Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/480 E. 2020/29 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/480 Esas
KARAR NO : 2020/29

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete … numaralı …Kasko Sigorta Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araca, 30/11/2016 tarihinde davalı şirkete… poliçe numarası ile sigorta … (çekici)-…(Dorse) plakalı aracın %100 kusurlu olarak çarpması sonucu zarar meydana geldiğini, meydana gelen kazada haksız fiiliyle kazanın oluşmasına sebebiyet veren davalı şirket sigortalısı aracın %100 kusurlu olduğunu, kazada zarar gören sigorta … plakalı araçta oluşan hasarın tazmini için müvekkili sigorta şirketi tarafından 1.216,17 TL tazminat ödendiğini, ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla; İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilini sigorta şirketi olarak beyan etmişse de; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun ‘Sigorta şirketlerinin ve reasürans şirketlerinin kuruluşu’ başlıklı bölümünün 3. Maddesinende; ‘Türkiye’de faaliyet gösterecek sigorta şirketleri ile reasürans şirketlerinin anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulmuş olması şarttır’ düzenlemesi mevcut olup, müvekkilinin sigortacılık yapmasının, poliçe düzenlemesinin, keşide etmesinin ve şirket olarak buna ilişkin her türlü riski garanti etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin Uluslararası hasar tasfiye işlemleri yapan şirket olduğunu, vekaleten hareket ile bu işlemi yaptığını, bu sebeple hiçbir şekilde müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, yabancı araçların sebep oldukları trafik kazaları için Kanuni düzenleme 4477 sayılı Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun gereği muhattap Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu olduğunu, bu sebeple ülkemizde de yeşil kart adı ile anılan yabancı araçların ZMMS limiti ile sorumluluğu da bu çerçevede düzenlendiğini, vekilin de taraf ehliyeti olmadığını beyanla; davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle reddine, ayrıca esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…Sigorta Poliçesi, icra takip dosyası, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun yazı cevabının dosya arasında olduğu görülmüştür.
T. Motorlu Taşıt Bürosunun 27/06/2019 tarihli yazı cevabında; … plakalı aracın kaza tarihinde Almanya’daki bir sigorta şirketinde sigortalı olduğu ve… Limited Şirketinin Türkiye’de büro tarafından onaylanan temsilcisi olduğunun bildirildiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun uyarınca trafik kazasından kaynaklı araç değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1. Maddesinde işletenlerin sorumluluklarını karşılamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, bu kanunun 85/1. Maddesine göre olan bir motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne kadar veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle sigortacının sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Konuyla ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/03/2007 tarih 2016/789 Esas 2017/4299 karar sayılı ilamında ‘… Yabancıların işleten oldukları araçların Türkiye’ye girdikten sonra verecekleri zararlar da sigorta güvencesi altında bulunduğundan davacıların farklı olasılıklara göre farklı kişi ve kurumlara karşı husumet yöneltebilecek olmalarına, zira öncelikle bu araçların Türkiye’de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu trafik sigortası yoksa, 2918 sayılı K.T.K’nın 91/6. Maddesi uyarınca bu araçlar için Türkiye sınırlarına girişleri sırasında zorunlu trafik sigortası sözleşmesi yapılması mecbur olduğundan, böyle bir durumda husumetin bu şirkete yöneltilebilecek bulunmasına, ikinci olarak bu araçların Türkiye’de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu trafik sigortası varsa, bu kez ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının imzaladığı ‘yeşil kart sistemi’ hükümleri uyarınca, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na veya Büro’nun yetkili ve görevli kıldığı bir Türk Sigorta şirketine husumetin yöneltilmesinin mümkün bulunmasına…’ şeklindeki gerekçelerle davalıya yöneltilen tazminat davasında husumet sebebiyle red kararı veren yerel Mahkeme kararını onadığı görülmüştür.
Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde; 5684 Sayılı Sigortacılık kanunun 3. Maddesi doğrultusunda sigorta şirketlerinin ancak anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulabileceği, davalı şirketin sigorta şirketi olmadığı, dava konusu olayda da davalının Uluslararası vekaleten hasar tasfiye işlemleri yapan bir şirket olduğu, acente sıfatının bulunmadığı, zaten doğrudan doğruya acenteye karşı dava açılamayacağı, somut olayda kazaya karışan … (Çekici)-… (…) aracın sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş zorunlu trafik sigortası bulunduğundan yargıtay ilamında da belirtildiği üzere Avrupa Konseyi mensuplarının imzaladığı ‘yeşil kart sistemi’ hükümleri uyarınca, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na veya Büro’nun yetkili ve görevli kıldığı bir …şirketine husumetin yöneltilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğu usulden reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 18,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 10,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2 maddesine göre hesap ve takdir olunan 276,95 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE.
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/01/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza