Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/308 Esas
KARAR NO: 2019/215
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/12/2018
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, İstanbul’da 3 ofis ili ticari faaliyetibi devam ettirmekte iklen aynı zamanda … havaalanlarında araç kiralama ofisleri açmak üzer gerekli işlemleri yaptığını, müvekkilinin davalı ile toplam 24 aracın uzun süre kiralanması yönünden ekte sundukları 07.07.2018 tarihinde ekte sundukları sözleşmeyi imzaladıklarını, müvekkilinin davalıya ait 24 aracı 2 yıl boyunca sabit kira bedeli ile kiraladığını, bütün ofis ve iş bağlantılarını da bu sözleşme ile kiralamış olduğu araçlara göre yapmış ve kira bedellerine karşılık olarakta her ay toplam kira bedeline denk gelen 80.600,00 TL bedelli bono düzenleyerek davalıya teslim ettiğini, ağustos 2018 tarihinde meydana gelen dövizin aşırı artışı bahane edilerek davalı yanca hiçbir resmi girişime başlanılmadan bütün müşterilerine gönderilen watsap mesahı ile kira ücretine 10.08.2018 tarihinden itibaren %30 zam yapıldığı ve bu zammı kabul etmeyenlerin araçları teslim etmesi gerektiği bildirildiği, müvekkilinin gayri ciddi ve hukuka aykırı olan bu talep karşısında Ekim 2018 tarihinde bütün araçları teslim ettiğini, davalı tamamen hukuka aykırı olarak ve araçlardaki teknik özelliğe güvenerek ve bu özellik ile tehdit ederek 2 yıllık sözleşmeti 6 ayda sona erdirdiğini,müvekkilinin yaklaşık 20 ay önce teslim ettiği araçların karlarından mahrum kaldığını bu karların davalıdan tazmini gerektiğini, ayrıca daalı hukuka aykırı eylemi ile müvekkilinin ticari hayatını zorlaştırdığı gibi artık iade edilmesi gereken bonoları halan iade etmeyerek hatta iade edilmedi gereken bonoları protesto ettirerek bankalar ile ilişkisinin tamamen yok edip ticari hayatını bitirme tehlikesi altına soktuğunu bu nedenle 250.000,000 TL manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu açıklanan nedenlerlei 250.000,00 TYL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilinei araçların iade edilmesi sebebi ile uğranılan kar kayıpları için fazlya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline,iade edilen araçların yerine ikame araçların dagha yüksek bedelle kiralanması sebbei ile fazla ödenen/ödenecek kira bedelleri sebebi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibarem en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafça araçların müvekkile teslim edildiği, taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin olarak müvekkilinin herhangi nir fesih iradesinde buluınmadığını, tarafların tacir olduğunu gerek kanuni açıdan gerekse taraflar arasındaki sözleşme açısından ”whatsapp” mesajı ile fesih, bir irade açıklaması olarak bu metinler içerisinde yer almadığını,araçlar içerisinde yer alan sisteme dayanılarak herhangi bir tehdit durumuda vuku bulunmadığını,araçlar içerisinde yer alan kilit sisteminin müvekkili tarafından tehdit aracı olarak kullandığı iddiası tamamıyla asılsız olduğunu taraflarınca söz konusu araçların kilit sistemi hiçbir şekilde kullanılmadığını kullanılacağı yönünde herhangi bir beyanda bulunulmadığını davacı yanca teslim edilmiş araçlarda var olan hasarlar ve kesilmiş her türlü cezaya ilişkin olarak sözleşme kapsamında müvekkile teslime edilmiş teminat senedi işleme konu edilebildiğini, davacı tarafından müvekkile teslim edilmiş araçlarda ise hasarlar ve ceza kayıtları mevcut olup müvekkilinin ceza vce teminat bedelleri için alacağı oluştuğunu, müvekkilinin oluşan alacaj tutarından davacı yana protesto çekildiğini davacı yanın iddialarının aksine senet müvekkilinin elinde haksız olarak değil, sözleşme kapsamında hukuka uygun bir şekilde bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber davacı yanca talep edilen manevi tazminat bedeli fahiş miktarlı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
…Ticaret Odası Kayıtları, …Noterliğinin 16/05/2019 tarihli yazı cevaı,…Noterliğinin 17/05/2019 tarihli yazı cevabı, tüm dosya kapsamı
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava: arac kiralama sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile kar kaybı, ikame araç kiralama bedeli ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. HMK’ nun 1. maddesi “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmünü getirmiştir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen dikkate alınmalıdır.
Mahkemenin açılan davaya bakmakta görevli olması, HMK’nun 114/ 1) – c) maddesi gereğince dava şartlarındandır.Mahkeme dava şartlarının varlığını HMK’nun 115/1 maddesi gereğince, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK 4/1-a maddesinde “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta; davacı taraf, aracı kiralama sözleşmesi ile kiraya veren; davalı ise, davacıyla yaptığı araç kiralama sözleşmesine dayanarak aracı kullanan ve kiracı sıfatıyla zarardan sorumlu olan kişidir. Davacı, davalı ile aralarındaki kira sözleşmesine dayanarak, arac kiralama sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile kar kaybı, ikame araç kiralama bedeli ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, dava konu edilen araçlar, şöförsüz olarak sadece araçlar kira ilişkisine konu edilmiştir. O halde; yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında uyuşmazlığın çözümü, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiğinden, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle açılan davanın USULDEN REDDİNE, dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle açılan davanın USULDEN REDDİNE,
HMK 20.maddesi gereğince;dosyanın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine ,
Süresi içerisinde ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde HMK 331/2 maddesi gereğince talep edilmesi halinde dosya üzerinden bu durumun tespiti ile, HMK 20.maddesi gereği davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilerek davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Süresi içerisinde ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde HMK. 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize ya da mahkememize verilmek üzere bir başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri İSTİNAF yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza