Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/489 E. 2021/234 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/489 Esas
KARAR NO:2021/234

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:23/12/2018
KARAR TARİHİ:03/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi … İli … İlçesinde bulunan … … A.Ş. İnşaat projesinde güvenlik hizmeti verdiğini, söz konusu inşaat projesinin … … A.Ş. Tarafından yapıldığı, müvekkili şirket tarafından 03/10/2016 – 31/07/2017 tarihleri arasında geçerli İnşaat Tüm Riskler poliçesi ile sigortalandığını, dava konusu hasarın 25/07/2017 tarihinde söz konusu şantiye içerisinde sigortalıya ait konteynırdan çeşitli emtea ve makinenin çalınması şeklinde gerçekleştirildiğini, tutalan tutanaklara göre 24/07/2017 gecesini 25/07/2017 gününe bağlayan saatlerde belirtilen şirkete ait konteynırın pvc penceresinin kırılarak açıldığının anlaşıldığı, Ekspertiz raporunda da hırsızlık olayının yaşandığı şantiyenin güvenlik işlerinin dava şirket tarafından sözleşme kapsamında ifa edildiğini, sigorta poliçesindeki muafiyet hükümleri uygulanarak ekspertiz raporunda toplam 4.616,20 TL hasar olduğunun tespit edildiğini, söz konusu hasara istinaden gerekli muafiyetler uygulanarak müvekkili şirket tarafından 28/12/2017 tarihinde toplam 1.052,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, halefiyet ilkesi uyarınca müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla; davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki borca ve yetkiye itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … … A.Ş. Arasında Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin bulunmadığını, sadece Danışmanlık ve Gözetim Sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili şirkete olay günü veya olay sonrasında hiçbir bilgi verilmediğini, müvekkilinin danışmanlık ve gözetim sözleşmesi gereği şantiyede alınması gereken tedbirler konusunda davacının müşterisi olan işvereni aydınlattığını, risk ve analiz raporları hazırlayıp sunduğunu, ancak dava dışı işverenin bu konuda yapılan tüm uyarıları gözardı ederek hırsızlık riskine ilişkin gereken hiçbir tedbir almadığını, güvenlik kamerası takılmadığını, hırsızlık olayının olduğu konteynırlarda bir alarm sistemi de olmadığını, dava dışı şirketin sadece 3 kişilik bir ekiple çok büyük bir sahanın gece gündüz sözleşmesil hizmetin sağlanmasını istediğini, müvekkilince personel sayının arttırılması gerektiği bildirilmişse de dava dışı şirketin maliyet artacağından bunu kabul etmediğini, … … A.Ş. İle müvekkili şirket arasında akdedilen Güvenlik sözleşmesinin hirbir kısmında davacının iddiasının aksine hırsızlık olaylarından dolayı zarar karşılanacağına bu yönde bir sorumlulukları olduğuna ilişkin madde bulunmadığını beyanla; davanın reddine, davacı aleyhine %15’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1332767 nolu hasar dosyası, İnşaat Tüm Riskler Poliçesi (2016-2017 sigorta dönemi), Gözetim ve Danışma Hizmetleri Sözleşmesi, Şikayetçi Tutanağı, Olay Yeri İnceleme Tutanağı, hasara ilişkin faturalar, … … A.Ş. Aracılığıyla … Sigorta A.Ş. Tarafından … … A.Ş.’ne 28/12/2017 tarihinde 1.052,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin dekont, Ekspertiz raporu, örnekleri ile fotoğraflar, … Cumhuriyet Başsavcılığı Zamanaşımı Bürosu … Soruşturma sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderilen bir örneği, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 24/06/2020 tarihli celsesinde davalı tanıkları …’ın; ‘ben davalı şirkette operasyon müdürüyüm, Şantiye kapısının önündü sağlam bir kapı yoktur, teneke gibi bir şey vardır. Bu nedenle herkes rahatlıkla giriş çıkış yapabilmektedir. Biz bu konuda … Yapıya kapı sistemi, bariyer sistemi, alarm sistemi olmadığını, 1 kişinin sadece görevli olduğunu, bunun yeterli olmadığına dair sürekli bilgi veriyorduk, risk raporları gönderiyorduk, ancak herhangi bir önlem alınmamıştı. Olay günü içeriden bir laptop alındığını bilmiyordum, olaydan 3-4 gün sonra öğrendim. Yalnızca hırsızlar içeriye yazahaneye PVC’nin ittirilerek girdiklerini biliyorum, bunu da personelden öğrendim, Biz gidip baktığımızda PVC’de bir zarar yoktu. Laptobun alındığına dair bir kamera kaydı vs yoktur. Bilgim ve gördüklerim bundan ibarettir.
Davalı vekili talebi ile alanın kaç metre kare olduğu soruldu. Tanık cevaben alan çok büyük metre kare olarak bilmiyorum dedi.
Davalı vekili talebi ile başka bir hırsızlık olup olmadığı soruldu. Tanık cevaben daha önce de hırsızlık olmuş,’ şeklinde,
TANIK …’nın ‘davalı şirkette danışman olarak çalışmaktayım. Bahsedilen yerde 2 kez hırsızlık olmuştur, olay günü tek başıma görevliydim, yazahanede işçiler içeride iç içe kalıyorlar, daha önce ben bunun giren çıkanı takip etmemiz açısından sorun olduğunu defalarca söyledim. Olay günü çaycı bayan bana yazahanenin camın açık olduğu söyledi, gidip baktığımda camda kırık yoktu, sadece ayakkabı izi vardı, hırsızlık olduğun anladım ancak ben kimseyi görmedim, olay günü tek başıma çalışıyordum, Gerçekleşen diğer hırsızlığın bu olaydan önce mi sonra mı olduğunu hatırlamıyorum, şantiyenin 2 tane giriş çıkışı vardır, ben arka girişte bulunuyorum, kulübem oradadır, dedi.
Davalı vekilinin talebi ile tanığa olay yerinde bir önlem olup olmadığı soruldu. Tanık cevaben olay yerinde herhangi bir alarm sistemi, kamera sistemi, aydınlatma sistemi, bariyer sistemi yoktur, dedi.
Davacı vekili dosyada yer alan tanığa ait ifade tutanağını okuyarak kapının kilitli olup olmadığını sordu. Tanık cevaben bu olay başka bir hırsızlığa ilişkindir, oda ifade tutanağında anlattığım gibidir.’ şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Mahkememizin 25/11/2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı uyarınca dosya üzerinde bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 12/02/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
a) Davacı … tarafından 03/10/2016-31/07/2017 tarihleri arasında geçerli İnşaat Tüm Riskler Poliçesi ile sigorta kapsamına alınan dava dışı sigortalı … … A.Ş.’ye ait … İli … İlçesi … Mahallesinde yer alan İnşaat Şantiyesi dahilinde bulunan konteynır içinden 25/07/2017 günü, sabaha karşı saat 06:55 sıralarında faili meçhul kişiler tarafından hırsızlık olayının gerçekleştirildiği saptanmıştır.
b) Bahse konu konteynırın pvc penceresinden giren meçhul şahısların, konteynır içerisinde bulunan 1 adet matkap, I adet … … … marka MATKAP, 1 adet … … marka TAŞLAMA makinası ile 2 adet … E5 1 adet dizüstü bilgisayarın çalındığı, olayın akabinde şantiyede görevli kişilerce tespit edilmiştir. Hırsızlık eyleminin gerçekleştirildiği tarih ve saatte davalı … … Hizm. Tic. Ltd. Şti.’ne bağlı çalışanlar görev yapmaktadır.
c) Dosya kapsamı incelenip irdelendiğinde davalı … … Hizm. Tic. Ltd. Şti. tarafından “Danışmanlık-Gözetim Hizmetleri” şeklinde başlık kullanıldığı anlaşılmakla birlikte sözleşme içeriği incelenip irdelendiğinde “5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair Kanun ve uygulanmasına ilişkin Yönetmelik kapsamında olay yerinde yapılan hikmetin ve görev tanımının ilgili Kanun ve Yönetmelik esas ve usullerine uygun görevlendirme ve sözleşme akdedildiği anlaşılmıştır. Özel güvenlik şirketlerinin münhasıran ÖZEL GÜVENLİK HİZMETİ dışında “danışmanlık, gözetim hizmetleri” vermesi yasal olarak mümkün değildir.
ç) Zira taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4 Maddesinde belirtilen “Dışarıdan ve içeriden gelebilecek ve YÜKLENİCİ tarafından önlenebilecek nitelikteki her türlü tehdit, saldırı, yangın, sabotaj, HIRSIZLIK ve terörist faaliyetleri ile T.C. Kununlarına göre suç teşkil eden olaylar veya önceden öngörülemeyen ve ani olarak ortaya çıkabilecek acil durumların tespiti ve bunların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması” sadece 5188 sayılı Kanun ve uygulanmasına ilişkin Yönetmelik kapsamında ilgili Şantiyenin Korunması bakımından Mülki Makamlar tarafından verilmiş “Güvenlik İzni” çerçevesinde, Yine İçişleri Bakanlığınca izin verilmiş Güvenlik Şirketlerince belirli bir yasal mevzuat ve prosedür çerçevesinde … ve güvenlik hizmeti verilmesi gerekmekledir.
d) Davalı şirketin 5188 sayılı Kanun ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik hükümlerine göre sözleşme akdettiği, bahse konu özel güvenlik görevlilerinin yetki ve sorumluluklarının davalı şirket tarafından bahse konu sözleşme kapsamında kullanmasının yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğundan çalınan ürünlerin bedelinin ödenmesinden sorumlu olduğu,
f) Davacı … şirketinin TTK 1472 maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu ve sigortalısına ödediği 1.052 TL rücuen tazminat tutarının davalıdan tazmin edebileceği ve … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.052,00 TL alacak ile takip tarihine kadar işleyen 46,93 TL avans faizinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalının sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 21/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; sigortalı mahalde meydana gelen hırsızlık nedeniyle oluşan zarar bedelinin dava dışı sigortalıya ödenmesi nedeniyle ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … Sigorta A.Ş. Tarafından … HİZMETLERİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine 1.052,00 TL asıl alacak + 46,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.098,93 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 22/06/2018 tarihli itiraz dilekçesinin dosyada olduğu, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendiğinde; dava dışı sigortalı … … A.Ş.’nin … İli … İlçesi … Mahallesinde yer alan İnşaat Şantiyesinin davacıya 03/10/2016-31/07/2017 tarihleri arasında İnşaat Tüm Riskler Poliçesi ile sigorta ettirildiği, bahsi geçen adreste 25/07/2017 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve hırsızlık neticesinde dava dışı sigortalı şirkete ait 1 adet matkap, I adet … … … marka MATKAP, 1 adet … … marka TAŞLAMA makinası ile 2 adet … E5 1 adet dizüstü bilgisayarın çalındığını ve davacının hırsızlık neticesinde oluşan zarar için 28/12/2017 tarihinde 1.052,00 TL’nin dava dışı sigortalıya ödendiği ve TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalısının halefi olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, dava dışı … … A.Ş. ile davalı arasında Gözetim ve Danışma Hizmetleri Sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin ‘Danışmanlık-Gözetim Hizmetleri’ şeklinde başlık altında toplandığı, her ne kadar davalı tarafından güvenlik hizmeti değil de danışmanlık hizmeti verildiği ileri sürülmüşse de; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12. Maddesinde; “Yüklenici iş bu sözleşme ile tanımlı taahhütlerini yenne getirmemesi nedeni ileoluşabilecek her türlü zarar ziyan ve sorumluluk yükleniciye aittir ve YÜKLENİCİ tarafından karşılanacaktır. YÜKLENİCİ oluşabilecek zararları kurşılayucagını kabul ve taahhüt eder İŞVEREN bu zararların karşılanmasında oluşacak alacaklarını kullanabilir. ” şeklinde hükme bağlanmış olduğundan ve aynı zamanda sözleşmedeki sorumluluk ve görev tanımının 5188 sayılı Kanun ve uygulanmasına ilişkin Yönetmelik hükümlerine göre taahhütte bulunulmuş olduğundan, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair Kanun ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik kapsamında olay yerinde yapılan hizmetin ve görev tanımının 5188 sayılı kanun ve yönetmelik esas ve usullerine uygun olarak sözleşmenin akdedildiği anlaşılmış olup, Özel güvenlik şirketlerinin münhasıran Özel Güvenlik Hizmeti dışında “danışmanlık, gözetim hizmetleri” vermesi yasal olarak mümkün olmadığı ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4. Maddesinde belirtilen ‘Dışardan ve içerden gelebilecek ve YÜKLENİCİ tarafından önlenebilecek nitelikteki her türlü tehdit, saldırı, yangın, sabotaj, hırsızlık ve terörist faaliyetleri ile T.C. Kanunlarına göre suç teşkil eden olaylar ve önceden öngörülmeyen ve ani olarak ortaya çıkabilecek acil durumların tespiti ve bunların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması” şeklindeki düzenleme uyarınca davalının 5188 sayılı Kanun ve uygulanmasına ilişkin Yönetmelikle belirlenen yetkiyi kullanarak özel güvenlik personelinin yetki alanına giren hususlarda görev yapacağını ilgili sözleşmenin 4. Maddesinde açıkça taahhüt etmiş bulunduğu ve yazılı yetkilerin kullanabilmesinin yasal olarak mümkün olmamasına rağmen bu yetkilerin gayri resmi olarak (yasal olmayan) kullandıkları ilgili belgelerin incelenmesinden anlaşılmış olup ilgili sözleşme maddeleri kapsamında davalının dava dışı şirkete işyerindeki güvenliğin sağlanması hususunda taahhütte bulunduğu görülmüş olup, alınan bilirkişi heyet raporunda; meydana gelen hırsızlık olayında davalının kusurlu olduğu ve davacı … şirketinin TTK 1472 maddesince sigortalısının haklarına halef olduğu ve davalının davacı tarafından sigortalısına ödediği 1.052,00 TL rücuen tazminat tutarından sorumlu bulunduğu tespit edilmiş olup, düzenlenen raporun dosyadaki delillerle uyumlu, bilimsel ve denetime açık olduğu gözetilerek rapor doğrultunda; Davanın kabulü ile, davalının …. Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacak likit olmayıp asıl alacağın tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KABULÜ ile,
1-Davalının …. Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Asıl alacak likit olmayıp asıl alacağın tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 75,06 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 39,16TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 1.994,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 1.098,93-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza