Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/392 E. 2021/300 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/392 Esas
KARAR NO : 2021/300 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı şirket arasında saha satış danışmanlığı ve dış ticaret danışmanlığı sözleşmesi yapıldığı, davacının bu sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalının ödemesi gereken ücretleri ödemediği, ödemelerin sürekli ertelendiği ve bunun davacı taraf bakımından çekilmez hal aldığı, davalıya … 40. Noterliği kanalıyla … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, bununla faturaların ödenmesinin talep edildiği, bu ödemenin gerçekleşmemesi üzerine aynı noterliğin … tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile sözleşmenin fesh edildiği, davalı hakkında icra takibine başlandığı ancak davalının söz konusu takibe itiraz etmek suretiyle takibin durdurulmasına sebebiyet verdiği, borçlunun yetkiye ve borca ve ferilerine itiraz ettiği, taraflar arasındaki sözleşme ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili kabul edildiği, ayrıca ifa yeri ve sözleşmenin yapıldığı yerin de İstanbul olduğu, takibin faturalı alacağa dayalı olarak yapıldığı, taraflar rarasındaki ilişkinin cari hesap şeklinde işlediği ve 15.11.2018 tarihi itibariyle davalının 69.360,40 TL borçlu bulunduğu, davalıya kesilen faturaların …, …, … numaralı olanların saha satış danışmanlık sözleşmesine, … numaralı faturanın dış ticaret danışmanlık sözleşmesine istinaden kesildiği, davalı tarafından .. numaralı faturaya itiraz edildiği, bunun da dayanaksız olduğu, hizmetin gerçekleştirildiği, bunun mail yazışmaları ile belirli olduğu, diğer faturalara ise itiraz bulunmadığı ve … 3. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesinde söz konusu faturaların kabul edildiği ve ödeneceğinin bildirildiği, buna rağmen icra takibine itiraz edildiği, davacının sözleşmenin feshine rağmen iyiniyetli olarak hizmet sunmaya devam ettiği, bunun mail yazışmaları ile anlaşılabileceği, faturalara 8 gün içinde itiraz edilmemiş bulunması sebebiyle bunların alacağın varlığını gösterir deliller haline geldiği, faize itirazın da geçersiz olduğu, faaliyetin ticari işe sebep olduğu ve bu sebeple ticari faiz istenmesinin mümkün olduğu, taraflar arasında sözleşmede faizin kararlaştırıldığı, alacağın likit olduğu, icra inkar tazminatı talep edildiği, borçlunun kaçma durumunda olması sebebiyle ihtiyati haciz talep edildiği beyan edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, takibe yapılan itiraza vekalet sunulmuş olması sebebiyle vekile tebligat yapılması gerektiği, asile tebligat çıkartılmasının usule aykırı olduğu, usulsüz tebligat sebebi ile savunma haklarının sınırlandığı, takibin ve davanın yetkisiz İstanbul mahkemelerinde ve icra dairelerinde gerçekleştirildiği, buna itirazlarının sürdüğü, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, arabulucuya başvuru şartının yerine getirilmesi gerektiği, taraflar arasında iki ayrı sözleşme bulunduğu ve faturaların bu sözleşmelere istinaden kesildiği, dış ticaret danışmanlık sözleşmesinin davacı adına davalı tarafından …’da distribütörlük sözleşmesi yapılması ve distribütör tarafından yapılacak satıştan davacıya pay verilmesi şeklinde kurulduğu, bu sözleşmeye istinaden davacının üçüncü bir kişi ile distribütörlük sözleşmesi yapmadığı ve ücrete hak kazanmadığı, ayrıca davacının kendisine düşen araştırma ve çalışmaları yerine getirmediği, davalının üstlendiği masraflar sebebiyle zarara uğradığı, sözleşme ile amaçlanan hususun yerine gelmediği ve davalının bu ilişkiden zarar ettiği, buna rağmen hakkında bir de davacı tarafından icra takibinde bulunmasını haksız olduğu, taraflar arasındaki ikinci sözleşmenin İstanbul ili kapsamında saha satış danışmanlığı sözleşmesi olduğu, davacının bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması sebebiyle bu sözleşme sebebi ile bir borcun bulunmadığı, davacının bu işle ilgili çalışanların başında bulunacak ve onları yönlendirecek bir koç belirlemesi gerektiği ancak bunu yapmadığı, yapılan faaliyetlerle ilgili davalıya bilgi verilmediği, davalının ciro arttırmak için ne gibi faaliyetlerde bulunduğunun bilinmediği, davalının bu sebeple zarara uğradığı, bu sözleşmeye istinaden davalının İstanbul’da 4 ayrı eleman istihdam ettiği, bu çalışanların yönlendirilmesinin davacı tarafından belirlenecek koç tarafından yapılması gerekirken bunun yapılmamasından dolayı zararın oluştuğu, bu süreçte İstanbul da meydana gelen zarar sebebiyle şirketin Merkezi olan …’da işçiler çıkartılmak zorunda kalındığı, davacı tarafından keşide edilen faturalarda belirtilen hizmetin alınmaması sebebiyle fatura içeriklerine itiraz edildiği, ayrıca aylık % 5 faize itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki ihtilafın; Tarafların aralarında danışmanlık sözleşmesine göre verilen hizmet sonucu herhangi bir alacak hakkı doğup doğmadığı doğdu ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, sözleşme, fatura, tanık beyanları, … 18.İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası , bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…18.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelenmesinde, davacı tarafından davalı 69.360,40.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.HMK 10 ve TBK 89/1 maddeleri uyarınca icra takibine konu fatura alacağı olduğu için alacaklı yer ikametgahının da yetkili olduğu, sözleşmenin ifa edileceği yerinde davacı … adresi …/ İstanbul olması nedeniyle yetki itirazının reddine, zamanaşımına ilişkin def’inin de fatura düzenleme tarihleri Mayıs-Ağustos-Eylül-Ekim 2018 yılı dönemlerine ait olup 15.11.2018 icra takip tarihi ile dava tarihi gözetildiğinde genel zamanaşımı süresinin dolmadığı alacak taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldığından zamanaşımı def’isinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanığı … beyanında; ”Ben … Bölge pazarlama sorumlusu olarak 2018 yılında çalıştım, çalıştığım süre boyunca … finansal danışmanlık şirketinin çatısı altında çalışmaları yürüttük, cerrahi aletlerin kamu özel ve üniversite hastanelerine satılması ihalelere girilmesi konularında çalışmalar yürüttük, İstanbul bölgesi dışında … ve …’da hatta …’e kadar gitmişliğimiz vardır, … şirketi … Şirketine cerrahi aletlerin tanıtımı hususu olsun ilgili kamu özel hastanelerinde iletişime geçilebilecek hangi personelin olduğu hususunda bilgi ve belgeleri paylaşıyordu, en son … Devlet Hastanesine 48.000,00 TL lik bir iş alınmıştı biz rapolarımızı … şirketine sunuyorduk, raporlarımız hangi kurumun hangi aletlere ihtiyacı olduğu, indirimlerin hangi hususlar yapılacağı, ihtiyaçların belirlenmesi bu süreçler 6 veya 1 sene periyotlarda sürebiliyordu, satış sonrasında da cerrahi aletlerin hatalı olup olmadığuı kullanıma elverişli olup olmadığı hatta bir makasın patoloji bölümdeki çalışan doktorların çalışmasına elverişli olması için uygun ekipmanı sağlamak için makasta 10’na yakın değişiklik yapıldı bu tarz gelişmeleri … şirketine aktarıp oda … şirketi ile paylaşıyordu,bildiğim kadarıyla yurtdışında … ülkesindede cerrahi aletlerin satımı için … şirketinin rol aldığını ama işin içinde olmadığımdan diğer süreçleri bilmiyorum. .. şirketi saha çalışmalarına personel desteği veriyordu, ayrıca Mamonfi şirketi yönetici ve personelinde ihalelerde … şirketine eşlik ediyordu, hatta bir keresinde şirketin yönetici olan Bikem hanımla …’na gideceğimiz sırada aracın kapası kapanırken başından yaralanmıştı hastaneye götürmüştürk o ihalede o zaman alınmıştı.” diyerek beyanda bulunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin…Talimat sayılı dosyasından dinlenen tanık … BEYANINDA : ” 2014-2017 yılları arasında davalı firmada yönetici asistan olarak çalıştım, ben işten ayrıldıktan sonra davalı firma sahibi Salih bey bana ve …’a işten anladığımız için davacı şirket ile yapılacak anlaşmalarda yardımcı olmamızı istedi, sözleşmeye konu iş hem yurt içinde hem yurt dışında danışmanlık hizmeti sunulacaktı, önce yurt dışında… da satışların yapılması ve arttırılması için bir şirket bulunacağını, bayilik sözleşmesinin yapılacağını, bunun karşılığında Mamonfi ye yani davacı şirkete belli bir bedel ödeneceğini … bey söyledi, bizden de işlerin takibini yapmamızı istedi, kendimde firma yetkilileriyle birlikte …’a yaklaşık 4-5 kez gittim, davacı taraf bize … disbiritörlük anlaşması yapabileceğimiz bir firma bulacaktı, bizde bu firmayla anlaşma yaparak cererahi alet satım işi yapacaktık, ancak davacı taraf bize belirtildiği şekilde satış yapabileceğimiz bir firma bulamadığı için davacı taraftan danışmanlık hizmeti alamadık, davacı taraf bizim daha evvelde çalıştığımız Arash adlı firma ile görüştürmeye çalıştı, ancak biz bu firmayla önceden de çalıştığımız için farklı bir firmayla çalışmak istedik, davacı taraf Azerbaycan’da bize çalışabileceğimiz bir firmaya yönelik olarak bir danışmanlık hizmeti sunmadı, davacı taraf bize yurt dışında herhangi bir danışmanlık hizmeti sunmadı, yurt içinde de İstanbul bölgemize kendi yönetiminde olan ancak geri kalan özlük hakları tarafımızca karşılanan 4 personel ve 1 tanede koç olmak üzere 5 personel tedarik ettiler, bu tedarik edilen personelden yeterli verim alamadık, her ne kadar koç görevlendirmesi yapılmış ise de bu personelin başında koç olmadığı için personelden yeterli verimi alamadık, davalı taraf taahhüt edildiği şekilde davacı taraftan hizmet alamadığı için sözleşmeyi feshetti, davalı firma hizmet alamadığım faturanın bedelini ödemem diyerek herhangi bir ödeme yapmamıştır, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” diyerek beyanda bulunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyasından dinlenen tanık Tanık … beyanında; ” 2015-2017 yılları arasında davalı şirketin çalışanıydım, ön muhasebe işiyle uğraşırdım, ayrıldıktan yaklaşık 4-5 ay sonra Mamonfi firması ile tanışılmış, davalı şirket sahibi … bey benim tanıdığımdır. İşten ayrılsam da onlara aracı olmamı istedi, davacı firma ile iki tane sözleşme imzalanmış, bir tanesi yurtdışına ait sözleşmedir, bu sözleşmede distribitörlük anlaşması olmadığı halde fatura kesilmiş, davacı firmaya distribitörlük faturası kesilebilmesi için davalı şirkete yeni bir şirket bağlaması gerekiyordu, herhangi bir distribitörlük anlaşması olmadığını biliyorum, yurt içinde olan sözleşmede ise İstanbulda bir ekip oluşturulacaktı, başlarında bir koç bulundurulacaktı, bu ekip pazarlama, satış ve tanıtım işi yapacaktı, başlarında koç bulundurulmadı, çalışan arkadaşlardan koç olmadığına ilişkin sözlü beyanlar aldık, davalı firma buralardan zarara uğradı, yaklaşık 40-50 çalışanı varken Aralık sonu itibari ile fabrikasını terkedip bütün çalışanlarının çıkışı verilip küçülmeye gitti, … pazarlama ekibinde 4 kişi ve 1 koç çalışıyordu, davacı şirket aylık 10.000,00-15.000,00 TL arasında danışmanlık ücreti alacaktı, davalı şirket 4 çalışan ve 1 koç için aylık 50.000,00-75.000,00 TL arası maaş, araç kirası, yeme içme gibi ödemeler yapacaktı, pazarlamacılar gerekli işlerini yaptılar ancak davalı şirket yeterli verimi alamadı, kendi giderlerini dahi karşılayamadılar, davalı tarafından 3-4 ay süre ile karşı tarafa danışmanlık hizmet bedelini ödedi, daha sonra ise hem işleri kötüye gittiği için hemde gerekli danışmanlık hizmetini alamadığı için hizmet bedelini ödemedi diye biliyorum. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” diyerek beyanda bulunmuştur.
… 13. Asliye Ticaret Mahkemesinden dinlenen …Talimat sayılı dosyasından dinlenen davacı tanığı TANIK … beyanında ” Mamonfi limited şirketi ortaklarından birisi kızımdır. Lesürin limited şirketinide hem kızımın şirketi vasıtasıyla hem de aynı alanda …’daki tanıdığım bir şirket vasıtasıyla tanıyorum, Taraflar arasında imzalanan danışmanlık sözleşmesine ilişkin bilgim vardır. Danışmanlık sözleşmesinden imzalanmadan önce içeriği hakkında bilgi sahibi oldum. Aradaki tanışıklık nedeniyle sözleşme hakkında bilgi sahibiyim , sözleşme imzalandıktan sonra da konu hakkında bilgi sahibi oldum, sözleşme … firmasının …’daki saha ekibininin yönetilmesi, satış performansının artırılması ve onların … edilmesine ve … firmasının … tıbbi medikal malzeme ihracatının içermektedir. … firması sayılan bu hususlara ilişkin olarak … firmasına gerekli danışmanlık hizmetini vermekteydi. Ben taraflara yardımcı olmak amacı ile ve … da ofisim bulunması dolayısıyla o bölgeyi bildiğimden … ve … firmalarından yetkililerle birlikte … gittik. … en büyük tıbbi cihaz firması olarak kabul edilen … firması ile … ve … firması yetkililerini bir araya getirdi. … firmasının aracılığıyla gerçekleşen bu görüşmede … firması ve … firması malzeme alımı konusunda anlaşmışlardır. Hatta … firması en az bildiğim kadarıyla … firmasından 3-5 defa siparişte bulunmuştur. Bulunulan bu siparişlerin her birinin yaklaşık değeride 8.000-10.000 Dolar … firması buna ilişkin ödemeleri de peşin olarak yapmıştır. Ortak tanıdıklarım ve … firmasını tanıdğımdan sonraki süreçte … firmasının … firmasına ödeme yapmasına rağmen … firmasının malları göndermediğinden taraflar arasında itilaf çıktığınıda biliyorum.Yani…’da Mamonfi firmasının danışmanlığında … firmasının anlaşma sağladığı,bir firma bulunmaktadır. Ben her İstanbul’a gittiğimde … firmasında … tarafından gönderilmiş numune cihaz ve cerrahi aletlerin … tarafından oradaki personele dağıtıldğını, ve personellerinde doktorlara giderek ürünü anlattıklarına ve … firması ile … firmasının birlikte strateji geliştirmeye çalıştıklarına bizzat şahit oldum. Tanıklık ücreti talep etmiyorum” diyerek beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı tarafından 4 ayrı faturaya dayalı alacak talebinde bulunulduğu, faturaların iki ayrı sözleşmeye istinaden düzenlendiği, saha satış sözleşmesine istinaden 7 ayrı fatura düzenlendiği ve fatura asıl alacak miktarlarının Kdv hariç 9.322,00 TL olarak belirlendiği ve ilk 4 fatura açısından ihtilafın bulunmadığı Ağustos- Eylül 2018 dönemlerine ait faturaların tarafların birbirlerine karşı gönderdikleri ihtarnamelerde yer aldığı ve davalı tarafından çekilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede söz konusu iki faturanın ödeneceğinin belirtildiğinin tespit edildiğini, son yedinci … tarih ve … nolu kdv dahil 11.000,00 TL miktarlı faturanında sözleşmenin fesih tarihi olarak davalının 01.11.2018 tarihindeki ihtarname dikkate alındığında sözleşme ilişkisinin devam ettiği dönemde ortaya çıkan alacak için kesildiği sonucuna varıldığını, 04.04.2018 tarihli Dış Ticaret Sözleşmesine istinaden üç faturanın kesildiği, 14.05.2018 tarih ve 053617 nolu 26.339,54 TL miktarlı Distribütörlük Aracılık Hizmet Bedeli ve Satış Komisyonu Bedeli açıklamalı faturadan kaynaklı son fatura yönüyle ihtilafın bulunduğunu, sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca danışman aracılığıyla distribütörlük sözleşme imzalanırsa kdv hariç 5.000 USD ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı,faturada belirtilen satış komisyonun da distribütör tarafından yapılan satışlar üzerinden hesaplanan alacak kalemi olduğunu ancak dosya kapsamında böyle bir sözleşmenin imzalandığına dair delil bulunulamadığını, buna karşın davalı tarafından çekilen 01.11.2018 tarihli ihtarnamede söz konusu faturanın ödeneceğinin ifade edildiğini, ihtimalli bir hesaplama yapıldığını, bu hesaplama ışığında yukarıda belirtildiği gibi, fatura gereği ortaya çıkan hizmetin sağlanmamış olmasına rağmen davalının cevabi ihtarnamesinde bunun ödeneceğini kabul etmesi, buna karşın davaya karşı beyanlarında bunu reddetmesi karşısında, söz konusu beyanın fatura karşılığını ödeme yükümlülüğü ortaya çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin değerlendirme sayın mahkemeniz tarafından yapılmak üzere,… tarih ve … numaralı faturanın karşılığı hizmet yerine getirilmemiş olmakla birlikte cevabi ihtarname ile ödeneceği kabul edilmesi sebebiyle alacağın oluştuğu neticesine varılırsa; saha satış sözleşmesinde kesilen faturaya ilişkin ödemenin 7 gün içerisinde yapılması gerektiği ve süresinde ödenmemesi halinde aylık %4 faiz; dış ticaret sözleşmesinde de aynı durumda aylık %5 faiz talep edilebileceğinin belirtildiğini, faturaların davalı uhdesine geçtiği ve işlendiğine dair dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmadığından davacı tarafından söz konusu faturaların davalıya bildirildiği 24.10.2018 tarihli ihtarname ile temerrüt olgusunun ortaya çıktığını ve tebliğ meşruhatı dosya kapsamında mevcut bulunmadığından davalının cevabi ihtarname tarihi 06.11.2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edildiğini ve bu doğrultuda 31.08.2018 ve 28.09.2018 tarihli 11.000,00 TL lik faturalar bakımından aylık %4 temerrüt faiz oranı üzerinden; 31.10.2018 tarihli fatura bakımından temerrüt şartlarının oluşmadığını ancak takip tarihinden sonra temerrüt faizinin talep edilebileceğini ve 14.05.2018 tarih ve 053617 nolu 26.339,54 TL lik fatura bakımından aylık %5 temerrüt faizi oranından hesaplama yapıldığını ve bu hesaplamalar ışığında; 59.339,54 TL Ana para , 659,09 TL işlemiş faizi alacağı olmak üzere 59.998,53 TL alacağın, 33.000 TL lik kısmına aylık % 4 ve 26.339,54 TL lik kısmına aylık % 5 faiziyle olmak üzere icra takibinin devamına hükmedilebileceği,14.05.2018 tarih ve … numaralı faturanın karşılığı hizmet yerine getirilmemiş olmakla birlikte cevabi ihtarname ile ödeneceği kabul edilmesinin de bir borç ikrarı olarak kabul edilmemesi halinde;33.000,00 TL Ana para 264,00 TL işlemiş faizi alacağı olmak üzere 33.264,00 TL alacağın, aylık % 4 faiziyle olmak üzere icra takibinin devamına hükmedilebileceği, alacağın faturaya bağlı ve likit bir alacak oluşturması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilebileceği ve bu hususun sayın mahkemenin takdir hakkı kapsamında bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereği … Asliye Ticaret Mahkemesine Talimat yazılarak Dosyanın Davalı …’nin Ticari defterlerinin incelenmesi için s.m. mali müşavir bilirkişiye verilmesine, kararı verilmiş olmakla, samsun asliye ticaret mahkemesinin 2020/184 Talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda; Davalı şirketin 2018 Dönemine ait ticari Defter ve Muhasebe hesap kayıtlarının tarafıma ibraz edilmediğinden takibe konu olan fatura ve bedellerinin ticari defter kayıtlarının yapılıp yapılmadığı, hesaplara bakılamadığı, dosyada düzenlenen faturaların defter kayıt ve hesap muavin dükümünün yer almadığı, Fatura bedeline ait bakiyenin somut ödeme belgesi ( Banka dekontu, Kasa tahsil fişi, Tahsilat makbuzu, Çek, Bono vb. ) olmadığı görüldüğü sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda dosyasının mevcut bilirkişiye gönderilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; kök raporda açıklanan, değerlendirilen ve sonuç olarak öngörülmüş bulunan hususlarda bir değişiklik olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta; Davalı taraf ticari defterlerini haklı bir mazereti olmaksızın ibrazdan kaçınması nedeniyle davacı tarafından usulüne uygun kaydedilmiş ticari defter kayıtları HMK:222/3 maddesi uyarınca davalı aleyhine delil teşkil etmiş sayılmıştır. Taraflar arasında fatura düzenlendiği ve fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin davalı tarafça delil de ibraz etmediği anlaşılmıştır. Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile davacı tarafın sunduğu belgeler ve kayıtlarda davalı tarafından bakiye alacağa dair davalının borcun tamamının ödediğine dair başkaca ödeme belgesi, dekont-makbuz da sunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmeler, mail yazışmaları, karşılıklı çekilen ihtarnameler, ifadesi alınan tanık beyanları, fiyat teklif formları, uçak biletleri ve dosyadaki tüm delil ve beyanlar değerlendirilmiştir. Saha satış sözleşmesiyle Davacı tarafın üstlendiği temel hususların bir satış ekibi oluşturmak ve bu ekibi yönlendirmek olduğu, davacının belirli bir miktar gelir taahhüdünde bulunmadığı, dış ticaret sözleşmesi uyarınca da; davacıya Azerbaycan’da distribütör bulma yükümlülüğü yüklediği ve bu amaç doğrultusunda yapılacak görüşmeler sebebiyle davalı şirketin davacının çalışanlarına ücret ödemesi ve distribütör tarafından yapılan satışlardan belirli bir yüzde ödemesinin kararlaştırıldığı ve bu doğrultuda davacı şirket ve çalışanlarınca faaliyetlerde bulunulduğu ve hizmetin verildiği, davalı tarafın sözleşmeler uyarınca düzenlenen fatura borçlarını ödeyeceği yönünde ikrarlarda bulunulduğu dosya kapsamındaki somut deliller uyarınca tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında; davacı tanığının talimat mahkemesinde alınan ifadesindeki” (…) Ben taraflara yardımcı olmak amacı ile ve … da ofisim bulunması dolayısıyla o bölgeyi bildiğimden … ve … firmalarından yetkililerle birlikte … gittik. …’ın en büyük tıbbi cihaz firması olarak kabul edilen … firması ile … ve … firması yetkililerini bir araya getirdi. Mamonfi firmasının aracılığıyla gerçekleşen bu görüşmede … firması ve … firması malzeme alımı konusunda anlaşmışlardır. Hatta … firması en az bildiğim kadarıyla Lesürin firmasından 3-5 defa siparişte bulunmuştur. Bulunulan bu siparişlerin her birinin yaklaşık değeride 8.000-10.000 Dolar … firması buna ilişkin ödemeleri de peşin olarak yapmıştır. Ortak tanıdıklarım ve … firmasını tanıdğımdan sonraki süreçte … firmasının Lesürin firmasına ödeme yapmasına rağmen … firmasının malları göndermediğinden taraflar arasında itilaf çıktığınıda biliyorum.Yani … … firmasının danışmanlığında … firmasının anlaşma sağladığı,bir firma bulunmaktadır.”” ifadeleri gözetildiğinde dış ticaret anlaşması doğrultusunda …’daki dava dışı … firması ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin imzalanmasına davacı şirketin aracılık ettiği, davacı şirketin düzenlediği … tarih ve … nolu 26.339,54 TL miktarlı Distribütörlük Aracılık Hizmet Bedeli ve Satış Komisyonu Bedeli açıklamalı faturanın davalı tarafından çekilen 01.11.2018 tarihli ihtarnamede söz konusu faturanın ödeneceğinin ifade edildiği anlaşılmakla ve gene faturaların tebliğ edildiğine dair davacı tarafından sunulmuş dosya kapsamında somut delil bulunmadığından davalı tarafından davacı şirketin ihtarnamesine yönelik cevabi ihtarname tarihi olan 06.11.2018 tarihinin tebliğ tarihi kabul edilerek yapılan hesaplama yerinde bulunmuş ve bilirkişi heyet raporundaki ilk hesaplamalar dikkate alınmış ve davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle … 18. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 59.339,54 TL ana para, 659,09 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere 59.998,53 TL alacak üzerinden (33.000 TL lik kısmına aylık %4 ve 26.339,54-TL kısmına aylık %5 takip tarihinden itibaren faiz yürütülerek) takibin devamına, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
… 18. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 59.339,54 TL ana para, 659,09 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere 59.998,53 TL alacak üzerinden (33.000 TL lik kısmına aylık %4 ve 26.339,54-TL kısmına aylık %5 takip tarihinden itibaren faiz yürütülerek) takibin DEVAMINA,
Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 8.599,81-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gereken 4.098,49 -TL harcın peşin alınan 837,71 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 3.260,78-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 837,71 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 273,35 TL ile 2 Adet bilirkişi ücreti 2.700,000 -TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.014,45 -TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 2.607,49 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 778,80 TL yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 105,13 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır