Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/421 E. 2022/636 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/421 Esas
KARAR NO : 2022/636

DAVA : Danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak, tespit, İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak, tespit, İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Ana davada davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: tarafların, 12.03.2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi imzaladıklarını, iş bu sözleşme konusunun, müvekkili şirketin davalılara, müvekkili danışman şirket aracılığıyla yazılı veya elektronik posta yoluyla bildirilen veya yönlendirilen yurtiçi-yurtdışı banka, finans kuruluşu, finansal kiralama kurumları ve/veya sair bir kurum yahut kurulüş tarafından herhangi bir meblağda paranın davalıların kullanımına tahsis edilmesi ve/veya bu konuda bir nakit veya gayri nakit kredi limiti, proje finansmanı, taahhütname, … mektubu, kefalet sigortası, yatırım kredisi ve/veya ilgili finans kuruluşunun uhdesinde yaratılan hertürlü finansal kaynak sağlanması olduğunu, sözleşmenin imzalanmasının hemen ardından müvekkili şirket gerekli çalışmalara başlanmış olup, davalılar lehine …’ndan 1.250.000 TL Temmuz 2018’de kredi kullandırılması sağlandığını, müvekkili şirketin, sözleşme gereğı danışmanlık hizmetini yerine getirdiğini, ancak davalıların, sözleşmenin kendilerine düşen gereğini yerine getirmediklerini, müvekkili tarafından kullandırılan bu finansman bedeli ile ilgili doğmuş bulunan danışman hizmet ücretinin davalılarca ödenmediğini, işbu finansman hizmetinin ücreti olan 100.000 TL + KDV için icra takibi yapılmış olup İstanbul İcra Müdürlüğü ve dosya numarası bilhare bilgisi sunulacak olup, işbu davanın sözleşme gereği müvekkili lehine doğmuş ve dava süresince doğacak olan ücretlerinin tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesi istemli dava olduğunu, nitekim kullandırılan ilk finansman tutarından sonra davalı taraf yetkililerinin, müvekkili şirkete ödeme yapmamak için her türlü şeyi yaptıklarını, davalıların harici ortakları tarafından müvekkiline özel hayatı ile ilgili olmadık iftiralar atılarak, hakkında dedikodu çıkarıp, tüm özel hayatının alt üst edildiğini, karşı tarafın bununla da yetinmeyerek müvekkili şirketin tek hissedarı olan …’nin eşine bu iftiralarla giderek eşinin kendisini terk etmesine ve boşanma davası açmasına neden olduklarını, taraflarınca yapılan danışmanlık neticesinde, davalılara … A.Ş. tarafından kullandırılan finansman nedeniyle doğan ücret müvekkiline ödenmediği gibi davalılar tarafından bu sözleşme dayanak almarak başka kurumlardan finansman sağlandığının taraflarınca öğrenildiğini, açılmış olan bu dava ile taleplerinin de bu finansmanlardan doğan ücretlerin tespiti ile tespit edilen bu toplam finansmanın, sözleşmenin 5. Maddesine göre ücreti toplam finansman bedelinin %8 + KDV si olduğundan, şimdilik 5.000 TL sinin (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla), masraflar ve KDV si ile birlikte, finansman sağlandığı tarihlerden itibaren avans faizleri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan tahsili istemli dava açılması zarureti hasıl olduğunu, esasen bu davanın dayanağının, 12.03.2018 tarihli sözleşmenin 5. maddesi olduğunu, sözleşmedeki bir diğer önemli hususun da 8.5. madde ile belirlendiğini, buna göre bu sözleşmenin, danışan şirketleri ve sonradan danışan şirketler nezdinde hak sahibi olacak tüm yöneticileri ve hissedarlarını bağlayıcı nitelikte olduğunu, bu nedenle işbu dava dilekçesinde davalılara her iki şirketin de tek hissedarı ve yetkilisi olan …’ ın da dahil edildiğini ifade ederek 12.03.2018 tarihli “Finansman Danışmanlık Sözleşmesi”nden doğan, danışman hizmet ücretlerinin öncelikle tespiti (… A.Ş tarafından davalılara kullandırılmış olan 1.250,000 TL lik finansmanın ücreti hariç) toplam finansman tutarı taraflarınca bilinmediğinden ve ücret tutarı sözleşmenin 5. Maddesine göre toplam finansman bedelinin %8 + KDV si olduğundan, şimdilik 5.000 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, masraflar ve KDV si ile birlikte, finansman sağlandığı tarihlerden itibaren avans faizleri ile birlikte davalılardan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve masraflar ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkili şirketlere yurtdışından düşük faiz ile kredi bulabileceği iddiasıyla söz konusu 12/03/2018 tarihli Danışmanlık sözleşmesinin imzalandığını, ancak davacı şirketin müvekkiline yurt içi veya yurt dışından herhangi bir finansman sağlayamadığını, finans ile ilgili hizmet vermediğini, davacı şirketin böyle bir finans
sağlayabilmiş olsaydı kredinin miktarını tam olarak bilebileceğini, bu durumun danışmanlık alınmadığının ispatı niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketlerin kredi ilişkilerini bizzat müvekkilİ firma çalışanlarınca yönetildiğini ve kredi kullanıldığını, davacı şirketin bilançolarda veya diğer finansman değerlendirmelerinde müvekkili şirket lehine bir çalışma yapmadığını ve bu sebeple de davacının dava dilekçesinde durumu beyan etmediğini, müvekkili şirketin yurtiçindeki bankalardan kredi kullanabilir bir şirket konumunda olduğunu, davacı ile sözleşme imzalamadan önce de birçok bankadan kredi aldığını, durumun şirketin findeks raporlarında da görüleceğini, …’ndan alınan kredide davacının müvekkili şirketlere sunduğu bir danışmanlık bulunmadığını, davacının kredinin miktarını dahi bilmediğni, gerekirse krediyi kullandıran banka şubesindeki personelin de tanık olarak dinlenilebileceğini, davacının müvekkili şirketlere nasıl bir hizmet verdiğini dava dilekçesinde ortaya koyamadığını beyan ve gerekçelerle davanın reddini, harç, masraf ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasını talep etmiştir.

Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle;Davalı tarafın cevaplarında müvekkilinin kendilerine herhangi bir finans sağlamış olsa idi kredi miktarını bilir ve o rakam üzerinden dava açardı şeklindeki hukukla ilgisi olmayan açıklamasının da taraflarınca kabulünün imkansız olduğunu, sözleşmede de belirtilen “müvekkil şirketin davalılara, müvekkil danışman şirket aracılığıyla yazılı veya
elektronik posta yoluyla bildirilen veya yönlendirilen” ibaresi ile müvekkili şirketin yönlendirmesinin dahi yeterli kabul edildiğini, müvekkili şirketin sayısız firma ile görüşmesi
ve davalıları yönlendirmesinin söz konusu olduğunu, bu görüşmelerle yönlendirme yapılan yurtiçi- yurt dışı banka, finans kuruluşu, finansal kiralama kurumları ve/veya sair bir kurum
yahut kuruluş tarafından davalılara dönüş yapılarak kredi kullandırıldığını, her türlü danışmanlık gereken evrakların hazırlığının, yazılı sözlü görüşmelerinin, müvekkilinin davalıları yönlendirmesiyle yapıldığını, davalıların kötü niyetli olarak, müvekkiline sözleşmeden doğan borçlarını ödememek maksadıyla ilerleyen aşamalarda bilgi verilmediğini, davalının yurtiçi bankalardan kredi kullanabilir durumdaki beyanlarına rağmen neden dava konusu sözleşmeyi imzalama konusunda basiretli bir tacir gibi davranmadığını, …Katılım Bankası ile ilgili İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra
takibi yapıldığını, itiraz üzerine arabuluculuğa, akabinde de itirazın iptali istemiyle İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurulduğunu… E. Sayılı dosya ile davanın devam ettiğini, mahkemece tüm banka ve finans şirketlerinden sorgulama yapılmasının talep edilmesine karşın sehven sadece …Finans Bankası’na yazı yazıldığını, bu bankadan kullandırılan kredi ile ilgili ayrı bir dava yürütüldüğünü, …Finans Bankası’ndan gelen cevap yazısındaki belirtilen rakamların davalının kullanmak istedikleri kredi tutarı olduğunu, oysa müvekkiline ödenecek sözleşmeden doğan hizmet bedelinin, kullandırılabilir finansal limit
üzerinden hesaplanacağını, davalıların üst limite rağmen daha düşük kredi kullanmalarının kendi tercihleri olduğunu beyan ve gerekçelerle taleplerinin kabulü ile dilekçesindeki tüm banka ve finans kurumlarına gerekli yazıların yazılmasını ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü, tüm yargılama giderleri ve masraflar ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalıların icra takibine yaptıkları itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, arabuluculuğa
başvurma zorunluluklarını yerine getirdiklerini ve anlaşamadıklarını, İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazda İstanbul İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiğini, taraflar
arasında 12/03/2018 tarihinde Danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın, icra takibine konu 12/03/2018 tarihli danışmanlık sözleşmesinde yer alan 8.2 maddesinde yer alan yetki sözleşmesine dayanarak takibin yetkili icra dairesinde açılması gerekçesiyle aykırı olduğunu, sözleşmenin konusunun müvekkili şirketin davalılara, müvekkili danışman şirket aracılığıyla yazılı veya elektronik posta yoluyla bildirilen veya yönlendirilen yurtiçi/yurtdışı banka, finans kuruluşu, finansal kiralama kurumları ve/veya sair bir kurum ya da kuruluş tarafından herhangi bir meblağda
paranın davalıların kullanımına tahsis edilmesi ve/veya bu konuda bir nakit veya gayri nakit kredi limiti, proje finansmanı, taahhütname, … mektubu, kefalet sigortası, yatırım kredisi
ve/veya ilgili finans kuruluşunun uhdesinde yaratılan her türlü finansal kaynak sağlanması olduğunu, sözleşmenin imzalanmasının ardından müvekkili şirketin gerekli çalışmaları Yaparak karşı taraf lehine Temmuz 2018’de …’ndan 1.250.000 TL kredi kullandırılmasının sağlandığını, müvekkili şirketin sözleşme gereği danışmanlık hizmetini yerine getirmesine karşın davalıların finansman hizmeti ücreti olan 100.000 TL+KDV’yi ödememesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, karşı tarafın hizmet sunulmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini,
sözleşmenin 5. maddesinde, davalıların müvekkili şirket tarafından tanıştırılan ve/veya danışman aracılığıyla bulunan, yine sözleşmenin 2.1 maddesinde belirtilen Finansman tanımı vasıtasıyla tüzel kişi veya gerçek kişi ile finansman konusunda şirket lehine bir finansal ve/veya maddi gelir ve menfaat doğuran herhangi bir yazılı anlaşmaya taraf olunması, yahut davalılara bu kapsamda herhangi bir hak verilmesi, ve/veya banka kaynaklı finansal limit tahsis edilmesi, bu konuda bir karar alınması ödeme yapılması vb. hallerde başarı ücretine hak kazanacağının belirtildiğini, sözleşme süresi içerisindeki her bir finansman tanımı tutarı için ayrı ayrı %8+KDV’nin müvekkili şirkete ödenmesine kararlaştırıldığını, sözleşmenin 7. Maddesinde sözleşmenin yazılı şekilde ve imza marifetiyle 180 gün öncesinden feshedilmemesi halinde geçerlilik süresinin 2 yıl olarak belirlendiğini, sözleşmenin 8.5. maddesinde danışan şirketleri ve sonradan danışan şirketler nezdinde hak sahibi olacak tüm yöneticileri ve hissedarlarını bağlayıcı nitelikte olduğunun belirlendiğini ve bu sebeple davalılara her iki şirketin de tek hissedarı ve yetkilisi olan…’ın da dahil edildiğini beyan ve gerekçelerle itirazın iptalini, takibin devamını ve davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası, Bodrum… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… talimat sayılı dosyası ile dinlenen tanık ifadesi, bilirkişi raporları, …Bankası’nın 04/03/2019 tarihli yazısı, Kredi Kayıt Bürosu’nun 20/05/2019 tarihli yazısı,… Bankası’nın 09/10/2020 tarihli yazısı, …Bankası’nın 12/10/2020 tarihli yazısı, …’ın 13/10/2020 tarihli yazısı, … Bankası’nın 09/10/2020-14/01/2021 tarihli yazıları, …Bankası’nın 13/10/2020 tarihli yazısı, Kredi … Fonu’nun 14/10/2020 tarihli yazısı, …’ ın 20/10/2020 tarihli yazısı, …’nın 18/10/2020-16/11/2020-21/01/2021 tarihli yazıları, …Bankası’nın 27/10/2020 tarihli yazısı, … Bankası’nın 2020-… sayılı yazısı, …’ın 10-23/11/2020 tarihli yazıları, …’ın 16/11/2020 tarihli yazısı, …’nın 12/11/2020 tarihli yazısı, …’ın 07/12/2020 tarihli yazısı, …Bankası’nın 03-05/12/2020-08/01/2021 tarihli yazıları, … Bankası’nın 03/06/2021 tarihli yazısı dosyanın delillerini oluşturmaktadır.
Bodrum … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…talimat sayılı dosyası ile dinlenen davacı tanığı … beyanında: “Davacı şirketin yetkilisi … ve davalı …’ı yakından tanırım, ikiside dostumdur, davacı şirket… danışmalık kusunda uluslararası iş yapan bir firmadır, davalı İbrahim ile iki tane şirketi vardır. Davalı İbrahim’in yeni almış olduğu işler için kredilere ihtiyacı vardı. Ancak kredi çekemiyordu. Ben de davacı şirket ile tanıştırabileceğimi, davacı şirketin kendisine yardımcı olabiceğini söyledim. Davalı taraf bunu kabul etti. Bunun üzerine her iki tarafı bir araya getirdim. Taraflar arasında finansal danışmanlık sözleşmesi imzalandı. Sözleşme imzalanırken de ben de yanlarındaydım. Sözleşme imzalandıktan sonra davacı şirket yetkilisi …ı davalıyı Türkiyedeki bankaların bir çok müdür ve müdür yardımcısı ile tanıştırdı. Davacı taraf kredi işlemlerine başlamak için davalıdan bir takım evraklar istedi. Bu evraklar risk raporu, mizan ve bilanço evraklarıydı. Davalı tarafından bu ve benzeri evraklar davacıya teslim edildi. Davacı taraf bu evraklardan sonra gerekli başvuruları yaptı. Ancak sonradan duyduğumuza göre sonradan duyduğumuza göre davalı İbrahim davacının tanıştırdığı kişiler ile görüşüp kredi çekmiş. Davacı taraf sözleşme kapsamında yanlış hatırlamıyorsam …’tan bir miktar kredi kullandırtmıştı. Davalı taraf davacının tanıştırdığı yetkililer ile ilişkileri geliştirip davacı …’yı devreden çıkarmıştır.” şeklinde ifade verdiği görülmüştür.
Mahkememizce 08/12/2020 tarihli celsede dinlenen tanık … beyanında; “Ben invicto şirket yetkilisi … bey ile ftm grup şirketlerinin yetkilisi …’ ı tanıyorum kendileri 2018 yılı başlarında kendi ofisinde bir araya gelerek konuştular İbrahim bey kredi çekmekte zorlanıyordu mali verileri kredi çekmeye uygun değildi, her iki tarafın sözleşme imzaladığını gördüm, yaklaşık 6 ay kadar mümtaz bey çalışma yaptı hatırlatığım kadarı ile …, …,… hatırladığım kadarı ile bir kaç banka daha olabilir, kredi kullandı daha sonra kredileri kullandıktan sonra İbrahim bey Mümtaz beye komisyon ücretlerini ödemediğini biliyorum bunla ilgili ihtilaf yaşadılar bundan sonra ibrahim bey de benim ofisime gelmemeye başladı benim telefonlarımı da engelledi. Ben tarafları uzlaştırmaya çalıştım…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi … 02/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda neticeten;”Davacı …. Ltd. Şti. ile davalılar … Ltd. Şti ve…. Ltd. Şti arasında 12.03.2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi’nin TBK m. 520 vd. hükümlerinde düzenlenen “simsar sözleşmesi” niteliğinde olduğu ve yurt içi ve yurt dışı finansal kuruluşlar bakımından geçerli olduğu, Davacı …. Ltd. Şti.’nin Danışmanlık Sözleşmesi’nin 2. maddesinde belirtilen aracılık faaliyetlerini yerine getirdiğini ve bunun sonucunda davalı şirketlere kredi kullandırıldığını ispat etmesi halinde, aynı sözleşmenin 5. Maddesinde düzenlenen ücrete hak kazanacağı, taraflar arasındaki sözleşme kredi kullanımı konusunda danışmana tekel hakkı vermediğinden, danışmanın yalnızca bizzat aracılık ettiği sözleşmeler sebebiyle komisyona hak kazanacağı, sözleşmenin imzalanmasından sonra, davalı şirketlerin kullandığı banka kredilerinin davacının aracılık faaliyeti çerçevesinde gerçekleştiğinin ve dolayısıyla kredi kullanımı ile davacının faaliyetleri arasında nedensellik bağının bulunduğunun, dosyadaki deliller çerçevesinde ispat edilmesinin gerektiği, Esas davada, – …,…,…,…,…,…,… A.Ş, T. … A.Ş, … A.Ş ve … Fonu’ndan gelen yazılarda davalının aldıkları kredilerin davacının aracılık faaliyetiyle gerçekleştiği konusunda bir bilgilerinin bulunmadığının belirtildiği ve dolayısıyla davacının iddiasını ispatlayıcı nitelikte bulunmadığı, – …,…,…,…bakımından, kullanılan kredilerin davacının aracılık faaliyetiyle gerçekleştiği konusunda bir bilgiyi içermediği ve dolayısıyla davacının iddiasını ispatlayıcı nitelikte bulunmadığı, -Birleşen 12. Asliye Ticaret Mahk. 2019/115 E. Davada;
-… A.Ş’den gelen cevap bakımından, kullanılan kredinin 2018 Temmuz’da kullanılmakla “Danışmanlık sözleşmesi” süresine dahil olduğu, ancak bu kredinin kullanılmasında davacı …. Ltd. Şti.’nin aracılık yaptığı yönünde bir delilin bulunmadığı, Gerek esas dava gerek birleşen dava bakımından, sunulan ve toplanan delillerin ve tanık beyanlarının, taraflar arasında imzalanan Danışmanlık Sözleşmesinden sonra davalı şirketlerin kullandıkları kredilerin, davacı danışmanın aracılığı sayesinde kullandırıldığını açık ve kesin şekilde göstermediği,” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bilirkişiler, … ve … tarafından sunulan 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda neticeten;”Bankalar Birliği Risk Merkezi raporuna göre Aralık 2018 itibari ile davalı yanlarınMart 2018 sonrasında mevcut bankaları dışında; davalı…Organizasyon San. Tic. Ltd. Şti.’nin 3 yeni bankada toplam 6.156,595 TL, davalı … Ltd. Şti.’nin 5 yeni bankada 8.580.398 TL limitinin oluştuğu, yeni oluşan limitlere yönelik davacı ile davalılara arasındaki sözleşmeye istinaden %8,00 komisyon oranı üzerinden yapılan hesaplamalara göre ….Ltd. Şti. 492.527,60 TL, davalı …Ltd. Şti.’nin 686.431,84 TL hesaplandığı,
3. Bunlarla birlikte ilgili limitlere yönelik yapılan hesaplamaların doğruluğunu teyit edilmesi açısından; Mart 2018 sonrasında, Aralık 2018 itibari ile oluşturulan yeni banka velimitlerinin davacı ve davalı arasındaki sözleşme kapsamında oluşturulan limitler olup olmadığı,Bankacılık uygulamaları açısından ilgili limitlerin davalı şirketler tarafındankullanılabilir olup olmadığı, Bankacılık uygulamaları açısından grup limiti çerçevesinde her firmaya aynılimit kadar kullanım yapılıp yapılamayacağı konularında ilgili kuruluşlardan ek bilgi alınması gerektiği,” şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişiler…,… ve,,,tarafından sunulan 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda neticeten;”Davacı ile davalılara arasındaki sözleşmeye istinaden Davacının sözleşme kapsamında komisyon alacağına hak kazandığına yönelik karar vermesi durumunda Davalı yanların çeşitli bankalarda bulunan limitleri karşılığında sözleşme gereği İHTİMALLİ komisyonhesaplamalarda Davacı ile davalılar arasındaki sözleşme tarihi 12.03.2018 olup TürkiyeBankalar Birliği Risk Merkezi raporuna göre Mart 2018 itibari ile davalı yanların çeşitlibankalarda bulunan limitleri açısından; … Organizasyon San. Tic. Ltd. Şti.’nin Kredi
… Fonu dahil 14 kuruluş/ bankada toplam 24.731.370 TL limiti olduğu, Davalı…Ltd. Şti.’nin 5 bankada 12.027.750 TL limiti olduğu Davacı ile davalılar arasındaki sözleşme tarihi 12.03.2018 olup Türkiye
Bankalar Birliği Risk Merkezi raporuna göre Mart 2018 itibari ile davalı yanların çeşitli bankalarda bulunan limitlerine Bankalar Birliği Risk Merkezi raporuna göre Aralık 2018 itibari ile davalıların Mart 2018 sonrasında mevcut bankalar dışında oluşan yeni limitlerine göre; Davalı… Org. San. Tic. Ltd. Şti. 492.528 TL,Davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin 686.432 TL, Toplamda 1.178.959 TL + KDV = Toplam olarak 1.391.172 TL. hesaplandığı, …’ndan gelen 13.07.2018 tarihli Kredi Tahsilat planına göre;
Davalı’ya tahsis edilip kullandırılan krediye göre komisyon hesaplaması 55.920 TL + KDV = Toplam olarak 65.986 TL. hesaplandığı, Davalı şirketlerin Temmuz 2018’de …’ndan1.250.000 TL. kredi tahsis edildiği ve Davalı’ya tahsis edilen krediye göre komisyonhesaplaması 100.000 TL + KDV = 118.000 TL. hesaplandığı, dava dosyasına sunulan ve ilgili bankalardan toplanan yazılı beyanlarda taraflar
arasında imzalanan Danışmanlık Sözleşmesinden sonra davalı şirketlerin kullandıkları kredilerin, davacı danışmanın aracılığı sayesinde kullandırıldığını açık ve kesin şekilde
göstermediği, ayrıca davacı yan tarafından da ispata yönelik bir belge sunulmadığı,” şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 05/05/2022 tarihli talep artırım dilekçesinde dava değerini 1.575.158,00 TL olarak yükselttiğini beyan ettiği ve harcın tamamlandığı görüldüğünden mahkememizin 11/05/2022 tarihli ara kararı ile dosyanın heyete tevdi edilmesine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinde, takip alacaklısının …. Ltd Şti. dosya borçlularının …, …. Ltd. Şti ve …. Ltd. Şti olup, borcun sebebinin 12.03.2018 tarihli danışmanlık sözleşmesinden doğan 30.07.2018 tarihli 100.000 TL tutarlı %8 komisyon alacağı ile 12.03.2018 tarihli danışmanlık sözleşmesinden doğan 30.07.2018 tarihli 18.000 TL tutarlı %18 KDV alacağı olarak belirtildiği, alacak miktarının ise, 100.000 TL asıl alacak, 7.479,45 TL işlemiş faiz (TCMB avans faizi), 18.000 TL asıl alacak (Ücret KDV Tutarı) olmak üzere toplam 125.479,45 TL olduğu, davalılar vekilinin 28.12.2018 tarihli itirazında özetle, Alacaklı firma …, Ltd Şti ile müvekkilleri…, …, Ltd. Şti ve …, Ltd. Şti arasında sözleşme imzalandığı, ancak sözleşmeye istinaden alacaklı görünen firmanın herhangi bir hizmet sunmadığı, müvekkillerinin adresleri itibariyle İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğu gerekçeleriyle İstanbul İcra Dairelerinin yetkisine, borca, faize ve faiz oranı ile tüm fer’ilere itiraz ettiğini belirttiği, itiraz üzerine takibin durduğu, birleşen davanın iş bu takibe itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalılar vekilince icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de; taraflar arasında mevcut 12/03/2018 tarihli danışmanlık sözleşmesinin 8.2 maddesinde bu sözleşmeden doğan ihtilafların hallinde İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki kaydı karşısında yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açılan dava; ana dava açısından taraflar arasında mevcut Danışmanlık Sözleşmesinden doğan danışmanlık hizmet ücretlerinin öncelikle tespiti ve tahsili ile birleşen dava açısından aynı sözleşme kapsamında davalı taraf lehine …’ndan kullandırılan kredi nedeniyle danışmanlık ücretinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davacı …. Ltd. Şti.’nin taraflar arasında akdedilen danışmanlık sözleşmesi ile davalılar …. Ltd. Şti ve …. Ltd. Şti’ye yurt içi ve yurt dışı banka ve finans kuruluşu, finansal kiralama kurumları ve/veya sair bir kurum yahut kuruluş tarafından herhangi bir meblağda nakit kredi limiti, proje finansmanı, taahhütname, … mektubu, kefalet sigortası, yatırım kredisi ve/veya ilgili finans kuruluşunun uhdesinde yaratılan her türlü finansal kaynak ile ilgili anlaşmasını imzalanması aşamalarında aracılık etmeyi üstlendiği, taraflar arasında akdedilen danışmanlık sözleşmesinin TBK m. 520 vd. Hükümlerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi niteliğinde olduğu, her ne kadar davalı dilekçesinde, davalıların yurt içinde kredi çekmek konusunda bir zorluk yaşamadığını ve bu sebeple yurtdışı finansal kaynak sağlamak amacıyla Danışmanlık sözleşmesinin akdedildiğini belirtmişse de, danışmanlık sözleşmesinin 2.1 maddesinde böyle bir ayırım yapılmadığı, yurt içinde faaliyet gösteren finansal kurumlar için de geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Davacının, birleşen dosyada davalı şirketlerin Temmuz 2018’de …’ndan çektiği kredinin kendi aracılık faaliyeti kapsamında gerçekleşmesi gerekçesiyle Danışmanlık sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca ücrete hak kazandığı iddiasında bulunduğu, davalı tarafların ise söz konusu kredi çekme işleminin davacının aracılık faaliyetleri sonucunda olmadığını ileri sürdükleri, …’ndan gelen 03.06.2019 tarihli cevabi müzekkerede, davalı …. Ltd. Şti adına 699.000 TL tutarlı, 13.07.2018 tarihli Kredi Tahsilat planının gönderildiği, ancak davacının sözleşmenin 5. maddesinde öngörülen ücrete hak kazanabilmesi için kredi sözleşmesinin kendi faaliyetleri ve aracılığı çerçevesinde gerçekleştiğini ve dolayısıyla simsarlık faaliyetleri ile kredi sözleşmesi arasında nedensellik bağı bulunduğunu ispat etmesi gerekeceği, …’ndan gelen 15.10.2020 tarihli cevabi müzekkerede, …. Ltd. Şti ile …. Ltd. Şti firmalarına kullandırılan kredilere davacının aracılık ettiğine ve kredinin bu sebeple kullandırıldığına dair bir delile rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nden gelen 20.05.2019 tarihli cevabi yazı uyarınca bankalara müzekkereler yazıldığı,…,…,…, … A.Ş ve…Fonu’ndan gelen cevabi yazılarda; davacının, davalıların kullandıkları kredilerde aracılık etmediğinin veya aracılık edip etmediği konusunda bir bilgilerinin bulunmadığı veya aracılık ettiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanılamadığının belirtildiği, …,…,… ve … A.Ş’den gelen yazıda ise, davalıların kredi kullandığı belirtilmişse de, davacının aracılığının bulunup bulunmadığı konusunda bir açıklama yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacının davalı tarafından alınan kredilerde aracılık yaptığı ve bu faaliyetiyle ücrete hak kazandığı iddiasını tanıkla da ispat edebilmesi mümkündür. Davacı tanığı olarak dinlenilen… ve …’ ın ifadelerinde davalıların finansal zorluk yaşadıkları, kredi çekemedikleri, davacının faaliyetleri kapsamında kredi kullandıklarını duyduklarını beyan etmişler ise de; tanık ifadelerinin ihtilaf konusu olan davalıların kullandıkları kredilerin davacının aracılığı sonucunda gerçekleştiğini ve davacının bu sebeple ücrete hak kazandığını ispatlama konusunda yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gerek ana dava gerekse birleşen dava bakımından, sunulan ve toplanan deliller, tanık beyanları ile aldırılan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketlerin kullandıkları kredilerin, davacı danışmanın aracılığı sayesinde kullandırıldığının açık ve kesin şekilde ispatlanamadığı kanaatine varıldığından ana davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Ana davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL peşin harcın, yatırılan toplam 24.885,39‬ TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 24.804,69-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 174.012,64.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalı vekilleri tarafından yapılan 18,20 TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası yönüyle;
1-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL peşin harcın 1.707,75‬.-TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.627,05.-TL harcın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
2-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 19.821,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davalı vekilleri tarafından yapılan 10,10 TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022
Başkan Üye Üye Üye ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır