Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/320 E. 2019/322 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/320 Esas
KARAR NO : 2019/322 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı borçlu …’in enerji bedeline karşılık olan 13.03.2008 ve 15.05.2008 son ödeme tarihli faturanın bedellerini ödemediğini, bu sebeple İstanbul…İcra Müdürlüğünün … E. Satılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını borçlunun icra takibine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, İstanbul…İcra Müdürlüğünüm … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı/borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak %16,80 yılık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı işbu gecikme faizi tutarına işleyecek %18 Katma Değer Vergisi ile birlikte takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı dava karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 4.308,90TL enerji bedeli, 7.891,90 TL gecikme gün faizi, 1.420,54 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 13.621,34 alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş taraflarının her ikisinin de ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yine aynı Kanunun 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15.maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır“ düzenlemesi bulunmaktadır.
5362 nolu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3. maddesinde esnaf ve sanatkâr: ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif edilmektedir.
Davalı tarafın tacir mi, esnaf mı olduğuna dair esnaf ve sanatkarlar odası ile vergi dairesine yazılan müzekkereler neticesinde; …Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği 13/05/2019 tarih ve.. sayılı cevabi yazısında ilgilinin herhangi bir kaydının olmadığı ve gene…Vergi Daires…sayı ve 13/03/2019 tarihli cevabi yazısında mükellef kaydının bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak Davacı kurumdan celp edilen deliller arasında bulunan 16/04/2008 tarih ve …no lu Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağında davalının adres mahallinde “Hurdacı” olduğu ve ticarethane olarak nitelendirildiği tespit edilmiştir. 5362 sayılı Kanunun 3. maddesine göre davacının esnaf işletmesinde faaliyet gösterdiği, bu şekilde esnaf olan davacı ile davalı arasındaki işbu ihtilafta, ticari dava kabulü için iki tarafın da tacir olması koşulunun bulunmadığı, ayrıca davanın 6102 sayılı TTK. m. 4 ticari dava tanımına uygun mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, davacının esnaf işletmesinin elektrik teminine yönelik yapılan abonelik sözleşmesinden kaynaklı davanın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda Görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde Görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın Görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı asilin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
17/09/2019
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza