Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/423 E. 2021/644 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/423 Esas
KARAR NO : 2021/644 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı havayolu şirketinin ve müvekkil acentenin tacir sıfatına sahip olması ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) Md.3 uyarınca davanın salt ticari işten kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümü TTK Md. 5/1 doğrultusunda asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiğini, acente borç dekontlarını (bundan sonra kısaca “…” olarak anılacağını ) düzenleyen … numaralı davalı şirket, “… Cad No: … , … Kat: … İstanbul” adresinde faaliyet gösterdiğini, 2 numaralı davalının adresi ise “… Cad. No: … , No: … , İstanbul” olduğunu, bu sebeplerle iş bu uyuşmazlık İstanbul Merkez-Çağlayan Mahkemeleri’nin yetki alanına girdiğini, 13/02/2010 tarihli, … seri numaralı ve … mektup numaralı … Bankası teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde, HMK Md. 390/2 uyarınca davalılar dinlenmeksizin, davamız kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı havayolu şirketinin müvekkil seyahat acentesi hakkında düzenlediği haksız ve hukuka aykırı 29.346,45-tl tutarındaki admler için (acente borç dekontu) müvekkilinin davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tahkim itirazlarının kabulü ve davanın usulden reddini; tahkim itirazının kabulü ile yetkisiz ve görevsiz mahkemeden alınan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davanın esastan reddi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı neticesinde alacağına kavuşamamaktan dolayı zarara karşılık davacı tarafın %20 den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve davanın sair tüm sonuçlarının davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki tahkim sözleşmesi uyarınca dava konusu uyuşmazlığın tahkim mahkemesince çözümü zorunlu olduğunu ve mahkememizin somut uyuşmazlığın çözümünde görevsiz olduğunu, bu itibarla sair yönler incelenmeksizin tahkim itirazımızın kabulü ile davadan usulden reddine karar verilmesini, mahkemece esasa girilmesi halinde de keza ihtiyati tedbir kararının esasa ilişkin itirazlarımız doğrultusunda kaldırılmasını, müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Hava yolu yolcu biletleme işleminin acentanın kredi kartıyla satış yapmayacağı hususunun 812 Kapsamında … sisteminin Türkiye’de aktif olup olmadığı, ön bildirimde sistemin pilot uygulamaya geçip geçmediği, buna rağmen biletleme satışının yapılıp yapılmadığı, yolcu bileti ücretlerinden sorumluluğun kimde olduğu, alacak hakkının doğup doğmadığı doğdu ise ne miktarda olduğu,tahkim anlaşmasının bulunup bulunulmadığı, uyuşmazlığın çözüm merciinin neresi olduğu biletleme işlemlerine ilişkin kredi kartıyla satış işlemlerinde herhangi bir usülsüzlüğün olup olmadığı, … tarafından havayoluna kredi kartı satışına dair herhangi bir bildirim yapılıp yapılmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizce oluşturulan ara karar gereği nihai rapor için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmakla bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/08/2020 tarihli raporda; BSP raporlarına göre ödenmesi gereken dava konusu rakamdan fazla olduğunu, Ağustos 2018 tarihinde Kredi kartı ile yapılan işlem miktarı 1.959.333,69 TL olduğunu, dava konusu toplam tutarı 29.346,45 TL olmasına rağmen BSP raporu incelendiğinde bsp raporlarında belirlilen tutarın ödendiğine dair bilgi bulunmadığı için davacının davalıya olan sorumluluğunun tutarı 909.787,76 TL olarak göründüğünü, bu tutar kredi karti ile yapılan işlem sonrası olan dönemde Eylül- Aralık 2018 sonuna kadar davalının ödemesi gereken toplam tutar 909.787,76 TL olarak göründüğünü, raporlarda kredi kartı ile ödenen ve daha sonra tahsil edilemediği için tekrar nakit olarak davalı şirketin hesabına işletilmesinden oluştuğunu, bu rakam kredi kartı sahteciliği veya davacının şifresinin doğru şekilde kullanılmamasından kaynaklı olduğunu, şifrenin korunması şifre sahibine ait olduğunu, BSP Raporuna göre 2018 yılı Ağustos ayının ikinci yarısında kredi kartı ile … …’ ten alınmış biletlerin toplam ücretinin 156.680,36 TL olduğunu, kredi kartı ile ödenen bu biletler daha sonra tahsil edilemediği için davacının nakit borç hesabına tekrar kaydedilerek ödenmesinin beklendiğini, davacının konu ettiği 29.346,45 TL’nin tutarın 19.066.-TL si ceza olduğu iddia edilen Ağustos döneminde kesilen 25 bilet için 763.-TL lik bilet başı ücretten oluştuğunu, bu ücretin ceza olup olmadığının belirgin olmadığını, kalan 10.280,45 TL’lik kısım Ağustos ayında, kredi kartı ile alınıp daha sonra tahsil edilemediği için davacının nakit borç hesabına tekrar kaydedilmesinden kaynaklandığını, … Platformunda Kredi kartı kullanımına kapatılmamış olması neden gösterilerek zararın tamamını … veya … …’a yüklenmesi doğru olmadığını, delil olarak dosyada yer alan kredi kartı ile satış yapmama beyan dilekçesi, sistemi kredi kartına kapatma amaçlı olmadığını ve … satış takip platformunda bu kanalları kapatma yükümlülüğü taşımadığını, davacı tarafından belirtilen tarihte alınan tüm biletlerin iptal edilmesi veya acilen sistemin kapatılmasına dair bir talep yazısı veya uygulama çalışması bulunmadığını, davacının her ne kadar dolandırıcılık nedeniyle mağdur olsa da bu durum davalıya karşı sorumluluğunu kaldırabilecek delil ve belgeye sahip olmadığına ilişkin sonuç ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizden verilen duruşma ara karar gereğince, Davalı … vekilinin itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak (1 tane borçlar alanında nitelikle hesap uzmanı, 1 tane bilişim alanında uzman mühendis, 1 tane havacılık ve turizm alanında uzman) rapor aldırılması karar verilmiş olmakla, dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 01/02/2021 tarihli raporda özetle; yapılan açıklamalar, taraf iddia ve savunmaları, dosya kapsamı deliller birlikte incelenmiş, sunulan bilirkişi raporu ve rapora itirazlar irdelenmiş olup davacının zarar iddiası ve bu zararın siber saldırı, kredi kartı dolandırıcılığı ve sair şekilde davalı … tarafından kurulan sisteme müdahale yolu ile olduğunun sabit olmadığı, davacının kendisine sağlanan internet giriş şifresi, kredi kartı ile bilet satışı ve sair imkanları, basiretli işadamı özeni ile kendisinin denetlemesi ve yönetmesi gerektiği, davalı …’nın sağladığı platform ve elektronik – teknolojik imkanlar ile meydana geldiği ileri sürülen zarar bakımından kusurlu veya hukuka aykırı eylemi ve illiyet bağının sabit olmadığı, davacı ile davalı … açısından ise bilet satışında davacının esasen davalı … şirketine acentelik hizmeti vererek bilet satışları yaptığı, iddia konusu 29.346,45 TL’den 19.066 TL kısmının sözleşmeye aykırılık kaynaklı düzenlenen 25 adet bilet bedelinin sözleşme cezası olarak hesaba alındığı, 10.280,45 TL miktarın ise kredi kartı ile ödemesi gerçekleştirilen gerçek biletlendirme kaynaklı olduğu iddialarının da dosyada teyit edilemediği; Davalı … tarafından 19.066 TL zarar yansıtma veya sözleşmesel bir hak ortaya konulmadığı sürece, 25 yolcu bileti bedeli şeklinde hesaba alınan bu miktar bakımından menfi tespit iddiasının yerinde olabileceği, bilet bedeli, ödeme yöntemleri ve … tarafından sağlanan ödeme platformu kaynaklı zararların davacı acente ve müvekkili davalı … arasında bir ihtilaf olarak değerlendirilmesi gerektiği, öte yandan her iki taraf da … üyesi olmakla, aralarında sözleşme ve üyelik şartları gereği acente ile acentesi sıfatı ile hareket edilen … … arası ihtilafın alternatif çözüm yollarında çözülmesi gerektiği iddialarının sayın mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti kök raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri bilirkişi heyeti raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuştur.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özet olarak; sayın mahkemenin ek görevlendirmesi gözetilerek yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde kök rapordaki kanaatlerinin korunduğunu, davalı havayolu şirketince sunulan yeni beyan ve belgelere göre davacının; 19.066,00 TL için menfi tespit talebinin yerinde olduğunu; davalı … tarafının sözleşmeye aykırılık cezası talepleri için olduğu gözetilerek somut olayda talep edilemeyeceğini, 10.280,45 TL bilet bedeli için talebin yerinde olmadığını; davalı … açısından bu miktarda bilet bedeli için talebin yerinde olduğunu, davalı …’nın somut olayda sorumlu tutulamayacağı, kendisinin alacak iddiası olmadığı gibi kendisine karşı menfi tespit talebi bakımından pasif husumetin yerinde olmadığını, ek sonuçlarına varıldığını, bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri bilirkişi heyeti ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuştur.
Davacı … Turizm firması, … üyesi sıfatı ile yolcu bileti düzenleme yetkisi olan bir havayolu ticari taşıma acentesidir. Acenteler doğrudan müvekkilleri adına ve hesabına sözleşme akdeden, bilet düzenleyen ve taşımacılık sektöründe sıklıkla faaliyette bulunulan tacir yardımcılarıdır. Burada da davacının acentesi olduğu, bu sıfatla iş yaptığı şirket – tacir davalılardan … … firmasıdır. (TTK m.102 ve devamı)
Davalı … ise; Şikago Konvansiyonu ile kurulan … Sivil Havacılık … Organisation kamusal örgütlenmesi karşısında, hava taşımacılığında yer alan taşıma firmaları ve acentelerin birliği şeklinde örgütlenmiş uluslararası dernek statüsünde bir yapılanmadır.
Bir acente … üyesi olunca, … ile olan üyelik şartları gereği, …’ya üye havayolu şirketlerinin yolcu biletlerini düzenleyebilmektedir. Bu üyeler arasında hesaplaşma ve ödeme süreçleri bakımından … üyelerine özel imkanlar ve ödeme sistemi sunmakta, hesaplaşmalar kurulan dernek sistemi üzerinden olmaktadır. … tarafından sağlanan elektronik bilişimsel bir platform olup … üyeliği üye acenteler ve hava yolu taşıyıcıları için garanti – hizmet standardı taahhüdü şeklinde 3.kişi müşterilere karşı bir güven tesis etmesidir. Esasen, kredi kartı ile veya nakit ya da başkaca ödeme araçlarını kullanan veya fiilen bu kullanımla sözleşme ilişkileri kuran … değil, davacı ve biletini sattığı taşıyıcı şirketlerdir. Uluslararası yolcu taşımacılığında neredeyse zorunlu üyelik gerektiren bir platform halinde olan … üyeliği ve sağlanan ödeme takas-mahsup mekanizmaları modern ve ileri teknolojik yöntemlerdir. Ancak, tek taraflı ve güçlü bir garantör işlevi gören … da üyelerine dilediği şekilde bir yol ve yöntem önermektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 128’inci maddesinde; “Üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir. Üçüncü kişinin edimini taahhüdü “Borçlu, bir fiilin bizzat ifasını taahhüt edeceği yerde, üçüncü şahsın temsilcisi sıfatıyla hareket etmeksizin, bunun bir fiilini taahhüt ederse bu taahhüt üçüncü şahsı değil bizzat borçluyu mükellef kılabilir. Borçlu, fiilin üçüncü şahıs tarafından ifa edilmemesinden sorumlu olur. BK l10’uncu maddesinde zikredilen bu taahhüde başkasının fiilini taahhüt veya garanti akdi denilir. ” şeklinde tanımlamıştır (Von TUHR, A. (Çev., EDEGE, C.): Borçlar Hukuku, Ankara 1983, s.715).Bir başka tanıma göre, bu sözleşme vaad edenin sözleşmeye konu üçüncü kişinin ferdileştirilmiş fiilinin gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı olarak vaad edileninin zararlarını tazmin etmeyi bağımsız nitelikte olmak üzere taahhüt ettiği bir sözleşmedir (YÜCE, M.B.: Garanti Sözleşmelerinin Bir Türü Olarak Üçüncü Kişilerin Fiilini Taahhüt Sözleşmesi, İstanbul 2007, s. 22). Bu hukuki ilişkide taahhütte bulunanın edimi üçüncü kişinin fiilinden bağımsız olmasına rağmen, taahhütte bulunduğu kişiye güven vermektedir (DOĞAN, V.: Banka Teminat Mektupları, 4.b., Ankara 2011, s. 31).Bağımsız olma, bir sözleşmenin varlığının veya içeriğinin başka bir sözleşmeye bağlı olmaması anlamına gelir. Bu nedenle üçüncü kişinin edimini taahhüt ilişkisinde taahhüt edenin yükümlülüğü başka bir borcun varlığına, geçerliliğine, devamına ve bunların yanı sıra dava ve takip edilebilir olmasına bağlı değildir (ŞAHİN: s. 85). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.10.1988 gün, 688 E.-811 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da bu ilişkinin ayırıcı özelliğinin sözleşmenin bağımsız olması olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda davalı …’nın davacı acente ile diğer davalı … yolu şirketi arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde garantör sıfatıyla yer aldığı değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında 03/03/2010 tarihli Yolcu Bileti Satış Acentesi Sözleşmesi imzalandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Sözleşmenin 2.1. Maddesinde; “Taşımacı ile acente arasındaki ilişkide geçerli olan şartlar ve koşullar, acente idarecisinin yetkisi altında zaman zaman yayınlanan ve bu anlaşmaya da eklenen Seyahat Acentesi El Kitabında yer verilen kararlarda belirtilmiştir. El Kitabı aşağıdakileri içermektedir.
a.)(i) Satış Acentesi Kuralları,
a.)(ii)Acenteler için Banka Ödeme Planı Kılavuzunda yer verilen Banka Ödeme Planı Kuralları,
a.)(iii) Satış Acentesi Kuralları kapsamında hüküm altına alınan diğer yerel standartlar,
a.)(iv)diğer geçerli İATA kararları .
b.) Bu kurallar, kararlar ve zaman zaman tadil edilen haliyle diğer hükümlerin bu anlaşmanın bir parçası kılındığı kabul edilecektir ve taşımacı ve Acente bunlara uymayı kabul etmiştir.”
2.2. Maddesinde; “acentenin Seyahat Acentesi El Kitabı’nın mevcut baskısını teslim aldığını, kabul etmiştir. Acente ayrıca sınırlı olmamak kaydı ile tazminatlar ve Trafik Belgeleriyle ilgili feragat, saklama, tanzim ve teminat, raporlama ve ödeme prosedürleri ve tahkim prosedürleri dahil, El Kitabının içeriğini okuyup anladığını kabul etmiştir”
2.3. Maddesinde; “acente idarecisi, acenteye el kitabının daha sonra yapılan baskılarını ve tadilatlarını temin edecektir . El kitabının içeriğinde yapılan tüm değişiklikler, Acente İdarecisi tarafından Acenteye bildirilecektir. Bu bildirimin gönderilmesinden itibaren 30 gün içerisinde Acente, Acente İdaresine yazılı bildirimde bulunarak bu anlaşmayı feshetmediği müddetçe, bu değişikliklerin bu anlaşmaya dahil edilmiş olduğunu varsayılacaktır. “
Yine sözleşmenin 14.Maddesinde ise; ” bir konunun Satış Acentesi Kuralları uyarınca tahkime götürülmek istenmesi durumunda Acente bu kurallar uyarnıca tahkime başvurmayı ve tahkim prosedürlerine uygun davranmayı ve ayrıca verilen tahkim kararına bağlı kalmayı kabul etmiştir.” şeklinde anlaştıkları belirlenmiştir.
31/05/2018 tarihli Seyahat Acentesi El Kitabının 1.Maddesinde; “İş bu maddede sıralanmış meselelerden kaynaklanan veya söz konusu meselelerle bağlantılı olarak çıkan tüm ihtilafların nihai çözüme kavuşturulması aşağıdaki 4’de tarif edilen tahkim yoluyla incelemeye bağlı olmak kaydı ile komiser tarafından iş bu karara uygun olarak gerçekleştirilecektir.” hükümlerinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı … şirketi tarafından 2018 yılı tarihli Seyahat Acentesi El Kitabının davacı şirkete mail yolu ile iletildiğine ilişkin dosyada bilgi ve belgeler mevcuttur.
4686 sayılı MTK’nın 5. maddesinde, tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkta dava mahkemede açılmışsa karşı tarafın tahkim itirazında bulunabileceği, tahkim itirazının ileri sürülmesi ve tahkim anlaşmasının geçerliliğine ilikin uyuşmazlıkların çözülmesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun ilk itirazlara ilişkin hükümlerine tabi olduğu, tahkim itirazının kabulü halinde mahkemenin davayı usulden rededdeceği düzenlenmiştir. Benzer düzenleme HMK’da da yer almış, HMK’nın 413. maddesinde tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa karşı tarafın tahkim ilk itirazında bulunabileceği, bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değilse mahkemenin tahkim itirazını kabul edeceği ve davayı usulden reddedileceği belirtilmiştir. Ancak davacı acente ile davalılar havayolu şirketi ve … arasında üçlü bir ilişki olduğundan davalı …’nın bir nevi garantör sıfatıyla acente ve hava yolu şirketleri arasındaki uyuşmazlıklarda acentelerin … ‘nın sağladığı biletleme alt yapı sistemine üye olurken acentelerden aldığı teminat mektuplarını paraya çevrilmesi şeklinde … nın garanti eden sıfatıyla hareket ederek çözüm sağladığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu değerlendirilerek ilk itirazların süresinde beraberce ileri sürülmesi gerekeceğinden davalı … ‘e usulüne uygun yurt dışı tebligatının yapıldığı tarihten çok sonra yasal cevap verme süresi geçtikten sonra tahkim ilk itirazının yapılması nedeniyle bu yöndeki itirazların reddi gerekmiştir.
…’nın taahhüt edildiği gibi kredi kartı satış kanalını kapatmaması, davacının kendi elektronik şifre ve hesap bilgilerini korumakla yükümlü olduğundan bu kanaldan satışın tamamen dolandırıcılık ve kredi kartı sahteciliği ile olmasında …’nın sorumluluğunun bulunmadığı, söz konusu sistemde halen kredi kartı ile satış yapılması davacı sorumluluğunda olduğu, … tarafından sağlanan sistem ve imkanın … tarafından denetlenmesi, bizzat ticareti – bilet satışlarını engellemek veya onay vermek şeklinde olmadığı, davalı …’nın sadece bir elektronik ticaret zemini sağladığı, kredi kartı sahteciliği ile mağdur olan da … … ve davacı olduğu değerlendirilmiştir.
Davacının menfi tespit talebi sadece 29.346,45 TL miktarı bakımındandır. Bu miktardan da davalı … tarafından 25 adet bilet bedeli karşılığı 19.066 TL kısmının sözleşmeye aykırılık amaçlı ceza olarak yansıtıldığı, 10.280,45 TL miktarın ise kredi kartı ile ödemesi yapılan gerçek biletlendirme kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Kapatılması gereken kredi kartı satış kanalı kapatılmadığı için sözleşmeye aykırılık cezası olan 19.066 TL’den davacının sorumlu tutulamayacağı ancak bilet satışları yapıldığından ve bilet bedellerine hak kazanıldığından bilet bedeli olan 10.280,45 TL’den davacı tarafın sorumlu olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
19.066,00 TL yönünden davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE,
İhtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar DEVAMINA,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Alınması gereken 1.302,39-TL harcın peşin alınan 501,17 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 801,22-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 501,17 -TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 250,02 TL ile 2 Adet bilirkişi ücreti 2.000-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.291,30-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.488,65 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … vekili tarafından yapılan posta-tebligat- bilirkişi gideri 3.025,00 TL toplam yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.059,65 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır