Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/313 E. 2019/469 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/313 Esas
KARAR NO : 2019/469 Karar

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/12/2016 Tarihinde Girne Mahallesi, Girne Caddesi no:..adresinde, müvekkili şirketin altyapı tesisleri davalı… ekipleri tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında hasara uğradığını, Hasar nedeniyle müvekkili şirketin 2.149,56. -TL maddi zararı meydana gelmiş olduğu, zararın … firmasınca hasarın giderildiği, 2.149,56. -TL maddi zararın müvekkili şirkete vekalet ücreti ve mahkeme masrafı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde;
“Davacı…, Girne Mahallesi Girne Sk. No:.. adresinde 20.12.2016 tarihinde altyapı tesislerine verilen hasarlarla ilgili olarak … aleyhine tazminat davası açmıştır. Süresi içerisinde cevaplarımızı sunmaktayız.
…; 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na, İstanbul genelinde doğalgaz dağıtım ve satış faaliyetini yürüten, EPDK ve Sayıştay denetimlerine tabi, hisselerinin tamamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan ticari bir şirkettir.
-USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ
Davacı taraf davasının süresinde açmamıştır. İş bu sebeple ZAMANAŞIMI İTİRAZINDA BULUNUYORUZ. Söz konusu alacağın konusu hasar yani haksız fiil sebebi ile tazminat talebi olması sebebi ile ve TBK madde 72 kapsamında “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl..” denmektedir. İş bu sebeple davacı yanın davası ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLUP ZAMANAŞIMI SEBEBİ İLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ saygı ile vekil olarak talep olunur.

-HUSUMET YÖNÜNDEN İTİRAZLARIMIZ

Kurum içerisinde yapılan yazışmalar neticesinde belirtilen tarihlerde yani 20.12.2016 tarihinde, belirtilen adreslerde, … tarafından ihale edilen alt yapı çalışmalarına ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığı açıkça tespit olunmuştur (EK:1 20.12.2016 tarihinde herhangi bir belirtilen adreslerde,… tarafından ihale edilen alt yapı çalışmalarına ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığına ilişkin iç yazışma örneği). 18.12.2016 tarihinde servis hattı imalat çalışması yapıldığı ancak bu çalışmada da herhangi bir altyapı tesisine hasar verildiğine dair herhangi bir tespit tutanağının olmadığı sabittir. İş bu sebeple müvekkil şirkete yöneltilen davaya gerek ZAMANAŞIMI, gerekse AKTİF DAVA HUSUMETİ açısından İTİRAZ EDİYORUZ.
…, doğalgazın dağıtım işini, Enerji Piyasası Denetleme Kurumundan (EPDK) aldığı Dağıtım Lisansı çerçevesinde yine bu kurumun çıkardığı Yönetmelikler, Tebliğler, aldığı Kararlar ve Doğalgaz Piyasası Kanununa göre yürütmektedir. Bu yasal düzenlemeler doğrultusunda …, ancak doğalgazın şehir içi dağıtımını ve satışını yapmakta olup bunun dışında başka hiçbir faaliyet gerçekleştirememektedir. Buna göre, müvekkil şirket…’ ın ASIL İŞİ, İstanbul ili genelinde doğalgazın sürekli ve güvenli bir şekilde dağıtımını gerçekleştirmektir.

EPDK tarafından yayınlanan Doğalgaz Piyasası Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesinde “Tesislerin yapım ve hizmet faaliyetlerinin, sertifika sahiplerine yaptırılması zorunludur.” Hükmü yer almaktadır. Yine Doğalgaz Piyasası Sertifika Yönetmeliği’nin 5.maddesinde “doğalgazla ilgili herhangi bir yapım ve hizmet faaliyeti, sertifika sahibi olmayan kişiler tarafından gerçekleştirilemez.” hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere yasal düzenlemeye göre doğalgazın alt yapısıyla ilgili her türlü yapım işleri EPDK’dan yapım ve hizmet sertifikası almış kişi kurum ve kuruluşlara yaptırılmak zorundadır….’ın Yapım ve Hizmet Sertifikası yoktur. Dolayısıyla alt yapı işlerini bu konuda EPDK tarafından uzmanlığı sertifikalarla onaylanmış ve yetki verilmiş firmalara ihale etmektedir. Kısaca … uzman kişilere işi ihale eden İHALE MAKAMI’dır.

…’ın ihale etmiş olduğu yapım işlerinden doğan sorumluluğu eser sözleşmesinden doğan sorumluluktur. Müteahhitin üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan dolayı ihale makamı olan…’ın asli veya müteselsil veya kusursuz sorumluluğunun bulunacağını iddia etmek ve ihale makamı …’a meydana gelen bu hasardan dolayı kusur yüklemek ve tazminat talebi yöneltmek hukuken mümkün bulunmamaktadır.

Nitekim, müteahhit firmaların vermiş olduğu hasarlara ilişkin olarak iş sahibine husumet yöneltilmeyeceğine dair bir çok emsal mahkeme kararları ve Yargıtay kararları bulunmaktadır. Bu konudaki bazı yerel mahkeme ve Yargıtay kararları aşağıda sunulmaktadır.
Konusu aynı olan Şişli … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve …K. sayılı dosyasından 24.05.2005 tarihinde verilen kararda “ Davalı … Ltd. Şti. ile…arasında yer alan eser sözleşmesine göre 3. şahıslara verilecek zararlardan müteahhit firma sorumlu olacaktır maddesi bulunduğundan davalı … hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” Denilerek … açısından davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Yine aynı konuda …’ın …İ’ye karşı Fatih … Sulh Hukuk Mahekemesi’nin… E. ve … K. sayılı dosyasından açmış olduğu davada mahkemece “davalı …’nin Yargıtay Hukuk ve Genel Kurul Kararlarına göre davalı taşeron şirketin emretme talimat vermeye murakabe etme yetkisi olmadığından şirketin sorumlu olması gerektiğinden, davalı…Gen. Müd. Yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile açılan davanın reddine…” karar verilmiş olup mezkur karar Yargıtay 3. HD.nin 2005/8607 E. ve 2005/9900 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Nitekim Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 25.12.2003 tarihli 2003/15798 E., 2003/15311 K., sayılı kararında “ … davalı … husumet itirazında bulunmuş ve yapılan istisna akdini sunmuştur .İstisna sözleşmesinde işverenle çalıştırılan kişi arasında tabiiyet ilişkisi ( emir ve hakimiyetinde bulunma hali) bulunmadığından, iş sahibi olan müteahhidin haksız eyleminden ileri gelen zararlardan iş sahibi BK’nun 55. maddesi uyarınca sorumlu tutulamaz.Dosyaya sunulan sözleşmenin 28. maddesi uyarınca da üçüncü kişilere verilen zararlardan müteahhit sorumludur.Şu durumda , davacının zararına neden olduğu iddia edilen işin davalı tarafından istisna akdi ile dava dışı yükleniciye verildiği anlaşıldığından , davanın HUSUMETTEN reddi gerekir.” demiştir.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 05.05.2004 tarih ve 2004/10-233 E, 2004/262 K. sayılı kararında “….Uyuşmazlık somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişkinin; asıl işveren – alt işveren mi, yoksa iş sahibi müteahhit ilişkisi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, yapılmış olan eser sözleşmesinde işin kalitesi ve işyeri disiplini amacı ile bir kısım hükümlerin yer alması, inşaat sahipliği dışında asıl işverenlik sıfatını doğuracak, işi alanın bağımsız işveren kimliğini ortadan kaldıracak bir etmen olmayıp, anılan sözleşmenin Borçlar Yasası’ nın 356 vd. maddeleri doğrultusunda müteahhide yüklenen doğal bir sonucu olarak, sözleşme hükümlerinin doğal bir sonucu olarak, sözleşme hükümlerinin proje ve teknik şartnameye uygunluğunun saptanabilmesi amacına yönelik olduklarının kabulü zorunludur.
Tesisin tamamının bir tek işverene ihale edilmesinin, bağımsız işveren niteliğinin oluşmasına engel olacağı düşüncesi ise, yaptırılmakta olan işin kapsam ve bir çok farklı alanda uzmanlığı ve istihdamı zorunlu kılan kompleks yapısı ve ihale edilen işin kendi niteliği içinde, tamamen bağımsız bir bütünsellik oluşturduğu dikkate alındığında kabul edilmesi mümkün görülmemektedir.
Belirtilen bu maddi ve yasal olgular karşısında, işin niteliği ve yürütümü bakımından dokuma işinden tamamen bağımsız nitelikteki, ihale ile verildiği anlaşılan ek inşaat işinde sigortalı çalıştırmaya dokuma işvereni davalı K.. A.Ş.’ nin 87.madde kapsamında asıl işveren olarak nitelendirerek, sorumluluğuna karar verilmesi mümkün değildir.” denilmektedir.
… tarafından ihale edilen inşaat işleri mevzuat gereğince müteaahit firmalar tarafından …sigortası kapsamında sigortalanmakta olup, işin yapımı sırasında üçüncü kişilere verilecek hasarlar da bu sigortalar kapsamında bulunmaktadır. Müteahhit ve sigorta şirketi davalı olarak gösterilmeyip husumetin sadece ihale makamı işi sahibi olan…’a yöneltilmesi davanın husumetten reddini gerektirmektedir.

Ayrıca…Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönergesinin 12. Maddesine göre; kazı çalışması sırasında verilecek zararlardan kazıyı yapan sorumlu olduğuna ilişkin açık düzenleme yer almakta olup, dava konusu hasarın verilmesine sebep olan kazı, müteahhit tarafından yapılmıştır.
Huzurdaki davanın konusu hasar talebi olduğu için ve haksız fiile dayandığından, haksız fiillerde ancak yasal faiz talep edilebilir. Haksız fiillerde ancak yasal faizin talep edilebileceğine dair Yargıtay Kararları mevcuttur.
Dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde hasar bedeli tespiti konusunda tek taraflı bir inceleme yapıldığı görülmektedir. Bu durumun ispat hukuku açısından sakıncalı olduğu ortadadır. Bu nedenle tek taraflı olan hasar bedelini kabul etmiyoruz.” şeklinde beyanda bulunup öncelikle zamanaşımı yönünden reddi ile, aktif dava husumeti yönünden reddi karar verilmesini, devamında ise davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep edip davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
Dava ve cevap dilekçeleri, sözleşmeler, hasar mahalli fotoğrafları, bilirkişi raporu ile tarafların rapora karşı beyan ve itirazları ve dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler okunup incelenmiştir.
Bilirkişi 08.08.2019 tarihli raporunda; İstanbul Küçükyalı Girne Mahallesi Girne Caddesi No:.. adresinde…tarafından yeni binaya doğalgaz hizmeti verilmek üzere alt yapı güzergah çalışmasında darbe sonucu …’a ait 35 metrelik PİMAŞ(PVC) borusunun içinden geçen komünikasyon hizmet hattı kablolarının tahrip olduğunu, parçalanmış 40 metre 100×0,4 mm2 lik bakır kablonun değiştirilmesi gerektiği, İgdaş’ın kazı çalışmalarını, ilgili diğer yer altı işleri ile uğraşan kurumlara bildirdiğine dair dosyada belge bulunmadığını, …’ın yeni binaya doğalgaz vermek üzere kazı yaptığı ve başka ekiplerin bulunmadığı, muhtelif fotoğraflarda yol üzerinde açıkça muhtelif asfalt yama izleri göründüğünü, kazılan caddenin belli yerlerinde işin bittiği ve çalışılan arazinin kapanmış olduğu halde toprak yığınlarının yol kenarlarındaki asfalt cürufun üzerinde yığıldığını,işin henüz bittiği ve yolun asfaltlandığını gösterir 20.12.2016 tarih ve 14:00 saatli fotoğraflarda kazı ikaz tabelalarının da bulunmadığını,…’un görevli personellerinden …ve … adlı yetkililerinin “hasar bildirim formu” düzenleyerek 20.12.2016 tarih ve 11:00 saatinde imza altına aldığını, …tesiste meydana gelen iletişim kopukluğu nedeniyle “Hasar Keşif Tutanak Formu” nu düzenlediği ve 16 maddelik vasıta,iş ve malzeme zaiyat dükümünün yapıldığı ancak işletme zararına esas olan devre ve kanal sayısının 27 olduğunun dosya kapsamında görülerek anlaşıldığı, 23.12.2016 onarım tarihi itibarıyla 2.149,56 TL hasar tazminatı miktarının istenebileceğini, onarım tarihinden duruşma tarihi olan 12.11.2019 tarihine kadar işlemiş avans faiz miktarının 996,22 TL olduğunu toplam 3.145,78 TL hasar tazminatından davalı tarafın sorumlu olduğu kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Davalı …’ın …Bölgesi Çelik,Polietilen ve Servis Hattı İnşaatı işi kapsamında …Ltd.Şti. Ve … Ltd. Şti. İş Ortaklığına ihale edilerek 18.12.2016 tarihinde doğalgaz altyapı çalışmalarına başlandığı işlerin devamı sırasında 20.12.2016 tarihinde İstanbul Küçükyalı Girne Mahallesi Girne Caddesi No:.. adresinde …’a ait 35 metrelik PİMAŞ(PVC) borusunun içinden geçen komünikasyon hizmet hattı kablolarının tahrip olduğunu hususu sabittir. Olayın meydana geldiği tarih ve dava tarihi 20.12.2018 tarahi gözetildiğinde TBK:72/1 maddesi uyarınca tazminat istemi zarar gören davacının zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davasını açtığından davalının zamanaşımına yönelik def’ilerine itibar edilmemiştir.
İşveren olarak davalı …kurumunun Anadolu (…)… Bölgesi Çelik,Polietilen ve Servis Hattı İnşaatı sözleşmesini yüklenici olarak … Ltd.Şti. Ve … Ltd. Şti. İş Ortaklığı ile 15.08.2016 tarihinde imzaladığı, sözleşmenin 33.5.2 maddesi kapsamında izin ve kazı ruhsatları konusunda idarelerden alınacak izinler konusunda ilgili resmi makamların muhatabının … olduğu, kazı ruhsat ve izin bedellerinin … a ait olduğu yine sözleşmenin 33.7 Emniyet Tedbirleri başlıklı maddenin son fıkrasında; Yapım İşleri Genel Şartnamesinde zikredilen üçüncü şahıslara karşı doğabilecek bütün maddi manevi zarar, ziyandan kaynaklanan bedelleri yüklenici ilgili şahıs veya kuruma ödemediği takdirde bu bedeller yüklenicinin tahakkuk edecek ilk hak edişinden kesileceği belirlenmiştir. Bu doğrultuda davalı … kazı ve ruhsat çalışmalarına ilişkin herhangi bir ruhsat izni aldığına dair dosyaya bilgi belge sunmadığı gibi sözleşme kapsamında yüklenicinin vermiş olduğu zararlar olsa dahi öncelikli olarak yürütülen çalışmalar dolayısıyla verilen zararlardan birinci derece sorumludur.
Haksız fiilden kaynaklı verilen zararlardan dolayı 3095 sayılı Yasa’nın 2/3 maddesi uyarınca tüzel kişi tacirler arasında avans faizi uygulanabileceğinden yasal faiz istenebileceği yönündeki davalı tarafın itirazları yerinde görülmemiştir.
Bilirkişinin haksız fiil tarihinden 12/11/2019 tarihli duruşma tarihine kadarki faiz hesaplaması esas alınmayarak haksız fiil tarihinden dava tarihi olan 20/12/2018 tarihine kadar işlemiş faiz hesabı yapılarak hükme esas alınmıştır. Davacının ıslah dilekçesindeki 996,22 TL ıslah edilen miktarın hasar tarihinden dava tarihine kadar işleyen 518,41 TL avans faiz alacağı talep edilebileceği uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
Davaya konu talep edilen 2.149,56 TL hasar miktarı ile 20/12/2016 Hasar tarihinden dava tarihine kadar işleyen 518,41 TL avans faiz alacağı ile beraber toplam 2.667,97 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 2.667,97 TL Vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 477,81 TL Vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
182,24-TL harcın peşin alınan 36,71 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 147,53.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 36,71-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan 9 adet posta-tebligat gideri toplamı 87,10-TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 600,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 728,20.-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 619,00. -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Her ne kadar 12/11/2019 Tarihli duruşma tutanağında ki kısa kararda hüküm istinaf yolu açık olarak verilmiş ise de dava değerinin istinaf sınırının altında kaldığından miktar yönünden kesin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2019
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır