme yapılarak delillerin takdir mahkemeye ait olmak üzere, yukarıda yazılı sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verildiği, … plaka sayılı aracın trafik kayıt formları ile kaza raporu, sürücü belge detay formu gönderilmiştir.
Dr. … Hastanesinden davacı … adına 02/10/2018 tarih ve 9803 sayılı olarak düzenlenmiş olan sağlık kurulu raporu celp edilmiştir.
… Merkezi’ne yazılan yazıya cevap verildiği davacı …’ye 14/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Çayırova/… Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verildiği, ekonomik ve sosyal araştırma raporunun düzenlendiği, aile nüfus kaydı, malvarlığına dair uyap sorgulamaları yapıldığı, herhangi bir düzenli aylık maaş gelirinin olmadığı, evli ve 3 çocuklu olduğu, ailesi ile kendi konutlarında ikametgah ettiği, tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 14/02/2020 tarihli raporda, meydana gelen trafik kazasında sürücü …’ün %40(yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’nin %60(yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Adli Tıp kusur raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizden verilen ara karar gereği, davacı vekilinin Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz ve talep dilekçeleri dikkate alınarak dosyanın İTÜ Karayolları Kürsüsünde görevli Prof. Dr. …, Doç Dr. … ve Prof. Dr. …’a tevdi edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
İTÜ Makina Fakültesi Öğretim Üyeleri tarafından hazırlanan 12/08/2020 tarihli raporda sonuç olarak, davalıya sigortalı … plakalı özel halk otobüsü …’ün olayda %75 oranında kusurlu, davacı yolcu … olayda %25 oranında kusurlu olduğu, somut olayda bahsi geçenlerin dışında herhangi bir kimseye atfı kabil kusur imkanının bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti kusur raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan maluliyete ilişkin raporda sonuç olarak, Ali kızı 1973 doğumlu …’nin 14/07/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Gurp1 kabul olunarak;
Gr1 IV(6…………..10) a%14
E cetveline göre:%15( yüzdeonbeşnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. Kişinin söz konusu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçüt, sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği kapsamında;
Kulak Burun Boğaz;
Koku ve Tat duyusu Kaybı;(%3 ve %3); Baltazad formülüne göre %5.91 olup, kişinin tüm vücut engellilik oranında %6 (yüzdealtı) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği kanaati bildirilmiştir.
Maluliyete ilişkin ATK raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce Gebze … Asliye Ceza Mahkemesine yazılan müzekkereye cevap verildiği … esas sayılı dosyasının bir suretinin uyap sistemi üzerinden dosyamıza gönderildiği görülmüştür.
Aktüerya bilirkişi … tarafından sunulan 01/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, davacı…’nin 14/07/2017 tarihinde geçirdiği kazada yaralanması ile sonuçlanana olaydan dolayı taleplerine ilişkin olarak, davalının %75 kusur oranına göre; davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 126.978,59 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti aşmadığı, hesaplanan tazminata temerrüde süşülen 25/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, davalının %40 kusur oranına göre, davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 67.721,91 TL olduğu söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti aşmadığı, hesaplanan tazminata temerrüde düşülen 25/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 04/11/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
TALEP ARTIRIM: Davacı vekili 09/11/2021 tarihli dilekçesi ile davacı yönünden talep edilen 5.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 45.791,43 TL arttıklarını, açıklanan nedenlerle davacı yönünden kalem kalem belirtilmekle; ilk miktarlar toplamı 5.000 TL( maddi tazminat yönünden) artırım toplamı:45.791,43 TL( tamamlama harcına esas) genel toplam:50.791,43 TL( hükme esas), fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bedel arıtım dilekçelerinin kabulü ile davalıya tebliğini ve nihayetinde davalıdan, davacı … için 50.791,43 TL kalıcı iş göremezlik maddi tazminatının davalı şirketin temerrüt tarihi sayılan kaza tarihinden itibaren aksi halde davalı şirkete başvuru tarihini müteakip 8. İş gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmin ve tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafça karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından sunulan talep artırım dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkememizden verilen duruşma ara karar gereği mevcut aktüer bilirkişiden %6 maluliyet oranına göre ihtimalli hesaplama yaptırılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 24/12/2021 ek raporda sonuç ve özet olarak, davacı …’nin 14/07/2017 tarihinde geçirdiği kazada yaralanması ile sonuçlanan olaydan dolayı taleplerine ilişkin olarak, 1. Seçenek: %15 Maluliyet oranına göre; davalının %75 kusur oranına göre, davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 193.762,78 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti aşmadığı, hesaplanan tazminata temerrüde düşülen 25/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, Davalının %40 kusur oranına göre, davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 103.430,15 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, hesaplanan tazminata temerrüde düşülen 25/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, 2. Seçenek %6 maluliyet oranına göre, davalının %75 kusur oranına göre, davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 79.400,60 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, hesaplanan tazminata temerrüde düşülen 25/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, davalının %40 kusur oranına göre: davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 42.346,98 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı hesaplanan tazminata temerrüde düşülen 25/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 30/12/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 16/02/2022 tarihli dilekçesi ile belirsiz alacak davacı açmış oldukları davada Yerleşik Yargıtay içtihatları ile HMK doğrultusunda bir kez bedel artırım sonrası ıslah yapabileceklerinden bahisle, bedel arıtım neticesinde talep ettikleri 50.791,43 TL kalıcı iş göremezlik maddi tazminatı miktarını ek bilirkişi raporu doğrultusunda HMK 176. Maddesi ile ıslah ettiklerini, açıklanan nedenlerle, 50.791,43 TL olarak talep ettikler kalıcı iş göremezlik maddi tazminatını 28.609,17 TL arttıklarını, fazlaya ilişkin haları saklı kalmak kaydıyla, ıslah dilekçelerinin kabulü ile davalıya tebliğini ve nihayetinde davacı… için 79.400,00 TL iş göremezlik maddi tazminatının davalı şirketin temerrüt tarihi sayılan davalı şirkete başvuru tarihini takip eden 15. Günden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tazmin ve tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafça karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Islah dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmiş olup davalı taraf 24/02/2022 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesi ibraz emiştir.
Davacı tarafça 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/1 md. Uyarınca peşin harçların ödendiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir.
Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru halinde eklenmesi gereken belgelere madde metninde açıkça yer verilmemiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.1 maddesinde ise kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeler ifadesi kullanılarak tek tek belgelerin sayılması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca sigortacının hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sigorta şirketi için belirlenen sekiz günlük ödeme süresinin başlangıcı için önem taşıyacaktır.
Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede/tahkimde dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen Sigorta şirketine başvuru koşulu da mahiyeti itibariyle eksik evrakların tamamlanması ya da dava tarihinden sonra başvuru yapılması suretiyle her zaman giderilmesi mümkün olduğundan usul ekonomisi ilkesi gereğince tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b maddesinde” Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklinde düzenlenmiştir.
KTK’nın 98. maddesine göre ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır (Ek cümle: 04/04/2015-6645 S.K./60. Md )Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. …ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar sağlık bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenir.Trafik kazası sebebiyle sağlık bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve sağlık bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesiyle sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98.maddesine bağlamıştır.
Ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98.maddesinde değişiklik yapılarak “geçici bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona erdiği” yönünde değişiklik yapılmadığından Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesi kadük kalmıştır/ yürürlüğe girmemiştir. Başka bir ifadeyle halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinde, yeni Genel Şartlarda ki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98.madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edecektir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2021/3142 E. – 2021/2020 K. Sayılı kararında da; “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki, sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasına dair usullere ilişkin Ek 3 nolu cetvelin 3. maddesinde, “hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır” düzenlemesine; 4. maddesinde, “hesaplamalarda,iskonto oranı (teknik faiz), % 1,8 olarak dikkate alınır, iskonto oranı gerekli görülen hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellenir” düzenlemesine; 8. maddesinde ise, “tazminat, ax,n formülü ile hesaplanır. Tazminat hesaplanırken Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant formülü esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.” denilmekle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası hesaplama yöntemi belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal karar ve Yargıtay tarafından kabul edilen Karma (TRH yaşam tablosu ve prograsiv rant sistemine göre) yönteme göre yapılmıştır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak lehe düzenlenmesi gerekir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; taraf iddia ve savunmaları, ATK raporları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, 14/07/2017 günü saa:12:30 sıralarında Kocaeli İli, Çayırova İlçesi … Caddesi üzerinde sürücü …idaresindeki…plakalı … Otobüsüyle ön kapısı açık halde seyir halindeyken, otobüste bulunan davacı yolcu …nin araç hareket hakindeyken inmek için ön kapıya yönelmesi ve akabinde inmek için hamle yaptığından dengesini kaybederek kaplama üzerine düşmesi sonucunda yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır. Gebze … Asliye Ceza Mahkemesi … E. … K. 07.02.2020 tarihli ceza ilamında; kamera görüntüleri incelendiğinde her ne kadar müşteki yolcu …’nin oturmuş olduğu yerden ani şekilde kalktığı, otobüsün kapısına yaklaştığı, otobüs durmadan hamle yaptığı görülmüş ise de sanığın sevk ve idaresindeki 41 J 4104 plakalı araç ile seyir halinde iken aracın kapılarını kapalı tutması gerektiği, açık halde iken hareket etmemesi gerektiğinden, gerekli özeni göstermeyerek yolcunun yaralanmasına sebebiyet verdiği tespit edilerek sürücü … asli kusurlu ve yolcu … Tali kusurlu olarak görülmüş ve karar verilerek ilam kesinleşmiş ve doğrultuda; 12.08.2020 tarihli İTÜ trafik kürsüsünden oluşturulan bilirkişi heyetindeki dava dışı sürücünün KTK 58. Ve 110. Maddelerindeki yolcu indirme bindirme kurallarına uygun davranmadığından %75 oranında kusurlu olduğu ve davacının da özel halk otobüsünün kapısı açık olarak seyrettiğini bildiği halde kendi can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda davranışta bulunduğu, emniyetli şekilde tutunması ve araçtan inmek için otobüsün yolun sağına yanaşarak tamamen durmasından sonra inmesi gerekirken aksine davranarak dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı ile kendi yaralanmasına neden olmasından ötürü kazada %25 oranında kusurlu bulunduğu yönündeki tespitler ceza dosyasındaki maddi vakıa ile de uyumlu görüldüğünden hükme esas alınmıştır.
ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 02.07.2021 tarihli 66056 sayılı raporu doğrultusunda kaza tarihinde uygulanabilecek maluliyete ilişkin lehe yönetmelik hükümlerine göre ihtimalli rapor aldırılmış ve davacı vekilinin talebi doğrultusunda kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %6 sürekli maluliyet ve 3 ay kadar geçici iş göremezlik tespiti ve ihtimalli olarak belirlenen kusur oranları doğrultusunda aktüer rapor aldırılmıştır.
Davacının 14.07.2017 kaza tarihinden 3 aylık geçici iş göremezlik süresi sonuna denk gelen 14.10.2017 tarihleri arasında %100 malul kabul edilerek net asgari ücret olan 1.404,06 TL üzerinden toplam 4.212,18 TL kazancı bulunduğu dava dışı davalı sigorta şirketince sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuruna denk gelen kısmı ile 3.159,14 TL bilinen aktif dönem için geçici iş göremezlik tazminatının talep edilebilir olduğu, sürekli iş göremezlik tazminatı yönüyle bilinen aktif dönem 15.10.2017 tarihinden31.12.2022 tarihine kadar olduğu ve kusur ve maluliyet oranına göre 7.292,73 TL olarak hesaplandığı, 2022 yılı asgari ücretinde AGİ kalktığı için aktif ve pasif dönem ayrımı yapılmaksızın asgari ücretin bilinebildiği 2022 verilerine göre yapılan hesaplama dikkate alınarak günlük 141.78 TL ücret üzerinden 365 güne tekabül eden 51.749,70 TL’nin 1/kn formülü ve %10 iskonto çarpanları ile güncellenmiş değer üzerinden %75 kusur oranı ve %6 maluliyet oranı uyarınca sürekli iş göremez olunan bilinmeyen aktif dönem için 68.948,73 TL tazminatla beraber toplam geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatın 79.400,60 TL olduğu benimsenmiştir. Davacının davalıya 15.10.2018 tarihinde tazminat ödemesi için başvurduğu ve KTK 98/1 ve 99/1 hükümleri gereğince sigortacının 8 iş günü içinde ödeme sorumluluğunu yerine getirmediğinden davalı sigorta şirketinin 25.10.2018 tarihinde temerrüde düştüğü ve sigortalı aracın ticari olması nedeniyle avans faizin talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Davacı hakkında ekonomik ve sosyal araştırma raporunun düzenlendiği, aile nüfus kaydı, malvarlığına dair uyap sorgulamaları yapıldığı, herhangi bir düzenli aylık maaş gelirinin olmadığı, evli ve 3 çocuklu olduğu, SGK’dan geçici iş göremezlik ödeneği veyahut başkaca kazaya bağlı davacıya ödeme yapılmadığı, gelir bağlanmadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan kusur, maluliyet ve bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli, bilimsel denetime açık olduğu dikkate alınarak; talep arttırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile 79.400,60 TL tazminatın 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile;
79.400,60 TL iş göremezlik tazminatının 25/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine (poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla)
2-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 11.122,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.423,85 TL harcın peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 290,90 harçtan mahsubu ile bakiye kalan 5.123,95-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 290,90 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 396,50-TL ile 4 adet bilirkişi ücreti 3.100,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.370,00 TL ATK fatura ücreti, olmak üzere toplam 4.907,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır