Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/440 E. 2020/812 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/440 Esas
KARAR NO : 2020/812
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacının davalı ile yapmış olduğu sözleşme uyarınca 1 adet spa, 1 adet yüzme havuzu, 1 jakuzi, 2 sauna, 2 buhar odası, 4 hamam, 2 kar çeşmesi, 2 macera duşu yapmayı yüklenmiş olduğunu ve bunları yaptığını, fakat davalı şirketin kısmi bir ödemede bulunduğunu, müvekkilinin kalan alacaklarının faiziyle davalıdan tahsil edilmesini, taraflar arasında 13/01/2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin yüklenicisi … ’in davalı şirketin istediği tüm işleri yaptığını ve anahtar teslim olarak kullanıma hazır bir halde teslim ettiğini, müvekkilinin resmi sevk ve irsaliyelerinden anlaşılacağı üzere, Irak’ta sözleşme konusu eserleri yapmak için sevkiyatlar yaptığını, …’in bu ürünlerin sevkiyatını gerçekleştirdiğini ve imalat montaj işlerini de Irak’ta gerçekleştirdiğini, sözleşmenin yüklenicisi davacı … ’in davalı Kalyon şirketine yapmış olduğu eserlere karşılık faturalar kestiğini ve kendisine gönderdiğini, bu faturaların davacı şirketin resmi ticari defterlerinden de bulunduğunu ve faturalandırıldığını, davalı şirketin yalnızca çek ve senet vererek vaat etmiş olduğu teminat altına almış olduğu borçlarını ödemediğini, davacı şirketin hizmetlerine karşılık para alacağını davalıdan tahsil edemediğini, davalı şirketinin sözleşmede belirlenen bedel olan 880.000.-TL’nin yalnızca 605.000,00.-TL çek ve senetlerle kısmi ödeme yaptığını, tüm bu eserlerin bedelleri toplamı olarak davacıya kalan borcunun 2.448,308.-TL olduğu ve şimdilik 200.000,00.-TL ‘nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılım sağlamamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacının fatura alacak hakkının olup olmadığı, var ise miktarının belirlenmesi hususunda toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Alacak, faturaya dayanmakta olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacı yanın 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarında kullandığı defter tasdik ve kayıtlarının açılış ve kapanışlarının incelendiğini, incelenen ticari defterlerin yasal süresinde ve TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi olan 21/12/2018 itibariyle davalı şirketten 2.038,326,58.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin inceleme gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen defterlerini sunmadığını, yerinde inceleme talebinde bulunulmadığına ilişkin görüş ve kanaatlerini içeren raporunu dosyaya ibraz etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 22/10/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı vekili ise, usulüne uygun vekaletnamesini dosyaya ibraz ederek, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle, ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması; birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında 13/01/2015 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre davacının 1 adet spa, 1 adet yüzme havuzu, 1 jakuzi, 2 sauna, 2 buhar odası, 4 hamam, 2 kar çeşmesi, 2 macera duşu yapmayı yüklenmiş olduğu, davacı yanın 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarında kullandığı defter tasdik ve kayıtlarının açılış ve kapanışlarının yasal süresinde ve TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, böylelikle lehine delil vasfı taşıdığı, ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi olan 21/12/2018 itibariyle davalı şirketten 2.038,326,58.-TL alacaklı olduğu hususu bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça fatura düzenlenmesinin eserin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlamayacağı savunulmuş ise de; sözleşme hükümleri gereğince işin yapılmadığına ilişkin mahkememiz dosyasında herhangi bir somut delil ve belgenin bulunmadığı gibi, davalı tarafa dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun tebliğ edildiği, yine ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına ilişkin verilen kararın 25/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketin inceleme gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen defterlerini sunmadığı, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı anlaşılmakla; incelenen davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2.038.236,58.-TL alacağının bulunduğu ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davalıdan 200.000,00.-TL talep edebileceği hususunda mahkememize tam kanaat geldiğinden kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü 200.000,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN KABULÜ İLE ,
200.000,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-13.660,00-TL harcın peşin alınan 3.415,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.244,50-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.415,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 22.450,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 137,50.-TL , bir bilirkişi ücreti 750,00-TL , 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 928,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır