Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/438 E. 2019/404 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/438 Esas
KARAR NO : 2019/404

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin 24/05/2018 tarihinde vefat eden…l’in yasal mirasçıları olduğunu, …’in 31/01/2018 tarihinde … Bank A.Ş….Şubesinden toplam 50.000,00 TL tutarında İhtiyaç Kredisi kullandığını, kredi işlemleri sırasında görevli banka personeli tarafından bir zorunluluk olmamasına rağmen kredi onayının gerçekleşmesinde herhangi bir sorun yaşanmaması için Bankanın grup şirketlerinden davalı…A.Ş.’ye ait Kredim Güvende başlıklı Kredi Grup Hayat Sigortası Sertifikası yaptırması gerektiği dikte ettirildiğini,…’in de buna olumlu cevap verdiğini, bu konuda başkaca bir işlem yapılmasına gerek olmaksızın kredi işlemlerinin bitirildiğini, sonrasında da müteveffa…’in kendisine tahsis olunan kredi tutarını, sigorta prim tutarı kesilmiş haliyle kullandığını,…’in 24/05/2018 tarihinde vefatı sonrasında davacı müvekkillerin kendisine ait tüm borçları tasfiye ettiğini, bu kapsamda…’in …’a ait bakiye kredi borcunu da tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla 48.873,27 TL olmak üzere ödediğini, akabinde ödeme yapılması amacıyla davalıya başvuruda bulunduklarını, ancak davalı tarafından gleen cevapta müteveffanın 19/09/2015 tarihinde ‘Aterosklerotik Kalp Hastalığı’ tanısı aldığını, ölüm nedeni ile bu hastalığı arasında tıbbi açıdan illiyet bağı bulunduğu, ancak müteveffanın ölümü sırasında hastalığından bahsetmediğini beyanla vefat tazminatının ödenmeyeceğinin bildirildiğini, ancak müteveffanın obezite hastası olduğunu, otopsi raporunda vücut ağırlığının 196 kg olduğunu, kendisinin sağlık sorunlarına ilişkin herhangi bir hususu gizlemesinin fiziksel görünüm olarak da mümkün olmadığını beyanla; davanın kabulü ile davalının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkillerine müştereken 50.000,00 TL vefat tazminatı ödemesine, ödenecek bu tutara vefat tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizin işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … A.Ş. İle müteveffa arasında imzalanan davaya konu sigorta poliçesi bulunduğunu,…poliçe numaralı dosyanın Kredi Grup Hayat Sigortası Formunda ‘Lehtar Bilgileri’ başlığı altında… A.Ş. … şubesi … olarak tanımlandığını, bu sebeple davanın bankadan izin alınmadan açılmasının usule aykırı olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini,… no’lu poliçe uyarınca müteveffa poliçe tanziminden önce var olan ve ölümüne sebebiyet veren hastalığını müvekkil şirkete sigorta sözleşmesi kurulmadan önce veya sigorta süresi içerisinde beyan etmediğini beyanla; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mirasçılık belgesi, ihtiyaç kredi sözleşmesi, …A.Ş. … Sigortası Sertifikası, Kredi Hayat Sigortası Kredi Bağlantılı Sigortalar Bilgi Formu, Kredi kapatma tutarı hesap tablosu, Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesi Başvuru Formu, Otopsi Raporu örneklerinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; davacılar murisi ve sigorta şirkete arasında akdedilen hayat sigorta poliçesine istinaden poliçe kapsamındaki teminat bedelinin ödenmesine ilişkin sigorta davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleme, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu Kanunun uygulanması ile her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacıların miras bırakanı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen kredili hayat sigortasından kaynaklanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar ile davalı arasındaki davaya konu hukuki ilişki hayat sigorta poliçesine dayandığından, hayat sigorta ilişkisinin tüketici işlemi niteliğinde olduğundan, tüketici işlemlerinden doğan davalara bakma görevi Tüketici mahkemelerine ait olduğundan, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/10/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza