Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/431 E. 2022/730 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/431 Esas
KARAR NO : 2022/730
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı havayolu şirketinin ve müvekkil acentenin tacir sıfatına sahip olması ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) Md.3 uyarınca davanım salt ticari işten kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünün ‘TUK Md. 5/t doğrultusunda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girmekte olduğunu, acente borç dekontlarını düzenleyen davalı şirketin “… Cad. No:… K: … / İSTANBUL” adresinde faaliyet göstermekte olduğunu, … …’nın uluslararası hava taşımacılığı yapan Dünya genelinde 290 şirketini ve hava taşımacılığının %82’sini temsil eden kuruluş olduğunu, … hava yolu şirketleri tarafından havacılık sektöründe yeknesaklık sağlamak ve havacılık sektöründeki sorunlarını çözmek amacıyla kurulduğunu, hava yolu şirketlerinin biletlerini yolculara satabilmek için … tarafından yetkilendirilmiş seyahat acentesi olma zorunluluğunun bulunmakta olduğunu, başka bir deyişle … seyahat acentelerine hava yolu uçak bileti satma konusunda yetki tanıdığını, seyahat acenteleri, hava yolu bileti satabilmek amacıyla, …’ya başvurmakta ve …’nın kriterlerine uygun olanlar ise … akredite seyahat acentesi olarak kabul edildiğini, …, seyahat acentelerini yetkilendirmeden önce hava yolu şirketlerinin menfaatini gözetmek için hava yolu şirketlerinin olası alacaklarını garanti emek adına seyahat acentelerinden banka teminat mektubu aldığını, hava yolu şirketlerinin seyahat acentesinden alacaklı olduğunu bildirmeleri durumunda herhangi bir hukuki süreç beklenmeden banka teminat mektuplarının nakde çevrilmekte olduğunu, müvekkili şirketin 03/03/2010 tarihinde … acenteliğine kabul edildiğini, bu tarihten itibaren müvekkili şirketin uçak bileti düzenleme yetkisine sahip olduğunu, müvekkili şirketin …’ya üyelik başvurusunda hava yolu şirketlerine karşı olası borçlarının teminatı için … Bankasının 23/02/2010 tarihli … seri numaralı … mektup numaralı ve 261.000 USD tutarındaki banka teminat mektubunu …’ya teslim ettiğini, … üyesi havayolu şirketleri ve … tarafından yetkilendirilmiş seyahat acentelerinin her biri arasında ayrı ticari ilişki bulunmakta ve hesapların ayrı ayrı tutulduğunu, ancak seyahat acenetleri ve havayolu şirketleri, …’nın sistemleri ve koordinatörlüğünden faydalanmakta olduğunu, bu kapsamda müvekkili ile davalı şirket arasında uçak bileti düzenlenmesine dayalı bir ticari ilişki bulunmakta olduğunu, sonuçta düzenlenen biletin havayolunun bileti olduğunu, … 02/02/2018 tarihli yazısı ile bilet satışı yapan tüm acentelere kredi kartı ile bilet satışı yapmak istememeleri halinde matbu olarak … tarafından hazırlanmış beyanının doldurulmasını ve … platformu üzerinden gönderilmesi gerektiğini bildirmiş, bu doğrultuda müvekkili seyahat acentesi kredi kartı ile uçak bileti satmadığına ve satmayacağına dair bilgilerini … tarafından talep edilen matbu formdaki boşluklara işlediğini, … ise müvekkil seyahat acentesinin beyanda bulunduğu gün olan 22/02/2018 tarihinde saat 15:55’de müvekkilinin yanıtını ve talep ettiği beyanı /formu aldığına ilişkin … elektronik platformu üzerinden yanıt verdiğini, … müvekkilinin beyanını işleme almış ve 25/03/2018 tarihi saat 15:24’de kayıtların müvekkilinin beyanına uygun olarak güncellendiği … elektronik platformu üzerinden müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin bildirimi ve kayıtların düzenlenmesinin üzerinden 5 ay geçtikten sonra … platformuna eriştiğinde bayram tatiline denk gelen 20/08/2018 – 25/08/2018 tarihleri arasında müvekkilinin bilgisi ve onayı olmayan kredi kartı ile bilet satış işlem kayıtlarının bulunduğunu … platformu üzerinden tespit ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin ihlal bildirimi yaptığını, ihlal bildirimini alan …’nın 28/08/2018 tarihi saat 07:09’da müvekkilinin bildirimini yanıtlayarak, kredi kartı ile satış yapılmadığını tüm havayolu şirketlerine zaten bildirdiklerini ancak buna rağmen kredi kartı ile işlem yapılmış olması sebebiyle satış yapan havayolu şirketi ile görüşülmesi gerektiğinin ifade edildiğini, davalı havayolu şirketi ise, her türlü bildirimin ilgili kanallardan kendisine yapılmış olmasına rağmen basiretli bir tacir gibi davranmadığını, bu nedenle davalı … , müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında sistemde yer alan kredi kartı satış işlemleri sebebiyle müvekkilinin cari hesabına 86.102,65 TL tutarında borç kaydettiğini ve … elektronik platformu üzerinden müvekkiline … (Acente Borç dekontu ) düzenlediğini, müvekkilinin … üyeliğinin askıya alındığını bildirip, 23.02.2010 tarihli, … seri numaralı ve … mektup numaralı … Bankası teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde HMK m. 390/f.2 uyarınca davalılar dinlenmeksizin, davamız kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı havayolu şirketinin müvekkil seyahat acentesi hakkında düzenlediği haksız ve hukuka aykırı 57.543,48-TL tutarındaki … ‘ler için (Acente Borç Dekontu) Müvekkilin davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … nın, uluslararası taşımacılık sisteminde kullanılacak biletler ve hava yolu taşımacılığında uyulması gereken kurallara ilişkin uygulanacak standartları belirlediğini, havayolu şirketleri ile acenteler arasında iş birliğini sağladığını v sektördeki sorunları tarafsız bir şekilde çözüme ulaştırma amacıyla hareket ettiğini, bu amaçlarla biletleme sisteminde acentelerin de bildiği ve kabul ettiği, havayolu şirketlerinin uğrayacağı zararları önleyebilmek adına acentelerin risk portföyü ve faaliyet gösterdiği ülke için belirlenen finansal kriterler değerlendirilir ve her acenteden farklı oranlarda teminat mektubu alındığını, bu kapsamda müvekkilinin davacıdan da 2010 yılında …’ya akredite olurken gerekli teminat mektubunu teslim aldığını, ödenmesinin durdurulması talebiyle ihtiyati tedbir kararı hükmedilen teminat mektubu incelendiğinde koşulsuz, süresiz ve görüldüğünde ödeme kaydı ile düzenlendiği anlaşılacağını, bu kayıtlarla düzenlenen teminat mektupları muhatap tarafından bankaya ibraz edildiğinde banka, kural olarak, asıl borç ilişkisinde muhatabın kendi borcunu yerine getirip getirmediğine, ya da borcun doğup doğmadığına bakmaksızın, teminat mektubu bedelini tazmin etme yükümlülüğünde olduğunu, dolayısıyla davacının diğer davalı havayolu şirketine borcu olmadığı iddiası ve gerekçesiyle teminat mektubunun nakde çevrilmesinin durdurulması talebinin hukuka aykırı olduğunu, şöyle ki banka verdiği teminat mektubuyla lehtarın muhatap ile olan borç ilişkisinden bağımsız ve asli bir niteliği olan ayrı bir borç altına girmektedir. Bundan dolayı teminat mektubu düzenleyen bankanın borcu Türk hukukuna göre üçüncü kişinin fiilini taahhüdü şeklinde yorumlanmaktadır ve üçüncü kişi edimini yerine getirmediğinde, hatta temel ilişki uyarınca muhatabın tazmin talebinde bulunmaya hakkı olup olmadığı araştırılmadan, muhatap tarafından yazıyla bankadan talepte bulunulduğu anda bankanın mektupta yazılı miktar parayı muhata ödemesi gerekmekte olduğunu, … ( … ) 19 Nisan 1945’te Küba’nın Havana kentinde tüketiciler için güvenli, güvenilir ve ekonomik hava hizmetlerinin desteklenmesinde havayolları arası iş birliğini sağlama amacı ile kurulduğunu, …nın kâr amacı gütmeyen Dünya genelinde 290 havayolu şirketi ve merkezi Türkiye’de yer alan 8 havayolu şirketlerinin üye olduğu ve hava taşımacılığının %82’sini temsil eden uluslararası bir kuruluş olduğunu, … nın uluslararası taşımacılık sisteminde kullanılacak biletler ve hava yolu taşımacılığında uyulması gereken kurallara ilişkin uygulanacak standartları belirlediğini, seyahat acentelerinin … akreditesi olabilmesi için …’nın standartlarını sağlaması gerekmekte olduğunu, Ancak bir acentenin bilet satışı yapabilmesi için mutlaka … akreditesi olması gerekmediğini, her ne kadar dava dilekçesinde havayolu şirketlerinin biletlerini yolculara satabilmek için … tarafından yetkilendirilmesi gerektiği belirtilmişse de bu bilginin doğru olmadığını, örneğin Türkiye’de TÜRSAB’a kayıtlı 7000 acente varken bunlardan sadece 780’i …’ya akredite olduğunu, bunun nedeni …’nın güvenlik standartlarının ağır olması ve acentelerin bu standartları karşılamakta güçlük çekmeleridir. ancak … akreditesi olmayan acenteler de gerek yurtiçi gerek de yurt dışı bilet satışı gerçekleştirebildikleini, … havayolu firmalarının alacakları teminat altına alabilmek adına yetkilendirdiği seyahat acentelerinden teminat mektubu aldığını, bu teminat mektubunun miktarı seyahat acentesinin risk portföyüne ve acentenin bulunduğu ülkenin lokal finansal kriterlerine göre değişim gösterdiğini, ancak dava dilekçesinde belirtildiği gibi havayolu firmalarının acenteden alacaklı olduğunu bildirmeleri durumunda teminat mektubunun anında nakde çevrilmediğini, acente tarafından havayolu firmalarına ait satışı yapılan uçak biletleri için acentelere her havayolu şirketine ödemesi gereken bedeli gösterir ödeme raporları gönderilir ve acentelerin gönderilen bu ödeme raporlarına itiraz etme hakkının bulunmakta olduğunu, davacının müvekkiline kredi kartı kullanmayacağına ilişkin olarak gönderdiği maile dayanarak borcundan kurtulmaya çalışmasının hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkili tarafından acentelerin bilet satış işlemlerinin sadece kredi kartına kapatılabilmesi mevcut sistemde mümkün olmadığını, davacı müvekkiline yaptığı yazılı bildirimle kendi bünyesinde kredi kartı kullanarak biletleme işlemi yapmadığını belirtmiştir, ancak buna rağmen, davacının iddiasına göre; davacının kendi işyerinde kullandığı … sistemine kendi bilgisi ve rızası dışında girilerek, başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, sadece davacının bilgisi dahilinde olan şifre ve kullanıcı adıyla giriş yapılarak kredi kartı kullanmak suretiyle, diğer davalı havayoluna ait bilet satışı yapıldığının belirtildiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak kendi işletmesinde kullandığı … sisteminin güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri almakla mesul olduğunu, bu gerçeğe rağmen davacının kendi kusur ve ihmalini hiçe sayarak, teknik olarak ne müvekkilinin ne de diğer davalı havayolu şirketinin davacı için kredi kartı ile bilet satışı kanalını kapatmasının mümkün olmadığını bildiği halde, davalılardan böyle bir talepte bulunması ve olumsuz yanıt aldıktan sonra da huzurdaki davayı açarak uğradını iddia ettiği zararın müvekkilinin kusurundan dolayı doğmuş olduğunu iddia etmesinin hakikatten uzak ve kötü niyetli olduğunu, mevcut durumda …’nın acentenin kredi kartı satış sistemini kapatması ve nakit satış sistemini açık tutması sistemsel olarak mümkün olmadığını, …’nın dava tarihi itibari ile sadece acentelerin sistemlerini hem kredi kartı hem de nakit satış için topyekûn kapatabilir ya da açabilir konumda olduğunu, ancak acentenin bulunduğu ülke … ’ye taşındığı taktirde kurulacak yeni sistem ile kredi kartı satışı standartlarını sağlamayan acentenin kredi kartı ödeme sisteminin kapatılabilmesinin hedeflendiğini, bu nedenlerle de davacı şirketin iş bu emaile dayanan iddiaları kabul edilemez ve kötü niyetli olduğunu, burada amacın evvelce de belirttiği üzere banka teminat mektubunun nakde çevrilmesini önlemek için kılıf uydurmak olduğunu, dava konusu satışların gerçekleştirildiği tarihten sonra davacının …’ya bildirimde bulunması ve sisteminin kapatılmasını talep etmesinin davacıya bir yarar sağlaması mümkün olmadığını, nitekim … da davacının dosyaya sunmuş olduğu 10.09.2018 tarihli e-mail yazışmalarında sadece kredi kartı için satış sistemini kapatma yetkisi olmadığı için bu durumu ivedi olarak havayolu şirketlerine bildirmeleri gerektiğini belirtmiş olmasına rağmen davacı şirket dava dosyasına havayolu şirketlerine başvuru yaptığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edemediğini bildirip, tedbir kararının kaldırılması ile, müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’nın yurt dışı adresine tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı, ancak davaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Davacı vekili 16/11/2022 tarihli beyan dilekçesinde; davadan feragat ettiklerini beyan ederek, davanın feragat yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… vekili ise 29/11/2022 tarihli celsede; Davacının feragat dilekçesini kabul ettiğini, vekalet ücreti talebi ve yargılama gideri talebinin olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden davadan feragate yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 311/1. maddesinde “Feragat ve Kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur” hükmü dikkate alındığında, davacının açmış olduğu davasından feragat etmesi nedeniyle, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE ,
2-Harçlar kanunu gereğince Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi olan 53,80-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 928,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin talepleri doğrultusunda kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır